-Unutmayı Öğrenemedim-

En başından başla
                                    

Mamasını uzattı. "Bu aralar az su içiyor. Mamasına et suyu karıştırırsan iyi olur."

Başımla onayladım.

"Ayrıca egzersizlerine dikkat etmelisin. Onun yaşındaki bir köpek için bu gerçekten çok önemli."

Yine hiçbir şey söylemedim ve dinlemeye devam ettim. "Zihin egzersizleri için de birkaç oyuncağı var."

Bir süre daha neler yapmam gerektiğini anlattı. Oğuz anlattıkça onun hakkında ne kadar az şey bildiğimi fark ettim. Ben, Rex'i en son gördüğümde hiç böyle bir bakıma ihtiyacı yoktu. Gözlerindeki ürkek ve enerjiden yoksun bakış içimi acıtıyordu.

Oğuz konuşmaya devam ederken Rex birden yattığı yerden kalktı. Kuyruğunu sallarken yanıma ulaşıp koltuğa atladı. Sonunda! Beni tekrar hatırlamıştı.

Boynunu kaşıyıp başını okşadım. "Oğlum! Hoş geldin."

Dilini dışarı çıkarmıştı. Gözlerinde beni tanıdığını belli eden ifadeyi görünce hissettiğim mutluluğun tarifi yoktu.

Patisini bacağımın üstüne koyup boynuma uzandı. Islak dili gülümsememe neden oldu. Onu kendimden uzaklaştırmaya çalışmadım. İstediği kadar beni yalayıp koklamasına izin verdim.

Biz hasret giderirken Oğuz aklına gelenleri sıralamaya devam ediyordu. "Yemesi için sert bir şey verme olur mu? Dişlerinden bazıları döküldü. Eğer kemik ya da benzeri bir şey verirsen sorun yaşayabilir."

Bunu duymak yine yüzümün düşmesine neden olmuştu. Belli etmemeye çalıştım ancak pek de başarılı olduğum söylenemezdi. "Leyla, eğer ona bakmayı kaldıramayacaksan eve geri götüreyim."

Hızla başımı iki yana salladım. "Hayır, sadece üzülüyorum."

"Farkındayım ama bu şekilde kendisini kötü hissetmesine neden olursun. Onun için çok hassas bir dönem."

Haklıydı. O yüzden gülümsemeye çalıştım. Kalan zamanını benimle geçirmesini istediğimde Oğuz'un beni reddetmesinin tek nedeni canımı yakmak değildi. Şimdi bunu daha iyi anlıyordum. Rex'in alıştığı bir düzen vardı ve ben, onu yanımda isteyerek iyilik etmiyordum.

"Dikkatli olacağım. Söz veriyorum."

Beni başıyla onayladı. "Birkaç gün kalır diye düşünmüştüm ama bence bunu hafta sonuyla sınırlı tutsak daha iyi olacak."

Rex, kucağıma uzanıp derin bir uykuya dalmıştı bile. Onun hâlini görünce Oğuz'a hak verdim. "Doğru söylüyorsun. Öyle yapalım."

Sanki çocuğunun velayeti için en doğru kararı vermeye çalışan ebeveynler gibiydik. Bu hâlimiz neredeyse gülümsememe neden olacaktı. Rex'i görünce ona olan kızgınlığımı unutmuştum ancak şirkette olanlar aklıma gelince yine o geçilmez duvarları ördüm etrafıma.

Dişini nasıl ve ne sıklıkla fırçalamam gerektiğiyle ilgili de birkaç şey anlattıktan sonra oturduğu yerden kalktı. Rex dışında hiçbir şey için benimle konuşmaya çalışmadı.

Bugün olanlarla ilgili bir açıklama yapması gerektiğinin farkında değildi sanırım. Eğer ona hesap sormak için yanına giderken Rex'le karşılaşmamış olsaydım şu an daha farklı bir konuşma yapıyor olabilirdik.

Yaşananlardan bir anlam çıkarmamamı söylemişti. Hiçbir şey için olmasa da bunun için bile bana hesap vermesi gerekiyordu ancak onunla tartışacak enerjim yoktu.

O yüzden konuşmak için zorlamadım.

Oğuz'u geçirmek için Rex'i uyandırmadan kaldırıp koltuğun üzerine bıraktım. Tam kapıya ulaştığımız sırada parkenin üzerinde koşturan ayak seslerini duymamız uzun sürmedi.

Belki Bir Gün || Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin