Defne'den
'Hadi sarıl bana hadi Ömer sarıl (!)'
Ömer'e sarılmış bir vaziyette duruyordum sıkı sıkı ama Ömer' de bir hareketlilik yoktu ben ona sarılmış haldeyken paşam öylece duruyordu amına koyayım!
' Odun! Sarılsan ne olacak sanki belin mi kopacak ya sarıl işte!'
Sıcak nefesi boynumu üflüyordu hadi be adam hadi! Sarıl! Bir kerecik sarıl! Göz kapaklarımı kapattım ve derin nefesler almaya başladım daha fazla göz kapaklarımı açık tutamayacaktım.
Çünkü Ömer'in sıcak nefesi ve onun has kokusu beni kendimden geçirmekle meşguldü. Derin derin nefesler alırken içimden;
' Oh!' dedim sarılmaya devam ederken mayışmıştım içim yağ gibi erirken dudaklarımı düz çizgi yaptım derin bir iç çektim gözlerim kapalı;
pamuk şeker gibi olmuştu bütün hücrelerim rahatlamıştım.
Belim de bir ağırlık hissettim gözlerim fal taşı gibi açılırken sesimi çıkarmadım bu Ömer'in beni sıkı sıkı kavranmasına sebep olmuştu.
Gülümsedim zevkle hatta mutlulukla çünkü içim içime sığmıyordu. İçimde bir yerlerde bir kıpırtı bir heyecan volkanik patlamalar gibi alev alevdi.
Benim ses çıkarmamam onu cesaretlenmiş olacak ki belimi sıkı sıkı kavradı önceki sarılmasından daha sıkı.
' Ah Ömer canım yanıyor!'
Tabi iç sesimin konuşmasını dile getirmedim sarılsın istediği kadar...Sarılayım isteğim kadar... Sarılalım istediğimiz kadar...
' Ama belim kırılacak!'
Derin bir nefes aldım gözlerimi açıp, nefesim kesilmişti çünkü göğüslerim Ömer'in göğsüne değerken büyümüşlerdi sanki. Onların büyümesi ile gaz, sıvı, katı maddelerin üç hali gibi şişmiştik ikimizde yada sadece ben şişmiştim birazdan balon gibi patlayacak gibi bir halim vardı.
Derin nefeslerim göğsümün şişmesine sebep olurken Ömer beni daha çok çekti. Allah'ım yardım et bana... Nefeste alamıyorum göğüslerim Ömer'in göğsüne çarpıyordu.
Belimdeki kolunun şiddetini artırınca yüzümü buluşturdum canım daha fazla yanmaya başladı. Ben can acısından Ömer'in omzunu kendime doğru bastırıp güç almaya çalışırken o ise;
Boynumu öptü
Gevşedim yeminle vallahi de gevşedim billahi de gevşedim. Dudaklarım düz çizgi olurken yağ gibi erişmiştim yeniden.
Çenesini omzuna koyarken kapı tıklanmıştı.
" Abi gelebilir miyim?" Diyen Kemal'in sesiyle Ömer de başını kaldırmış belimdeki kolunu hafifletmişti.
' Hayır hayır! Ayrılmak istemiyorum hayır! Hayır Ömer ya!'
" Gel tabi oğlum." Sesi donuk çıkmıştı.
' Offf! Ama ben hiç ayrılmak istemiyorum ki senden Ömer!'
Ondan ayrılmadan omzuna getirdim elimi yan bir şekilde Ömer'e yaslanıp arkama Kemal'e baktım. Kapıyı aralamış kafasını içeriye sokmuştu sol ayağa da kapı hizasındaydı.
Yüzü güleçti şen şakrak sesiyle gözleri pırıl pırıldı, gülerek "Abim abim canım abim! Nasılmış benim abim?" Dediğinde gözleri bana kaydı.
' Ha geldi şen şakrak çocuksu Kemal.'
Bu dediğime bende gülümsedim sevinçle çünkü diğer türlü Kemal hiç çekinmiyordu gerçekten.
Düz bir ifadeyle bana bakıp odaya girerken arkasını dönemden eliyle kapıyı kapattı.
Bana bakarak " baba Mavi annemizi evine bıraktım?" Derken ' mavi anne' sözcüğünü bastıra bastıra söylemişti.
' Yanılmışım Kemal aynı Kemaldi en azından bana (!)'
Boğazını temizleyip Kemal'in bakışlarını üstüne çekti Ömer.
Sırıtarak " hayırdır oğlum bakmalara doyamadın bi? "Dedikten sonra Ömer, benim yüzümde bir gülümseme oluştu keyifle.
' Kıskanıyordu!! Kıskanıyor! Ömer beni kıskanıyor!!! '
' Haydi inşallah canım ya.'
Kesinlikle kıskanıyordu beni! Çünkü elimin altındaki sol omuz kast katı kesilmişti canım arkadaşım benim yaaa mucuk mucuk.
Kemal boğazını temizleyerek ellerini önünde bağladı. " Yok abi ben buna." Gözleri ile beni gösterip sözlerine devam etti.
" Aşık olacağıma ölmeyi tercih ederim." Dudaklarını düz bir şekilde yapıp dişlerinin arasına hava girmesini sağladı ve ağızından tuhaf bir ses çıkardı.
Sırıtarak. " Eğer diyecektim ki öyle uzaktan bakma be oğlum söyle bana ayarlayayım size bir yemek baş başa konuşun!" Ses tonu o kadar sertken Ömer'in sırıtışı genişledi.
Ama gözlerinin içi pırıl pırıldı. Ben ona bakarken o bana bakmıştı sinirle. " Geç Kemal'in yanına konuşacağız arkadaşım , doktorum geç!!!"
Bağırmasıyla yerimden zıpladım o da elini belimden çekmişti korkmuştum be o nasıl bağırmaydı?
Ama benim gözlerim niye buğulu buğulu olmuştu ki Ömer'in bağırmasıyla?
Yutkundum gözlemi Ömer'in güzel sıfatında gezdirirken çene yapısı kast katı olmuş dişlerini sımsıkı sıkmış sinirle bana bakıyordu kahverengi tonlara koyu renkten siyah bir renge geçiş yapmış o siyah renkte kendi arasında koyulaşmıştı.
Yutkundum.
" Tamam." Dedim kırılgan bir sesle kırılmıştım çünkü sebepsiz yere.
Nedenini bende bilmiyorum sormayın işte amına koyayım?!
Gözlerini kapatmıştı o da benim konuşmam üzerine başımı çevirip ona bakmadan yataktan kalktım o da dikey bir şekilde yatağın üzerinde oturuyordu zaten sağ eline de pompayı tutuşturmuştum malum sol elini ve konu.
Dediği gibi Kemal'in yanına geçerken arada mesafe bıraktım ben niye Kemal'in yanındaydım ya?! Ömer'in yanında olmak varken?! Niye?!
Ömer e bakarken tahtaya çıkmış yaramaz çocuk gibiydik öğretmende Ömer'di, cezamızı kesmesini bekliyorduk.
" Ben yokken bir şey mi oldu oğlum hı? " Onun hedefi ilk önce Kemaldi tabi keskin bakışlar çatık kaşlarla anlının ortası ve kaşlarının bitişinde iki çizgi belirdi.
' Yerim lan o çizgiyi ben!! ' ( Gözlerinden kalp çıkan emojisi...♾)
' Beni o çizgiye gömün tam ortasına awwwww!!'
" Yok abi ne olacak ki sen yokken? Hayır yani biz bize yeteriz." Deyip bana döndürdü başını elleri önde sözlerine ekleme yaptı.
" Başkasına lüzum yok gereksiz insan kalabalığı (!)" Diyerek aynı gülüşle Ömer'e döndü yüzünde çiçekler açıyordu Kemal Bey'in aman nazar değmesin!
İçimdeki sesler teker teker Kemal'e trip atarken Ömer'e ağızı açık " bana mı dedi o (!) " Dedim işaret parmağımla kendimi gösterirken.
Ve cevap vermesini beklemeden Kemal'e döndüm.
" Sen bana mı dedin? " Belli belirsiz gülüş atıp gözlerini devirdi ve gülerek Ömer'e döndü.
" Sana bir şey sordum!!!! " Kolunu tutup hızlıca kendime çevirdim.
" Benim muhatabım sen değilsin." İşaret parmağı sinirle havada sallayıp yan bir şekilde Kemal'e baktım.
" O zaman laflarını bana bakarak söylemeyi kes!"
" Hayırdır inşallah sen diye üstüne aldın ki ? Ben lafımı ortaya atmıştım?! Yoksa yaran mı var?!"
Sinirim bozuldu anırarak " Hahaaaaaaha Kendine ve Ömer'e söyleyecek halin yok ya! Ortaya attım lafı diyor ya? Oda da bende varım!"
Dalgacı sesiyle. " Hadi ya sende mi odadasın o kadar belli olmuyor ki varlığın?! Gereksiz insan bu olsa gerek!"
Bir adım attım Kemal'e doğru " Şist! Geri bas Defne Topal! " Demesiyle başımı Ömer'e çevirdim düz bir ifadeyle bana bakıyordu derin dondurucu buzdolabı seni!
Adımlarımı geri çektim adama bak ya şapşik dedik yılan çıktı!
" Kemal karşındaki kadın şartlar eşit oğlum yapma!" Başını sallayıp Ömer'e döndü elleri önünde " haklısın abi özür dilerim."
Yüzünde mahcup bir ifadesi vardı Ömer'e karşı.
" İkimizde bana bakıyorsunuz! " Gözlerimi dik dik Kemal'in üzerine dikmişken tip tip Kemal'e bakıyordum.
" Gerekirse erkekte oluruz sıkıntı yok , yeter ki bana dövecek insan gösterin." Bana yan gözle bakıp histerik bir gülüş attı Kemal. Başını çevirip Ömer'e bakarken Ömer'in sesini duydum.
" Bana bakıyorsunuz dedim Defne!!! " Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
" Sen hep bana bağır çağır." Gözlerimi açıp Ömer'e baktım. " Başkalarına gelince pamuk, gülen yüz ol bana gelince kaskatı ol. "
" Defne!" Kafa sallayıp " Defne ya Defne." dediğimde derin nefes alıp Kemal'e baktı.
" Sen söyle oğlum senin Defneyle ne derdin var?"
" Yok abi bir derdim? " İşte ben buna götümle gülerim derdi yokmuş hah! Az salla gitsin bari.
Gözlerimi devirdim.
Ömer ' de sırıtarak parmağıyla kendini gösterdi " Peki ben oradan bakılınca salak mı görünüyorum lan?!!" Dediğinde göğsündeki kablolar düşmüş makine' den sesler gelmeye başlamıştı
Adımlarını hızlandırıp Ömer'e doğru gidecektim gidecektik ki elini kaldırıp bizi durdu avuç içi bize bakıyordu havada.
" Sizin derdiniz ne?! Ne oluyor lan!"
" Abi? Ömer?" Aynı anda farklı bir şekilde adını söyleyince telaşlanmıştık nefes alamıyor rengi solmaya başlamıştı.
" Derdiniz ne dedim!!!"
" Tamam sakin ol tamam! " Ellerimi havada temkin olmasını söylerken yalvarır şekilde ona bakıyordum.
" Hadi söyle Kemal ne olur? " Bakışlarımı ona çevirdim korkmuş endişelenmiş bir surat ifadeyle bana bakıp bakışlarını Ömer'e çevirdi.
"Tamam ama abi ilk önce sana yaklaşmamıza izin ver."
Ömer kafa sallayıp izin verdikten sonra koşarak yanına gittik ben kabloları göğsüne koyarken Kemal altına sandalye çekmiş eline pompayı almıştı ben ise yatağın kenarına oturmuş Ömer'in elini avuç arasına almış diğer elimle elinin üstünü de kapatmıştım.
Şimdi ise ona bakıyordum o ise kafasını sola çevirmiş Kemal'e bakıyordu.
" Sen niye Defneye ? 'Defneeğğ' demiyorsun bakayim?"
Dediğinde bende bakışlarımı Kemal'e çevirdim ellerimin arasında Ömer'in elini tutarken.
" Öyle mi diyorum Defneye? Hiç farkında değilim?"
" Kemal! Kemal!" İkimiz birden Kemal'in adını söyleyince çocuk gibi başını öne eğdi suç işlemiş gibi Ömer' den gözlerini kaçırıyordu.
" Abi sen ameliyathane de giderken başındaki doktorlar şey dedi.
" Ne dedi? Ne dedi? " Ay yine aynı anda konuştuk şip şip annecim!
" Şey dedi abi." Ağızından zor çıkıyordu laflar.
" Ne dedi oğlum söylesene amına koyayım! "
Utana sıkıla başını yana çevirdi ağız içinde " Tarık hocanın kapatması dediler Tarık doktor Defneyi görmek için bahane arıyormuş."
" Ne?"
" Ne?!!! " Ağızı açık Kemal'i dinlerken onun odağı tabi ki Ömer'di.
" Öyle diyorlar abi ama Defne de senin yanında Ateş İplikçiden çok, ne kadar boşanacak olsanız da sen yokken o bize emanet." Derken Ömer bana bakıyordu.
" Tamam oğlum çık sen." Dedi bakışlarını benden çekmeden bakışlarını içimi parçalıyordu, bakışları tuhaftı kızgın olmaktan çok kırgındı gözlerinde hüzün vardı.
" Ama-" dediğinde gözlerini bana kaydı Kemal'in elimi uzattım ' ver dercesine.'
Mahcup bir şekilde bana verirken pompayı sandalyeyi altından çekmiş odadan çıkmıştı.
Kapı kapağında Ömer bana bakmayı kesmiş nihayet sesini duyurmuştu.
" Şimdi de kapatma mı oldun? Bir insan bu kadar mı değişmez bu kadar mı? Erkek düşkünü olur Defne? " Ses tonu ağlamaklıyken ses telleri çatırdıyordu.