Yirmi Yedinci Bölüm

2.5K 126 10
                                    

Serayla ufak tefek hasbihaller yapıyorduk. "Kızım! Siz süper bir çiftsiniz, neden hâlâ evlenmiyorsunuz?" Dediği şeyle omuz silktim. "Çünkü ortada böyle bir teklif yok."

"Açık olmak gerekirse Mert'in bir teklif yapacağı zaman nasıl bir teklif yapacağını kestiremiyorum." Sera'nın dediğine kafamı salladım.

Mert Hakan... Ne bileyim, ne yapacağını asla kestiremediğim bir insandı.

Çok seviyorum.

Ferdi, Altay ve Mert Hakan üçlüsü playstation oynarken Sera ve ben bu üçlüyü izliyorduk. Mert yenilmiş olmanın verdiği sinirle bağırmıştı televizyona.

Ferdi ve Altay onun bu halleriyle dalga geçiyorlardı. Mert Hakan onlara göz devirip yanımdaki yerini buldu. Ortamda kim olursa olsun, biz nerde olursak olalım Mert Hakan, sırnaşmaktan vazgeçmezdi.

Kendini bana doğru bıraktığında onu kollarım arasına aldım. Sera bu hâlimize gülüyordu. Mert Hakan'ı çok seviyordum ve her temasta sanki ilk günmüş gibi kalbim çarpıyordu.

Onu öpücüklere boğarken Altay'dan bir ses yükseldi.

"Yalnız İzel hop! Aile var burada." dediğinde Mert Hakan yanındaki yastığı Altay'a fırlatmıştı.

Onlar oyununa dönmüş, Sera da lavaboya gitmişti.

Mert Hakan da kulağıma fısıldamaya başlamıştı. "Biz dün geceyi tekrarlasak mı?"

Hatırladığım şeyle yüzümde ufak bir sırıtış belirmişti. Artık bu tarz konularda ondan çekinmiyordum çünkü dün yaşanılanlar artık çekinmeme müsaade etmiyordu.

"Her gece her gece..." dediğim şeyle onun yüzündeki sırıtma daha da büyümüştü. Onun bu hâline güldüğümde yanağıma kocaman bir öpücük kondurmuştu.

Sera içeriden seslendiğinde Mert Hakan yavaşça üzerimden çekilmişti. Adımlarımı banyoya yönelttiğimde Sera'nın heyecanlı bakışlarını görebiliyordum.

Sera'nın uzattığı şeyle gözlerim kocaman açıldı.

Çift Çizgi!

Ona sıkı sıkıya sarıldığımda, anneliğin Sera'ya ne kadar yakışacağını düşündüm.

"Ferdi'ye ne zaman söyleyeceksin?" Planları vardı, belliydi.

Beni yatak odasına götürüp sakladığı kutuyu çıkarttı. "Buraya bebekle alakalı şeyler koyacağım." Gülümseyerek ona baktım.

"Aramızda." Dediği şeyle saçmalama der gibi baktım. Kime söyleyeceğim zaten?

İçeriye girdiğimizde Ferdi ve Altay da oynamaktan sıkılmıştı belli ki. "Yavrum kalkalım mı yavaş yavaş? Alışveriş yapalım da, evde yiyecek bir şey kalmadı." Kafamı sallayıp onun da kalkmasını bekledim.

Altay da bizimle beraber kalkmıştı.

Sera'ya sıkı sıkı sarıldığımda yüzündeki gülümseme görülmeye değerdi. Ferdi'yle de kankalık selamlaşması bulmuştuk kendimize.

-
Alışveriş yaparken dikkatimi çeken bebek kıyafetlerine baktım.

Elime aldığım mavi pijamayla gülümsedim. Belki bizim de Sera ve Ferdi'nin olacağı gibi bir çocuğumuz olurdu. Kim bilir?

Mert Hakan arkamdan belime sarıldığında tüylerim diken diken olmuştu. Bu ani hareketi beklemiyordum. "Erkek olsun çok istiyorsun demek?" Gülümsedim.

Sebebini bilmiyordum ama erkek çocuk çok istiyordum. Bir insanın abisi olması çok güzeldi, dolayısıyla ben ilk çocuğumun erkek olmasını tercih ederdim.

"Çocuğuma ilk alacağım şey bebek converseleri olacak." dediğim şeyle güldü.

Converse beni vazgeçilemezimdi. Her kıyafetin altına kondurduğum o bilekli siyah converselermle aşk yaşıyordum.

"Çocuğumuza." Boynuma bir öpücük kondurup o da kıyafetlere bakmaya başladı. Eline aldığı mor pijamaya baktım. "Kızımıza." Gülümsedim, dediği şeyle.

Bizim kızımız, oğlumuz...

Pijamaları yerine bırakıp aldıklarımızı ödeyip çıktık. Eve gittiğimde kendimi direkt koltuğa atmıştım. Ne zaman bu kadar yorulmuştum bilmiyorum ama uyuyakalmıştım.

Sabah uyandığımda yanımda o adamı görmek, kokusunu içime çekmek... Mert Hakan, benim gerçekten hayatımın aşkıydı.

Komutan || Mert Hakan YandaşWhere stories live. Discover now