İman Meselemiz (5)

12 2 0
                                    

Bize akıl verildiği gerçektir lâkin bu akılcı bir yöntemle kendi ölçüp biçtiğimiz ve dün denilenin bugün çeliştiği bilimi putlaştıracak bir din hâline getirmek değildir mesele. Bize verilen aklın hikmeti ve işi imtihanda olduğumuz bu cihanda doğruyu ve yanlışı ayırt ederek irademize karşı bir danışıcı ve nasihatkâr bir rol üstlenmesidir.

"Akıl bir âlettir. Eğer Cenab-ı Hakk’a satmayıp belki nefis hesabına çalıştırsan, öyle meş’um(uğursuz) ve müz’iç(rahatsız edici) ve muacciz(taciz eden) bir âlet olur ki; geçmiş zamanın âlâm-ı hazînanesini ve gelecek zamanın ehval-i muhavvifanesini senin bu bîçare başına yükletecek, yümünsüz ve muzır bir âlet derekesine iner."

Kalbi unutup da sade akla uymak, aslında kendine kâr gördüklerini yapmak demektir. "İşte bunun içindir ki: Fâsık adam, aklın iz’ac ve tacizinden kurtulmak için, galiben ya sarhoşluğa veya eğlenceye kaçar." (Sözler, 6. Söz, sayfa 27) Din dairesi olan İslâm ise kendinden taviz, emek, gayret, şefkat, bağlılık ve teslimiyet ister. Bu dediklerimi de bir doğruluk mihengine vuracak olanlar en azından mihenk taşını vicdanları olarak seçsinler. Bediüzzaman diyor ki; "Akıl gözünü kapasa da, vicdanın gözü daima açıktır."(Mesnevi-i Nuriye, sayfa 255)

"Görmeden inanmam," diyen bir kesim var, "Bana ALLAH’ın (C.C) varlığını bilimsel deneyler neticesinde kanıtlandığını belirtin," diyen aklını put yapan bir guruh var! Onlar bir şeye inanmamak için bahaneler üretirken aslında bilime, akılcılığa, görmeye ve duyu organları ile hissetmeye o kadar bağlılar ki inançları bu yönde kesifleşmiş.

Fakat bunların akılları öyle bir bulanmış ki düşünme kabiliyetini kaybetmiş, vicdanları öyle bir bozulmuş ki hakikat karşısında uyaramaz olmuş. Bunlar imanı inanmak yapmışlardı, şimdi ise  inandıkları şeylere iman eder oldular da adamlara arzu ettikleri mantıki delil ve savları sunduğun hâlde kabul etmez oldular.

ALLAH-u Teâlâ kitabı Kur’an-ı Kerim’de bu hâllerinden bahsetmektedir;
"Her türlü mucizeyi  görseler de onlara inanmazlar.  Hatta tartışmak üzere sana  geldiklerinde inkâr edenler,  “Bu (Kur’an)  evvelkilerin masallarından başka bir şey değil”  derler."(EN’ÂM/25)
▪ "(Onlar) her âyeti görseler de ona iman etmezler.  Doğru yolu görseler  onu yol edinmezler.  Ama sapıklık yolunu görseler onu (hemen) yol edinirler.  Bu, onların, âyetlerimizi yalanlamaları  ve  onlardan hep gafil olmaları  sebebiyledir."(A’RÂF/146)
▪ "Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar."(YÂSİN/10)

İnanmamak İçin Sunulan 99 SebepWhere stories live. Discover now