18| seal

304 40 14
                                    

Marcellus, yerden rastgele sıradan bir bitki kopardı. Derin bir nefes aldıktan sonra göz kapaklarının altından bir damla yaş süzülüp bitkinin üzerine damladı. Bitki, ışıklar saçarak şekil değiştirdi ve en sonunda bambaşka bir ota dönüştü. 

"Ne oldu şimdi dattebayo? Bu mu Myrrha?"

Marcellus, Naruto'nun sorusunu es geçip bitkiyi Sasuke'ye uzattı, "İşte," Sasuke bitkiyi alıp biraz inceledikten sonra onayını almak için Sakura'ya baktı. Sakura da bu bitkinin gerçekten Myrrha olduğunu anlayınca kafasını sallayıp onayladı.

Sonra Sasuke elfe döndü, "Yaptıklarınızdan dolayı müteşekkiriz," Marcellus gülümsedi, "Asıl biz sizi ağırladığımız için müteşekkiriz, Uchiha Sasuke."

Elf köyünden çıkar çıkmaz Choji rahat bir nefes verdi, "O daracık yerde durmak beni nasıl zorladı bilemezsiniz," elini sırtına götürdü, "İki büklüm uyumaktan sırtıma ağrılar girdi, Sakura bir bakabilir misin?"

Sakura kafasını sallayıp onaylamıştı ki Sasuke, "Bir devi iyileştirmek onu yoracaktır, ufak tefek şeyler için kullanma onu," ters ters konuşmasının ardından Choji somurtup yola devam etti. Buradan sonra trollerin mağarasına geri döneceklerdi ve troller Sakura'ya ilaç yapacaklardı.

Sakura'ya yapılan küçük büyü etkisini yavaş yavaş kaybetmeye başladığı için mühür arada bir sızlıyordu fakat canını yakacak raddede değildi. Pelerinlerini kafalarına çektiler, Sai onlar için tekrar kağıt atını çizdi ve canlandırdı. Choji hariç hepsi devasa kağıt ata bindikten sonra hızla yola koyuldular. 

"Bu tuhaf ormandan çıkacağım için aşırı mutluyum," dedi Neji. O sırada bir pida gelip omzuna konmuştu, onu savuşturmaya çalıştı ama sonra aklına Naruto'ya yaptıkları gelince bu eyleminden vazgeçti.

"Al benden de o kadar," dedi Shikamaru, "Burası tam bir karın ağrısı."

"Ben sevdim," dedi Sakura onlara dönerek, "Buradan ayrılacağım için üzülüyorum," dudaklarını büktükten sonra Naruto ona tuhaf tuhaf bakmaya başladı, "Bu normal bir insanın söyleyeceği şey değil, Sakura-chan. " Sai de kafasını sallayıp onaylamıştı. 

Memleketi sayılan yer hakkında böyle konuşmaları Sasuke'yi rahatsız etmemişti, artık burası onun için bir acı çekme yeri sayılıyordu. Her bir köşesinde anıları vardı, bu ona acı vermekten başka bir şey yapmasa da eski dostlarını görmek onu mutlu ediyordu. 

Elflerin köyünde adeta yenilendikleri için bedenleri hiç yorgun değildi, bu yüzden rahat bir yolculuk geçirmişlerdi. Bir saatlik yolculuğun ardından at durdu ve üzerinden indiler. Kağıt at buhar misali sönüp gittiğinde tepesini ağaçların kapladığı yere gelmişlerdi.

"İşimiz kısa sürecek, Choji," deyip ona el salladı Sasuke. Ardından geri kalanlarla birlikte trollerin mağarasının önüne geldiler. Sasuke eğilip taş kapağı kaldırdı ve önce kendisi, sonra Sakura'yı içeri geçirdi. Hepsi girdiğinde uzun ince koridorda yürümeye başladılar.

Trollerin olduğu salona geçtiklerinde, "Biz döndük," deyip selam verdi Sasuke. Salonun her köşesine yayılan kaya parçaları hareketlendiler ve daha önce olduğu gibi açılarak trol formlarına döndüler. Fakat görmeyi bekledikleri manzara bu değildi. 

Trollerin her biri, incelmiş ve sanki üstlerine asit dökülmüş gibi eriyorlardı. Acı içinde kıvranıp iniltiler çıkarıyorlardı. 

"Arbassa!" Sasuke hemen en yakınındaki yaşlı trolün yanına çömelip kafasını kucağına koydu, "Ne oldu size böyle?" trol, acı içinde kıvranırken yaşlı gözlerini adama dikti, "Sasuke..." konuşmayı başaramayınca öksürdü.

demon | sasusakuWhere stories live. Discover now