Yazar

Hayat

Teneffüs zili çalınca hızla Bihterlerin yanına gittim ve "Ders boyu beni izleyip durdu. Sinirden dersi izleyemedim." dedim.

"Enişte mi oluyor yoksa?" diye sordu Berrak. 

"Hayır düşman oluyor. Geri zekalı göt." dedim. 

"Bu bana şey gibi hissettirdi. Cucu kitaplarının başı. Önce kavga, sonra yakınlaşmak, en sonda evli mutlu çocuklu." dedi Bihter.

"Ne yazık ki bu gerçek hayat ve aşk yok. Mafya da yok." dedim.

"Onu bunu boşverin de ben acıktım. Keşke patates kızartması olsa." dedi Berrak. 

"Git ye. Ne yapalım Berrak?" diye sordu Yaren. 

"Sizde benimle gelin işte. Tek başıma inmeye üşeniyorum." dedi Berrak.

"Bende acıktım aslında. Sabah kahvaltı yapmadım." dedim. 

"Görkemler de kantine indi zaten. N'olur kantine inelim!" dedi Helen. 

"Birileri aşık olmuş." dedim gülerek. 

"Aşık demişken aklıma şarkı geldi." dedi Cemre ve Ebru Gündeş'in Aşık şarkısını mırıldanmaya başladı. 

"Cemre her bok da aklına şarkı geliyor zaten. Bu arada Helen dört yıldır aşık." dedi Bihter iğrenerek. 

"Bunda iğrenecek ne var? Ne güzel aşık olmuş." dedim. 

"Aşk çok saçma geliyor. Asla aşık olmam." dedi Bihter. 

"Bir gün Behlül gelirse seni görürüz. Beni beni Bihter'ini deyip kalbine sıkma da." dedim. 

Bihter hariç hepimiz bu espriye gülerken Cemre "Burcu sınıfta önünde oturan çocuğun adı Behlül." dedi.

"Oha! Behlül çoktan aramıza katılmış. Adnan da var mı bari?" diye sordum.

"O daha aramıza teşvik etmedi." dedi Yaren. 

"Artık patates kızartması ile kavuşmak istiyorum. Kantine inebilir miyiz?" diye sordu Berrak. 

"İnelim de Berrak sen bu sabah makyaj yapacağım dememiş miydin? Okuldan sonra ailecek yemeğe gidecektiniz." dedi Yaren. 

"O eyeliner denilen şerefsizi çekmeyi beceremedim. Çekebilen bordo bereli zaten." dedi Berrak.

"Eyeliner hangisi diye düşündüm ve bulamadım. Makyaj ile ilgili hiçbir bok bilmiyorum." dedim. 

"Bir Bihter olmadığınız için beceremiyorsunuzdur." dedi Bihter ve saçını savurup sınıftan çıktı.