1.3

460 51 135
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

__________________

Sabahladığım bir gecenin daha sonuna gelmiştik. Tüm gece ders çalışarak kafamı olanları düşünmeden alıkoymaya çalışmıştım. Çalışmıştım diyorum çünkü asla başaramamıştım. Tüm gece boyunca düşüncelerimle savaş içindeydim resmen.

G-Dragon etkisi.

Bugün okuluma gidip kayıt yaptırmam gerekiyordu. Kendimi ilkokul gibi hissediyordum. Üzerime dizleri yırtık bir pantolon giydim. İlk günden abartılı giyinmek istemiyordum. Dozu yavaş yavaş arttırırdım. Yoksa geri kalanın özgüveni falan kırılırdı.

Üzerine rengine aşık olduğum bir crop giydikten sonra Chanel küpelerimle en son alışverişimden aldığım altın rengi kemeri taktım

Ama kemeri normal bir şekilde değil açıkta kalan göbeğime dolamıştım. Makyajımı yaptıktan sonra saçlarımı at kuyruğu yaparak bozulmasın diye spreyledim.

Ayakkabı olarak kırmızı bir bilekte biten Jordan ve çanta olarakta üzerimdeki cropla aynı renk olan minik bir el çantası aldım.

Odamdan çıktığımda aşağıda kahvaltı hazırlandığını analdım. Kadınlar yine gelmişti. Salona girdiğimde Seungri'yi görmemle kendimi bozmamaya çalıştım. O ise bir bana bir de Seunghyun'la konuşan Jiyong'a bakıyordu. Tanrım...

"Hyung~" dedi en tatlı sesiyle Seunghyun'a.

"Hım?"

"Dün gece-" Tekrardan bana ve Jiyong'a baktığında dayanamayarak ayağa fırladım.

"Jennie nereye?" diye sordu birde. Seungri'ye dönüp sinirle konuştum.

"Okula." Herkes bana garip bir ifadeyle bakarken açıklama yapmamın gerektiğini düşündüm.

"Bir dönem kaldım. Onun için kayıda gidiyorum." dedim çantamdan her zamanki güneş gözlüğümü çıkardığımda.

"Benim de işim var çıkıyorum zaten. Seni de bırakmış olurum zaten." Jiyong ayaklandığında Seungri durmadan konuştu.

"Evet evet bence de sen Jennie'yi bırak okula." 

Seunghyun ve Taeyang anlamamış gibi birbirlerine bakarken Seungri kıkırdadı.

"Hadi gidelim yoksa burada kalırsam Seungri'yi boğazlayacağım." Jiyong elini belime koyarak beni de kendisiyle beraber ilerlettiğinde evden çıktık.

"Okulun nerede?"

"Seoul." dediğimde kafasını salladı. Okulum tam merkezdeydi. Birde tarafsız bölgedeydi tabii. Evi bu yüzden o civarda kiralamıştım.

Jiyong'un mükemmel arabasının kapısını açıp bindiğimde gözlüğümü taktım. Güneş vardı.

"Gitmeden yemek yiyelim mi? Kahvaltı yapalım."  Sorduğu soruya cevapsız kaldım. Şimdi ne yapacaksın Jennie? Hadi yeme hiç bir şey ve herkes anlasın.

"Benim pek bir şey yiyesim yok ama gidelim sen yersin bende kahve alırım kendime." Diyebildim en sonunda. 

"Nasıl bir şey yiyesin yok Jennie? Hiç bir şey yediğini görmedim geldiğinden beri." Tırnaklarımla oynamaya başladım. Ona söylesemiydim?

THE LEADER ⡇Jendragon ✅حيث تعيش القصص. اكتشف الآن