Yirmi Dokuzuncu Bölüm

2.5K 115 23
                                    

Hastaneden çıkıp maçın oynanacağı stadyuma yani gittik. Ferdi, Sera'ya yer ayırmıştı. Ben de yedek kulübesindeki yerimi bulmuştum.

Mert Hakan, maçtan önce yanıma gelmişti.

"Yavrum, iyi misin?" Aklı bende kalmıştı, sabah idmana gitmek istemediği ama mecburen geldiği için. Ayakta görmesiyle beni içi rahatlamıştı.

"İyiyim bebeğim. Güveniyorum size, bu maçı alacağız Allah'ın izniyle." Alnıma bıraktığı öpücükle gülümsedim.

Maçın ilerleyen dakikalarında beraberlik 0-0 etkisini göstermeye devam ediyordu.

Mert Hakan'ın ani sakatlığıyla aniden ayağa kalktım. Jesusla beraber sahaya doğru koştuğumuzda ilk müdehale benim tarafımdan yapışmıştı.

Mert Hakan, gözleriyle etrafa nefret saçıyordu.

"Bu ne abi! Ağzına soksaydın ayağımı, birleşseydik seninle! Bu ne amına koyayım?" Mert Hakan'ı değiştirmesiyle onunla birlikte müdahale odasına ilerledim.

"Sakin olur musun! Takımına güven." dediğim şeyle omuz silkti. "Çocuk musun Mert? Omuz silkmek ne demek. Bak oradakilerin hepsi çok iyi futbolcular. Senin de hıncını alacak biri illaki çıkacaktır ki bu kişi tahminimce Kahveci olacak." Gözlerini ayırmadan dinliyordu.

"Sen iyi misin?" Sorduğu soruyla kafamı salladım.

"İyiyim."

"Hep iyi ol." Saçlarıma bıraktığı öpücükle gülümsedim.

Yapılması gerekenleri yapıp yedek kulübesine geri döndük.

"Hadi kardeşim." Stres vardı.

Bu maç bizim tarihimiz için büyük önem arz ediyordu.

"GOL!" Mert Hakan hızla bana sarıldığında yüzümdeki gülümseme büyümüştü.

Bu maç benim tüm duygularımı harekete geçiriyordu, o kadar gergindim ki.

İlerleyen dakikalarda dediğimiz gibi de olmuştu, Kahvecinin attığı golle mu maçın bizde olacağından emindim.

Dediğim gibi de olmuştu.

"Kazandık!" Mert Hakan, o kadar sevinmişti ki. Takımdakiler bize doğru koştuğunda herkes birbirini tebrik ediyordu. Son maçın bizde olduğundan o kadar emindim ki.

Biz bu sene şampiyonluğu yazıyorduk.

Son maç günü.

"Yavrum? Bir sıkıntı mı var?" Sorduğu soruyla kafamı olumsuzca salladım.

Söylemem gerekiyordu ama ben korkuyordum.

Elim istemsizce karnıma gittiğinde bakışları elime kaydı. "Karnın mı ağrıyor?" Gözlerinin içine baktım.

"Mert Abi, gelsene!" Arda'nın seslenmesiyle Mert bir dakika der gibi işaret yapmıştı. Maçın başlamasına sadece dakikalar vardı. Mert Hakan'ın ufak sakatlığı hallolmuştu ve bu maça çıkabilir durumdaydı.

Etrafımıza doluşan diğer takım üyelerine baktım. Beni çok germişlerdi. Sera, bana güven vermek istercesine baktığında ben de hazırdım.

"Hamileyim."

Herkes şaşkınlıkla bakıyordu. Mert Hakan, donmuştu.

Biliyordum, istemeyeceğini işte. Keşke söylemeseydim.

"Efendim?" Mert Hakan sonunda bir tepki verebilmişti.

"Ben..." Duraksadım. Hissettiği duyguları anlamaya çalışırken Mert Hakan dolu gözleriyle bakıyordu bana.

Sımsıkı sarıldığında derin bir nefes verip gülümsedim. "Bizim bebeğimiz..." Rüyadaymış gibi konuşuyordu.

"Bizim bebeğimiz." Ayrıldığımızda eli istemsizce karnıma gittiğinde gülümsedim.

İçim bir hoş olmuştu.

"Sizin için atacağım bugün gol!" Heyecanla söylediği şeyle anlamıştım, gerçekten atacaktı.

"Tebrikler İzelciğim?" Altay, gülümseyerek biraz da şaşkınlıkla tebriklerini sunduğunda kıkırdadım. "Teşekkür ederim."

Arda hâlâ şaşkındı. Arda'ya kollarımı açtığında sanki öz ablasına sarılıyormuş gibi sarılmıştı bana.

"Abilik mi dersin, dayılık mı demek istersin bilmiyorum." Göz kırparak söylediğim şeyle yüzündeki o güzel gülümsemesi daha da büyümüştü.

Maç başladıktan sonra Jesusla beraberken o da tebrik etmişti.

Fenerbahçe diyorum ya, gerçekten ailemdi.

Mert Hakan, attığı golden sonra topu alıp formasının içine soktuğunda onun bu hâline gülümsedim.

Hamile gol kutlaması yapmıştı.

Tribünlerde şaşkınlık dolu sesler yükseldiğinde Mert Hakan'ın o güzel gülümsemesi daha da büyümüştü. Elleriyle kalp yapıp beni gösterdiğinde onun bu hâline gülümsemeden edememiştim.

1-0 biten maçla galibiyet bizimdi. Şampiyonluk bizimdi!

Hayallerimiz bizimleydi ve gerçekleşmişti.

Takımdakilere doğru koştuğumda kocaman gülümsemeler vardı yüzlerimizde.

Sen bir nefes aldığım her an!

Sen bir özlem içimde buram buram!

Kimse anlamaz bende aşkını...

Sen bir çocuk gülen, yerinde durmayan.

Aşkınla, coşkunla sen çok yaşa.

Yükseliyor bayrağın arşa!

Aşkınla coşkunla sen çok yaşa!

Yükseliyor bayrağın arşa!

Yüz yıl önce doğdu şanlı efsane!

Yüz yaşında mutlu ol Fenerbahçe...

Marşı haykırdığımızda hepimizin yüzünde bir gülümseme vardı. Hepsiyle ayrı ayrı gurur duyuyordum.

Komutan || Mert Hakan YandaşWhere stories live. Discover now