Yazardan
Kadın aynı pozisyonda ağlamakla meşgulken içi içini çekiyordu hıçkırıklar birbirinin ardını kovalarken göz yaşlıları burun akıntısı birbirinden bağımsız hareket ediyordu başı ise dizlerinin üstüne koymuş iki büklümdü.
" Yeni kız Ömer'e bir şey mi oldu?! Kardeşime bir şey mi oldu?! "
Koridora giriş yaparken amacı adamın odasına girmekti ama duvar dibine çökmüş ağlayan kadını görünce;
Bakışları boş anlam kazanırken sesi telaşlıydı gelen kişinin.
Dizlerinin üzerine çömelip kurbağa oturuşu yaptı.
" Yeni kız?! Ömer diyorum Ömer'e bir şey mi oldu? " Diyerek koluna dokundu.
Ardından etrafa bakarak " çocuklar nerede? Kemal, Hasan nerede?! " Dediğinde ağlamanın şiddeti arttıkça korkusu artıyordu Kağanın.
Evet gelen kişi Kağandı.
Ve telaşla Defne' den cevap beklerken onun sesiyle daha çok ağlaması artıyordu. Kağan korkarak ayağa kalktı. Hızla yürüşlerinin ardından kapıyı açıp manzara karşısında derin bir ' oh' çekti.
Çünkü Ömer İplikçi akıp giden zamanın aksine yatağında mışıl mışıl uyuyordu, başını sola yaslamış karnın üzerinde eli avucunda ise ona hayat veren pompa , alt dudağı uzamış derin derin nefes soluklayarak yaşamının derdindeydi.
Kağan gözlerini kapattı derin bir iç çektikten sonra, geri açtı. Gözlerinin odağı Ömer'in baş ucunda olan makineye kayarken uzun hemen ardından karının üzerinde olan ele kaydı. Avuç içi ters dönerken pompa da avuç içindeydi.
"İyi uykular bebem rüyanda beni gör." Gülümsedi gözleri kapalı halde.
" Sen kimsin de ben seni görecem la?" Gülerek şen şakrak sesiyle. " Ben Arık Böke Erdenet geri geldim." Dediğinde Ömer sırıtarak. " Şakacı seni. "
" Öyleyim ne yalan söyleyeyim?" Derken gülümsemesi genişledi.
" Karşim hadi bir-" Adamın cümlesini " tamam be siktir olup gidiyorum bu dünyadan." Diyerek tamamlamıştı Kağan.
Hala gözleri kapalı ona sırıtan adama karşı gülerek kafa salladı. " Defne." dediği anda Ömer'in gözleri fal taşı gibi açıldı.
" Eheeeeeeeeehe ne oldu Ömer İplikçi he?(!) Ne oldu?(!)"
Kaskatı bir ifadeyle üst dudağını kıvrıldı parmaklarını silah şekline sokarak işaret parmağı ile Kağanı nişan aldı.
İşaret parmağını havaya kalarak;
" Ah sol yanımdan vuruldum bir şerefsiz uğuruna (!) Aşk bu olsa gerek yavuuuu! Ah vur beni Ömerğğğ! Vur vur vur!! Vur!!" Demesiyle suratının tam ortasına yastığı fırlattı.
Yastığın etkisiyle kapı kolunu daha sıkı tutarken başı geriye doğru gitti.
" Ama şimdi bu oldu mu Ömer? He oldu mu? Çocuk çocuk hareketler kardeşim! Sana hiç yakışıyor mu he?" Böyle hareketler bana yakışıyor lütfen kendimiz olalım plase! Taklit olma efsane ol!"
İki adamda birbirine gülerken " Ver hadi yastığı ne boş yaptın abicim ya uyuyacağım!" Gözleri ile yastığı gösterirken çarpık çarpık gülüyordu Ömer.
Başını yukarı kaldırarak gülümsedi " hayatta vermem."
Gülerek " La versene."
Eğilip zemine düşen yastığı alırken " şimdi bu yastığı çok istiyorsun öyle mi anladım bro?" Yüzü yastığa dönüktü Kağanın.
" Oldukça (!) " Tek kaşını kaldırarak iç gıdıklayıcı bir ses tonuyla konuşmuştu.
Kağan ise gülerek Ömer'e bakarak " vermiyorum lan demek bu yastık benden daha önemli? Demek bu yastık- "
Duraksayıp " doğru söyle oğlum yastık mı ben mi la?" Dediğinde Ömer dudak kenarını kaşıyıp başını eğdi çarpık çarpık gülüyordu.
İşaret parmağıyla arkadaşını gösterirken çarpık çarpık gülmeye devam ediyordu.
" Eğer sen dersem yastığı verecek misin kardeş. " Kafasını hızlı bir şekilde iki yana sallayıp " Yooo vermeyeceğim."
" Ya havle ya sabır! " Yatakta biraz kendini yukarı çekti. Kakar gibi olunca Ömer.
Kağan arka cebinden çakı çıkartıp yastığa dayadı sanki yastık insandı.
" Yaklaşma keserim boğazını yaklaşma! " Diyerek geri geri gitti.
Ömer ise kaşlarını çatmış Kağanı izliyordu.
" Sakın yaklaşma İplikçi! Yoksa yastığı son görüşün olur?" Gülerek söylediğinin ardından başını eğerek burnunu yastığa dayadı.
Derin bir nefes aldıktan sonra " Kokun güzelmiş aslan parçası sevdim. " Gülerek göz kırptı Ömer'e.
Ama o gülerken yataktan kalkar gibi yapınca adam Kağan " Yaklaşma acımam! " Kapı kolunu kendine çekerken.
" Oy yordun be kardeşim. " Gözlerini devirip başka yöne baktığında elini de başının altına koymuştu. Ağız içinde dudağını getirerek gülmüş arkadaşına bakmıştı.
" Tamam be istemedim yerde bir dakika bile durmam böyle de onurlu , saygılı, dedim dedik bir insanım."
" Pardoon:) Yeme beni ikimizde ne mal olduğunu biliyoruz kardeşim."
Ömer'in gülerek söylediği şeye Kağan yüz ifadesini somutsa da adama çemkirmişti.
" Tamam be söylediğim şeylerin aksine onursuz, gurursuz, tutarsız bir insanım, ama -"
Gülerek " Ama sevdiğin kişilere karşı böylesin biliyorum kardeşim." Dediğinde gözleri parıl pırıldı adam her güldüğünde gözleri parıl parıl parlıyordu.
" Sen adamsın İplikçi!"
" Eyvallah sende- " duraksayıp heyecanla cevabı bekleyen Kağan ' a baktı.
" Malsın Kağan Yıldız." Pişkin pişkin gülüyordu Ömer keyfi yerine gelmişti.
" Peki anlıyorum." Kapıyı kapatırken başı öndeydi.
Kapı aralarından kafasını uzatıp Ömer'e baktı Kağan " Siktir lo sensin mal! " Dediğinde yüzü güleç güleçti hızlıca kapıyı kapatmış Ömer'e konuşma fırsatı vermemişti.
Gülerek arkasından bakarken " Mal la bu geri zekalı yastığı da aldı. " Dedi gülerek.
Sağına baktı küçük dolabın üstüne " telefonum da yok hay ben böyle işin. " Başını kapıya çevirip.
" Kağan!" Ses yok. Bunun üzerine kaşlarını çattı.
" Kağan Yıldız! " Yine ses yoktu yada kapıda bir hareketlilik.
Başını sağa ya çevirip kapıya baktığının hemen ardından sırıtarak dilini çıkarıp ıslattı sonrada geri çekti.
Gülerek dışarı seslendi tekrardan.
" La mal!!" Anında kapı aralarından kafasını uzattı Kağan Yıldız.
" Buyurun benim ne istediniz? Mrs Ömer İplikçi?"
Sırıtarak işaret parmağıyla onu göstererek " çok konuşuyorsun ama boş konuşuyorsun o yastığı da hemen Defneye veriyorsun (!) " diyerek sessizce söylemiş Kağanın cevabını beklemişti.
" Niye ki? Niye ki? He niye ki?" Göz kırpmış ardından gülümsemişti.
" Kağan seni-" Ömer'in sırıtışına karşın Kağan " sende beni sikmeye ne meraklısın be!" dedikten sonra gülerek " tamamdır bro merak etme."
Deyip öpücük attıktan sonra kapıyı kapatmıştı.
Adam da kolunu başının altına koymuş gülerek gözlerini kapattı.
--------
" Ya yeni kız? Ben Ömer'le konuştum geldim sen hala ağlıyorsun böyle de kararlılık olmaz ki canım!" Ayakta söylenmişti kadından ses gelmeyince o da duvar dibine çökmüş sol ayağını uzatırken sağ bacağını kendine çekilmiş elini de dizinin üstüne koymuştu.
Adam altın rengi ipek kumaş ceketinin düğmelerini açmış derin bir nefes almıştı.
Üzerinde altın rengi ipek kumaş, içine de balıkçı dar siyah renginde kazak giymişti alt kısmı ise siyah renkte kumaş kadife bir pantolon ayakkabı olarak da beyaz renkte bir corves giymişti. Ceketinin üst kısmı asker omuzundaki çıtçıtla aynıydı, ceketini katlamak yerine boynuna kadar uzatmıştı. Altın rengi ceketi küçük ön cepliydi bilekleri de bağlaçtı ve kıskıçı vardı.
Saçları sarı saçlı dağınık kesik kesikti göz rengi ise kahverengi, bıyıkları üst kısmından başlayarak yanak kenarından başlamış çenesinin altında top olmuştu.
Defneye bakarak. " Ağlama yeter yeni kız." Başını dizlerinden üzerinden kaldırıp kızarıklı gözlerle ona bakmıştı.
Ağlamaktan sesi kısılmış göz hatları yüzü ile birlikte balon gibi şişmişti. Kağan gözlerini büyütüp telaşla.
" Amanım yat yat kız sen insan sağlığı için." Baş parmağını üst damağına koyarak başını geri doğru ittirdi.
" Tövbe tövbe morg dan kaçmış bu." Dediğinde yan gözle Defneye bakmış " tövbe tövbe." Diyerek gülmüştü.
Ama Defne yüzü gözü şiş yanakları kızarık bir halde ağlayarak. " Ömer beni sevmiyor ona yaklaşamıyorum." Burnundan sümükler ağızına doğru akıyordu.
Ceketinin ön küçük cebinden mendil çıkarıp kadına uzattı iki parmağının arasından.
" Al burnu sil ilk önce." Bir adama bir uzatılan mendile baktı.
Kafasını iki yana sallayarak " istemiyorum..." Burnunu çekti.
Ardından koluyla burnunu sildikten sonra adam ona şaşkın şaşkın baktı ve gülümsedi.
" Kağandı dimi adın ? "
" Yo Abdullrazak!" Şaşkın şaşkın bakmasına karşın. " Gel gel bak sana ne anlatcam Defne."
" Boş ver adımı adlar önemsiz bu hayatta zaten bir gün toprak olacağız dimi? Üstümüzde çiçekler büyüyecek ve biz gökyüzünün üzerinden geçen arının iğnesine bal olacağız!"
Kaşlarını çatmış " Ne anlatıyon be arı malı?!" Dedi kadın, ama adam onun aksine dalgacı sesiyle gülerek.
" Hiç öyle boş yapıyorum sende dene bak çok güzel." Dediğinde güldü.
" Of bir gider misin boş gürültüye zamanım yok." Kırılgan sesiyle göz yaşlarını sildi burnunu çekerek.
Başını eğip kucağında olan yastığa baktı ve gelin tesbihi gibi elinin üzerinde Defne ' ye doğru uzatmıştı.
" Ömer sana bunu gönderdi gerdanlık olarak." Bir yastığa bir adama baktı.
Gülümsedi.
" Ömer'in yastığı."
" Nereden biliyorsun belki Ali'nin yastığı. " Göz kırpmış ardından Defne de eliyle yastığı ve Kağanın ellerini ittirdi.
" Git yanımdan hayır! İstemiyorum kimseyi! Ne geldiyse başıma erkek düşkünlüğü yüzümden geldi. Hayatta tek beni seven erkeği de kaybettim kaybettim!"
Demesiyle tekrardan ağlamaya başlamıştı Defne.
" Kız yeter bugün ağlama günün mi? Bir çirkin bir çirkin oluyorsun o kadar olur, sen ağlamıyor böğürüyorsun Tarzan gibi."
İçli içli ağlamaya devam ederken kadın. Adam itilen elli havada ona uzattı.
" Al hadi al gerçekten Ömer'in yastığı Defneye ver dedi. "
Gülümsemesi biraz daha genişledi kadının adam deyince.
Yastığı eline aldı iki elini havaya kaldırarak dikkatli bir şekilde alırken kucağına koydu. Eliyle yastığın ön yüzünü okşarken gülümsüyordu.
" İyi sen konuşuyorum lütfen ciddi olacağım dikkatimi dağıtma. Allah'ım hayatımda bir ilk yaşıyorum öleceğim galiba." Dese defne gülümseyerek yastığı okşamakla meşguldü.
Bir tepki bekledi adam kadın kendi alemindeydi. Gülümseyerek yastığı okşuyordu.
" Yıl 2023 Bir dershane çıkışı gamzeyi eve bıraktım yorulmuştum gözüme ilk çarpan kafeye girdim amacım biraz dinlemekti."
Gözüyle Defneye baktı hala gülümseyerek yastığı okşuyordu.
" Masaya oturdum karşı çaprazdaki masadan bir ses geldi. " Ne yapıyorsun salak elimin üstü salya sümük oldu."
Der demez kızıl başını hızlıca kaldırdı. " Elini öptüğü için ağzına yaptığın , yetmediği dövdürdün!"
Bağırmasıyla zıplamış korkmuştu Defne. Kucağında olan yastığın kenarını tutuyor tırnaklarını geçiriyordu.
" O piçler Ömer'i döverken ben kapı girişinde kıs kıs keyifle gülen kızı unutamıyorum. Ne kapı girişinde olan o kızı ne de " Defne, Defne'm ." Diye ağlayan adamı unutamıyorum."
Kadının çenesi titrerken adamın da ağlayası gelmişti . " Ben Ömer'i hastaneye götürürken " Defne'm bir tanem." Diye sayıklıyordu. "
" Hastane de doktorlar pansuman yaparken " Herkes yaşadığını yaşamadan ölmeyecek! Herkes yaşayacak kimileri ölecek! Kimileri ölmeden mezara girecek." Diyordu kendi kendine.
Defneyle Kağanın gözünden yaş gelmişti aynı anda.
" Sen hangi taraftasın Defne Topal! " Yutkundu. Ses telleri titriyordu adamın.
" Ulan ne istedin benim kardeşimden ne!! Diyemedin mi ben seni sevmiyorum... Diyemedin mi?!!!!" Koridordan geçen insanlar onlara bakınca Kağan tek bir bakışıyla başlarını öne eğip geçip gitti.
" Ben tek bir olayı unutamıyorum yıllarca, ya Ömer? Sırf babasından korumak için seni yanına belki de almadı bilmiyorum."
Ağlamaktan vücudu titreşime geçmişti Kağan ' da ağlıyordu artık.
" Sana tek bir lafım var Defne Topal ; o bakmadığın adama ömür boyu muhtaç kal. Sürün lan itler gibi sürün! ' Ömer.' diye..."
Kağan Yıldız...