1.7

446 50 242
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın bebekler:')

_______________

"Hadi canım!" Duyduğum şeyle kulaklarıma inanamazken Lisa kafasını sallayarak beni onayladı.

"Kiko'da Jiyong oppayı aldattığı için ayrıldılar."

"Zamanında büyük aşktı..."

Kızların söyledikleriyle düşünmeye çalıştım. Jiyong'u aşıkken hayal edemiyordum. Olmuyordu. Beyin sınırlarımı aşıyordu.

"Bunu bildiğim iyi oldu artık Jiyong'a karşı kullanacağım bir kozum var." dediğimde hepsi aynı anda bana öldürücü bakışlar attığında gülerek ağzımı kapatıyorum işareti yaptım.

Kızlarla biraz mutfakta sohbet ettikten sonra daha sakindim. Salona geçip oturduğumda Kiko sanki her an üzerine atlayacakmışım gibi gerginleşmişti.

"Ah Mizuhara... Biliyor musun, iyiki geldin." dediğimde herkes bana 'ne diyor bu dengesiz' dercesine bakmaya başlamıştı.

"Uğraşacak kimsem kalmamıştı. Stres topu misali, gel Kiko git Kiko." 

"Bak Jennie damarıma basm-" Konuşacağı sırada elimi ona kaldırarak susmasını sağladım.

"Ne damarından bahsediyorsun kızım? Seni tek bir hareketimle ezerim ben. Ne çabuk unuttun ağzını yüzünü dağıttığım zamanları."

Ona karşıdan bakan koltuğa oturup tırnaklarımla ilgilenmeye başladım. Kimse konuşmuyordu. Ne Jiyong, ne Seungri, Seunghyun, Taeyang, Daesung, kızlar, Bobby ve Hanbin'ler, Mino...

"Bende sana aileni hatırlatayım istersen Jennie. Babanın skandallarını, psikolojisi bozuk anneni..." Dediği şeyle şaşkın gözler bana dönerken yüzüne anlamsızca baktım sadece.

Lisa dayanamayarak konuştu.

"Sen nasıl bir gerizekalısın! Jennie daha doğmadan olan şeyleri nasıl konuşabilirsin?"

Lisa'yı elimle durdurup susturdum onu. Daha fazla söz israfına gerek yoktu.

"Bu kadar aşağılıksın işte Kiko... Yazık acıyorum sana. Beni vurabileceğin bir geçmişim olmayınca bu kadar düşüyorsun. ben daha 3 yaşındayken ölen annem ve babamı konuşman beni küçük düşürmez yalnızca senin düşük seviyeni gösterir." Gözlerimin yandığını hissettim. Ama bu dışarıdan gözükecek bir şey değildi. İçten hissedilebilir bir şeydi.

"İyi geceler."

Merdivenlerden çıkıp odama girdikten sonra sarı loş ışığı yaktım. Bir kaç gün sonra annem ve babamın ölüm yıldönümüydü. Biraz garip hissetmiştim. Zaten hiç tanımamıştım onları. Yalnızca hissettirdikleri boşluk vardı. Kocaman bir boşluk.

Komodinimin üzerinde gördüğüm şeylerle yüzüme bir gülümseme yerleşti. 

En sevdiğim çikolatadan bir kutu karşımda duruyordu. Lisa bırakmıştı. Bir de üzerine kendi adını yazmıştı. Narsist.

Bir tane çikolatayı açıp koca bir ısırık aldığımda telefonumdan ayarladığım özel zil sesi yankılandı odamda. Lisa'dan gelmişti mesaj.

'Aşağı gel. Önemli.'

Şimdi niye çağırıyordu ki... Ne güzel kafa dinleyecektim.

Üşengeç adımlarla aşağı indiğimde geçip eski yerime oturdum.

"Jennie'de geldiğine göre baştan alabilirim." Jiyong konuşmaya başladığında onu dinlemeye koyuldum.

"Güneyliler buraya saldırıya geliyor. Kai ve ekibi yani." Madem baskına geliyorlar neden gizlice yürütmüyorlardı ki bu işi?

THE LEADER ⡇Jendragon ✅Where stories live. Discover now