29| psychic

219 29 221
                                    

İlerledikleri ince patika üzerinden gün batımı çok net görünüyordu. Batmakta olan güneş gökyüzünü turuncu ve kırmızı renklerine boyamıştı.

Sakura, işaret parmağına konan rengarenk kanatlı kelebeği Sasuke'ye gösterirken, Sai havada usul usul süzülerek onları takip ediyordu. Neji yanında getirdiği siyah atını tasma niyetine başladığı halatından çekerek yürütmeye çalışıyor, Shikamaru ise o atın üzerinde mışıl mışıl uyuyordu.

Herkes kendi halinde her zamanki gibiyken Naruto durmadan sıkıntıyla ofluyor, parmaklarıyla oynuyordu. Bu hali diğerlerinin gözündən kaçmamıştı.

Sakura'nın parmağındaki kelebek havalanıp uçunca, "Tüh, gitti ya," diyerek dudak büzdü. Sai hafif süzülerek yanına geldiğinde, "İstersen ben konarım parmağına, kelebek gibiyim zaten, " demiş ve Sakura'yı güldürmüştü.

"Kelebek olsanda fazla yaşamasan," dedi Sasuke. Bunun üzerine Sai ona dil çıkararak havalanmıştı.

"Sana ne oluyor Naruto?" dedi Sakura yol boyunca tuhaf davranan Naruto'ya dönerek, "Niye bu kadar rahatsız oluyorsun anlamadım?"

"Falcıyı tanıyor musun yoksa?" dedi Neji. Bunun üzerine Naruto tekrar baştan aşağı ürpererek, "Y-yok canım, ne işim olur benim falcılarla?"

"Bırakın kendi haline," dedi Sasuke umursuzca, "Yakında kokusu çıkar zaten."

.

.

.

.

.

.

"Sanırım burası," dedi Neji elindeki afişte yazan adresi bir kez daha gözden geçirirken.

Ormanlık bir alanın içinde duran kırık dökük iki katlı bir ev görünüyordu. Taş duvarları yosun tutmuş, üçgen çatısı çürümeye mahkumdu. Pencereleri, içeriden tahtalar çakılarak kapatılmıştı. Tepesinde kargalar uçuyor ve durmadan evin altından fareler çıkıyordu.

"Atmosfer yaratmışlar," dedi henüz yeni uyanan Shikamaru attan inerken, "Klişe bir yöntem."

"Perili bir ev gibi duruyor," dedi Sakura heyecanla, "Bir an önce içeri girmek istiyorum."

"Siz girin!" Naruto'nun sesini uzaktan duydukları için arkalarını döndüklerinde onun bir ağacın arkasına saklanmış olduğunu gördüler, "Ben burada beklerim."

"Oğlum nice iblisler avladın sen," dedi Sai, "Basit bir falcıdan mı korkuyorsun?"

"İçeri girince anlayacaksınız," demekle yetinen Naruto, arkadaşlarının onu bırakıp gitmeyeceklerini düşünüyordu. Fakat saniyeler içinde arkalarına bile bakmadan gittiklerini gördüğünde, "Beni burada mı bırakacaksınız?" diye bağırmış ve korkuyor olmasına rağmen peşlerine düşmüştü.

Sakura önden giderek tahta kapıya bir kez vurdu, "Merhaba?"

İçeriden herhangi bir ses gelmediğinde tekrar vuracaktı ki kapı gıcırtıyla kendiliğinden açılıverdi.

İçerisi oldukça karanlık olduğu için yavaş adımlarla içeri girmişti fakat girer girmez ayağı bir şeye çarptı, "Kusura bakmayın!" diyerek ne olduğunu bile görmediği şeyi kaldırmaya uğraştı.

Sasuke onun anlamsız çabasına karşılık belinden tutarak onu doğrultmuştu, "Boş versene," Sakura ona uyup yürümeye devam etti.

Sai içeriyi incelerken, "Kimse yok galiba?" dediğinde Sasuke, "Hayır, var."

Sasuke, gözlerinin gece görüşü özelliği sayesinde sanki içeriyi aydınlıkmışcasına görebiliyordu. Aynı şey Neji içinde geçerliydi çünkü byakugan ile rahatlıkla etrafı görebilirdi. Ama heyecan olsun diye onu kullanmıyordu.

demon | sasusakuWhere stories live. Discover now