33| war

228 29 22
                                    

"Majesteleri, lütfen fevri davranmayın! Dışarı da böyle bir muhatara varken sarayda kalmalısınız!"

Hızlı adımlarla sarayın geniş koridorlarında adımlayan kraliçenin arkasından koşan zavallı kadın, onu durdurmaya çalışıyor fakat başarısız olacağını biliyordu.

Avantia'ya çoktan gece çökmüştü. Bu saatlerde ortalığın sessiz ve karanlık olması gerekirken dışarıda kopan bir kıyamet, karanlığı aydınlatan meşaleler vardı.

Sakura ve Sasuke tahta geçtiğinden beri dört yıl geçmişti. Ne olduysa bu sene içinde olmuş, krallık bir savaşa girmişti. Komşu ülkeleri olan Kayonya kralı kendilerine, kuraklık ve kıtlık içinde aç kaldıkları için, savaş açmıştı.

Son senelerde birçok ülke kıtlık çekiyor ve halkını doyuramıyordu. Avantia, bu durumda olmayan nadir birkaç ülkeden biriydi. Hal böyle olunca da birçok ülke kendi topraklarına göz dikmişti. Ticaret yoluyla satın almaktansa, bir savaş açıp topraklara doğrudan el koyma niyetindeydiler.

Gecenin bu vaktinde ordu ve kral Sasuke, sınırdaki savaşta bulunmaktaydı. Oklar, kılıçlar, mızraklar gibi silahlar kullanılarak kan gövdeyi götürür hale gelmişti.

Savaş alanında birçok yaralı askerinin, hatta halktan kişilerin olduğunu iyi bilen Sakura, oraya gitmek için atını hazırlatıyordu.

"Halkım ölürken ben nasıl burada durabilirim?" dedi Sakura hizmetçisine. Bu sırada üzerindeki soylu elbisesini çıkarmış, yerine bir cengaver kıyafeti giyiyordu, "Biliyorsun Patricia, ben bir şifacıyım. Yaralanan askerleri iyileştirmek benden başkasının vazifesi olamaz."

Bu basit insan savaşı, Sasuke ve Sakura için hiçbir şeydi. Farklı ırklardan - insandan daha üstün bir ırk- olarak kılıç ve mızraklarla yapılan bir savaş onlar için çok basit kalıyordu. Sasuke istese karşı tarafın tüm askerlerinin saniyeler içinde öbür tarafı boylamasına sebep olabilirdi. Fakat bunu yapması demek, kimliğini deşifre etmesi demekti. Bir iblisin, insan krallığının kralı olduğu öğrenilmemeliydi. Aynı şey Sakura için de geçerliydi.

Bu yüzden ikisi, bu savaşı da tıpkı diğer şeyler gibi insanca halletme peşindeydi.

Venom gibi birkaç üst rütbe asker de cephedeydi. Element büyüsü kullanabilenler savaşta Sasuke'nin yanında, en üst rütbede savaşıyordu.

At hazır olduğunda Sakura gerekli ekipmanlarını kuşandıktan sonra dışarı çıktı. Bu sessiz gecede tüm halk evlerine kapanmış korku içinde dualar etmekteydi. Biraz ötelerinde olan savaşa kimilerinin kocası, kimilerinin babası katılmıştı. Bunun yanı sıra, olur da askerler başarısız olursa ve düşman köylere kadar inerse diye bir telaş vardı içlerinde.

Sakura atına atladı. Elinde harıl harıl yanan bir meşale tutuyordu. Hizmetçisi at hareket edene kadar yanında bekledi. Nihayet Sakura dizginleri kavradığında at yerinden bir ok gibi fırladı.

"Yüce tanrım, sen kraliçemizi koru." Hizmetçinin atın arkasından ettiği küçük dua, bu gece kraliçeyi sarıp sarmalayan bir kalkan görevi gördü.

.

.

.

Sasuke elindeki kılıcı tereddüt etmeden sallıyor ve karşısına çıkan herkesi yarıp geçiyordu. Yeri geldiğinde yine hiç tereddüt etmeden kılıçların veya okların karşısına atılabiliyordu çünkü ne de olsa aldığı yaralar bir süre sonra kapanmaktaydı.

Yerler kan gölüne dönmüştü. Sanırım bu savaş, tarihin gördüğü en kısa süren savaş olacaktı. Karşı tarafta bunun farkındaydı, Avantia kazanacaktı. Birkaç gün içerisinde hem de. Sasuke ve Venom, bu süreyi bir güne de indirebilirlerdi ama şüphe çekmemek için yapmadılar. Zaten kendi askerlerinden yaralanan veya ölen çok az kişi vardı.

demon | sasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin