3.4

406 44 337
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın:)

_____________

Aklım ondaydı. Beynimi sürekli meşgul ediyordu. Dün gece söylediğim şeyleri düşününce çok saçmaydı. Neden böyle bir şey yapmıştım ki? Gidip onunla konuşmam gerekiyordu belki. Kendimi bir şekilde affettirebilirdim. 

Uyanmama rağmen pineklediğim yataktan kalkıp banyoya geçtim. Sürpriz yapacaktım ona. Odama geri döndüğümde kontrol edemediğim sırıtışımla kendime kıyafet seçtim. Daha sonra da şirkete geçerdim muhtemelen.

Saçımı düzleştirip makyajımı da yaptıktan sonra çıktım evden. Asıl soru Jiyong'un nerede olduğuydu. Evde miydi? 

Lisa'ya sormaya karar verdim. Telefon kısa bir süre sonra açılınca konuştum.

"Lili naber?"

"İyi Jen. Ne oldu?"

"Sana bir şey soracağım ama sürpriz gibi düşün bebeğim. Kimseye çaktırma. Ji evde mi?" dediğimde geçen bir kaç saniye cevaplamasını bekledim.

"Değil. Dün gece de gelmedi hatta."

"Nerede peki?"

"Gelmediği geceler evinde oluyor genelde." dediğinde kaşlarımı çattım. Kendi evi mi vardı? Ayriyetten.

"Evinin yerini biliyor musun Lili?"

"Biliyorum Jen. Atıyorum sana." 

"Tamamdır bekliyorum."

Telefonu kapatıp gelen konuma baktım. Kendine ait başka bir evi olduğunu bilmemem biraz garipti. Aslında değildi. O kadar çalkantılı bir iişkimiz vardı ki... Bir kaç saniye sonrasında ne olacağını kestiremiyorduk.

Arabayı çalıştırıp evden çıktığımda Lisa'nın attığı adrese sürmeye başladım. Bir yandan da yol  kenarında tatlı satan bir yer bakınıyordum. Onun magnolya sevdiğini -her ne kadar kendisi inkar etse de- fark etmiştim. 

Gözüme çarpan tatlıcıyla arabayı yakınlarda durdurup dükkana ilerledim. Vitrindeki tatlılara bakındığımda magnolyayı fark edince gülümsedim. Çok lezzetli duruyordu.

"Şundan iki tane alabilir miyim?" dediğimde yaşlı kadın kafasını sallayarak vitrine yöneldi.

"Bir de şundan bir paket almak istiyorum." Eklerleri görünce onlardan da bir paket istemiştim. Kadın magnolyaları paketledi. Eklerlerle beraber bir karton kutuya koyduğunda bana uzattı.

"Al bakalım."

"İyi günler." diyerek çıktım dükkandan. Burnuma dolan kahve kokusu ile gözlerimi kapatıp kokuyu iyice çektim kendime. Enfesti.

Adımlarım yan taraftaki dükkana doğru gitmeye başladı. Dükkana girip satışa hazır kahve seçeneklerine baktım. En sevdiğim filtre kahveden bir büyük boy alıp çıktım.

Artık yalnızca Lisa'nın attığı konuma gitmek vardı. O da tahminen bir kaç dakikamı alacaktı. Bir yandan kahvemi içtim bir yandan da Jiyong'un kalbini nasıl alabileceğimi düşündüm. Aklımda güzel fikirler vardı. Bugün onunla aramı düzeltmeden geri dönmeyecektim.

Ev büyük bir rezidanstaydı tahmin ettiğim gibi. Arabayı park edip danışmaya girdiğimde çalışan kadın beni soracakken beni tanımış olmalı ki surat ifadesi değişti.

"Selam.. Bir yakınıma sürpriz için geldim de. Kartım da yok. Nasıl yapacağız?" dedim sıkıntıyla.

"Yok önemli değil. Asansörleri sizin için açabilirim."

THE LEADER ⡇Jendragon ✅Where stories live. Discover now