-Unutmayı Öğrenemedim-

2K 206 512
                                    

Merhaba!
Bölüm şarkımız;
Halil Sezai - Sevda Tanrıçası
Keyifli okumalar :)

☘️

Web sitesi için hazırladığım tasarımın son hâlini kontrol ettikten sonra gönderip bilgisayarı kapattım. Masada duran kahve kupasına uzanıp ellerimin arasına aldım.

Bugün olanları her ne kadar hatırlamak istemesem de mümkün olmuyordu. Rex aklıma gelince canım yanıyordu da onu görmeden önce olanları hatırlamak bana bambaşka şeyler hissettiriyordu. İster istemez kendimi Oğuz'u hayal ederken buluyor sonra da öfkeyle başımı iki yana sallıyordum.

Saat neredeyse ona geliyordu. Oğuz hâlâ gelmemişti. Aramak istemiyordum ancak Rex'i bir an önce görmek istiyordum. Geçen her bir dakikada sabırsızlığım biraz daha artıyordu.

Telefonu elime alıp saati kontrol ettim. Oğuz'u arama konusunda kendimi ikna etmeye çalışırken zil çaldı.

Hızla oturduğum yerden kalkıp kapıya ulaştım. Otomata basıp asansörün, bulunduğum kata gelmesini bekledim. Saniyeler sonra kapı aralandığında Oğuz, elindeki tasmayla Rex'i yanıma yönlendirdi.

Yavaş hareket ediyordu. Sanki yürümek onun için çok zor bir eylem hâlini almış gibiydi. Sabahki enerjisinden eser yoktu. Uzaktan onu izlerken gözlerimin dolmasını engellemeye çalıştım.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk."

Kısa bir an için bakışlarımız kesişti. Oğuz, normalinin aksine takım elbiseyle değildi. Üzerinde beyaz bir tişört altındaysa gri bir eşofman vardı. Bir elinde Rex'in tasması vardı. Diğer eliyse cebindeydi. Onu baştan ayağa süzmemem gerektiğini biliyordum ancak kendime engel olamıyordum.

Zaten bedenim ne zaman beynime ayak uydurmuştu ki şimdi uyduracaktı?

Bakışlarımı belinden düşmek üzere gibi duran eşofmanından uzaklaştırdım. Bütün ilgimi Rex'e yöneltmeye çalışırken onda bir terslik olduğunu hissettim. Kapıya ulaştığında olduğu yere oturdu. İçeri girmeyi reddediyordu. İstemesem de Oğuz'a döndüm. 

"Bir şey mi oldu?"

Gözlerinde sıkıntılı bir ifade vardı. "Bu saatlerde çok fazla hareket etmeye alışık değil."

"Anlıyorum."

Onunla ilgili hiçbir şey bilmiyor olmak canımı sıkmıştı. "Hadi girin içeri."

Rex, sanki beni hayatında ilk kez görmüş gibi bakıyordu. Sorgulayan gözlerle tekrar Oğuz'a döndüm. Ancak bu defa açıklama yapmadan Rex'i içeri girmesi için yönlendirdi. İçeri girdiklerinde hâlâ bir yanıt bekliyordum.

"Oğuz, onun nesi var?"

"Yaşlandı. Sadece olan bu. Arada beni bile tanımıyormuş gibi bakıyor. Bugün seni gördüğünde tepki vermesi beni şaşırttı."

Kapıyı kapatıp salona geçmelerini işaret ettim. Rex, tedirgin bir ifadeyle etrafına bakıyordu. Sanırım beni tekrar hatırlayana kadar da bu tedirginliği devam edecekti.

Oğuz'un yanına oturup başını patilerinin üzerine koydu ve uzun bir süre hareket etmedi. Sürekli onun tepkilerini inceliyordum.

"Ona öyle bakmayı keser misin?"

Başımı diğer tarafa çevirip derin bir nefes aldım. "Özür dilerim. Kendime engel olamıyorum."

Bana kızgın ama aynı zamanda anlayış dolu bir ifadeyle bakıyordu. Rex'in tekrar beni hatırlaması biraz zaman aldı. O sırada Oğuz, bakımı için yapmam gerekenleri anlatıyordu.

Belki Bir Gün || Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin