66 • kayıp anılar

Start from the beginning
                                    

Nate ona baktığımı anlamış olmalı ki gözlerini bana çevirdiğinde arkamdan gelen sesle ona bakmayı kestim. "Briella?" Başımı arkaya çevirdiğimde Bayan Stane'i gördüm.

"Gidiyorsunuz tatlım."dedi bana gülümseyerek. Başka bir şey demeden bahçeden içeriye girdiğinde çantamı elime alıp oturduğum koltuktan ayağa kalktım. Nate'de ayağa kalktığında birlikte eve doğru yürüdük.

"Eviniz cidden güzelmiş."dedim konuşmayı devam ettirmeye çalışarak. Yavaş adımlarla çıkışa doğru yürürken ona bakıyordum. Söylediğime gülümsedi.

"Teşekkürler ama benim evim sayılmaz. Babam ve annemin evi."dediğinde ona hak verdim çünkü o ayrı bir evde yaşıyordu. Dış kapıya geldiğimizde vedalaştık. Babam ve Bay Stane ayak üstü son sohbet ederlerken, bende Nate'e iyi geceler diledim. Arabaya doğru yürürken babamda arkamdan geliyordu. Chris arabanın kapısını ifadesiz yüzüyle açtı. Gözlerimi yüzüne çevirdiğimde bana bakmadığını fark ettim.

Bindiğimde babamda yanıma bindi. Arabayı çalıştırıp sürmeye başlarken başımı cama yasladım. Derin bir nefes aldığımda babamın bana döndüğünü camın yansımasından gördüm.

"Neden üzgünsün duruyorsun tatlım? Canını sıkan bir şey mi var?"diye sordu. Kafamı kaldırıp ona döndüm. Acaba çok mu belli oluyordu?

"Hayır."dedim hissettiklerimin aksine. Üzgündüm, Chris ile kavga etmiş olmamın da etkisi vardı tabi ki ama canımı sıkan farklı bir his daha vardı. Özellikle Nate ile konuştuktan sonra.. Bana karşı hala duyguları olduğunu biliyor, görüyor, hissediyordum. Ona yakın davranarak kötü mü yapıyordum acaba?

"Nate ile mi ilgili?"diye sordu sanki içimi okumuş gibi. Kafamı iki yana salladım.

"Bir ilişkiniz mi var?"diye sordu babam yeniden. Gözlerim dikiz aynasına kaydığında bana ufak bir bakışını yakalamıştım.

"Kaç defa söyleyeceğim o sadece arkadaşım!"dedim birazcık sesimi yükselterek. Chris ile ilişkim olduğunu bilmediği için onun yanında çok rahat konuşuyordu ama ben daha fazla konuşmak istemiyorum. "Söylediğini hatırlamıyorum."dedi benim aksime sakin sesiyle.

"Hayır baba..sadece..özür dilerim. Kafam biraz..dağınık."dedim. Chris'in bana baktığını hissettim. Babam beni kendine çekip sarıldığında bende sıkıca ona sarıldım.













Eve geldiğimizde annemi salonda uyurken buldum. Babamın salona girmesini beklemeden annemin yanağına bir öpücük kondurup merdivenleri yavaş adımlarla çıktım. Odama girdiğimde elimdeki küçük çantamı makyaj masamın üzerine bırakıp aynadan kendime baktım. Birkaç saniye yüzümü incelediğimde yeni bir anı daha gözlerimin önüne serildi. Asansördeydim ve şiddetli bir şekilde ağlayarak aynaya vuruyordum. Bu kadar öfkelenmeme sebep olan neydi?

Gözlerimi kapatıp parmak uçlarımı anlıma bastırdım. Başımda ani bir sızı oluşurken düşmemek için masadan tutundum. Bir süre hareketsiz kaldığımda geçmişti. Derin bir nefes alıp gözlerimi açtım. Sandalyeye oturup makyajımı çıkarmaya başladığımda hala o anımı düşünüyordum. Neler oluyordu? Bu kötü anıların hepsini yaşamış koydum sahiden?

Göz makyajımı çıkardığımda bir pamuk daha alıp yüz makyajımı temizlemeye başladım. Çok fazla makyaj yapan biri değildim fakat bugün daha da güzel görünmek istemiştim. Tabi ki bunun Nate ile alakası yoktu! Sadece içimden gelmişti.

Giysi dolabımdan temiz iç çamaşırı çıkarıp bir de havlu aldım. Odamın kapısını kilitleyip banyoya girdiğimde elimdekileri klozet kapağının üzerine bırakıp, üzerimdeki kıyafetleri çıkardım. Duşa girdiğimde sıcak suyu açtım. Başımdan aşağıya sıcak su akarken gözlerimi kapatıp anlımı duvara yaslayıp düşünmeye başladım. Neden anılarımın tamamını bir türlü hatırlamıyorum? Hatırlamak için kendimi zorladığım için miydi? Benim için önemli olan geri gelecek anılar değildi aslında. Önemli olan sebeplerdi. Bütün bu kayıp anıların sebebi neydi peki?

Sıcak ve düşüncelerle dolu bir duş aldıktan sonra suyu kapattım. Havluyla kurulanıp siyah renk iç çamaşırlarımı giydim. Saçlarıma havluyu sarıp buhar olmuş aynayı silip kendime baktım. Yüzüm kızarmıştı. İki elimi lavabonun kenarlarına koyup uzun bir süre aynaya baktım. Banyomun kapısı açıldığında parfümünün kokusundan gelenin Chris olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Ondan artık utanmadığım için beni böyle görmesi sorun değildi. Aynadan ona baktığımda yanıma doğru adımlayıp kollarını çıplak belime sardı. "Özür dilerim."dedi hala ıslak olan omuzuma öpücük kondurup aynadan gözlerimin içine bakarak.

"Bende özür dilerim."dedim ona bağırdığımı hatırlayıp. Bana gülümsediğinde bende ona gülümsedim. Ona doğru döndüğümde dudaklarıma yaklaştı. Beni öpmeye başladığında ona karşılık verdim. Öpüşmemiz bittiğinde elinden tuttum. Banyodan çıktığımızda ıslak saçlarıma aldırmadan yatağa girdim. Üzerindeki hırkasını çıkarmadan yanıma yattığında gözlerimi ona çevirdim. O bana öylece gülümseyerek bakarken gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı.












Gözlerimi açtığımda bir süre etrafa boş boş baktım. Üzerimdeki yorganı atıp yataktan kalkarken çıplak ayaklarım zeminle buluştu.  Gözlerim sehpanın üzerindeki nota takıldığında kaşlarımı çatıp elime aldım. Notun üzerinde 'günaydın prensesim' yazıyordu. Chris yanımda olmasa yine beni mutlu etmeyi başarmıştı.

Saçlarımı geriye takıp yataktan kalktım. Üzerimde hala iç çamaşırlarım vardı. Dolabıma yöneldiğimde kapısını açtım. Üzerime spor kıyafetlerimi giydim. Uzun zamandır yürüyüş yapmayı aksatmıştım. Banyoya girip ellerimi ve yüzümü tıkadım. Dişlerimi de fırçaladıktan sonra tokayla saçlarımı topladım. Spor kıyafetlerimi giyip odadan çıktım. Merdivenleri yavaş adımlarla indim. Salona girdiğimde Adia'yi gördüm. "Günaydın."dedim.

"Günaydın."dedi gülümseyerek. Bende ona gülümsedim. "Annem ve babam uyanmadılar mı?"diye sordum.

"Bay Stark çıktı. Bayan Stark ise odasında."dedi. Babam erken gitmişti. Bu da demek oluyordu ki bugün Chris ile daha fazla zaman geçirebilecektim. "Tamam."dedim. Adia mutfağa yöneldiğinde aklıma gelen şeyle bende merdivenlere yöneldim. Hızla çıkıp annem ve babamın odasına yürüdüm. Kapıyı çalıp içeriye girdiğimde annemi uyurken buldum. Yanına yaklaşıp yanağına öpücük kondurdum. "Uyan bakalım kraliçe."dedim gülümseyerek.

"Uyandım prenses."dedi yorganı hafifçe kaldırıp eliyle yastığa vurarak. Yanına yatıp ona sarıldım. "Anne..sana söylemek istediğim bir şey var."dedi yüzümü ona dönerek. Mavi gözlerini bana çevirdi. "Dinliyorum tatlım."

"Ben..."dedim ama devamını getirememiştim. Chris ile bir ilişkim olduğunu söylemek istiyordum fakat bir şey beni durdurmuştu. Yaşadığım şeyi sakladım çünkü asıl yaşayacak olduklarımı..henüz yaşamamıştım.

THE COINCIDENCE / chris evansWhere stories live. Discover now