KUŞKU VE TUTKU

By masalgibiay

134K 14.1K 16.8K

Bölümler yeniden yazılıp DÜZENLENECEKTİR. . . . Hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği bir kişiden, hi... More

(👣1💕)İlk Bölümcük♡
(👣2💕)Ba-na-ne...
(👣3💕)İki Kelime🎶
(👣4💕)O Allah'a İnanmıyor
(👣5💕)Sor Bakalım!
(👣6💕)Yok Artık!
(👣7💕)Kuşku... 👤
(👣8💕) Can Parça'm♡
(👣9💕) Süt Kardeşim... 🐣
(👣10💕) Tek Şüpheli...
(👣11💕)Kaktüs 🌵
(👣12💕) Başlıyoruz!
(👣13💕) Allah'ın Pazar Günü
(👣14💕)Alaaddin'in Sihirli Lambası Gibi😒!
Bölüm Değil :')
(👣15💕)Ben İçimdeki Seni Sevmişim Anlasana 🎶
(👣16💕)Şaka Mı Bu? Ne Tarafa El Sallıyoruz?? 😨
(👣17💕)Belli Oldu...
(👣18💕) O Benim Eşim♡
(👣19💕) Ortak Yanımız💖
(👣20💕) Ben Adındaki Bir Heceyim, Adımdaki Bir Hece Olduğun Gibi...💚
(👣21💕)Ayaz Mıymış?
#(👣22💕)Sevdiğine İşarettir..❣️
(👣23💕)Bu Kadar Da Belli Etme!!😏
(👣24💕) Husumetdaş :)
(👣25💕) Şüpheliler Listesi
(👣26💕) Zoruma Gidiyor!
(👣27💕)Bir Varmış, Bir Yokmuş...
(👣28💕) Bekledim...♥️
(👣29💕) Sağ Elim, Sağ Bileğim, Sağ Kolum! 😏
(👣30💕) Bırakıyorum...
(👣31💕) Merak♡ :)
(👣32💕) Neden Ayaz?
(👣33💕) Yanlış Yol
(👣34💕) Lambasını Söndürdüğüm
(👣35💕) Fazla Güzel..♡
(👣36💕)Söz Ve Umut
(👣37💕)İntihar
(👣38💕) Kayıp...
(👣39💕)Hatırlamıyorum
(👣40💕) Aşk Lütfen Gel
(👣41💕) Tavır
(👣43💕) Format
(👣44💕) Bazı Şeyler
(👣45💕) Kabul Olmuş Beddua
2 YIL OLDU! ♥️
(👣46💕) Buldun Beni
(👣47💕) AY Tutulması ♡
(👣48💕) Yavaş Yavaş
(👣49💕) Hatırla
(👣50💕) NOT
(👣51💕) Not'un Sahibi
(👣52💕) Kaktüs'ten Yeşeren Çiçek
DUYURU - ARA
(👣53💕) Hemde Herşeyi
(👣54💕) Notalar Anlatsın♡
(👣55💕) Bir Takım Telaşlar
(👣56💕) Hüngür Hüngür
(👣57💕) Kavga Değil Dayak :)
(👣58💕) Düğün Duygusallığından Uzak
(👣59💕) Ayrılık
(👣60💕) Gölge Tek, Biz Hepimiz
(👣61💕) Kapşon Da Maske De Düştü!
(👣62💕) Notalarla Film Şeridi
(👣63💕) Yaşanmış Gerçekler
(👣64💕) Yeni Başlangıçlar
(👣65💕) Hepsi Bir Oyundu

(👣42💕) Kavga

1.4K 204 388
By masalgibiay

📣
YİAAAAA YİNE BİZ GELDİİİİKK!!!

İçinizi rahatlatacak, kavgalı, dayaklı ve bol gülmeli bir bölümle geldiiikk. Evet yeni bölümü attıktan hemen sonra bölüm yazmaya başladım. Çok mu harikayım ne... ^^

Sanırım şu karantina sürecinde bol bol bölüm okuyacağız 🖤🖤🖤🖤

Hazırsanız kavgaya gidiyoruz!✊🏻

Kepkepkepkeyifliiiii okumalaaarr!!!

Bölüm tabiki yine Ayaz'dan🌙

°°°Bu bölüm şarkılı skskskskd mutlaka şarkıyı indirip öyle okuyun. Nedenini anlayacaksınız! :)))))°°°

Ölümüne - Soner Sarıkabadayı

°°°°

Aysima... Benim içim Aysima, boğulduktan sonra alınan derin bir nefes gibiydi. Karanlıktan sonra bulunan ışık gibiydi. Susuzluktan sonra içilen su gibiydi. Çölüme yağmur, kışıma bahar, toprağıma çiçekti. O benim herşeyimdi. Sevdiğimdi. Ay yüzlümdü.

Defteri okumuştu. Benim olduğunu hissetmişti. Ayberk'e inanmamıştı. Sızlayan kalbime çiçek açtırmıştı. Öyle mutluydum ki. Gidip ona sarılmak geliyordu içimden. Doya doya sarılmak.

Bazen böyle oluyordu işte, bazen sadece sarılmak isterdi insan.

Derin bir nefes daha çektim içime. Huzurdu, mutluluktu, umuttu...

-Yanılıyorsun. Asıl sen her kimi sevdiğine inanıyorsan seni kandıran o! Ben seviyorum seni o değil. Beni seviyorsun sen onu değil! Sana ne dedi bilmiyorum ama ne dediyse doğru değil.

Ya dövecektim, ya dövecektim, ya da dövecektim. Onu elimden kimse alamazdı. Bu yaptığından sonra onu dövmeden asla rahatlayamazdım. Senin o sevgini ben ne yapacağımı çok iyi biliyorum. Aysima'ya bakan o gözlerini oyar, onunla aynı odada olan o bedenini benzetir, aynı havayı soluduğun o burnunu kırar, buraya seni getiren ayaklarını sakatlar ve yalan söylediğin o ağzını dağıtırım! Sen burdan bir çık bakalım bir daha Aysima'nın adını ağzına alabiliyor musun?

-Senin aksine o kendini bana hatırlatmaya çalışmıyor, ben onu hatırlayayım diye bekliyor. Haklısın bana söyledikleri doğru değildi. Çünkü benimle sadece arkadaş olduğunu söylemişti. Sen kimsin benden ne istiyorsun bilmiyorum. Ve emin ol bilmek de istemiyorum. İstediğim tek şey sadece onu hatırlamak. Ama hatırlayamıyorum işte! Başım çatlayacak ama ben hala hatırlayamıyorum.

Bir insan nasıl hem sevinip hem üzülebilirdi. Ben nasıl hem sevinip hme üzülüyordum. Beni hatırlamak istiyordu! Ve benim yüzümden başı çatlayacak derecede ağrıyordu. Son söyledikleri daha çok kendi kendine söylercesineydi.

Ayberk konuşacağı sırada Aysima engel olmuştu :

-Çık burdan! Ve sakın bir daha çıkma karşıma.

Kızların gelmesiyle sertçe onlara bakmıştım. Nereye gitmişlerdide Ayberk içeriye girip Aysima'yla konuşmaya cürret etmişti?

-Ayaz?
Dicle burda ne yaptığımı sorar gibi konuşmuştu.

-Hemen içeri girin ve o adi pisliği dışarı çıkarın.

Ne dediğimi anlamamış olacak ki kaşları çatılmıştı. Onlar sormadan cevap vermiştim :

-Ayberk içerde.

Dicle ve diğerleri aynı anda şaşkınlıklarını dile getirmişti. Sonrasında sinirli bir biçimde içeri girmişlerdi.

Birkaç ses ve konuşmadan sonra çıkmıştı yalancı düzenbaz!

Çıktığı gibi o daha ne olduğunu anlamadan boynundan tutmuş duvara yapıştırmıştım onu.

-Ulan adi köpek! Seni keç kaz daha uyarmam gerekiyor. Kaç kez daha dövmem gerekiyor. Sen nasıl bir ş*******sin. Bu yaptığın erkekliğe sığar mı lan!

Bağırmıyordum ama kısık da değildi sesim.
Elleriyle boynundaki ellerimi çözmeye çalışıyordu. Bunun üzerine daha çok sıkmıştım.

-Ne diyorsun sen? B-bırak.
Boğuk ve zar zor konuşmuştu. Karnına dizimle vurup geri çekildim.

Derin ama kesik nefeslerle soluklanmaya başladığında hala yapmadıklarım için üzülüyordum. O burnunu kıracak, ağzını dağıtacaktım. Ama burda olmazdı. Disiplinle kurtaracağını bildiğim içim yakasına yapışıp onu kendimle beraber yürüttüm. Ne demiştim? Sürüye sürüye çıkaracaktım değil mi?

Koridoru geçmiş okul kapısından çıkmıştık. Okul çıkışı olduğu için okul sessizdi. Sadece kursa kalan öğrenciler ve birkaç öğretmen vardı. Şu an herkes dersteydi ama müdür ve yardımcıları odalarındaydı. Bu yüzden hızlı hızlı yürüyor ardımdan da Ayberk pisliğini sürüklüyordum.

Okul'un bahçesini de geçtiğimizde artık bana engel olacak hiçbirşey kalmamıştı. Boş sokağa doğru onu çekip durduğum gibi yüzüne yumruğumu indirmiştim.

Geriye doğru sendeleyince dengesini sağlamaya çalışmıştı. O dengesini sağlamayadan tekrar yumruk atmıştım yüzüne. Yakasından tutup bağıra bağıra konuşmuştum:

-Demek seni seviyor haa!
Karnına dizimi geçirmiştim.

-Demek onu kandıran benmişim ha!
Burnuna doğru kafa atmıştım.

Yere düşünce kanıyan burnuyla sırıtmıştı. Güzel! Daha çok dövebilicektim. Çünkü beni kışkırtıyordu. Bu beni gel döv demekti. Davete icabet edilir. Ve bende zevkle icabet edecektim.

Burnunu silip sırıtmaya devam edince yüzümü ekşitmiştim. Tam da kötü karektersiz hareketiydi bunlar. Dersini iyi almıştı belli. Nasıl kötü olunur dersleri, ve kötü karektersizlik özellikleri....

Yere tükürüp konuştu:
- Ay bilekliği demek. Güzelmiş. Bil bakalım benim adımın ilk hecesi ne?

Karşımda hala sırıtırken ayağa kalkmıştı. Bana doğru bir adım atıp konuşmaya devam etmişti :

-Kendini hatırlatmayacak kadar aptalsın sen. Onu senin elinden aldığımda bakalım yine böyle davranabilecekmisin.

Tekrar yakasından tutup dişlerimin arasından tısladım:

-Sen kimsin ki köpek! Sen kimsin ki onu benim elimden alacaksın? Ne sanıyordun sana inanıp seni seveceğini falan mı?

Yüzündeki en az onun kadar iğrenç olan sırıtışla cevap verdi:

-Beni sevip onu bıraktığımda benim hissettiklerimi hissetmesini.

Seni sevmesi....bugün sakin olmayacaktım! Ben bugün direk dalacaktım!

Üst üste üç yumruk geçirmiştim yüzüne. Kaşına, gözüne, burnuna...

Birde sevsin onu bırakacağım diyor.

Tekrar yumruk atacakken yumruğumu havada durdurup elmacık kemiğime geçirmişti. Karnıma yumruk atmaya yeltendiğinde yumruğunu tutmuş kolunu çevirmiştim. Kolunu kurtarmaya çalışırken arkadan dizlerine vurup diz üstü düşmesine sebep olmuştum. Acıyla inlemiş ve küfretmişti.

-Beni sevmese bile, bana inanmasa bile seni hatırlamasına asla izin vermeyeceğim. Aklını öyle bir karıştıracağım ki... Baş ağrısı arttıkça hafızası asla bir ilerleme katetmiyecek.

Kaşlarım çatılmıştı. Ne demek, baş ağrısı arttıkça? Aklıma gelen şeyle büktüğüm kolunu bırakmış yüzünü kendime çevirmiştim.

-Baş ağrısına sebep olacak ne dedin ona? Senin yüzünden mi ağrıyordu başı? Söyle!

Burnundan akan kan, seyiren gözüyle sırıtmaya devam etmişti. Karnına yumruk atıp tekrar etmiştim :

-Söylesene pislik!

Ayberk kahkaha atıp cevap verdi:
-Bu kadar sevdiğini bilmiyordum Ayaz. Ne oldu canın mı acıdı?

Ben cevap vermeden devam etmişti :
-Seni canını acıtmanın yolu Aysima'dan geçer değil mi? Bende öyle düşünmüştüm. Ve evet sabah kafasını karıştıracak birşeyler söylemiş olabilirim. Hatta bunu her teneffüsde yapmış da olabilirim. Bakıyorum da haberin yok.

Sertçe yutkunup nefesimi bıraktım. Ayberk'i itip karnına tekme attım. Sebebi oydu demek! Baş ağrısına o sebep olmuştu. Yerde yatan pisliğin üzerine eğilip üst üste yumruk atmıştım. Burnundan akan kan boynuna doğru ilerlerken kaşı da patlamıştı. Bu daha hiçbirşeydi. Bana karşı yaptığı her hamlede engel olmuş onun vuracağından daha sert bir şekilde vurmuştum. Kemiklerini birbir kırma isteğimi kolunu bükerek çıkarmıştım.

- Ayaz! AYAZ! HEYY!
Bana doğru seslenen Furkan ve Emiray'ı duymuştum ama dönmemiştim.

-Burdalar koşun. Lan Ayberk pert.
Fırat gülerek bize doğru koşarken Ayberk o tarafa bakmıştı.

-Yıllardır kendilerinden ibaret olan şu gruba nasıl girdin? Söylesene gruba girmek için Aysima'yı mı kulla-

Konuşmasına devam edemeden ağzına yumruğumu indirmiştim. Kendinden biliyordu insanları kullanmayı. Sinirimi alamamış karnına da yumruk atmıştım.

-Ayaz bırak şunu. Yeter.
Kollarımdan tutup konuşan Berkay'dı.

Son birkez yumruk atmış o yetmeyince yakasından tutup kafasını kaldırmıştım. Sertçe yere atıp ayağa kalktım.

-Ulan Aybok biz seni bunun elinden kurtarmaktan bıktık sen hala dayak yemekten bıkmadın!
Fırat iğrenir bir ifadeyle konuşmuştu.

Okuldan çıkıp buraya gelen bir grup erkeği görünce kim olduklarına baktım. Ayberk'in arkadaşları olmalıydılar. Diğerleri de bunu farketmişti. Ayberk yattığı yerden sırıtarak bekliyordu.

Emiray telefonunu çıkarıp birini aradıktan sonra telefonu kulağına götürdü. Kimi aradığını biz sormadan cevap vermişti:

-Musab'ı arayayım da kızları almaya gelsin. Şimdi İlkay'dır, Alara'dır Aysima'nın karşısına çıkıp da canını sıkmasın. Direk eve gitsinler.

Bu iyi olmuştu. Çünkü aklım Aysima'da kalmıştı. Abisinin onun alması içimi rahatlamıştı.

Emiray Musab telefonu açmış olacak ki konuşmaya başlamıştı:

-Alo, Selamun aleyküm. Okulda sayılırız. Ya kızları okuldan alır mısın diye soracaktım sana.

Musab herne dediyse Emiray gözlerini devirmişti. Daha sonra telefonu hoparlöre almış telefona doğru konuşmuştu :

-Hoparlörde sesin, tekrar söylesene!

-Dersim var çıkamam. Sizin ne işiniz var paşam? Nedir meşguliyetiniz?
Musab alayla sormuştu.

-Kavgamız var. Diye bağırdı Fırat. Musab cevap vermişti :

-Ulan başlarım kavganıza şimdi. Ne kavgası? Kim kiminle kavga ediyor?

Fırat Ayberk'e bakış atıp cevap vermişti :
-Ayaz Ayberkle etti. Gerçi ona kavga denmez. Ayberk dayak yemiş diyelim.

-Ee, madem öyle siz ne kavgasından bahsediyorsunuz?

Fırat cevap vermeye devam ediyordu:
-Yahu bunun sürüsü geliyor. Ondan diyoruz.

Musab sabır dinlenip konuştu :
-Elinize yüzünüze bulaştırdınız tabi. Ayaz bari sen olmasaydın be! Kesin bomboş bir sebepten ötürü kavga ettiniz?

Kendimden emin bir şekilde cevap verdim:
-Şöyle düşün, biri Masal yengeme asılırsa sen o kişiy-

Daha lafı bitmeden Musab konuşmamı bölerek hızla araya girmişti :

-Gebertirim onu!

Furkan araya girmişti :
-Hah işte Ayaz da Ayberk'e niyetliydi.

-Ne! Aysima'ya mı asılıyor çocuk. Lan ne duruyorsunuz gidin benzetin şunları. Bende geliyorum şimdi!
Musab konuştuktan hemen sonra telefonu kapatmıştı. Emiray telefonu cebine atıp söylendi:

-İlle de uğraştıracak bizi işte!

Anıl'ın koşarak bize doğru geldiğini görmüştüm. Elindeki küçük ses sistemiyle bize doğru gelirken konuştu :

-Niye ayırıyorsunuz oğlum. Ben daha müzik eşliğinde izleyecektim.

Fırat yerden aldığı küçük bir taşı Anıl'ın ayağına doğru atıp konuştu :

-Birde bana manyak dersiniz!

Furkan kahkaha atarken konuşmuştu:
-Üşenmemiş okula gidip ses sistemi getirmiş. Allah seni ne yapmaya Anıl!

Anıl nefes nefese yanımıza gelince yerde yatan Ayberk'e bir bakış atmış ardından tepki vermişti :

-Ufff. Ben artık buna Ayberk demem. Bu olmuş Aypert.

Fırat ona katılıp konuştu :
-Çok yakıştı. Naber Aypert!

Ayberk yattığı yerden doğrulmaya çalışırken Emiray ayağıyla onu itmişti. Aynı zamanda eğilmiş yüzüne bir yumruk da o atmıştı. Emiray tükürürcesine konuştu :

-Az bile yapmış Ayaz. Simay'a yalan yanlış şeyler söyleyeceksin ve biz izleyeceğiz öyle mi?

-Beyler!

Arkadan gelen sesle hepimiz oraya dönmüştük. Gelen kişiler beklediğimiz üzere Ayberk'in arkadaşlarıydılar. Aralarından tek tanıdığım ve bize seslenen kişi Semih'di.

Furkan sırıtarak konuştu :
-Geldi it sürüsü!

Semih sinirle soluyup bize doğru geldi.
-Bir kişiye altı kişi? Yiyorsa teke tek gelin lan!

Hah! Bir kişiye altı kişi mi?
Tabi onlar öyle yaptığı içim herkesi kendileri gibi sanıyorlardı.

Ayberk yattığı yerden doğrulup gülerek konuşunca ona dönmüştük :

-Boşver Semih, buna da erkeklik diyorlar işte.

-Ulan it! Ayaz'la teke tektiniz. Dayak yemeseydin sende.
Fırat Ayberk'e doğru ilerleyince Semih önüne geçmişti.

Semih Fırat'ın karın boşluğuna yumruk atacakken Fırat engel olup yüzüne kafasını geçirmişti.

Kavga mı? Bayılırım!

Anıl elindeki ses sistemini ayarlamış yere koymuştu. Cihazdan yüksek sesle şarkı çalmaya başlamıştı.

-Her şeyi aldın ama birazı kaldı, bana yetti Kalbimi çaldın ama mesafeler seni çekti.
Bi' güzele daldın, o da seni bu gölgelere ekti. Oyalandın, iyi de şimdi kim ne kadar ettii?

Ne çeşit bir manyaklıktı bu? Gülmeme engel olamamış kahkaha atmıştım. Furkan ceketini çıkarıp rastgele bir yere atarken, Emiray da gömleğinin kollarını sıvıyordu. Berkay alnındaki kıvırcık saçlarını bileğindeki lastikle toplarken Anıl olduğu yerden onları izliyordu. Telefonunu bize doğru tutmuştu.

Furkan karşısındaki çocuğun kolunu sırtına çevirmiş bir şekilde Anıl'a dönerek bağırdı :

-Hazır diyorum bulaştım kavgaya, ben önce Anıl'dan mı başlasam? Lan şuna bakın müzik açmış bizi kayda alıyor. Oradaki çocuk, gidip şunu döv valla sana dokunmayacağım.

Furkan Anıl'a yakın olan Ayberk'in arkadaşlarından birine seslenirken
Furkan'ın kolunu çevirdiği çocuk kolunu kurtarıp ayağıyla Furkan'ın bacağına vurmuştu. Anıl kahkaha atarak seslenmişti Furkan'a:

-Sen önce payına düşenle ilginen Frukoo!

Furkan çocuğa yumruk atmıştı. Fırat'a baktığımda Semih'in karnına dizini geçirmiş sırtına da dirseğini vurduğunu gördüm. Semih iki büklüm olurken Emiray'da ona düşen kişiyle dövüşüyordu. Emiray'ın dövüştüğü çocuk tam yüzüne yumruk atacakken Emiray hızlı bir şekilde eğilmiş ardından asıl yumruğu o atmıştı. Fırat ve Berkay da diğerlerini haklarken bana doğru gelen esmer çocuğu farkettim. Havaya kaldırdığı elini tutarak bükmüştüm. Anıl'a doğru giden diğer bir çocukla Anıl elindeki telefonu bırakmıştı. Çocuk tam ona vuracaktı ki, eliyle bir dakika işareti yapmıştı. Çocuk önünde durmuş bekliyordu. Ne diyecek diye beklerken söylediği şeyle gülmüştüm.

-Dur.
Bizi bize kıra kıra gidişine özeniyor.
Daha zor diye gecelere bileniyor

Şarkıya eşlik edince hayretle onu izliyordum.

-Eviriyor çeviriyor,bir gündüz etmiyor.
Şimdiiiiiii. Hah gel. En sevdiğim yer çaldı işte.

Çocuk hayret içinde hiç birşey yapamamışken Anıl şarkıya eşlik edip kendi ekseninde dönerek kung fu yaparcasına bağırarak tekme atmıştı. Neredeyse kung fu yapıyor sanacaktım. Anıl'a gülmekten kendimi alamazken ona doğru konuştum:

-Sana inanamıyorum!

Anıl saçlarını geriye itip yerine geçmişti.
Bakışlarımı gülerek ondan alıp diğerlerine baktım. Herkes önündeki kişiyle dövüşürken Fırat da şarkıyı eşlik ederek kavga ediyordu:

-Güvenmem uymuyorsa zeminime. Bugününe yaz beni, yokum ölümüne!

Bileğini büktüğüm esmer çocuk diğer kolunun dirseğini karnıma geçirmişti. Bileğini elimden kurtardığı sırada uzaklaşamadan doğrulup dizine tekme atmıştım. Böylelikle yere düşmüştü. Boşta kalan diğer bir çocuk da bana doğru gelince güldüm.

-Siz değil miydiniz erkeklik ahkamı kesen? Ne oldu ikiye bir falan. Gel gel sende nasibini al.
Benim alaya söylediklerimle önüme geçip karnıma vurmak için hamle yaparken tekme atmıştım. Arkamda birinin kollarımdan tutmasıyla bu kişinin esmer olan olduğunu anlamıştım.

-Lan Ayaz'a iki kişi gitmişler. Ne köpeksiniz be! Anıl bağıra bağıra söylenirken arkamdaki çocuktan kurtulmaya çalışıyordum. Diğer çocuk yakamdan tutup bana vuracakken esmer çocuğa sonunda dirseğimi geçirmiş önümdekine kafa atmıştım.

Anıl bulunduğu yerde birilerini dövüyormuş gibi hareketler yapıyordu.

-Helaaall! Diye bağırmıştı.
Ayberk yattığı yerden doğrulup yürümeye başlamıştı. Furkan Ayberk'in kalktığını görünce çelme takıp yere düşmesini sağlamıştı. Sonra dövdüğü çocuğu Fırat'a doğru itmiş konuşmuştu :

-Fırato ben sevmedim bunu hantallaştırıyor beni. Eş değiştirelim .

Fırat kahkaha atarak dövdüğü çocuğu ona doğru iterek cevap vermişti :

-Eş değiştirmek mi en sevdiğim!

Onların tabiriyle onlar eşlerini değiştirirlerken Anıl spor yaparcasına yerinde zıplayarak konuştu :

-Abi çok eğleniyorum ya!

Tabi canım ona ne şüphe!

Fırat ona bağırarak cevap vermişti :
-Kimseyle dövüşemdiğinden olabilir mi? Aklını kaçırmışsın diye kimse seninle uğraşmadı bile!

Fırat'ın eşi(!) kafasına doğru tekmesini havaya kaldırınca onu uyarmıştım.
O esnada tekmeye eliyle engel olmuş, çocuğun bacağını tutup onu yere düşürmüştü.

Furkan da söylenirken tanıdık bir ses duymamızla durmuştuk. Uzaktan gelen ses Ozan hocayı aitti. Bize doğru caddenin karşısından bağırarak yürüdüğünü gördük:

-Ne oluyor orda!?

Bize doğru yaklaşınca Anıl gülerek cevap vermişti :
-Klip çekiyoruz hocam.
Kendinden o kadar eminine...
Güvenmem uymuyorsa zeminime.

Emiray şarkıya eşlik edip devam etmişti :
-Bugününe yaz beni yokum ölümüne!

Ozan hoca bulunduğu yerde durmuştu. Bizi donuk bir yüz ifadeyle bakıp konuşunca güldüm. İnanmıştı!

-Bende okulda değilde okul dışında kavga ettiğiniz için sizi tebrik edecektim. Allah'ın ergenleri klip çekiyormuş! Ne haliniz varsa görün!

Arkasına doğru dönüp gitmişti. Hepimiz buna gülmüştük. Semih yardım istemek için olacak ki bağıracakken Emiray ağzını kapatarak konuşmuştu :

-Aa! teke tek dövüşüyorduk ama. Ne oldu yardım mı isteyeceksiniz?

Semih bağırarak konuştu :
-Manyaksınız siz!

Ozan hocanın bağırarak konuştuğunu duymamla dudağımı ısırdım. Hayır hayır gülmeyecektim.

-Hepde böyle olur zaten. Klibin sonunda manyak olduklarını öğrenirler.
Oğlum sizin gittiğiniz yollardan ben dönüyorum dönüyorum!

Diğerleri benim aksime gülmüşlerdi.
Arkamdaki çocuğun ayağa kalktığını farkedince ona dönmüştüm. Göğsüme doğru atacağı yumruğu son anda durdurup kafa atmıştım.

Ayberk'in Anıl'ın yanında olduğunu görünce konuşacağım sırada Ayberk yere düşmüştü. Bunu Anıl farkedince hayretle bağırdı :

-Lan! Ayaklarıma kapanıyor, af diliyor galiba. Ne yapayım siz söyleyin?

Fırat dövdüğü çocuğu kenara atıp bağırdı :
-Düşüneceğini söyle. Tövbe ya rabbim. Lan af dilese senden mi diler? Sersem olmuş dayak yemekten bu yüzden düştü dengesiz.

Berkay dövdüğü çocuğun yere düşmesini sağlayınca çocuğa doğru konuştu :

-Daha dayak yermisiniz yoksa yeterli mi?

Emiray Semih'i eliyle iterek konuştu :
-Hayır siz doymamış olabilirsiniz ama bizim vaktimiz kıymetli. Çekin gidin şurdan hadi!

Semih sendeleyerek kolunu tutuyordu. Hepsi toplanıp Ayberk'i kaldırınca içimde soğuyan öfkeyle konuştum :

-Sen babana dua et, yoksa bu yaptığım az bile. Eğer seni bir daha sevdiklerimin yakınında görürsem artık seni dövmekle uğraşmayacağım. Yapacağım ilk şey babanı aramak olur. Adını bile anmayacaksın onun.

Ayberk'in babası saygın bir iş adamıydı. Birkaç kez görmüş konuşmuştum. Babamla tanışıyorlardı. Ayberk'in aksine mütevazi, iyi ve dürüst biriydi. Oğlunun iyiliği ve geleceği için herşeyi yapabileceğini biliyordum. Tek bir şikayetim bu okuldan alınmasına sebebiyet verebilirdi. Babasıda beni tanıdığı için bana güveninden emindim.

Ayberk Semih ve diğerlerinin yardımıyla ayağa kalkarak konuştu :
-Seninde sevdiklerinin de canı cehenneme!

Öyle bir babanın böyle bir çocuğu... Ona doğru yürüyüp bağırdım :
-Bak hala konuşuyor!

Semih'in beni durdurmasıyla ona bağırdım :
-Götürün şunu burdan, yoksa elimden bir kaza çıkacak!

Ayberk ve sürüsü uzaklaşmaya başlayınca bizde toparlanmıştık. Fırat yere oturmuştu.

-Ne vurduk ama! Şarkı da iyi geldi yalnız.
Birimize ikimize değişene ne deniyor?....

Anıl olduğu yerden konuşmuştu :
-Değil mi? Kaçtır kavga ediyoruz hep içimde kalmıştı. Anıl müziğe göre hareketler yapınca Furkan yerdeki ceketini alırken Anıl'a laf atıyordu :

-Görende kavga eden oydu sanır. Allah'ın manyağı! Hareketlere bak hareketlere!

Ellerimle saçlarımı düzeltmeye başladım. Ayberk'i dövmüş olmanın verdiği rahatlıkla güldüm. Berkay gözlerini herkesin üzerine gezdirirken konuşmuştu :

-Herkes iyi durumda. Ellerimize sağlık.

Emiray Berkay'ın sırtına hafifçe vurup minnetle gülümsemişti.

-Eyvallah!

Fırat ayağa kalkıp silkelendi. Ardından bana bakarak konuştu :

-Sınıftan haber vermeden çıktın, aşık çocuk dedik ses etmedik. Ama madem Ayberk'i döveceksin, kavga var ve bize haber vermedin... darıldık doğrusu.

Gülmüştüm. Abartılı bir şekilde elini kalbine koyarak söylemişti bunları.

Ani bir fren sesi duymamızla hepimiz caddeye doğru bakmıştık. Arabadan inen Musab bizi görünce yanımıza gelmişti.

-Bitti derseniz hepinizi döverim!

Hepimizin sırtıması üzerine Emiray kahkaha atıp konuşmuştu :

- Anılo sar şarkıyı başa. Abimiz kavga istiyor anlaşılan!

____________BÖLÜM SONU_____________

Accccaayyyiiip eğlendim bennn yaa! 😂😂

Bölümü "Ölümüne" şarkısını tekrarlama moduna alıp dinleyerek yazdım. Ve hala dinliyorum sökskdldldk

📣
Yeni bölüm belki yarın,
Belki yarından da yakın!

Çok modumdayım, bölümü hemen yazmaya başlayacağım!!! Ne zaman biterse artık :'))))

Oldu o zaman Yeni bölümdeeee,,,
Seee you... Readercımlarım 🎈^^

Continue Reading

You'll Also Like

YUVA By _twclr

Teen Fiction

882K 42.7K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
1.9M 70.9K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
161K 10K 25
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
340K 22.1K 23
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...