Yazardan
Ömer, Nehir, Defne, Kemal, Metin ile evine gidiyordu şimdi ise küçük kızı dizine oturturmuş tatlı tatlı sohbet ediyorlardı. " Ömer hadi bana lise aşkını bir kez daha anlat!" dediğinde adam çaktırmadan püh dikkat onları dinleyen kadına baktı, Defne de Ömer'e bakıyordu yüzünde gülümseme gözlerindeki parıltı ile.
Hemen gözlerini kaçırdı ve Nehir'in saç uçlarını sevmeye devam ederken " papatyam ne gerek var şimdi bunlara? Anlattım ya sana kaç defa."
'Nasıl mükemmel gözüktüğünü bir bilsen adam! Ah adam ah!'
" Olsun Ömer bir kez daha anlat ne olur?"
Adam kaşlarını çatıp küçük kıza baktığında " Hıh küstüm işte küstüm! Ben sana küstüm! " Omuz sikerek kollarını çiçek yaptı ve dudağını büktü Nehir.
" Ya çok tatlı hemen bir foto çekmeliyim." derken iç sesinden Defne elleri, ile harekete geçmişti hemen.
Kameranın flaşını kapattıktan sonra saçını düzeltme esasında Ömer ve Nehir'i çekmişti Defne. Adam gülerek küçük kıza bakarken kız pozisyonunu bozmamıştı.
" Ama papatyam?"
" Ama Ömer'im üzme beni hadi be yap güzellik , hem ben daha küçüğüm! Hiç yakışıyor mu sana küçücük çocuğu üzmek?!"
" Bak bak hareketlere bak hele? İşine gelince küçük işinize gelince büyük oluyorsunuz Nehir hanım nasıl iş bu?" dediğinde saç tellerinde baş parmağını gezdirdi.
" Bana neğğğ! ben küçüğüm!" Dediğinde Ömer Nehir'i başından çekip öptü. " Hiçte kıyamıyorum sana ben! "
" Ehheeeehe biliyorum çünkü ben çok tatlıyım bunu sende biliyorsun bana naz yapıyorsun biliyorum sende beni seviyorsun!" Kadın ve adamın şen kahkahaları birbirine karışmıştı arabada.
"Amına koyayım çok güzel gülüyor bebek gibi aw!!" Defne sıçtın kızım!!!"
"KAPIYI AÇIN!!!! ÖMER KAPIYI AÇ!! KAPIYI AÇIN!!!" dediğinde genç kadın adam endişelenmiş onun için çünkü defne kesik kesik nefesler alıyordu.
" Defne iyi misin?!"
" Ö-m-e-r n-efe-s al-m-ı-y-o-r-um! " Dediğinde adam yerinde dikleştirdi. " Bak şaka yapıyorsan Defne çok kötü olur!"
" Ömer ya-r-d-ı-m et çok k-ö-t-ü-y-ü-m." Nehir 'i kucağından alıp yanındaki koltuğa otururken hemen Defnenin yanına geldi.
" Hı şey yapalım. " Derken küçük kıza döndü adam telaşla. " Nehir sen söyle ne yapalım? "
" Tam ağızını açarken " Kız söylesene bak kızıyorum ama Nehir!"
" Ömer sakin ya konuşmama izin verirsen eğer arabayı durdur ablayı dışarı çıkar diyecektim hava alsın biraz." dedi Nehir.
Adam kafa sallayarak " tama-m ta-m-am. " " KEMAL DURDUR ARABAYI!!!" Anında araba dururken Ömer kapıyı açtı.
" Gel buraya! " Deyip kucağına alırken kadını arabanın içinden kendini atmış dışarı çıkmıştı. " Abi ne oldu?" derken kapıyı çoktan açmıştı Metin.
" Metin su getir çabuk! Dizlerinin üstüne düşerken Defnenin başını koluna yatırmıştı. Eliyle kadının yanaklarını tokatlıyordu.
" SU GETİRİN SU LAN!!!! DEFNE İYİ MİSİN LAN DEFNE NEFES AL KIZIM BAK NEFES AL! " kadın kesik kesik nefesler alırken Ömer'in kolunu tuttu ve kalkmaya çalıştı.
" İyiyim iyi." Adamın yardımıyla oturur pozisyona geçti kadın.
" Ne oldu birden bire? " Dedi endişeli sesiyle " Abi su." diyen Metin ' e bakmadan kolunu uzatıp suyu aldı ve kapağa açarak " Al su iç biraz." dedi kadına uzatarak.
Defne su şişesini dudaklarına götürürken gözleri ile Ömer'i takip ediyordu. Adam her hareketini ilim ilim izlerken Defne yutkunarak şişenin kapağını gerisi geriye kapattı.
" Al, su için... teşekkürler."
" İçseydin biraz daha. " Dedikten sonra şu şişesini aldı Defnenin elinden.
" Yok teşekkürler birden oldu zaten sen öyle gülünce nefes alamadım nefesim kesildi. "
Defne Ömer'i şaşırtıyordu ağızı açılmış kaşları havaya kalkarken şapşik bir yüz ifadesine bürünmüştü iplikçi çünkü Defneyi ilk defa böyle görüyordu.
Kadının yüzü kızarırken başını önüne ardından da başka yönlere çevirdi. " Metin oğlum ben arabada mıyım bir bak!"
" Anlamadım abi? " Şaşkınlığı sesinden belliydi korumanın. " Metin arabaya koçum hadi! Kemal'in yanına."
Gülerek bakıyordu çarpık çarpık genç kadına utandığını anlamıştı elbette adam. Adam baktıkça kadın daha çok kızarıyor bakışlarını başka yöne çeviriyordu.
Ömer'e bakmadan.
" Bakma öyle utanıyorum (!)" Çarpık çarpık güldü dudak kenarını kaşırken adam. Başını da kaldırıp arabaya baktığında ise Nehir'in açık beyan onları izlediğini gördü.
Ömer kaşlarını çattığında ise kız kolları birbirine sararak kadına sarılmasını işaret etmişti.
' hayır' anlamında kafasını iki yana salladı ama kızın boynunu sol omzuna yatırıp dudak büktüğünü görünce.
Defnenin yanına yaklaşarak hiç bir şey demesine izin vermeden sımsıkı sarıldı.
Kadın ilk başta şaşırsa da sarılıp sarılmak arasında gidip geldi, çünkü Ömer'in tepkiden kokuyordu.
Ama Nehir'in adama yaptığı gibi sarılmasını işaret ettiğinde hiç beklemeden sıkı sıkı sarıldı ona.
" Bu ilişki nereye gider Metin abicim?" derken Kemal arabanın camından kendini sarkmış çayını yudumluyordu şapur şupur.
" Bilmiyorum ama abime iyi geleceği kesin oğlum."
Şapur şupur içerken hüpleterek de içiyordu Kemal çayı.
" Vallahi abicim abime ne kadar tripkolik olsam da abimin mutluğu benim mutluğumdur sevimsin gariban." Dediğinde bir kez daha çayı içerek ağızını hüpletti.
Metin ters bir bakış atarak.
" Vallahi yarım akılı filan dinlemem a bu dirseğimi ağızının ortasına yersin kardeşim doğru iç lan çayı!"
" İçiyorum zaten abicim bak." Diyerek Metine daha çok yaklaşarak ağızını hüpletti. " Abi duyacak oğlum yapma anasını satayım!!!" Elini sallayarak " Tehh abicim baksana şunların haline dünyadan koptu ikisi de." Ömer gözlerini kapatmış dakikalarca sarılırken Defne ondan bir haberdi; tencere dibim kara senin ki benden kara misali kadın onunla birlikte eş değerdeydi şuan.
"Bak şimdi." dedi Metine göz kırparak çay bardağını kaldırdı havaya "abi çay içen mi?! " dediğinde Ömer hemen gözleri kapalı Defneye sarılmış bir şekilde konuştu.
" Çay koyun geliyorum! O bardağı da götüne sokuyorum Kemal!" Yutkundu.
" Saygılar abi." diyerek başını salladı " duymuş la (!) " Kısık sesle.
Defne Ömer'in konuşmasına kıkırsa da adamın çenesini omzuna bastırarak eliyle de sabit tuttu başını.
'Büyü bozuldu defne kızım bırak adamı.'
" Defne...(!)"
" Hayır Ömer biraz daha kalalım böyle lütfen (!)"
" Olmaz!" Bağırıp başını omzundan kaldırmaya çalıştı ama Defnenin sabit eli başını kaldırmaya izin vermedi.
"Ömer lütfen birazcık daha lütfen." dediğinde adam" Tamam. " Deyip tekrardan gözlerini kapattı hemen ardından da sımsıkı sarılmıştı aynı şekilde. Ve dünya o andan itibaren onların etrafında dönmeye başlamıştı...
" Nihayet arabanın yolunu buldunuz yav hu!! " dedi Nehir gülerek.
Ömer ise başını cama çevirip baş parmağının etini yemekle meşguldü.
Defne de Nehir' e havadan öpücük atmakla meşguldü gülerek. Küçük kız da kıkırdayarak görülmeyen öpücüğü havada yakalayıp dudaklarına götürüp öptü. Ve yol boyunca birbirine bakıp gülüştüler kadın ile küçük kız...
Araba Ömer'in evine giriş yaparken adam ayağa kalkarak üstünü sikiledi pantolonun tozunu aldıktan sonra.
" Gel bakalım küçük cadı. " Kucağına alırken. " Ver bakalım bir öpücük! " Nehir yanağını uzatıp Ömer'e öpücük verirken. " Oh! " dediğinde adam kıkırdardı.
" Yağğ Ömer sakalların battı." Şirince gülümseyip ardından da soru sordu. "Ben küçük cadıysam? Büyük cadı kim? " Ömer sesini alçaktı iç gıdıklayan sesiyle Nehir'in kulağına fısıldadı.
" Defne ablan çaktırma (!) " Güldüğünde ise Nehir." Bak şimdi çaktırmadan (!) " deyip ikisi de göz ucuyla Defneye baktı.
Kadın gözlerini kısmış sinsi sinsi onlara bakıyordu. " Siz benim hakkımda mı konuşuyorsunuz he!" dediğinde ikisi birden " Yoo ne münasebet sende yani." dediler Ömer ve Nehir.
" Cadı dediniz kulaklarım çınladı hahaha." Arabanın kapağını açıp indiğinde adam Nehir'in kulağına fısıldadı.
" Bak gördün mü nasıl da biliyor kendini? " Kahkaha attığında Ömer küçük kızı yanağından öptü.
" Ömer omzuna bineceğim al beni omzuna." Yere indirip hemen ardından omzuna alıp sıkı sıkı bacaklarından tuttu.
Babasına göre evin çevresinde hiç koruma yoktu bu evin yani isteyen istediği gibi girebildi bu eve. " Ömer bak kuş oldum ben uçuyorum! " Derken küçük kız ellerini iki yana açmıştı.
Adam küçük kızın sesindeki mutluluğu hissettiğinde daha da mutlu olup gülümsedi. Evin kapısına gelince Defne. " Ömer anahtar nerede? Söyle bana anahtarın yerini kapıyı açayım."
Kızıl Ömer ' den cevap beklerken adam ayağa ile kapıya tekme atıp çoktan kapıyı açmıştı. " Oha nasıl yani bu evin anahtarı yok mu?! " Şaşırmış bir şekilde hemen içeri girip kapıyı da kapatmıştı.
" Hoş geldin evine papatyam! " dedi zemine indirdikten sonra.
" Hoş bulduk Ömer Beycim. " deyip leydi gibi dizlerini kırdı.
Çarpık çarpık gülüp Nehir'in hizasına çöktü. Ellerini tutarak. " Ne yapmak ister benim papatyam?"dediğinde kız Ömer 'den elini çekip koltuk altını burnuna getirdi.
Burun kıvırarak. " Öf leş gibi kokuyorum Ömer Beycim beni yıkar mısınız? " Gülerek saç uçlarını sevdi. " Tabi Nehir hanımcığım! " diyerek yanağından öptü.
" Hadi bakalım banyoya!" deyip elini tutuğunda Defne araya girdi. "Bu tatlış anı bozmak istemiyorum ama , sen Nehir'i yıkamazsın Ömer!"
" Nedenmiş o Defne? "dedi gülerek.
" Nehir de bayan adayı şeyini mi göreceksin lan?! Ben yıkarım Nehir'i sen üst kısmını ayarla kıyafet olarak at kısmına sakın dokunma ben yaparım! Öyle de gülme bebek gibi nefes alamıyorum kalbim duruyor amına koyayım! "
Küçük kıza dönerek elini tuttu " gel kız sende cimcime! Yıkayalım seni." Merdivenlerden çıkarken de sohbet ediyordu kızla." Yani ne gerek var ben varken dimi seni yıkamasına?(!)"
" Ömer beni hep yıkıyor zaten bu yeni bir şey değil ki." Defne gözlerini açarak ikinci katta çıktı. Ona bakarak " Omg My God!" Diyerek merdivenleri çıkmaya devam etti.
Adam merdiven boşluğundan onlara bakarken önüne döndü dudak içini ısırarak." Deli! " Dedi gülerek.
------
"Oh mis gibi oldun." Üstünü kurularken Defne. Küçük kız kıkır kıkır;
" Teşekkür ederim Defne abla."
" Bir şey değil bir tanem! "
Son olarak saçını kuruladıktan sonra yatağın üstündeki gördü. Ömer kızın kıyafetlerini yatağın üstüne koymuş üstüne de söyle bir not yazmıştı.
" Bunları sana aldım papatyam çok yakışacağına eminim:))) "
Not: Başkalarının yanında özellikle erkeklerinin yanında giyersen bacaklarını kırar eline veririm!
Ömer ten renginde kol üstünde biten tişört alırken boğaz kısmı ise kurdeleliydi kol kısımları ile birlikte Ve tişörtün üstünde küçük gezegen varken alta kalan ' A' harfinin üstünü kapatmış ' C , T, ' harfini teet geçmiş hemen ardından da. Yazının altında da İngilizce yazılar yazıyordu.
Alt kısmına da short almış bel kısmı beyaz renkteyken short' un geri kalanı ise geceyi anlatıyordu beyaz sarı yıldızlar karanlık ortama renk katarken gezegenin ekvator çizgisi, kenar kısmında gözüküyordu aşağıya doğru kayıp giden sarı yıldız da vardı. Pembe renkteydi ki kedi kavanoza kafasını sokmuş başında gözlüğü ile ön patisini havaya kaldırarak yıldızları yakalamaya çalışıyordu.
"Nehir şunlara bak." dedi gülerek Defne.
" Ya çok güzeller Defne abla." dedi sevinçle. Ellerini kıyafetlerinin üstünde gezdirirken.
"Aaa! Not var bana okur musun?" Kafa sallayıp göz ucuyla okuduğu notu eline alarak bir kez daha yüzündeki gülümseme ile okudu.
" Ya canım Ömer'im benim! " dediğinde Nehir Defne kaşlarını çattı ama sonra düzeltti kaşlarını tabi.
" Hadi giyip aşağıya inelim Ömer mutlu olsun." Dedi ve Defne. " Yaşasın Ömer beni çok seviyor!"
Ömer'in aldıklarını giydirdikten sonra saçlarını açık bırakmıştı kuruması için Defne küçük kızın. Gerçeği kendi üstü başı sırılsıklam suydu.
" Ömer teşekkür ederim!" Koşarak salonuna indiğinde adamın arkası dönüktü. Ömer Nehir'in sesini duyunca işaret parmağının üstü kısmı ile burnunu sildi ve ardından da burnunu çekti.
Parmağının üstü kan olmuştu.
Nehir'e döndüğünde baştan aşağı süzdü küçük kız çocuğunu " Nehir hanım bu ne güzellik yav sanırsın güzellik salonu? "
" Yaağ! Gerçekten güzel olmuş muyum?" Çarpık çarpık gülerek.
" Dünyadaki en güzel kızsın şuan." Yanağını öptü.
Adamın burun kenarları kızarıktı defne dikkatli bir şekilde Ömer'i incelerken zemine düşen kan damlasını fark etmişti zaten burnunu sildiğini de fark etmişti.
" Ömer bu kan ne?!!!! Burun kenarlarında kızarık? Ne oluyor?!! "Çığlık çığlığa bağırırken adamla küçük kız birbirine bakıp aynı anda konuştular.
" Ne kanı Defne sen yanlış görüyorsun acaba sende renk körlüğü mü var? " Derken nehir Defneye baktı ama Ömer'in gözleri kadının ıslak üstüne kaymıştı yavaş yavaş.
Tişört kadının vücuduna yapmış içini gösteriyordu tamamen.
' oha siyah sutyen ve Defnenin su gibi vücudu!!' yutkundu, yutkundu, yutkundu, gözleri yoğunlaştı.
" Ömer size diyorum hey!!!"elini sallamaya başladı adamın göz hizasında. " Hıh dalmışım pardon ya! " derken bile gözleri Defnenin göğsüne kaymış bütün vücudunda gezmişti.
' Bingo! Defne kendini kaybetti kızım hadi iyisin kız:)))'
' Bir insan bu kadar mı güzel olabilir? ' dudağın üstünü kemirip baştan aşağı süzdü bir kez daha. Yutkundu.
' Kendine gel Ömer! Sen bir kez daha Defneye aşık olamazsın! denedik olmadı be oğlum!"
' Kalbim çok hızlı çarpıyor amına koyayım! Hayır hayır bir kez olmaz olamaz! Defne sıçtı ağızıma olmaz!!!'
" Hı ben sana en i-y-i-s-i bir tişört g-eti-re-y-im (!)" Diyerek ensesini kaşıdı.
Ama ağızı ' u' şeklini almıştı Ömer'in '' y-o-k-s-a gözlerime hakim ol-a-m-a-cam (!) '' iki lafı bir araya getiremezken gözleri pembeleşmiş göz uçlarına kaydı bu seferde.
Telefonun zil sesi kulağına gelince adamın " Tam zamanında heh!" dediğinde hemen Defneye arkasını döndü.
Telefonu kulağına dayandığında kadın adamın sırt detaylarını inceleme fırsatı buldu. " Ah yanıyorum yanıyor ah!! Ağızımın suyu akıyor Ya Rabbim (!) " Derken Ömer'de telefonda konuşmaya başladı.
" Tamam!"
"..."
" Tamam anladım tamam!!" Ömer'in konuşması bittiğinde karşı tarafta telefonu kapatmıştı.
Telefonu kulağından çekip ekrana baktığında " sıçacağım böyle işe ha (!)" dedi dişlerinin arasından.
Sinirle arkasını dönüp ellerini iki yana açtı " ÜÇ GÜN SONRA EVLENİYORUZ BERAT BEY ÖYLE BUYURURDU ÇÜNKÜ!! " sinirden gözleri yuvalarından çıkarken elinde sıktığı telefonunu de koltuğa fırlatmıştı Ömer.