İnanmamak İçin Sunulan 99 Sebep

21. SEBEP: Peygamber'e (s.a.v) kadınlar listesi mi?

21. Sadece Muhammed'e özel kadınlar listesi var. Müminlere 4 kadın, Muhammed'e sınır yok. (Ahzab: 50)

Peygamber efendimiz ilk evliliğini 25 yaşlarında iken, 2 evlilik geçirmiş ve 45 yaşında olan bir kadın ile yapmıştır. 23 yıl beraber hayat sürmüşlerdir. Peygamber Efendimiz(s.a.v), Hz. Hatice'nin(r.anha) vefatının ardından 4-5 yıl bekâr kalmıştır. Buna göre ikinci evliliği 50'li yaşlarında olacaktır. O yaştan sonra da yapılan evliliğin nefsanî duygular için olduğunu söylemek aklın kabul edebileceği bir şey değildir.
"Yüz bin defa hâşâ ve kellâ! O dâmen-i muallâya şöyle pest şübehatın eli yetişmez. Evet, on beş yaşından kırk yaşına kadar, hararet-i gariziyenin galeyanı hengâmında ve hevesat-ı nefsaniyenin iltihabı zamanında, dost ve düşmanın ittifakıyla kemal-i iffet ve tamam-ı ismet ile Haticetü'l-Kübra (r.anha) gibi ihtiyarca bir tek kadın ile iktifa ve kanaat eden bir zatın kırktan sonra, yani hararet-i gariziye tevakkufu hengâmında ve hevesat-ı nefsaniyenin sükûneti zamanında kesret-i izdivaç ve tezevvücatı, bizzarure ve bilbedahe nefsanî olmadığını ve başka ehemmiyetli hikmetlere müstenid olduğunu, zerre kadar insafı olana ispat eder bir hüccettir." (Risale-i Nur, Mektubat, 7. Mektup)
Peygamber Efendimiz(s.a.v) evliliklerini, bu sınırlama gelmeden evvel yapmıştır. Peygamber hanımları da Mü’minlerin anneleri kabul edildiği için başkalarıyla evlenemeyeceklerdir. Boşanma durumunda hanımların mağdur olmaması ve kadının hakları İslamiyet’te önemli bir yere sahip olduğundan mütevellit onları boşamamıştır.
Ayrıca bir bakıma Peygamber Efendimiz’in(s.a.v) çok evliliğinin gerekliliği mevcuttur:
•Bir kişiyi en iyi tanıyan, özelliklerini en çok bilen kişi eşidir. Peygamber efendimizin vefatı ardından bazı hükümlerde peygamber efendimizin yapıp-yapmadığı, hanımları ile bu konu hakkında konuşup-konuşmadığını bize nakleden peygamberimizin hanımları idi.
•Eşlerin arasındaki özel mesele ve hükümlerde yine peygamber hanımlarına danışılırdı.
•Hanımlara dini daha kolay tebliğ edebilmek, dini meseleleri konuşmak, öğrenmek ve öğretmek için hanım muallimlere ihtiyaç vardı.
•Kadınlara yol gösteren, onlara dini (gerek hâl ve hareketleri, gerekse söylediği sözleri ile) en iyi şekilde anlatan, örnek olan ve onlara öncülük eden vazifedar annelerimiz (peygamber hanımları) dinin yayılmasında olmazsa olmaz hâlindedirler.
•Ayrıca eşlerinin farklı kabilelerden, farklı kişiliklerde, farklı yaşlarda olması; farklı dönemlere, farklı görüşlere dinin uygun oluğunu gösterirken aynı zamanda dini daha çok kişiye, daha güzel bir şekilde tebliğ edilmesine katkı sağlamıştır.
•Peygamber efendimizin vefatının ardından da kendi bulundukları kabileye sünnetleri, dini hükümleri ve Kur’an-ı Kerim’i öğretmekle İslam’ın yayılmasındaki devamlılığı sağlamışlardır.
Sunulan önbilgilerden sonra iddianın esasına gelecek olur isek burada büyük bir çarpıtma ve algı oluşturma gayesi olduğu açıktır. Öncelikle ayet-i kerimeye yer vermekte lüzum vardır; “Ey  Peygamber! Biz sana  mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana  ganimet olarak  verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları;  seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve  teyzelerinin kızlarını sana  helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere  değil de, sana  has olmak üzere,  mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği  herhangi  bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere  eşleri  ve  sahip oldukları  cariyeleri  hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi  bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır,  çok merhamet edicidir.”(AHZÂB/50) Ve ayet-i celileyi gördükten sonra birkaç şey aydınlığa çıkıyor;
▪ Öncelikle ayette illâ bunlarla evlen gibi bir ibare yer almıyor.
▪ Bunların bahsettikleri özel liste şeyi olarak sadece mehirsiz olarak kendini Resulullah’a(s.a.v) bağışlayan peygamber hanımı annelerimizden bahsediyor.
▪ Önceden sayılan kimseler de sahabelere haram değildi ki Peygmberimiz’e(s.a.v) özel olsun.
▪ Burada ayeti iyi anlayıp, tefsirlerden bakmaya,  bize sunulan algı saptırıcı fikirlerden beri olarak tefekkür etmek lazım gelir.