Altıncı Bölüm

3.8K 155 30
                                    

Yanımda uyuyan Beren'e baktım. Yattığı yerden kalkıp yanıma kıvrılmıştı. Çok garip değil mi? İlk defa gördüğün birine bu denli ısınmak?

Onu uyandırmamaya çalışarak mutfağa ilerledim. Mert Hakan, kahvaltı hazırlamaya çalışıyordu. Evet sadece çalışıyordu. Gülümseyerek yanına gittiğimde beni fark etmişti.

"Günaydın komutanım." sesimi duymasıyla gülümsemesi bir olmuştu.

"Günaydın asker." Sırıttığımda yapmaya çalıştığı şeye baktım.

Pankek tarifi açıktı ama bu gördüğüm şey pankek olamazdı.

"Biraz yanlış mı olmuş Mert acaba bu?" Olmamış mı der gibi bakıyordu.

"Tamam bak sen masayı hazırla, pankekler benden olsun." Kafasını sallamıştı. Pankekleri hazırladıktan sonra arkamı dönmüştüm hazır olduğunu belirtmek istercesine. Oysaki o zaten farkındaydı. Kapının çerçevesine dayanmıştı beni izliyordu.

"Bunlar hazır, Beren'i uyandırabilirsin." Gülümseyerek kafasını sallamıştı. Neden kalbimin hızlandığını hissetmiştim ki? Altı üstü bekliyordu işte.

Beren elini yüzünü yıkadıktan sonra koşarak yanıma geldi. "Günaydın İzel Abla!" Ona doğdu eğilip yanaklarını okşadım.

"Günaydın güzellik." Yanakları al al olmuştu bu aldığı iltifatla. Kızlarda böyleydi durum. Tarzını beğendiğin bir insan senin güzel olduğunu söylerse evet sen güzelsindir öyle düşünürsün yani.

Şaşkınlıkla pankeklere bakıyordu.

Sandalyelere oturduktan sonra Mert Hakan Pankeklerine çikolata sürüyordu.

Ayaklanıp çayları koydum. "Ya kusura bakma, dalmışım." Elindeki pankekleri gösterdiğinde gülümseyip bir sorun olmadığını söylemiştim.

"Çok güzel olmuş! Amcam böyle yapamıyor İzel abla." Dediği şeye kıkırdamıştım.

"Sen istediğinde söyle, Amcan seni bizim eve getirsin. Ben sana yaparım, hem benim bir tane de ev arkadaşım var. O da çok güzel yemek yer yani. Onu görsen iştahın da açılır iyice." dediğim şeylere ellerini çırpmıştı.

"Sen sürekli burda kalsana." Şaşkınlıkla ona baktım. Bu Mert Hakan'ın hoşuna gitmişti.

Beren'in söylediği şey mi hoşuna gitmişti yoksa benim bu kadar şaşırmam mı bilmiyorum.

"Ev arkadaşın olduğundan hiç bahsetmemiştin?" Kafamı salladım. "Aslında tam ev arkadaşı sayılmayabilir. Bazen ailesinden uzaklaşmak istediğinde benim evimde kalıyor." Anladığını belli edercesine kafasını sallamıştı.

Tesise beraber geçtiğimizde birazcık insanlar bu durumu garipsemişlerdi. Gülerek yanıma gelen Altay ve Ferdi ikilisine baktım.

"Aranızdaki buzlar diyorum, buhar olmuş?" Altay'ın yüzündeki sırıtışa gözlerimi devirdim.

"Yeterli sebep var Altaycığım." gülümseyerek söylediğim şeye tabii canım der gibi bakıyordu.

"Sera, seni ne kadar çok sevdiğini anlatıyor. Kıskanıyorum artık." Ferdi'nin dediği şeye kahkaha atmıştım. Sera'yı sevmiştim, gerçekten.

Bugün aslında yapılacak bir işim yoktu. Öyle idmanı izleyecektim sadece.

"İzel! Hadi gel şut çekelim! Altay, hadi!" İrfan'ın söylediği şeyle güldüm.

"Yalnız benden daha iyi bir futbolcu göremezsiniz (!)" Alayla söylediğim şeye gülmüşlerdi.

Komutan || Mert Hakan YandaşWhere stories live. Discover now