/Hafta Sonu

27 1 0
                                    

/BATUHAN/

"Neden? Anne bana geçerli bir sebep söyle! Neden gidemem?"

Annesi ile kardeşinin gittikçe yükselen sesleri uyandırmıştı onu. Rüya görüyordu siyah beyaz bir rüyaydı. Bu aralar kendini şu tiyatro oyununa fazla kaptırmıştı. Belki onunla ilgiliydi rüya belki de bambaşka bir şeydi uyandığı anda ne gördüğünü unutmuştu. Cuma akşamları çok geç uyuduğundan cumartesi sabahları geç kalkardı. Uyandığında babası çoktan işe gitmiş olur annesi ile kardeşi ise kahvaltı masası hazırlıyor olurdu. Gözlerini ovuşturarak çıktı yatağından, çalışma masasında duran gözlüğünü taktı. Kardeşinin uzun zaman sonra ilk kez sesini duyuyordu.

Aileden aldıkları kültür gereği seslerini pek yükseltmez genelde aile büyüklerinin söylediklerine karşı dahi gelmezlerdi. Anne babası da bu tür bir aileden gelmişti ve şimdi çocuklarını da öyle yetiştiriyorlardı. Bizim zamanımızda şöyle olurdu demek yerine tamamen kendi zamanlarını eve getirmiş nostaljik bir yetiştirme tarzını benimsemişlerdi. Batuhan çoğu zaman kendini sansürleyerek de olsa fikirlerini söylerdi bu yüzden evde kardeşine nazaran daha asi görünüyordu. Kardeşi, genelde sessiz kalır hatta çoğu zaman odasından çıkmazdı. Bu yüzden Batuhan anne babasının aksine kardeşini tamamen tanımadığını düşünürdü. Mutfağa girdiğinde kızın arkadaşları ile buluşmak istediğini ama annesinin izin vermediğini öğrendi. Bütün tartışmanın sebebi buydu. Annesi, kızının arkadaş buluşmaları için daha küçük olduğunu o yaşta tek başlarına bir kafede oturamayacaklarını söylüyordu.

Anne, "Handan, eğer anneler olarak biz de orada olursak buluşmanıza izin veririm ama..."

Handan, "O zaman ne anlamı var? Beni küçük bir çocukmuşum gibi görmeyi ne zaman bırakacaksın? On dört yaşındayım ben! Hayır, dört yaşında da olsam ben tek başıma bir bireyim hiç mi özgürlüğüm yok benim ya! Şu karşı komşunun köpeği bile benden daha özgür!"

Anne, "Yavrum, el alemin itiyle niye karşılaştırıyorsun kendini?" dedi kadın gayet ciddiydi Batuhan'ın üstü kapalı gülüşü ile duraksadı, oğluna baktı sonra devam etti "Kaçıncı sınıftasın sen yavrucuğum söyle bakalım" dedi.

"Orta sondayım" dedi kız gururla

Kadın istediği cevabı almış gibi dimdik durdu, "Orta sonda olan çocuk sınavlarını düşünür arkadaşlarıyla gezip tozmayı değil! Bir de hindi gibi kabara kabara orta sondayım diyor. Sorumluluk sahibi bir birey böyle mi yapar?"

Handan, "Abim benim yaşımdayken hep arkadaşları ile dışarıdaydı bana gelince neden izin vermiyorsun? Evlat ayrımı yapıyorsun sen!"

Anne, "Dur bakalım, abinle sen bir değilsiniz. Sen kız çocuğusun o erkek... Hem ben izin versem bile baban izin vermez. Uzatma daha fazla tatlım, tek başına gidemezsin dedim tartışma burada bitmiştir! Hadi kahvaltı hazırlamama yardım et."

Batuhan bir bardak suyu küçük yudumlarla içerken izliyordu bu iki kuşak arasındaki çatışmayı. Kardeşinin çaresizlikten gözleri dolmuştu. "İstemiyorum kahvaltı filan! Yemeyeceğim hiçbir şey!" diye bağırarak odasına kapandı kız.

"İyi ki babam burada değildi" diye geçirdi içinden Batuhan. Sonra annesi ve kardeşi arasında belki günlerce soğuk rüzgarlar estirecek bu problemi çözmeye karar verdi.

Batuhan: "Anne, Handan'ın yanında biri olsa gönderir misin?"

Anne: "O birinin kim olduğuna bağlı. O yaştaki kızlar tek başlarına sahilde ne yapacaklar? İzin veremem öyle bir şeye. Bir de akşam gitmek istiyor. Akşam hayatta yollamam."

Batuhan: "Peki ya ben oraya götürüp işi bitene kadar bekleyip eve geri getirirsem o zaman izin verir misin?"

Kadın buzdolabının önünde eğilmiş vaziyetini bozdu, oğluna baktı "Gerçekten hep o bahsettiğin değerli zamanını yok yere harcayacak mısın?" diye sordu.

SAHNE [G×G] [B×B]Where stories live. Discover now