Mafyanın Bakıcısı

By serseri_arduc

123K 32.8K 13.2K

Bir gün hastaneye ambulans ile hasta getirdiler ama getirmek ne kelime başbakan gelse o adamın yanında sönük... More

Mafyanın Bakıcısı -1
Mafyanın Bakıcısı -2
Mafyanın Bakıcısı- 3
Mafyanın Bakıcısı- 4
Mafyanın Bakıcısı- 5
Mafyanın Bakıcısı- 6
Mafyanın Bakıcısı- 7
Mafyanın Bakıcısı- 8
Mafyanın Bakıcısı-9
Mafyanın Bakıcısı- 10
Mafyanın Bakıcısı- 11
Mafyanın Bakıcısı- 12
Mafyanın Bakıcısı- 13
Mafyanın Bakıcısı- 14
Mafyanın Bakıcısı-15
Mafyanın Bakıcısı-16
Mafyanın Bakıcısı-17
Mafyanın Bakıcısı-18
Mafyanın Bakıcısı-19
Mafyanın Bakıcısı-21
Mafyanın Bakıcısı-22
Mafyanın Bakıcısı-23
Mafyanın Bakıcısı-24
Mafyanın Bakıcısı- 25
Mafyanın Bakıcısı-26
Mafyanın Bakıcısı-27
Mafyanın Bakıcısı-28
Mafyanın Bakıcısı-29
Mafyanın Bakıcısı- 30
Mafyanın Bakıcısı-31
Mafyanın Bakıcısı-32
Mafyanın Bakıcısı- 33
Mafyanın Bakıcısı-34
Mafyanın Bakıcısı-35
Mafyanın Bakıcısı-36
Mafyanın Bakıcısı-37
Mafyanın Bakıcısı-38
Mafyanın Bakıcısı -39
Mafyanın Bakıcısı -40
Mafyanın Bakıcısı -41
Mafyanın Bakıcısı-42
Mafyanın Bakıcısı -43
Mafyanın Bakıcısı-44
Mafyanın Bakıcısı-45
Mafyanın Bakıcısı-46
Mafyanın Bakıcısı - 47
Mafyanın Bakıcısı-48
Mafyanın Bakıcısı -49
Mafyanın Bakıcısı -50
Mafyanın Bakıcısı -51
Mafyanın Bakıcısı -52
Mafyanın Bakıcısı -53
Mafyanın Bakıcısı -54
Mafyanın Bakıcısı -55
Mafyanın Bakıcısı-56
Mafyanın Bakıcısı -57
Mafyanın Bakıcısı -58
Mafyanın Bakıcısı -59
Mafyanın Bakıcısı -60
Mafyanın Bakıcısı -61
Mafyanın Bakıcısı -62
Mafyanın Bakıcısı -63
Mafyanın Bakıcısı- 64
Mafyanın Bakıcısı-65
Mafyanın Bakıcısı -66
Mafyanın Bakıcısı-67
Mafyanın Bakıcısı-68
Mafyanın Bakıcısı -69
Mafyanın Bakıcısı-70
Mafyanın Bakıcısı-71
Mafyanın Bakıcısı - 72
Mafyanın Bakıcısı-73
Mafyanın Bakıcısı- 74
Mafyanın Bakıcısı - 75
Mafyanın Bakıcısı- 76
Mafyanın Bakıcısı-77
Mafyanın Bakıcısı-78
Mafyanın Bakıcısı-79
Mafyanın Bakıcısı-80
Mafyanın Bakıcısı-81
Mafyanın Bakıcısı-82
Mafyanın Bakıcısı-83
Mafyanın Bakıcısı-84
Mafyanın Bakıcısı-85
Mafyanın Bakıcısı - 86
Mafyanın Bakıcısı - 87
Mafyanın Bakıcısı -88
Mafyanın Bakıcısı-89
Mafyanın Bakıcısı - 90
Mafyanın Bakıcısı-91
Mafyanın Bakıcısı-92
Mafyanın Bakıcısı -93
Mafyanın Bakıcısı-94
Mafyanın Bakıcısı -95
Mafyanın Bakıcısı -96
Mafyanın Bakıcısı -97

Mafyanın Bakıcısı-20

1.3K 511 295
By serseri_arduc


1. Gün Düğün günü.

Defne' den

İnsan yıllar içinde nasıl bu kadar değişebilir ağa? Ben mi bu hale getirdim Ömer'i? Bilmiyorum ama bir yandan çok seviyorum b bu halini böyle baktıkça eriyorum yağ gibi bir yandan da böyle olmasını istemiyorum... Çünkü eski Ömer bana bakmaya kıyamıyorken şimdi ki  Ömer ise gözümün yaşına bakmıyor amına koyayım!

' Zamanında  sende bu adamın canını acıttın Defne... Hem de defalarca.'

Hala klozetin başında kusarken başımı klozetinden kaldırdım. " Sen sus be Huriye! Seni vallahi boğarım ha!! Böyle kıt diye gidersin vallahi sinirim tepem de zaten sus!"

Duvara bakıp iç sesim Huriye ile konuşurken Ömer'in adamlarından biri araya girdi. Ben böyle iç sesime, organlarıma ad takmayı seviyordum.

" Bacım iyi misin? " Bacım mı? Nereden baksan benimle aynı yaşıtta bana bacım diyordu küstah! Bunlar niye böyle ya? Hepsi siyah ceket, siyah pantolon giymiş mafya babaları gibi.

Bir tek Ömer kendi zevkine serseri stiline uygun giyiniyordu yiağğ Tam bir serseriydi hareketleri , mimikleri, konuşması, tavrı.

' Ah Ömer ah deseydin böyle utra yakuşuklu , efso,müko, taş, meteor olacağım diye vallahi kendime bağlar bırakmazdım seni!'

" Bir şey yok siz işinize bakın hepiniz buraya geldiniz sanki bir bok var gibi?!  Ben iç sesim Huriye ile konuşuyorum karışmayın bana!" dedikten kolumun ağrısı ile baş başa kaldım.

" Ah! Temel dur oğlum iki dakika lan! Niye ağrıyorsun şimdi durduk yere?!" Çatlayan kolumun ile konuşurken farklı bir ses konuştu. " Bacım Temel kim?" derken bir kez daha kustum.

" Koş lan koş! Abiyi çağır!" Adının " Hasan olduğunu öğrendim kişi sarı saçlı, mavi gözlü kemik yüzlü birisiydi Ömer kadar olmasa da idare ederdi yani.

" Tamam siz çıkın! " Ah anda geldi benimki sesine kurban be!

Bu sefer yalandan kusma numarası yaptım " Öhğğk öhğğğk! Kusuyorum dikkat dikkat!" dediğimde Ömer'in burun kıvırarak güldüğünü hissettim olsun bu da bir şeydi.

En azından ben görmesem bile bana gülüyordu bu da bir şeydi yani.

Önüme gelen saçlarım ile ensem de olan saçlarımı eliyle tepem de topladı. " Abartmıyor musun biraz? Ne o Temel, Huriye Hikayesi? Adamlarım senin oyuncağın değil Defne?"

' Şöyle sert sert bakması yok mu öldürüyor beni!! ( Gözlerinden kalp çıkan emojisi...♾)

Şimdi sen görüsün İplikçi!

" Ömer... Ömer (!) " diyerek yalandan bayıldım  tabi ki de Ömer'in kucağına benden kaçar mı?  Ömer'e yaklaşmanın yolunu bulmuşum kaçınmam ağa!

" Defne... Defne (!) Bu da iyice alıştı ha bir de Recep İvedik gibi bayılmaz mı hey Allah'ım!" Dediğinde gülmek için zor tutum kendimi sakın gülme kızım sakın Defne!

'Hadi al beni kucağına Ömer hadi! '

Ama Ömer Bey beni alır mı kucağına kocaman bir;

HAYIR!!

Size onun yerine sürüklemeyi tercih etti Ömer Beyimiz! Kendisi de arka arka diyordu arada arkasına bakıp ardından bana bakıyordu sanırım açık kapı ya da ayağına bir şey takılıp düşmekten korkuyordu.

Sonunda açık olan odalardan birinde girdiğinde beni sürüklemeye devam etti. Sırt üstü beni altı hemen!

' Hayaller hayatlar! Bu da mı gol değil be! Bu da mı?!'

" Şist! Kalk hadi şist! Sana diyorum kızım kalk!" Ayakkabının ucuyla koluma vuruyordu. Sinirle  sakallarını sıvazlayarak arkasını döndü kaşları da yukarı kalmıştı hemen.

' Şapşik!'

Arkasını dönüp sakallarını sıvazlayarak nefes alıp kaşları havaya kalkarken bana baktığında açtım tek gözümü sıkı sıkı kapattım.

" Gördüm Defne! " Gözümü sıkı sıkı kapattım ve omzumu sirktim ama  kolum acıdı " ah! Kolum!"  " Kalk hadi!" Dediğinde " üşeniyorum. " Dedim.

" Hıh (!)" dedikten sonra isterik gülüş arttığının hemen sonrası yüzüme gelen soğuk su dalgasıyla yerimden fırladım. Resmen kalbime elektrik şok uygulanan hastalarla aynı değerdeydim şuan!

ÇÜNKÜ ÖMER SURATIMA SOĞUK SU ATMIŞTI AMINA KOYİM SENİN ÖMER AMINA!! AKLIM GİTTİ AKLIM! KOMADAN UYANMIŞ HASTALAR GİBİYİM GÖZLERİM FAR SENSÖRÜ GİBİ AÇILDI AĞZIMI KAPATMAYI UNUTTUM! NEFESİM KESİLDİ!

" Ne yapıyorsun lan!!!!?" Suratıma baka baka sırıttı pişkin pişkin çarpık çarpık gülerek.

" Suyun kaldırma kuvveti var derlerdi de inanmazdım hahaha! Kalk hadi seç şu gelinlik bez parçasını işim var hadi!!! " dedikten sertçe bana baktı ve elindeki su dolu vazoyu orada bulunan sehpaya bıraktı aynı sertlikte.

Oda dan çıkarken arkasından bağırdım. " ZIR DELİ ZIR! DELİ! RUHU HASTASI! PİSKOPAT!!! " dedikten sonra kafama vurdum.

" Ya bu ne ıslak ıslak saçım ıyy!"  dedikten sonra elime ardından da üstüme baktım.

" Ya şu halime bak be! Üstüm yine battı! " Dizlerimi karnıma çekip kollarım ile sardım bacaklarımı " iyi en azından üstüm bok korkmuyor iy nasıl yedim ben onları!! " Düşündükçe midem ağızıma geliyordu ya!

Yeniden midem kalkmaması için başımı havaya kaldırdım ve derin bir nefes aldım. ' oy oy!' diyerek.

" Defne abla Defne abla gelinlikler çok güzel gel!" Koşarak odaya girip elimden çekiştirmeye başladı beni.

"Nehir dur istemiyorum ben gelinlik filan." Dediğimde elimi çekiştirmeyi  bıraktı zaten bir kolum hala acıyordu ama Ömer Bey'in umurumda mı koca bir;

HAYIR!

Size tekrardan.

Nehir şaşkın şaşkın bana bakarken gözlerim ile " Gel otur şöyle! " Dedim hemen bağdaş kurup beni dinlemeye koyulurken onun bu sevimli haline güldüm.

" Evet dinliyorum ben dert dinleyici  Nehir hanım." Diyerek öksürdükten sonra elini yumruk yaptığın ardından mikrofon varmışçasına bana uzattı.

" Dalga geçme be bu da şakacı sanırsın Cem Yılmaz. "

" Ya Defne  abla o adama nasıl gülüyorlar ya ben gülemiyorum? Ömer derki hep'' ben gül emiyorsan o işte sıkıntı vardır amına koyayım." ben de ona katılıyorum adam konuşuyor gülüyorlar aynı bir kadın  daha var yanağında kocaman bir beni  var ne gereksiz o dişlek karı ya iy sinir bozucu şey yılannn!"

" Ömer öyle mi diyor?" Diye sorduğumda kaşlarım yukarı kalkmıştı. Nehir şaşkın şaşkın ' ha?!' dedikten sonra ne dediğimi anlamış olacak ki?

" Ya o kadar şeyden Ömer kısmını mı anladın sadece? İki gıybet yapacağız bu da hemen Ömer diyor ya hayret bir şey." Göz devirerek başını çevirdi yöne.

Parmak ucuyla dizine dokundum " kız hadi söyle bana Ömer öyle mi diyor?" " Bana ne bana ne." Dedi omuz sikerek. " Hadi hadi söyle lütfen! " Diyerek çenemin altında tek elimi papatya çiçeğin yaprakları gibi açıp başımı sola yatırdım ve şirin şirin gülmeye başladım.

Kimse bu hareketime dayanamazdı çünkü çok şirin ve tatlı oluyordum canım kendim yiaaaağğğ düşüyoryorüks!

" Defne abla ne yapıyorsun ya? " Dediğinde bana gülmüştü. " Şirin olmaya çalışıyorum tabi tek elle isteğim şirinliği yapamıyordum ama olsun."

" Allah seni..." kıkırdayıp konuşmaya devam etti Nehir Hanım " evet öyle diyor da o kadar şey konuştum bir tek Ömer'le ilgili kısmı aldın yaaa!" Kahkaha atıp geriye doğru düşecekken bacağından tutum.

" Kız yavaş düşeceksin şimdi?" Gülümsedim.

" Bir şey olmaz bana büyünce unuturum. Şimdi bırak beni  de sen niye evlenmek istemiyorsun onu söyle bana bi Defne abla?"

Nehir öyle deyince azıcık gülen yüzüm hemen de düşmüştü gıcık! Yüzüm ya! Ne var da hemen düşüyorsun sanki?

' Yıkık Bihter Ziyagil mod!'

Başımı önüme eğerek konuştum yüzüm karnıma çektim bacaklarıma ve dizlerime bakıyordu şimdi.

" Ömer bu düğünü istemiyor çünkü Nehir ne yapsam ne etsem Ömer bana yaklaşmıyor  bir türlü. Her yaklaştığımda ise aramıza kat katı aşılması zor duvarlar tuğlalar öğürüyor... bu tuğlar ve duvarlar canımı çok yakıyor (!) Bana sana baktığı gibi baksa ona bile razıyım ya!"

Nehir gülmüştü hem de keyifli bir şekilde " Kız yoksa sen beni mi kıskandın? Kıskan hayatım sana kıskanmalar yakışır kudurrrr Defne abla kudurrr!"

Histerik bir gülüş attım candan olmayan istemsiz " bakıyorum da istediğiniz yer olunca sadece onu diyorsunuz cimcime?"

" Hocam siziniz Defne Hanım olacak o kadar." Çok neşeli bir kızdı Nehir ama şimdi de benim neşem yoktu.

" Defne abla kaldır başını bana bak bi." Utana sıkıla kaldırdım başımı.

" Geçmişte ne yaptın bilmiyorum ama  Ömer'in kalbi konu sana gelince yok oluyor abla. Aslında dokunmaya kıyamadığımız bir kalbi var Ömer'in zamanla sende öğreneceksin ama bunu öğrenmek için mangal gibi yürek lazım. Peki o yürek sende var mı? Pazardan kaç kuruşa alındı şok şok şok paparizzeler Defne ablanın peşinde pazarda yürek kaç kuruş?"

Artık sinirim bozuldu kahkaha atmaya anırmaya başladım. Nehir cimcime ya!

"Yani işin özü yeğen bazı şeyler için çok çalışacaksın eee kolay değil paramparça yok olmuş kalbi yeniden küllerinden var etmek Anka Kuşu değil ki bu insan kalbi canım."

" Sende seviyor musun görmüyor musun belli değil papatya anlamış değilim."

"Ben öyleyim hem sever hem gömerim üstüne de mum dikerim." dedi gülerek ama anında ciddileşip  konuştu " Şimdi benim diyeceklerimi iyi dinle abla güldük geçti tamam."

' Tamam ' anlamında kafa sallayıp Nehir'i dinlemeye koyuldum.

" Bak tekrardan diyorum Defne abla tırnak içinde belirtmek de isterim." dedikten sonra tırnaklarıyla tırnak işareti  " " yaptı.

" Yaaa seni ben yerim ama şapşik şey!" dediğimde gülerek kaşlarını çattı Ömer gibi  " Şist ben ne dedim sana ben konuşuyorum burada haddini bil!"

Gülmemek için ağızıma fermuar çeker gibi yaptım parmaklarım ile, ama gülmemek elde değildi ki kıkırdanıp durdum bu yüzden Nehir'e.

" Defne abla Ömer'in yok olan kalbi için çok uğraş vereceksin vermek zorundasın çünkü eski Ömer'i istiyorsan geri en azından sana iyi davranmasını istiyorsan yap şunu. Düğün işine gelirsek ne yap et bu evden dışarı çıkma ve Ateş İplikçinin yanına gitme Ömer ne derse desin."

" Çünkü eğer gidersen Ömer kafasında kurar mı kurar bu da senin için iyi olmaz eğer tabi gerçekten ama gerçekten Ömer'i seviyorsan! Ömer  düğünü neden istemiyor bilmiyorum onu belki de seni kendi eliyle teslim etmek o küçücük kalbine ağır geliyordur. Ne yap et bu evde kalmayı başar tamam mı?! Git dese bile gitme, uzaklaş dediyse yaklaş biraz kadınlığını kullan canım hiç mi? Yasak Elma izlemedin sende?  Hep tersini yap Ömer'in dediklerinin ama fazla da abartma aaa bu Ömer'ime de belli olmaz aman yanarız  sonra."

Öylece bakıyordum Nehir'e neler diyordu nelerde biliyordu? Bende kendimi akılı, kurmaz bilirdim  amanın tövbe!

" Ama  bir şey öğrenmem lazım sana yardım etmem için Defne abla? Gerçekten seviyor musun Ömer'i ? Sevmiyorsan gölge yapma istemez! Adamı daha fazla üzmene izin veremem! "  dedi bağırarak kaşlarını da çatmıştı sol elini yumruk yaparak.

Nerdeyse bana yumruk atacaktı cimcime. " Kız konuşana Defne abla!" Fermuar yaptım ağızımı gerisi geriye parmaklarımla geri açarken konuştum.

" Kız konuş demedin ki hem ne bu sinir sakin. Ben Ömer'i seversem niye bu kadar izin vereyim canımı yakmasına?"

Düşünür gibi yapıp elini çenesinin altına koydu. " Bir düşüneyim hımm! Belki de geçmişte yaptıklarından vicdan azabı çekiyor olamaz mısın? Bence öylesin de... Neyse gözüm üstünde Defne abla. Akılı ol alırım aklını ona göre. Ben her çarşamba gelip durumla yakından ilgileneceğim."

" Papatyam neredesin sen ya özledim seni?" diyen Ömer kendini kapının kirişine dayanmış ayaklarını da çapraz şekilde yapmıştı hemen. Çarpık çarpık gülerek Nehir'e bakıyordu şimdi de. Kollarını göğsünün hizasında bağlamıştı üstüne üstelik . Üstünde geçen yurtta gittiğimiz açık mavi tişört altında ise yine kapalı mavi kot  pantolon vardı aynı kombin yapmıştı ağızını yediğim saçları da öyle.

' Hatta saçları daha güzeldi şuan!!'

' Ahğğğ düştüm vicdansız çocuk awwwwwww! ( Gözlerinden kalp çıkan emojisi...♾) '

O Nehir'le konuşurken telefonumu çıkardım aşağıdan Ömer'i kadraja almaktı amacım ama tek elle puslu oluyordu.

" Defne ne yapıyorsun sen acaba?" Ömer'in sesini duymamla elimdeki telefonum fırladı ellerimin arasından bağımsız olarak zemine düşerken yüreğim de ağızıma gelmişti. Birde üstüne üstlük rezil olmuştum.

Yüzüm kıpkırmızı olurken Ömer'in güleç dalgacı seni duydum.  " Telefonu ver de papatyam çeksin beni. Yeterince rezil olduğunu düşünüyorum ben." Başımı kaldırıp Ömer'e baktım dudağının kenarını yukarı kaldırmış sakallarını kaşıyordu.

" Gerçekten mi? " Dediğimde o sadece gözlerini yukarı dikip kaşlarını da kaldırmıştı  içinden 'oy' diyordu. Dudaklarını okumuştum.

" Vazgeçmem için beş saniyen var Defne bir- "

" Tamam tamam al çek kız çabuk!" Dediğimde ikisi birden gülmüşlerdi bana " ne ya?!" Kendini duvara yaslamış gözlerini kısarak ve kaşlarını çatarak çarpık çarpık gülmüştü bana.

' Ahğğğğ ölüyor bitiyorum Allah'ım sana geliyorum kesinlikle Ömer benim olacak! ( Gözlerinden kedi çıkan emorji...♾) '

' Yeter vicdansız çocuk! ( Gözlerinden kalp çıkan emorjisi...♾)'

Ben dalıp giderken Ömer'e Nehir çoktan Ömer'in kucağında yerini almış ona yanağından öpücük veriyordu.

" Oh mis! Bal mısın kızım sen? Bir kere ısırırım yanağından nehir hanım?"

" Ya hayır acıtıyorsun ama sonra yanağım kızarık oluyor Ömer." Dedi nazlı nazlı.

' Şuna bak senin yerinde olmak isteyen bir ben varım burada nehir ya:('

' Ömer tam baba olacak adamsın ya!'

Alt dudağını büküp kedi masumluğu ile boncuk boncuk baktı Nehir'e tam kedi ya şerefsiz! Yiyeceğim ham ham!

" Vay be Nehir hanım sizde mi beni üzmeye başladınız ? Peki öyle olsun!" diyerek modu bir anda değişmişti Ömer'in sesi ağlayan erkek çocuğundan farksızdı şuan.

Nehir'i bir anda yere bırakıp yüzünde mimik olmayan düz bir ifadeyle. " Defne aşağıya in bez parçaları seni bekliyor hadi! Şu koluna baksın Esra!"

" Ömer ben nasıl ineceğim böyle?" Derin nefes alıp başını sola çevirip ardından bana baktı.

" Sikik bir kol işte sanki ayağın kırıldı nasıl inersen in aşağıya! Beni bağlamaz ne sen ne de  senin kolun!" Bana sert sert bakıp ardından Nehir'e baktı üzgün üzgün.

Odadan çıkıp giderken salonda konuşuyordu " anasını satayım anasını! " Dedikten sonra duvara yumruğunu atmıştı.

Yerimde zıpladım " ne oldu şimdi ya? " Nehir de bana bakmıştı hemen yeşil gözleri dolu doluydu. " Ben işte bundan bahsediyordum defne abla sana Ömer'in kalbi küçücük bir serçe kuşu kadar  sevdiklerine çabuk kırıyor o kalp (!)

' Ne ?! Ben o kalbi defalarca kırmıştım benim işim gerçekten zordu ya!!'

Nehir ' e bakıp gülümsedim benim de moralim bozulmuştu bir umutla söz verdim papatya 'ya.

" Merak etme ben konuşurum Ömer ile üzülme sen."

Bana öyle bir bakmıştı ki  ' ay göttüm ' der gibi. Gülümseyip " Defne abla ya benimle konuşması yüzde seksen beş seninle konuşması yüzde bir bile değil yine de teşekkürler gel sana yardım edeyim de aşağıya inelim."

'Çocuk doğru söylüyordu amına koyayım!'

-------

Nehir minicik eliyle sağlam koluma destek vererek merdivenlerden indirdiğinizde ikimizin gözleri Ömer'i aramıştı.

"Caner abi Ömer nerede? "

'Yaşa be Nehir! '

Bir eli boyunda ela gözlü siyah saçlı tavuk götü gibi sakalsız sıfatı vardı üstünü söylememe gerek yoktu sanırım o da diğerleri gibi siyahlara bürünmüştü.

" Abi görüşme odasında güzelim kimse gelmesin dedi sen bile."

" Peki teşekkürler (!)" dediğinde bende " gel ilk önce şu kolumu alçıya aldıralım şuna." Dedim gözlerimle bön bön bana bakıyordu Esra! Salak şey!

" SONRA GELİNLİK SEÇERİZ BANA! " dedim duyması ile. Sinsi hemen kulaklarını havaya dikmişti.

Yazardan

Ömer yatağında uzanmış başını da yatağın başlığına koymuş telefonla konuşuyordu. "Hasan ne yaptınız oğlum?"

" Abi düğünün diğer kısımları hallediyoruz Kemal ve Metin abi de depoya gitti senin dediklerini ayarlıyor."

Keyifli keyifli güldü adam " Güzel!" Deyip ardından çarpık çarpık güldü.

" Hasan  müzik işleri bende tamam mı aslanım? "Ömer adamının cevabını beklemeden yüzüne kapatmıştı. Çarpık çarpık gülüyordu hala Ömer.

Elinin avucunda telefonunu çevirerek kıs kıs gülüyordu  " Her şey daha yeni başlıyor babacığım (!) " Son kez avucunda telefonunu çevirdikten sonra başını yatağın baş ucunda olan sehpaya  çevirdi.

Siyah kaplı dosyayı eline aldığında kapağı açtı Ömer  " Bakalım bakalım ne varmış bu dosya da."

Ömer odasındayken Defnenin kolunun alçısı almış şimdi ise dergilerden gelinlik geçiyordu. Dergi de ilk bulunan gelinliği seçmişti kadın.

" Bu olsun!" diyerek gelinliğin üstüne parmağın basmıştı.

" Ama efendim daha ilk sayfadan gelinlik seçiniz olur mu öyle?"  Dedi orta yaşlı görevli kadına. " Olur olur saçı da böyle yaparsınız bitti gitti."

Defne gelinlik için talimat verirken  balık model gelinlik seçmişti gelinliğin arka tülleri upuzundu zeminde sürtülüyordu. Sırt dekoltesi ise tamamen açıktı gelinliğin sadece fermuar kısmı kapalıydı saç ise dergi deki gibi salaş topuz olacakken saçın ön kısmı iki yandan perçel kakül olacaktı Defnenin.


" Defne abla niye hemen karar verdin ki ? Bir baksaydın dergilerin sayfalarına."

Kızıl patpayanın yanağını elinin avucuna alarak okşayarak güldü " Ömer kadar bende istemiyorum düğünü Nehir bu düğün ikimize de eziyet ne kadar kabul etmek istemesem bile bu böyle."

Saniyesi ile birbirine bakıp gülümsediler ama ikisinin gözlerinde hayal kırıkları vardı " Defne hanım her isterdiniz yüzüklere bakalım? " Diyen bu sefer orta yaşlı, gözlüklü kar beyazı saçı ile oldukça kendini belli eden kuyumcu adamcağızdı.

Sanki bütün çektiği acıları saçında toplamış 'ben buradayım' der gibiydi kar beyaz saçları.

" Olur peki?"

Defne gelinlik seçiminde yaptığı gibi gözüne çarptığı ilk yüzüğünü aldı. Nişan yüzüğü olarak ortası çiçek pırlanta ve kenarları küçük küçük taşlarla dolu bir yüzük seçmişti Defne. Çok naif oldukça da küçüktü.

Şimdi sırada evlenme teklifinin yüzüğünü seçmek  vardı bu Defne için bir işkenceydi adeta" bu eziyet ne zaman bitecek (!)? " Söylenene söylenene  gözüne çarpan yüzüğü aldı ortası açık mavi içi pırlanta dolu kocaman bir yüzük seçmişti kenarlarında altıgen şekilde örgülü taş yapıtları vardı.


Son olarakta girintili çıkıntılı kenarı sonsuzluk söz yüzüğünü seçmişti Defne.

" Her şey tamamsa ben gelinliği alıyorum bacım?" Defneden 'de kafa sağlayıcı onay aldığında  "  Ünal gel koçum buraya!" diyerek kapıya doğru bağırdı Hasan.

" Geldim abi buyur? " İçeriye gelen Ömer'in adamının sol gözünün  içi kırmızı renkteydi ateş topu gibi. Defnenin gözüne adamın sol parmağında olan yüzük takılmıştı.

Gözlerini kısarak baktığında ise Hasan'ın konuşması ile dikkati dağılmıştı.

Eline kadının seçtiği gelinliği alıp  " Şimdi bu gelinliği  alıp Ömer abinin dediğini yapıyorsun aslan."

" Tamam abi."

Hasan giden adama baktıktan sonra sehpada bulunan yüzüklere baktı abisinin dediklerine uygun yüzük seçecekti.

Gözleri ile yüzükleri bir gezdikten sonra arasından en küçük yüzüğü seçmişti. Demir parçası bir yüzük seçtiğinde ise  " Daha küçüğü yok mu? " Diyerek eline aldı yüzüğe baktı. İlk önce çevirerek elinde şöyle bir incelendikten sonra kuyumcuya baktı.

" Tamam  ben bi abi' ye sorup geliyorum onun için uygun mudur diye? " Dediği anda merdivenlerden tüm asileti ile Ömer İplikçi geliyordu.

" Ver bakayım şu yüzüğü? " Eline aldıktan sonra dudaklarını bükerek sağ sola çevirdi kaşlarını da çatmıştı.

"  Daha küçüğü yok mu la bunun?"

" Yokmuş abi" göz kırparak cebine attı yüzüğü Ömer  " eyvallah ciğerim." Dediğinin ardından arkasına dönüp kapıya ilerledi.

" Nereye abi ? " Elini şıklatıp havada " Topla herkesi işlerine Berat İplikçi evinde devam edecekler gidiyoruz. Nehir'i de evine bırakın!"


-------

Ömer perde altından  gelenleri kontrol ediyordu bahçe çok mühim iş adamları ile doluydu. Hani derler ya  " Karınca yuvası gibi tıklım tıklım her yer. " Bahçe de öyleydi işte.

" Kemal dosyayı aç bakalım bir yoklama alalım kim var kim yok bir görelim."

Kemal elindekini  rulo yapmış dosyayı açarak sayfaları çevirdi. " Abi hepsi tamam teğet etmek aralarında gezip baktım." Kafa sallayarak sözlerine devam etti. " Peki Defnenin gelinliği ?" Diye sorduğunda Kemal' den cevap beklemişti Ömer.

" O da tamam abi merak etme sıkıntı da yapma." Dediğinde adamı Ömer hala bahçeye bakıyordu kaşlarını çatarak.

" Ben sıkıntı yapmam eğer  bir sorun olursa ben size büyük sıkıntı olurum Kemal."

" Biliyorum abi." Kapıya vurulduğunda " Gel! " diye emretti Ömer son olarak bahçeye Berat İplikçi beyaz smokin giymiş siyah papyon ile üstünü tamamlamış öyle aşağıya inmişti şimdi de iş adamları ile konuşuyordu.

Ömer sinirden dişlerini sıktı ağız içinde ses efekti yaptıktan sonra Metinin sesini duydu. " Abi adamlar hazır zamanı geldiğinde yerlerinde olacak. " Kapı bir kez vurulup açıldığına Hasan  kafasını uzatmıştı içeriye.

" Abi gelebilir miyiz? " Adam arkasını  dönerek" gelin çocuklar gelin!" Adamlar peş peşe içeriye girip kapıyı kapatmıştı.

Ömer bel boşluğunda kollarını birbirine bağlayıp " Evet nedir?" Diye sorduğunda adamları sırayla konuşmaya başlamışlardı. " Abi cimcime evine bırakırdı." Kafa sallayıp diğer adamına baktı Ömer. " Sen?"  Dediğin müzikleri DJ 'e verdim abi. " Hepsinin elleri önünde bağlıydı  gözleri ile diğer adamına baktığında "  gözleri kapalı şekilde yola bırakıldı abi zamanı geldiğinde onlara telefon gelecek."

" Tamamdır çıkın."  deyip eliyle odadan çıkmaları gösterirken gerisi geriye elini bel boşluğuna koymuştu.

Kemal başıyla selam verip kapıyı kapattığında elini cebine daldırdı.

Yüzü bakıp içinde bir hoş duygu dolu his oluşurken bir yandan da istemsiz bir şekilde parmağına takmıştı şimdi ise parmağında yüzüğünü çevirip duruyordu.

Kapı vurulduğunda  öksürerek kendine geldi " gel!" Dedi. Kapıyı açıp içeriye beyazlıklar içinde bir kolu alçılı Defne girmişti.

Ömer yutkunup gözleri yoğunlaştığında donup kalmıştı sonra kendine gelip  bir kez daha yutkunmuştu Ömer. Kolları bel boşluğunda kekeleyerek " Hadi gidelim." Diyerek Defneyi koluna almadan tek başına odadan çıkarken.

Defne' de   " Ömer beni koluna alman gerekmiyor mu göstermelik düğün olsa da." Elimi başının hizasında döndürüp dudaklarını ve gözlerini yumdu. " Ha pardon aklım başımdan gitti de." Deyince Defne keyifle güldü gözleri parıldamıştı.

" Ne ne gülüyorsun?"

"Hiç öylesine."

------

Bahçeye inip balkondan baktığında Defne "  oha çok kalabalık." Başını Defneye çevirmişti Ömer  " Berat İplikçi gösterişi sever. " Dediğinin hemen ardından yürümeye başladılar.

Herkes gelin ve damat ' a bakarken Berat İplikçinin kaşları çatılmış dişlerini sıkmaya başlamıştı  Ömer çarpık çarpık  gülerek babasına el salladı. Berat bozuntuya vermeden gülümsedi.

Giriş müziği : Sezen Aksu - Kutlama

Çalıyordu.

Alkışlar eşliğinde direk dansa geçtiğinde Ömer Defnenin eline belini koymuştu Defne sağlam elini adamın omzuna koyarken gelinliğin bir ipliği boşlukta sallanıyordu  alçılı kolundan dolayı giymemişti.

Ömer gözlerini Defnenin gözünden çekmeden konuştu. "  Daha açık bir gelinlik bulamadın mı Defne? Sırtın tamamen açık (!) " Dedi dişlerini sıkarak.

" Ben gelinlik geçmedim Ömer sayfanın ilk sayfasında bu gelinlik vardı."

Başını sola çevirip derin bir ' oy!' çekti sonra Defneye baktı Ömer."

" Hı hı eminim öyledir Defne! " Dediğinde kızıl " Oy Ömer ister inan ister inanma!  " Diyerek başını sağa ya çevirip onlara bakan insanlara baktı Defne. Neyse ki hep orta yaş insanlar vardı.

Tekrardan Ömer'e baktı adamda keskin gözleri ile ona bakıyordu " hem ne böyle üstün başın bugün giydiklerin bir damat böyle olur?" Kaşlarını kaldırıp iç gıdıklayan sesiyle konuştu.

" Sizin hayal ettiniz damat nasıl  onu bilemeyeceğim Defne hanım? Ama eldeki malzeme bu üzgünüm size uygun bir kompleks olamadım için."

Kadın sadece adamın gözlerine bakıyordu.

Kafa sallayarak Ömer  " Hem sana ne benim kıyafetimden günlük kıyafet olup olmasından ben böyle iyiyim."

Başını adamın omzuna yaslayıp gözlerini de kapatmıştı kadın.

Başını hemen kaldırıp gözlerini açmıştı Defne "  Ömer?" Başını incelemekte olduğu çevreden çekip kızıla baktı Ne var?! " Ters ters cevap verince  söylemek istediklerini yutup gerisi geriye başını omzuna koyarak gözlerini kapattı.

" Yok bir şey (!)" Diye mırıldandı.

" Yoksa  bir şey niye dikkatimi dağıtıyorsun kızım hasta mısın lan sen?! " Dediğinde gözleri kapalı kıkırdayıp müziğe ayak uydurmuştu Defne.

------

Yaklaşık on beş dakika dans ettikten sonra gelen gidenlerle ilgileniyordu şimdi  Ömer ve Defne.

Ömer el sıkışıp tebrikleri kabul ediyordu yüzünde yalancı bir tebessüm ile. Hemen ardından Defneye baktıklarında tebrik ile koluna bakıp geçmiş olsun diyorlardı.

" Gülme Ömer! "

" Bana ne güleceğim kızım paşa gönlüm gülmek istiyor!"  Deyip tebrik eden kişilerin koluna bakıp sonra da Defneye geçmiş olsun diyenlerin tepkisine birde Defnenin kıpkırmızı olan yüzüne bakıp çarpık çarpık gülüyordu.

" Allah'ım ya!"

Ömer Defnenin yüzüne bakıp bakıp güldü o baktıkça defne hem sinirden hem de utanma duygusundan kıpkırmızı olmuştu.

On dakika boyunca yüzüne bakıp gülmüştü Ömer Defnenin.

" Gülme dedim!" Kadın öyle dedikçe çarpık gülüşü daha da büyüyordu adamın.

" Bak hala gülüyor! Ömer gülme! Gülme!" Ama Ömer gülmeye devam ediyordu.

Düğünün sonlarına geldiklerinde babasına baktı Ömer iş adamlarıyla konuşuyordu onun için para değeri olan iş adamlarıyla güya yakın arkadaşlarıyla.

Bunun yanı sıra iş adamlarının yanındaki eşlerini kur yapıyordu Berat İplikçi.

Ömer elini kulağına götürülerek  " başlıyoruz hazırlanın!"

" Tamam abi."

" Defne gel buraya!" Dedikten Ömer gövdesine çekti Defneyi ve kendisini de kadının arkasına geçtikten sonra sıkı sıkı sardı bedeninin kadının. Koruma üçgeni yaparak tek vücut yapmıştı kendilerini Ömer başını kızılın omzuna gömerek.

" Şimdi!!!"

Çalan müzik bir anda değiştikten sonra " Mahmut Tuncer" den  " Jandarma"  Türküsü çalıyordu. Defne Müziği durduktan sonra krize girmişti.

Kadın kahkaha atarak gülerken adam düğünün ortasında kızılı gelen keskin nişancı kurşunundan koruyordu.

Berat İplikçi para değerinde gördüğü arkadaşların teker teker öldüğüne şahit olurken hepsi eşleri ile birlikte ölmüştü.

Gözleri Defne ve Ömer'i gördüğünde gelini kahkaha atarak gülüyor oğlu ise düğünün tam merkezinde koruma üçgeni yapmış kendini de Defneye arkadan sarılarak siper etmişti.

Berat İplikçinin gözlerini çekip ölen arkadaşlığına baktıktan sonra ağlayarak yüksek bir sesle.

" GİTTİ PARAÇIKLAR! GİTTİ GİTTİ!! " diyerek dizlerini kırıp kendisini çimene atmıştı Berat İplikçi.

Elini yumruk yaptıktan sonra  ağlayarak yumruğunu çimenlere vuruyordu " GİTTİ PARAÇIKLAR! GİTTİ GİTTİ!! "

Defne ise kahkaha atarak gülüyor Ömer ise başını boynuna gömmüş korumaya çalışıyordu kadını.

Berat İplikçi için hayat daha yeni başlıyordu çünkü olan bitenleri çeken paparazziçilerden  habersizdi kendisi...

Continue Reading

You'll Also Like

betty By ︎ ︎

Fanfiction

2.4M 212K 33
Ama New York'a geldiğimden beri bir kokusu var. for vanilla baby
542K 11.4K 47
Beni seven tek insan oldu. Benim masum kalbim tek onu görürmüydü. Peki araf beni bırakırmıydı.
13.8K 1.5K 36
İki yanı orman kaplı bir yola koydular beni, korkum onları vazgeçirmeye yetmedi. Yumruklarımı sıktım, zifiri karanlıkta benden uzaklaşan arabanın far...
228K 21.2K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin