77. SEBEP: Cennet'in genişliği tam belli değil

16 2 9
                                    

77. Cennetin genişliği ayetlerde farklı anlatılıyor. (Hadid: 21), (Ali İmran: 133)

Bir ayette "Rabbinizin bağışına,  genişliği göklerle yer arası kadar olan ve  Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete  koşun."(AL-İ İMRÂN/133) buyrulurken bir başka ayette ise "Rabbinizden bir bağışlanmaya ve  eni, gökle yerin genişliği  kadar olan, Allah’a ve  Resûlüne inananlar için hazırlanan cennete  yarışırcasına koşun. İşte  bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir.  Allah, büyük lütuf sahibidir."(HADİD/21) diye buyrulmaktadır.

Ayetlerin açıklamasına bakacak olur isek Hamdi Döndüren şöyle izah etmektedir;
“Al-i İmrân/133-136 arası âyetlerde, takvâ sahiplerinin nitelikleri ve ahiretteki ödülleri açıklanmaktadır. Bu nitelikler şöyle özetlenebilir:
a) Onlar, bollukta ve darlıkta mallarını Allah yolunda harcarlar.
b) Öfkelerine hakim olurlar.
c) İnsanları affederler.
d) Sürekli olarak iyilik yaparlar.
e) Bir günah işleyince, Allah’ı hatırlayıp hemen tevbe ederler.
f) Kötülükte ısrar etmezler. İmanla yapılacak, yukarıda belirtilen bu iyi amellerin, kişiyi cennete götüreceği açıkça ifade edilmiştir."

Bir diğer ayet-i kerime için "Genişliği yerle göğün eni kadar olan... cennete...” ifâdesine gelince, -ki Cenâb-ı Hakk, Âl-i İmrân Sûresi’nde de, “eni gökler ve yerin eni kadar olan cennete...”’(âı-i imrân, 133)buyurmuştur. Alimler bu hususta şu izahları yapmışlardır:
1)  “Yedi kat gök ve yedi kat yer şayet, dümdüz bir levha haline getirilseler ve yanyana birbirine eklenseler, cennet, onun eni kadar olurdu” demektir. Bu, Mukâtil’in görüşüdür.
2) Atâ’nın İbn Abbas’tan rivayet ettiğine göre, İbn Abbas, Cenâb-ı Hakk’ın, bu ifâdeleri ile, itaat eden herkes için böylesi vasıfta bir cennetin olacağını kastettiğini söylemiştir.
3) Süddî şöyle demiştir: Allah Teâlâ, cennetin “enini”, yedi kat yerin ve yedi kat göğün enine benzetmiştir. Halbuki, cennetin boyunun, eninden daha fazla olduğunda ise şüphe yoktur. Böylece Cenâb-ı Hakk, cennetin boyunun, bunun kat kat fazlası olduğuna dikkat çekmek için, “en”i zikretmiştir.
4) Bu, kullar için, onların düşünebilecekleri, kafa ve gönüllerine çıkabilecekleri şeye bir benzetmedir. Onların anlayışlarına göre, en büyük şey ise, göklerin ve yerin miktarıdır. Bu, Zeccâc’ın görüşüdür.
5) İbn Abbas (r.a)’ın tercih ettiği görüşe göre, cennetler dörttür. Çünkü Hak Teâlâ, “Rabbisinin makamından korkan için iki cennet vardır” (Rahman, 46) ve “Bunların altında da iki cennet vardır” (Rahman, 62) buyurmuştur. O halde burada kastedilen, o cennetlerden tek birini, eni bakımından, yedi kat gök ile yedi kat yere teşbihtir."(Fahreddin Er-Razi)

Ayrıca unutmayalım ki bizlere Cennet kardeş  payı gibi taksim edilecek  değildir. Niyetlerimiz ve amellerimizin ve elbette ki Rabb'imizin lütfu neticesinde artıp çoğaltmaktadır. Yani Cennetlik olan herkesin bir Cennet’i var lâkin herkesin de kendine ait bir büyüklükte payı vardır.

Unutulmaması gerekli başka bir şey de şu anda Dünya’da olup da sanki kendimize Cennet’in tapusu verilmiş gibi pişkin bir tavırla “Benim Cennet’im ne kadar büyük olacak?” sorusunun peşine düşmek olacaktır. Bu çok boşa bir amaçtır. KYK yurdunda da bazı serseri tipler kişi başına kendilerine kaç huri düşeceği ve Cennet fantezilerinden bahsediyorlardı. Yahu huri düşlüyorsun namazını kılmıyorsun! Yahu Cennet’in yüzölçümü derdine düşmüşsün Cennet’in Sahibi’ne (C.C) iman etmiyorsun!! Sen bu uyduruk bahanelerin ile ömrünü boşa harcıyorsun!!!

İnanmamak İçin Sunulan 99 SebepDonde viven las historias. Descúbrelo ahora