On Birinci Bölüm

3.3K 148 62
                                    

Dünkü olaylı yemekten sonra bugün Suna, Ege ve Erenle buluşacaktık. Gizem kendini benim olduğum ortamlardan soyutlamıştı.

"Gizem'e neler oluyor?" sorduğum soruya kimse cevap verememişti.

Hepsinin bi fikri vardı, öyle gözüküyordu. "Boşver güzelim, bak işte biz bizeyiz."

Güzelim mi?

Eren'in cümlesinde sadece buna takılmıştım. Bilmiyorum, her zaman Erenle biraz daha farklıydık. Hep diğerlerine kıyasla daha iyiydik. Eren ne Suna'ya ne Gizem'e ne de başka bir kız arkadaşına böyle davranmazdı.

Mert Hakan kafamı karıştırdı, saçmalıyorum.

"Biriniz Gizem'i arayın. Bu konu konuşulacak. Biz kaç yıldır arkadaşız farkında mısınız? 25-26 yaşında yetişkin insanlarız. Çocuk gibi küsüp kaçmak ne demek?" Ege bana katılsa da Suna sessizdi.

Tesise gitmem gerektiği için acilen yanlarından ayrıldım. Ferdi'nin doğum gününü kutlamak için sürpriz hazırlıyorduk.

Taksiden indiğimde hızlı adımlarla içeriye girdim.

Her şey hazır sayılırdı. Hediyemi diğer hediyelerin yanına koyduğumda ben de dahil olmak üzere olması gereken herkes burdaydı. Sera, Ferdi'yi oyalıyordu. İçeriye geldiklerine dair bir mesaj attığında Arda'nın elindeki pastanın mumlarını yaktım.

İçeriye giren Ferdi'nin yüzündeki gülümseme halis midir?

Çok mutlu olmuştu. Arda ve Ferdi herkese göre biraz daha farklıydı. Ferdi herkesle iyiydi ancak Arda'yla bir başka iyiydi.

Hediyelerini açtıktan sonra herkesle tek tek sarıldı.

"Naber İzelciğim?" Mert Hakan omzuma hafifçe omzunu vurduğunda gülümsedim. "İyiyim Mertciğim, sen?" "İyiyim..."

Telefonuma gelen bildirimle bakışlarım bu sefer ondan ayrılıp telefonuma gitti.

Eren: Gizem geldi.

Eren: *konum*

Mert Hakan tek kaşı havada bakıyordu yüzüme.

"Anlatacağım, şimdi gitmem lazım."

"Bırakayım seni? O ara anlatırsın?" Gülümseyerek söylediği şeye kafamı salladım.

Ferdi ve diğerleriyle vedalaşıp Mert Hakan'ın arabasına binmiştik. Yol boyunca olanları anlatmıştım, o da benim gibi ne tür bir sorun olduğunu anlayamamıştı.

"İstersen burada bekleyeyim." Omuz silktim.

"Çok sinirlenebilirim, beni öyle görmeni istemem."

"O zaman gelmeliyim. Seni o ergen sakinleştirmemeli."

Kasap et derdinde, koyun can derdinde...

İçeriye girdiğimizde Suna'nın eyvah olay kopacak bakışlarına göz devirdim.

Masanın yanına bir sandalye çektiğimde Gizem'in sinirli bakışları önce bana sonra da bana haber veren Eren'e gitmişti.

Ayaklanacakken Eren onu kolundan tutup geri oturttu.

Mert Hakan, Gizem'in görüş açısının dışındaydı.

"Kaç yaşındasın Gizem sen? Kaç yıldır arkadaşız biz, ne sorununuz varsa yetişkin gibi çözün." Eren gergindi.

"Ben bununla aynı masada oturmam." Bu? Kastettiği ben olamam değil mi?

"Ne saçmalıyorsun Gizem? Açık konuşsana. Bu kadar korkak olma." dediğim şeye sinirlenmişti, belliydi.

Komutan || Mert Hakan YandaşKde žijí příběhy. Začni objevovat