Aylin'in Arkadaşı

17 1 0
                                    

Herkesin yargılayıcı bakışları geçmiş Esma disiplin kuruluna gitmiş hiçbir ceza almadan dönmüştü. Çoğu öğrenci hikâyenin tam olarak neyle ilgili olduğunu bile unutmuştu ama Aylin'in duygularında hiçbir değişiklik olmamıştı. Çünkü ilkokuldan beri arkadaşı olan kız grubundan aforoz edilmenin hüznünü ve bu da yetmiyormuş gibi Esma'nın her gün onu "Ezik, Melek Yüzlü Şeytan, İspikçi" gibi lakaplarla çağırmasını kaldırmaya çalışıyordu. Artık en önde tek başına oturuyor kimseyle doğru düzgün konuşmadan günü bitiriyordu. Bir gün okula gitmekten nefret edeceği hiç aklına gelmezdi. Neyse ki bugün perşembeydi, okul çıkışı tiyatro çalışmasına katılacak biraz olsun her şeyden uzaklaşacaktı.

Son dersin bitmesine iki dakika kala eşyalarını toparlayıp çantasına yerleştirdi. Derslerin bitiş zili çaldığında herkes sınıftan çıkarken Aylin sınıfın önünde duvara yaslanıp Can ile Batuhan'ı bekledi. Merdivenlerin kenarındaki sınıftan bir kız uyuşuk ve aylak tavırlarla çıkıyordu.

"Ekim!" diye bağırdı Aylin. Teknik olarak artık Ekim onun en yakın arkadaşıydı hatta belki de tek arkadaşıydı. Ekim yavaş adımlarla yanına geldi. Aylin, anksiyetesi yüksek, panik ataklardan mustarip tek arkadaşını yalnızca teneffüslerde görüyor, okul olmadığı zamanlarda ise hiç evden çıkmadığı için eğer kızın evine giderse görebiliyordu. Bu durumda Aylin her geçen gün yalnızlaşıyor sosyal yaşamında bir kuraklaşma hissediyordu. Eskisi gibi birlikte sahile inebileceği, şarkı söyleyip tiyatrolara gidebileceği birileri yoktu artık. Bu durumdan kurtulmak istiyordu, o yüzden sordu "Ekim, okul çıkışı gitmen gereken bir yer yoksa bizim tiyatro çalışmasına katılmak ister misin?"

Ekim bu ani teklife karşı hazırlıksız yakalanmıştı. Genelde bir günü diğerlerinden farklı olacaksa o güne kendini bir hafta önceden hazırlamaya başlardı. Kaba olmak istemezdi ama "Ne yapacağım orada?" deyi verdi.

Aylin, arkadaşından böyle bir cevap bekliyordu o yüzden şaşırmadı, gülümsedi "Bize eşlik edersin, çok bir şey yapmıyoruz kitabı okuyup sohbet ediyoruz bir saati geçmiyor çalışmamız" dedi.

Ekim, böyle bir çalışmaya katılmak için bir amacı yokken neden kendini zahmete sokması gerektiğini anlayamamıştı bir an önce eve dönmek istiyordu "Eve gideyim ben" diye mırıldandı.

Başka zaman olsa Aylin, Ekim'e kalması için ısrar etmez hatta en başında böyle bir teklif sunmazdı ama son günlerde kendini çok yalnız hissediyor ve neredeyse her gününü yalnız geçiren Ekim'i daha iyi anlamak istiyordu. Eğer birlikte daha çok vakit geçirirlerse ikisi de yalnız kalmak zorunda kalmazdı. "Ekim! Biz arkadaşız değil mi?" diye sordu

Ekim cevap vermeden önce duraksadı sonra tereddütle "Evet" dedi.

Aylin; "O zaman birbirimiz için ufak iyilikler yapmak o kadar zor olmamalı. Seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum. Bana kendi hayatından bir saat ayırmayı çok mu görüyorsun?"

Ekim, Aylin'i reddetmekle onu üzeceğini düşünmemişti çünkü bunu hep yapardı ve Aylin'in o kadar da umurunda olmazdı hatta çoğu zaman bir yerlere gitmeyi, bir şeyler yapmayı lafın gelişi sorduğunu düşünürdü. Ama şimdi tüm ciddiyeti ile bu tiyatro çalışmasına katılmasını istiyordu. Sol kolundan sağ kalçasına uzanan çantasının askısını iki eliyle sıktı, en yakın arkadaşı ilk kez ondan böyle içten bir şey istemişti, sevinçten gözleri doldu "Tamam, katılırım çalışmanıza..." dedi.

SAHNE [G×G] [B×B]Where stories live. Discover now