3. SEBEP: Kur'an Dünya'ya düz mü diyor?

150 6 34
                                    

3. Dünyayı düz olarak tasvir ediyor. (Hicr: 15), (Ra’d: 3), (Kaf: 7), (Gâşiye: 20), (Şems: 6), (Naziat: 30), (İnşikak: 3), (Bakara: 22), (Nede: 6-7), (Zariyat: 48)

Kafada şüphelere yer vermemek adına ayetlerin birkaçını inceleyip tetkik etmekte fayda görüyorum;
▪ "O,  yeri  yayıp döşeyen..."(RA’D/3) buyrulması aslında Dünya’nın düzlüğü değil de yer kabuğunun yeryüzüne serilmesi mânasındadır.
"Yeryüzünü de yaydık  ve  orada sabit dağlar yerleştirdik."(KÂF/7) ayeti de bir önceki açıklama gibi bir mânâya sahiptir.
"Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!"(ĞAŞİYE/20) ayeti de yeryüzünü saran yer kabuğunu tasvir etmektedir.
"Yere  ve  onu yayıp döşeyene andolsun."( ŞEMS/6) ayetini okuyup da döşemeyi sadece düz bir zemin algılayanlar bir bakıp araştırsın bakalım; düşeme sadece düz zeminlere mi yapılır?

Ayetlerde geçen "yayma" tabirini de açıklamak galiba ilkokul çocuğuna izah etmek gibi olacak fakat açıklayayım; ufak birkaç örnek vereceğim; birilerinin hiç “Dijitalleşme tüm Dünya’ya yayıldı,” derken hiç düz dünyadan mı bahsediliyor? İnsanlığın kavimler göçü ile Dünya’ya yayılması dediğinize göre kimlerin Dünya’yı düz olarak bahsettiği düşünülebilir? Burada dümdüz zemine yayılmak mı anlaşılıyor, yoksa genişlemek mi? Yahut da bir başka izah ile hem de ayete daha uygun olan; çıplak magma tabakasının yeryüzü ile örtülmesi olamaz mı? Son izah daha uygun kaçtığı aslında dümdüz Dünya’dan bahsedilmediği açıktır.

Aslında diğer bahsedilen ayetlerde de aynı ifadeler geçmekte olduğundan direkt sadede gelmek istiyorum...

Peki, Kur’an, Dünya’nın şekli için ne diyor?
Sizlerin anlayacağınız dilde meal ile konuşacak olur isek Kur’an-ı Kerim’de buyruluyor ki; "Gökleri ve  yeri  hak ve  hikmete  uygun olarak yaratmıştır. Geceyi  gündüzün üzerine (sarıp) örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine (sarıp) örtüyor.  Güneşi ve  ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri  belli bir zamana  kadar akıp gitmektedir.  İyi bilin ki  O,  mutlak güç sahibidir,  çok bağışlayandır."(ZÜMER/5)

Bu kısır mânâlı mealden tam bir şey çıkaramayınca şimdi de bir Arapça’sına bakıp anlamaya çalışalım: Bu ayette geçen "örtüyor" diye geçen fiilin Arapça’sı "yükevviru"dur. Bu kelime Türkçe’de geçen "küre" kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Bu fiil Arapça’da yaygın olarak "başa sarık sarmayı" ifade etmek için kullanılır. Baş gibi kürenimsi bir yapının etrafına sarığın sarılması için kullanılan bu fiil, "... gecenin gündüzün üzerine (sarıp) örtüyor..."u ifade etmek için kullanılmıştır. Buradan da anlaşılıyor ki daha hiçbir kimsenin ve topluluğun Dünya’nın kürenimsi (geoit) bir yapıda olduğunu hayal dâhi etmez iken ve daha iddianın Galileo Galilei’nun ortaya atıp 1600’lerin başlarında bilim adamı astronomlar tarafından alay konusu edilmiş iken Kur’an-ı Kerim bunu 1000 yıl önceden ve bunu ölçüp biçecek hiçbir araç gereç olmayan bir zaman ve toplumda, ümmi (okuma-yazma bilmeyen) bir peygambere (s.a.v) vahiy ile bildirmiştir.

Yani sizler bu iddianız ile Kur’an-i Kerim’i çağ gerisi göstermek yerine, hiçbir beşerin ulaşamayacağı derecede çağ ilerisinde olduğunu ispat etmemize vesile oldunuz.

İnanmamak İçin Sunulan 99 SebepWhere stories live. Discover now