/Batuhan

43 1 0
                                    

Yatakta en ufak bir kırışıklık olmayacak şekilde çekti yatak örtüsünü. Örtü o kadar gergindi ki gerçek değil gibiydi. Film sahnesinde olsa yapmacık bulunur, hikâyede betimlemesi yapılsa abartılmış denirdi. İşte o kadar pürüzsüz toparlanmıştı yatak.

Odasındaki çöp kutusunu çöp poşetine boşalttı. Poşetin ağzını sımsıkı kapadı. Boş çalışma masası o kadar temizdi ki neredeyse parıldıyordu. Odanın açık penceresine yanaştı kirli olduğunu bildiği halde havayı içine çekti sonra pencereyi kapadı. Sabah saat beşten beri ayaktaydı. Yerdeki seccadeyi özenle katlayıp dolabın üst rafına yerleştirdi. Gece, okuduktan sonra yatağının altına koyduğu Sartre'ın kitabını kitaplığında yaptığı gizli bölmeye koydu.

Odanın kapısı açık olduğu halde kapıyı tıklatıp başını içeri uzatan annesine baktı "Hava serin bugün kalın giyin" deyince annesi, "Olur" diye cevap verdi.

"Abi! Çantamın fermuarını kapatamıyorum!" diyen kardeşinin çantasının fermuarını kapadı.

"Hadi Batuhan geç kalacağız gel kahvaltını yap!" diyen babasına "Geliyorum" dedi.

Allah'a verdiği tüm nimetlerden ötürü şükredip, besmele çektiler. Sonra da ailecek kahvaltılarını yapmaya başladılar.

"Sizin fizik hocasını kovmuşlar" dedi baba. Masadaki kuşburnu reçelini ekmeğine sürüyordu.

"Eşini aldatan hocayı mı?" diye sordu anne, eşinin çayını tazelerken.

"Evet. Batuhan'ın beden eğitimi hocası, Nurettin söyledi bana da" dedi Baba

"Biliyor muydun Batuhan?" diye sordu anne

Batuhan, omuz silkti "Bilmiyordum kovulduğunu ama iyi olmuş" dedi

"Ama birlikte eşini aldattığı kadın hala orada memur olarak çalışıyor" dedi baba, sonra ekledi "Ne iffetsiz kadınlar var bu dünyada. Allah'ım sen bu insanları doğru yola getir, öbür dünyada da günlerini göster yarabbi. Madem adamı kovuyorlar kadını da kovsalarmış."

Çocuk esmer tenindeki gözlerini koyulaştıran siyah çerçeveli gözlüklerinin arkasına sakladı bakışlarını, babasını izledi. Adamın bu haybeden yaptığı yargılamalar ve kendi kendine verdiği hükümlerden rahatsız oluyordu. Elbette yapılan yanlıştı ama gerçekleri bilmeden, yalnızca dedikodularla öğrenilmiş bir olayın üzerinden birini iffetsiz ilan etmek de insafsızlıktı. "Belki kadının suçu yoktur" dedi Batuhan

"Nasıl yok? Kuyruk sallamış ki bu ilişki olmuş yoksa olmazdı" dedi baba

Batuhan artık açıkça gözlerini babasına dikiyordu "Kadını tanımıyoruz, olayın iç yüzünü de bilmiyoruz. Böyle peşin hükme varılması..." sözünü tamamlayamadan araya girdi baba, "Ne oldu kadının avukatı mı kesildin?" diye sordu.

"Eğer sen olayın yargıcı kesilirsen baba birilerinin avukat olmasına şaşırma bence" dedi Batuhan

Ortamın gerginliğinden etkilenen anne başörtüsünün ucuyla oynuyor, konuyu değiştirmek için bin türlü şey düşünüyordu. "Handan bugün ilk deneme sınavına girecek!" diye heyecanla söyleyiverdi birden.

Kız başını tabağından kaldırıp annesine baktı "Anne deneme sınavı yarın" diye mırıldandı.

"Eğer abinin lisesine gitmek istiyorsan her zamankinden daha çok çalışman lazım Handan" dedi baba sonra bir süre liselerin kontenjanları, sınava çalışma teknikleri ve biraz da matematiğin önemi hakkında konuştu.

Herkes masadan kalktığında Batuhan annesine masayı toplamada yardım etmeye başladı. Oğlunun peynir tabağını dolaba yerleştirdiğini gören kadın yavaşça yanaştı çocuğa, "Batuhan, baban daha fazla kızmasın diye söylemedim ama sizin fizik hocası memur kızı onunla birlikte olsun diye tehdit etmiş. Kızı baya zorlamış hatta şiddet bile uygulamış diyorlar. Dün akşam sizin okul aile birliğindeki kadınlardan birine rastladım markette, o anlattı."

"Doğrudur o adam biraz deliydi zaten." dedi Batuhan sonra "Yazık kadına" diye mırıldandı.

"Neyse aramızda kalsın olur mu? Şimdi git hazırlan çıkarız birazdan" dedi kadın. Eşi arabayı çalıştırmadan önce anne, Ayetel kürsi okumak istedi. Allah'a bugünü başlarına hiçbir güçlük ve bela gelmeden geçirmeleri için dua etti.

Baba, eşini çalıştığı anasınıfına bıraktı, çocukları da okullarına bıraktıktan sonra müdürü olduğu huzurevine doğru yola çıktı.

Batuhan, okulun bahçesine girdiğinde kapıda duran bekçiye selam verdi, binaya girdiğinde koridorları temizleyen hizmetliye "Günaydın Selma teyze" dedi. Okuldaki herkesin sevdiği kızlardan biriyle konuşan edebiyat hocasının yanından hiçbir şey söylemeden geçip gitti.

SAHNE [G×G] [B×B]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin