Erotik hikaye yazarları günahkâr mıdır?

54 1 0
                                    

"Aylin!"

Aylin, kendisine seslenen edebiyat hocasını sesinden tanıdı. Okul bahçesine daha yeni adımını atmıştı. Arkasını döndüğünde uzun boylu, zayıf, gözlüklü, gülümsediğinde elmacık kemikleri ortaya çıkan adamın ona doğru yürüdüğünü gördü. "Günaydın hocam! Bugün çok güzel bir gün değil mi?" dedi

"Günaydın. Evet, ama serin biraz. Güneş hiç ısıtmıyor..."

Aylin hocasının lafını kesti "Olsun güneşin varlığı yeter. Yere dökülen sarı yapraklarla çok güzel bir kontrast oluşturuyor."

"Son baharı seviyorsun yani" dedi adam.

Aylin; "Evet! En sevdiğim mevsim sonbahar. Çok romantik değil mi?"

"Tabi, son baharda aşk başkadır"

Aylin hocanın filme gönderme yaptığını anladı "Kasımda aşk başkadır o ama olsun son bahar da olur" dedi göndermeyi anlamanın verdiği heyecanla.

Aylin'in gülüşü ve samimi bakışları hocasının soğuktan çatlamış ellerini ısıtıyordu. Adam, şimdi kızla konuşmayı bırakmazsa onunla sonsuza dek konuşmayı isteyebilirdi. O yüzden ciddi bir ifade yerleştirdi yüzüne, "Hadi sınıfına git dersine geç kalacaksın" dedi. Sonra okul kapısından içeri girmek üzere olan öğrencisinin peşinden koştu "Aylin!"

"Efendim" dedi Aylin sakince hocasına döndü.

"Hikâyeni Esmaya gönderdin mi? Dün son gündü. Bugün tüm yazıları toparlayıp matbaaya yollayacağım"

"Dün yolladım hikâyeyi" dedi Aylin.

Hoca bunu duyduğuna sevindi, içi rahatladı "Tamamdır" dedi. İkinci kez vedalaşıp ayrıldılar.

Aylin okul binasından içeri girdiğinde birkaç öğrencinin ona baktığını hissetti. Bu bakışlar her zamanki gibi hayranlık ve merak içermiyordu daha çok endişe ve yargı içeren bakışlardı. Alt sınıflarla ara sıra konuşurdu çoğu ona hayranlıkla bakar liseyi daha iyi geçirmek için tavsiyeler alırlardı. Şimdi ne olduğunu anlayamıyordu.

Üçüncü kata çıktı, sınıfa girdiğinde herkes sınıf panosunun önünde dikilmiş bir şey okuyordu. En yakın arkadaşının yanına, her zamanki en öndeki sıraya oturdu. "Günaydın" dedi. Ama arkadaşından karşılık alamadı.

"Ece?" Aylin, kızın omzunu parmak ucuyla dürttü. Kız en sonunda yüzüne baktığında korkunç görünüyordu "Ne yaptım ben?" diye düşündü Aylin. Çok kötü bir şey yapmıştı ve kendi dışında herkes bunu biliyordu. Öyle bir şey yapmıştı ki en yakın arkadaşı yüzüne bakmak bile istemiyordu.

"Ne oldu Ece? Yanlış bir şey mi yaptım? Ne yaptıysam çok özür dilerim. Farkında olmadan yapmış olmalıyım" dedi. Kız , Aylin'i kolundan tuttuğu gibi sınıf panosuna götürdü. "Bunu sen mi yazdın?" diye sordu.

Aylin panoda asılı duran dört A4 kağıdına baktı. Ağzında biriken tükürük zar zor indi boğazından aşağı. Gözleri doldu. En son ne zaman ağlamıştı hatırlamıyordu. Özellikle birilerinin yanında ağlamaktan nefret ederdi. Şimdi bedeni ondan bağımsız çalışıyordu.

... sevgilim...

Her zaman her şey kontrolü altında olmak zorunda değildi, akışına da bırakabilirdi. Su akar yolunu bulur, sen içini ferah tut derdi annesi hep. Yine de en azından hangi suda akıp yolunu bulacağını bilmek isterdi. Nerede bitiyordu bu akarsu yatağı?

... seni istiyorum, bedenimin her yerine dokun. Nefesini kendi soluğumda almak, ısında erimek istiyorum...

Nefes almadığını fark ettiğinde tüm bedeni alev alevdi. Şimdi o panik atak hastası arkadaşını çok iyi anlıyordu. Dudaklarına dökülen tuzlu damlalar ona ağladığını fark ettirdi. Hemencecik sildi gözyaşlarını kimsenin görmediğini umarak. Evet, bu erotik romantik hikâyeyi o yazmıştı. Bu hikâyenin sınıftaki panoda ne işi vardı? Aklının içinde kendinden bir parça çığlık çığlığa bağırıyordu "Seni akılsız, sakar! Dün akşam yanlış dosyayı yolladın Esma'ya!" diye.

SAHNE [G×G] [B×B]Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα