Yirmi İkinci Bölüm

2.7K 128 20
                                    

Ya arkadaşlar bölümden önce bahsetmek istediğim bir konu var. Bu sabah bir hesap bana yazıyor ve bu kurgunun çalıntı olduğunu iddia ediyor. Biliyorsunuz ki Gizem ve İzel kardeşler, dolayısıyla isim uyumu olması için de birbirine benzer isimler kullanmak istedim. Onun kurgusunda da en yakın arkadaşının adı Gizemmiş sanırsam. Rahatsız olduğum nokta hiç dinlemeden yargılanmak oldu. Tıp okurken nasıl fizyoterapi okunurmuş şeklinde hikayeye biraz salladığında sinirlerim bozuldu. Bu bildiğiniz üzere bir kurgu. Madem bu çok kafaya takılıyor böyle şeyler de yaşanmıyor ama biz yazıyoruz. Hesabımda sanırım biraz sorun var attığım mesajlar gitmiyor ve hesabım ile kurgum hakkında biraz yanlış konuşuluyor.

Bu konuda yardımcı olabilirseniz çok sevinirim ya 💘

Olan hikayeye olacak diye gerçekten endişeleniyorum.

- - -

Arkadaş kalmak... Bizim için çok uzak bir kavram olmuştu bu. Neden peki?

"Pekala Mert." Yanından uzaklaşıp arabama bindim. Nereye gidecektim, kimi arayacaktım bilmiyorum.

İçimden bir ses Eren'i aramamı söylese de istemiyordum, şu an ben demiştim laflarına katlanamazdım.

Ne yapacaktım? Böyle ağlayıp sızlanacak mıydım? Böyle nereye kadar giderdi ki bu iş?

Bitmişti işte bu ilişki. İnsanlar birbirini severdi, sonrasındaysa bir şeyler biterdi. Ancak nasıl biterdi, neden biterdi bilemiyorum.

Gitmek istediğim bir yer yoktu çalan telefonuma baktım.

"İyi misin? Sizi konuşurken gördüm rahatsız etmek istemedim." Altay'ın sesini duyduğumda gülümsedim.

Fenerbahçe her zaman dediğim gibi bana bir aile katmıştı.

"Bitti." dediğim şeyle kısa bir sessizlik oldu.

"Yanında olmamı ister misin?" O kadar isterdim ki.

"Konum at, ben geleyim." dediğim şeyle telefonu kapamıştı.

Attığı konuma doğru sürüyordum.

Altay'ın zilini çaldığımda buruk bir gülümsemeyle açmıştı kapıyı.

"Kardeşim bizdeki ne bu aşk hayatı?" şakayla karışık söylediğim şeye güldü.

İkimizin ilişkisinde de son durum arkadaşlıktı.

"Ulan ne bahtsız insanlar olduk biz." dediği şeyle kıkırdadım.

"Sen ne yapıyorsun?" Film açmak için televizyonu açmıştı belli ki.

"Eee ne izliyoruz?"

Duygusal bir filmdi. Ağlamamız için mi açmıştı bilmiyorum.

Film duygusal olmasa da ağlardık. Bir şekilde başa çıkacaktık.

"Geç oldu ben gideyim." dediğim şeyle kafasını salladı.

Arabaya bindiğimde soğuk havanın etkisiyle kaskatı kesilmiştim.

Arabayı çalıştırdıktan sonra sürmeye başladım. Açtığım şarkılarla neşemi yerine getirmeye çalışsam da her hareketli şarkıdan sonra bir tane duygusal şarkı çalardı.

Ani korna sesleriyle gözlerim kocaman açıldığında üzerime gelen Tırı fark edememiştim, sonrası yoktu...

Yazar'ın anlatımıyla

Ambulans, Tırın altında kalan arabadan zar zor bir şekilde çıkarmıştı İzel'i. Ağır yaralıydı, kurtulması belki mucize falandı.

Ambulans görevlileri cebinden çıkan telefondan son aranan kişi aradıklarında telefonu açan genç adam oldukça endişelenmişti.

"Altay bey, Telefonun sahibi ciddi bir trafik kazası geçirmiş. Şu an *** Hastanesine gidiyoruz. Yakınlarına haber vermenizi istiyoruz mümkünse." Ambulans görevlisi konuştuğunda Altay telefonu kapamıştı.

Hastaneye vardıklarında acil müdehale için hızlıca ambulanstan indirilen İzel'in her yeri kan içindeydi.

Altay, Ferdi ve Sera hastanedeki yerini bulduğunda Ferdi, dolu gözleriyle etrafa bakan karısına destek vermeye çalışıyordu.

"Mert Hakan'ı aramalı mıyız?" Altay'ın sorduğu soruyla çok arada kalmışlardı.

Bilmesi gerekir miydi? Ne olursa olsun gerekirdi. İzel bunu ister miydi peki?

Ozan Tufan Fan Club

Altay: İzel kaza yapmış.

Altay: *** Hastanesindeyiz.

Gruba yazdığında onun da göreceğini biliyordu. Kısa bir süre içerisinde futbolcuların çoğu doluşmuştu.

"Durumu nasıl?" Endişeyle konuşan Arda'ya bakmıştı herkes.

En son tereddütle gelen Mert Hakan dahil.

Doktor üzgünce cevap verdiğinde herkes gözlerini sıkı sıkıya kapatmıştı.

"Çok ciddi bir yaralanma, çok kan kaybetmiş. 24 Saat içerisinde her şeye hazırlıklı olun."

Fenerbahçe'den bir kalp kaymamalıydı.

Endişeyle etrafta dolanan Sera duygularını daha fazla bastıramamıştı. "Senin yüzünden!" Mert Hakan'ın üzerine yürüdüğünde Ferdi onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Onu görebilir miyiz?" Doktora sorduğu soruyla bakışlar İrfan'a dönmüştü. Doktor sadece bir kişi diyince Sera girmek istese de Ferdi en doğru kadarın Mert Hakan olduğu fikrine inandırmıştı onu.

Yoğun bakıma girmek için hazırlandığında dolu gözlerle bakıyordu orada yüzü yara bere içerisinde kalmış eski sevgilisine...

Komutan || Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin