KUŞKU VE TUTKU

By masalgibiay

134K 14.1K 16.8K

Bölümler yeniden yazılıp DÜZENLENECEKTİR. . . . Hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği bir kişiden, hi... More

(👣1💕)İlk Bölümcük♡
(👣2💕)Ba-na-ne...
(👣3💕)İki Kelime🎶
(👣4💕)O Allah'a İnanmıyor
(👣5💕)Sor Bakalım!
(👣6💕)Yok Artık!
(👣7💕)Kuşku... 👤
(👣8💕) Can Parça'm♡
(👣9💕) Süt Kardeşim... 🐣
(👣10💕) Tek Şüpheli...
(👣11💕)Kaktüs 🌵
(👣12💕) Başlıyoruz!
(👣13💕) Allah'ın Pazar Günü
(👣14💕)Alaaddin'in Sihirli Lambası Gibi😒!
Bölüm Değil :')
(👣15💕)Ben İçimdeki Seni Sevmişim Anlasana 🎶
(👣16💕)Şaka Mı Bu? Ne Tarafa El Sallıyoruz?? 😨
(👣17💕)Belli Oldu...
(👣18💕) O Benim Eşim♡
(👣19💕) Ortak Yanımız💖
(👣20💕) Ben Adındaki Bir Heceyim, Adımdaki Bir Hece Olduğun Gibi...💚
(👣21💕)Ayaz Mıymış?
#(👣22💕)Sevdiğine İşarettir..❣️
(👣23💕)Bu Kadar Da Belli Etme!!😏
(👣24💕) Husumetdaş :)
(👣26💕) Zoruma Gidiyor!
(👣27💕)Bir Varmış, Bir Yokmuş...
(👣28💕) Bekledim...♥️
(👣29💕) Sağ Elim, Sağ Bileğim, Sağ Kolum! 😏
(👣30💕) Bırakıyorum...
(👣31💕) Merak♡ :)
(👣32💕) Neden Ayaz?
(👣33💕) Yanlış Yol
(👣34💕) Lambasını Söndürdüğüm
(👣35💕) Fazla Güzel..♡
(👣36💕)Söz Ve Umut
(👣37💕)İntihar
(👣38💕) Kayıp...
(👣39💕)Hatırlamıyorum
(👣40💕) Aşk Lütfen Gel
(👣41💕) Tavır
(👣42💕) Kavga
(👣43💕) Format
(👣44💕) Bazı Şeyler
(👣45💕) Kabul Olmuş Beddua
2 YIL OLDU! ♥️
(👣46💕) Buldun Beni
(👣47💕) AY Tutulması ♡
(👣48💕) Yavaş Yavaş
(👣49💕) Hatırla
(👣50💕) NOT
(👣51💕) Not'un Sahibi
(👣52💕) Kaktüs'ten Yeşeren Çiçek
DUYURU - ARA
(👣53💕) Hemde Herşeyi
(👣54💕) Notalar Anlatsın♡
(👣55💕) Bir Takım Telaşlar
(👣56💕) Hüngür Hüngür
(👣57💕) Kavga Değil Dayak :)
(👣58💕) Düğün Duygusallığından Uzak
(👣59💕) Ayrılık
(👣60💕) Gölge Tek, Biz Hepimiz
(👣61💕) Kapşon Da Maske De Düştü!
(👣62💕) Notalarla Film Şeridi
(👣63💕) Yaşanmış Gerçekler
(👣64💕) Yeni Başlangıçlar
(👣65💕) Hepsi Bir Oyundu

(👣25💕) Şüpheliler Listesi

1.5K 222 176
By masalgibiay

Biiiizzzz gelddiiikkk!!!🎉

Bölüm attıkça, yeni bölüm yazasım geliyor djdjkfjf

Yalnız benim saatlerimi verdiğim bölümü sizlerin on dakikada hatta beş dakika da okuması da ne bileyim ? Dkkfkfog

Uzun zamandır sizlere söylemek istediklerim. Atlamayıp okumanız mutlu eder beni !! 🎀😘 Ayrıca önemli! 💖

Ne yapıyorum biliyor musunuz?
Önce bölümü yazıyorum. İçime sinene kadar yazıp yazıp siliyorum. Sonra bölüm bitiyor. Önizlemeden okuyorum. Okurken yazdığıma gülüyorum. Arada kahkaha atıyorum. 😂😂Sonra gölge hakkındaki görüşleri okuyunca bunlar çok zeki diyorum.. Dkdkkkfkf kendim yazmıyormuş gibi sanki rkfkkfkt
Atıyorum sonra bölümü, laf aramızda attıktan sonra da defalarca okuyorum.😀 Birinin oy verdiğini görünce bende hemen onunla, bir okurmuş gibi okuyorum.
😂😂.

Anlayacağınız ben bu kitabı yazıyor olabilirim. Ama en çok okuyan okuru da benim😎😎 sjdkkfkfk

En güzeli de ne biliyor musunuz?
Yorumlarınızı okumak, ve sizlere cevap vermek.. ♥️Ha birde yeni bölüm isteyenlerin olması bölüm yazmama en büyük teşvik🤗🤗

Bölümler geç geliyor ya hani, işte benim yazım şeklim değişmesin vede siz hikayeden hep aynı tadı ve keyfi alın diye defalarca hikayeyi, bölümleri baştan sona okuyorum. Okuyorum ki yazım tarzım değişmesin!! 👯👯

Ve sizin harika yorumlarınız bunu başardığımı gösteriyor! 👭

BİR KİTAPI KİTAP YAPAN YAZARI DEĞİL, OKURLARIDIR!! 🎀

Buraya kadar gelebildiysem hep siz readerlarım sayesindedir..İlginiz ve desteğiniz için çok çok teşekkür ederim.♥️

Hepinizi şahsen tanımıyor olsamda, burda aynı satırlarda gülmek ve yorum yapmak sizleri tanıyor gibi hissetmemi sağlıyor..,😍👭Ve bu gerçekten çok güzel ♥️♥️

Son olarak, bu kitaptaki karekterlerin giyinişi ve davranışları benim onları yazmam, desteklediğim anlamına gelmiyor!! Mesela kitap diniyse Aysima neden bu kadar rahat? Aysima'nın giyinişi neden öyle? Arkadaşları neden açık? Erkeklerle neden muhattap? Şarkı söylüyor? Ayaz'la çok yüz göz oluyor??

Bunları yazıyor olmam,yaşantımızda bunları destekliyor olduğum anlamına gelmiyor. 😏Size şunu göstermek istiyorum. Bu devirde okuyan tüm lise veya tüm öğrenciler kısacası gençler bu durumda. Yani helali haramı bilmiyor gibi davranıyorlar.🙄 İlerleyen zamanlarda bunların hepsini açıklayarak düzeltecem. Birşeyleri öğreterek ilerlemek istiyorum.. Ve şunu da söyliyeyim Aysima kesinlikle dört dörtlük bir kız değil.. Gerek hareketleri olsun, gerek düşünce ve konuşmaları olsun...

Burda yazdıklarım sizlere, bizlere, bana okuyan herkese faydalı ve yararlı olsun diye, yavaş yavaş ilerliyorum.. Sıkmadan, bunaltmadan.. 💕

Kitabın konusuna giriş yapmış bulunmaktayız.. Aysima'nın kuşkuları tutkuya döndü.. 💖Ve kitap asıl şimdi başlıyor!!! 🎆🎆🎆

Eğlenip, öğrenmek öğretmek istiyorum..
Bir insan nasıl alışkanlıklarını terkedebilir, dini için nasıl haramdan uzak durabilir göstermek istiyorum.. 🤗

Birini uzaktan ve haram olmadan nasıl sevebiliriz görün istiyorum.. 😊

Oldu o zaman 😂😂😂
Bu kadarını öğrendiğinize göre artık bölüme geçelim diyorum..

Her zaman ki gibi
KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM !🎡

-Şüphelileri bulmamıza gerek kalmadı. Onlar kendileri bize geldi.. Listeye ilk sıraya
" iki kardeş" ekleyin !! Mert ve Murat!!

Bakışlarımı onlarda gezdirerek, tepkilerine baktım. Dördü birden hayretle söze girince güldüm :

-Mantıklı!!

Başımı aşağı yukarı salladım. Selin konuşunca bakışlarımı onda sabitledim.

-Hem yakınlar, hem kardeşler, hem taklitçiler hemde gölge olmaya çok müsaitler! Tabi ya.. İki kardeş..

Dicle konuşunca Selin durdu:
-Öyle de bilgi edinmeliyiz haklarında. Sadece onlara şüpheli gözüyle bakmamlıyız. Hem bugüne dek ters bir hareketleri olmadı bşze, Aysima'ya karşı.. Yani böyle gözümüze batan, Aysima'yla derdi olan birileri olmalı şüpheli diyebilmek için..Kız erkek farketmez.. Kim? kim olabiliiiiirr??

Derin:
-İlkay!

Beray:
-Çiçek!

Selin:
-Ayberk

Dicle :
-Alara!

Bende hiç düşünmeden :
-Ayaz!
Derken hepimizin aynı anda söyledikleri isimlere baktık.. Herkes nasıl olurda farklı isim söylerdi??

Dicle kahkaha atarak konuştu :
-Hala mı Ayaz, Aysi ya??

Omuzlarımı silkip cevap verdim:
-E hareketleri gözümüze batan ve Aysima'yla derdi olan birileri dedin. Tam da Ayaz' dan bahsettin.

Bunu söylerken çenemle Ayaz'ı işaret etmiştim. Etmiştim etmesine de onun bana baktığını hiç düşünmemiştim! Fıratlarla oturuyorlardı. Ve gözleri bizim masada bendeydi. Sahte ve gıcık bir gülümsemeyle ona gülümseyip önüme döndüm. Kızlar bizi görmüş olacaklar ki gülüyorlardı..

Selin konuştu:
-O değilde, bence sen ciddi ciddi hala gölgenin Ayaz olmasını istiyorsun! Baksana herbirimiz ayrı ayrı isimler söyledik. Sen hala Ayaz! Tamam anladık seviyorsun da bu kadar belli etme be Aysi!!

Kendi aralarında yine gülüşürlerken cevap verdim :

-İyi ki bir şey öğrendiniz var ya! Böyle sürekli ısıtıp ısıtıp önümüze koyarsınız anca!!

Beray gülerek konuşmaya dahil oldu :

-Ya en güzeli ne biliyor musun? İnkar edemiyorsun artık. Bayılıyorum sana ya!!

Yine ve yine gülüşürlerken ben dudaklarımı büzdüm..Çenem çıkmayasıca!!!

Derin dudağını ısırarak :
-Eee şüpheliler arttı onu ne yapıcaz?
Deyince, asıl konuya döndük. Evet ne yapacaz!?

Parmağımla Derin'i işaret edim cevap verdim :

-Güzel soru!

Dicle elini yanağına yaslayıp konuştu :
-Hepsini listeye ekleyecez.. Yapacak birşey yok!

Herkes onaylayınca araya girdim:
- İki kardeş, İlkay,Kaktüs, Ayberk, Alaaddin'in Sihirli Lambası ve Husumetda- ay aman yani Ayaz!

Son anda yaptığım gafı düzeltip konuşmama devam ettim :

-Şüpheliler Listemiz kabardı yalnız!
Şimdi bunları kendi aralarında gruplaştırırsak ; zaten Kaktüs ve Alaaddin'in Sihirli Lambası bir. E bunlara İlkay makyaj suratlısı da girdi.. Bu üçü bir diyelim.. Ayberk, Ayberk 'i kim dedi Alah aşkına ya! O ne alaka?

Selin elini kaldırıp cevapladı beni:
-Tabiki ben söyledim. Ayberk sürekli etrafında dolanmıyor mu? Yıllardır seninle uğraşmıyor mu? Harbiden biz niye Ayaz da Ayaz diye diye çocuğun günahını aldık. Asıl Gölge Ayberk!

Yüzümü ekşitip onu dinliyordum. Dicle Selin'e katıldığını beelli ederk konuştu:

-Ahanda hep şunun yersiz kuşkuları yüzünden!!

Pardon?

Benim mi yersiz kuşkularım!

Tutmayın beni konuşucam!

Tam ağzımı açmıştım ki Beray konuştu :

-Hop hop! Bir dakika. Hiç de yersiz değildi. Herşey o yöndeydi..Deliller ihtimaller sürekli bize ona Ayaz'ı gösteriyordu. E haklı olarak kuşkulandı kız! O yüzden yersiz diyemeyiz!

Ay alnını öperim ben bu kızın!

Masanın üzerinden Beray'a uzanıp yanağından makas alarak, makas aldığım parmaklarımı öptüm. Bana gülümseyerek bakarken konuştum :

-Bal bal! Nasıl da doğru konuşuyor gördünüz mü? Neymiş! Demek ki yersiz değillermiş kuşkularım! Şimdi sıkıyorsa yine söyleyin!

Gözlüklerimi arkaya iterek, aynı zamanda arkama yaslandım. Derin bana gülerken Selin ve Derin gözlerini devridiler.
Hehehe ne oldu!?

Ders zili çalınca masadan kalktık. Soğumaya yüz tutmuş, kahvemden son yudumumu alarak karton bardağı çöpe atmak için elime aldım..

Bardakları çöpe atarken iki kardeşin olduğu nöbetçi masasının önünden geçiyorduk. Sahi en son şarkı söylüyorlardı. Bitişini niye farketmedik biz?

Tabi biz o sırada şüpheli listesi hazırlamakla meşgul olduğumuz için..

Merdivenleri çıkıp önce dolapların olduğu koridora ders kitaplarımızı almak için ilerledik. Dolabımı açıp kitaplarımı alacakken gözüme ilişen Ashish Sharma posteriyle o gün Hafsa ve arkadaşlarının konuştuklarını ve benim ne kadar etkilendiğimi hatırlamıştım..

Kişi sevdiğiyle beraberdir. Demişti Peygamber Efendimiz (s.a.v) ..Gülümseyerek söktüm posteri. Ben bana fayda verecek, bana müslüman olduğumu hatırlatacak, beni günaha sürüklemeyecek kişileri sevmeliydim.. Böyle her türlü günaha bulaşıp bizi günaha davet eden bu film artistlerini değil.. Posteri elime alıp yırttım. Kızlar bu yaptığımı az çok o gün konuştuklarımızdan olsa gerek tuhaf karşılamamışlardı.. Posteri top haline getirip koridorun köşesinde olan, çöp kutusunu nişan aldım.. Kızlar yaptığımı görünce birlikte "ooooooo" derken
ben posteir atmıştım bile. Atarken de "Güle güle Rudra! " diyerek atmıştım.. Ve evet!! Basket!! Basket olduğunu gören bizim kızlar beni alkışlarken, koridorun başında bunu gören Fırat ve Anıl aynı anda "Basket!! " diye bağırmışlardı...Anıl Fırat'a hayretle :

-Abi o mesafeden basket attı lan!!
Deyince Fırat gülerek işaret etti beni:

-Ne sandın oğlum. Benim kuzenim o!!

Başımı iki yana sallayarak güldüm. Bundan da kendine pay çıkardın aferin. Anıl yanıma gelip, çöp kutusuna doğru adımladı. Aynı zamanda da adımlarını yüksek sesle sayıyordu.

-15!! 15 adım uzaklıktan basket atmış!

Aa varmıydı o kadar?? Ben neymişim de haberim yokmuş? Çaktırmayın gelişi güzel atmıştım.. Basket olacağından bile emin değildim.

Korîdorun başında Fırat ve diğerleri buna Ayaz da dahil, bizi izliyorlardı. Sonra
Ayaz 'ın ordan o mesafeden elindeki yarısı su olan şişeyi benim posteri attığım çöp kutusuna hiç nişan almadan direk attığını gördüm.. Gözleirm şişeyi takip ediyordu.

Oha!

Şişe çöp kutusuna girdi!!

Anıl hayretle :

-Çüşş! deyince

Ayaz bana bakarak göz kırptı. Ne yaptı şimdi bu? Hah! Yediremedi tabi kıskanç!!

Selin bana doşru yaklaşıp konuştu :

-Neydi az önce olanlar?

Ona cevap vermeyip Ayaz'a baktığımda Emiray 'ın güldüğünü gördüm. Şuna bak hain! Sen benim kardeşimsin onun değil!!

Emiray keyifle bana el sallarken dişlerimi sıktım. Bozuk süt seni!!

Fırat Emiray' ın ensesine bir tane vurup :

- Birde süt kardeşi olacak! Dediğinde güldüm.

Onlar sınıfa doğru giderken, ben kitaplarımı alıyordum. Dicle ve Beray Beray'ın en sondaki dolabını kilitlerlerken Selin ve Derin sınıfa doğru ilerliyorlardı. Dicle Beray'la bir adım önümden ilerlerken ben arkalarından yürüyordum. Ayaz'ın yanımdan geçtiğini görünce onun duyabileceği bir şekilde :

-Kıskanç! dedim..

Sınıfa girerken Melisa'nın Selin 'e birşeyler anlattığını gördüm. Bu kzı herdefasında anlatacak ne buluyordu anlamıyordum..başımı iki yana sallayıp sırama geçtim. Dicle de yerine geçerken kolumu dürtükledi. Ona baktığımda sırıtarak konuştu :

- Nasıl attı ama!?

Gözlerimi kısarak ona baktığımda gülerek :

-tamam tamam susuyorum. dedi

Hıh! Nasıl atmışmışmış?

Sınıfa ders hocası girince ayakalandık.
Blok ders yapılacağını söylerken neden bu kadar keyifli diye düşünüyordum ki, yerine oturup konuştu :

-Sınav sorularınız hazır! Haftaya sıkı çalışıp gelin, siz sıkı olmazsanız, sizi sıkan sorular olur benden söylemesi!

Evet! Bir öğrenci dersten nasıl soğutulur görmüş olduk. Bir bismillah diyeydin hoca!

_____⏱️⏱️⏱️⏱️⏱️⏱️⏱️⏱️_____

Üçüncü dersin son dakikalarını yaşarken, herkes moddan düşmüş kapıya bakıyordu..
Sanki kapıya bakınca zil daha erken çalacaktı!

Geçen dakikaların ardından zil çalarken herkes çoktan yerlerinden kalkmıştı.

Tarih bu kadar sıkmış demek ki!

Başımı sıkan boneyle, şalımın altından bonemi gevşetmeye çalıştım. Başarılı olamayınca lavaboda şalımı açıp tekrar yapmaya karar verdim.. Dicle'ye lavaboya gideceğimi söylediğimde banaeşlik edeceğini söylemesiyle kalktık. Selim Derin ve Beray da saçları için geleceklerini söyleyince onları beklemeden sınıftan çıktık. Lavaboya girince çıkmayan bilmeyen onlardan bahsediyoruz sonuçta!

Arkamızdan söylene söylene gelirlerken Beray gülerek konuştu:

-Benim suçum ne!

Ona dönüp gülümsedim. Haklı o onlar gibi değildi. Birlikte lavaboya girip aynanın karşısına geçtim. Bonemi gevşetip şalımı yaparken içeri giren bir adet Kaktüs ve
İlkay 'la kaşlarım alayla havalandı. Bunlar mı gölge olacak? Hah güldürmeyin beni!

İlkay tüm samimiyetsizliğiyle:

-Bende bugün ne güzel bir gün diyordum.. Meğer sizi görünceye kadarmış.. Deyince,

Şalımı yapıp bir kısmını arkaya attıktan sonra aynadan İlkay' bakarak cevap verdim:

-Merak etme duygularımız karşılıklı!

Söylediğime Selin ve Derin gülerken Kaktüs bana bakarak memnuniyetsizce konuştu :

-Laf soktuğunu mu sanıyorsun?

Ellerimi sabunla köpürürken ona da cevap verdim:

-Sanmıyorum! Sadece lafı iade ediyorum. Buna laf sokmak denirse aynen öyle yapıyorum.

Elimi yıkayıp kurutmak için cihaza elimi götürdüm..Dicle kıkırdayarak şalını yapıp olanları aynadan izlerken, diğerleri gülüyordu. Selin konuşunca onları izledim:

-Tamam hadi laf attığınızı düşünüp iki laf ettiniz, mutlu musunuz? Şimdi uğraştırmayın bizi.. Çünkü sizin ettiğiniz laflar, anca keyfimize keyif katar!!

Derin keyifle bir "oooo" çekeren ben bana bakan İlkay'a bakıyordum.. Bugünde yüzüne tenini bilmem kaç ton kapatan fondötenli makyajlı suratıyla hiç de hoş görünmüyordu. Ben ona yüzümü ekşitip bakarken Kaktüs bana doğru bir adım atıp konuştu:

-Başına geleceklerden ben sorumlu değilim. Sizsiniz!

Bunu söyledikten sonra lavabodan bir hışım çıkmıştı. İlkay da peşinden gidecekken bana dönerek sesindeki keyifle konuştu :

-Bekle ve gör!

Arkasından alaylı bir ifadeyle baktım. Beni sen mi korkutacaksın? Gerçekten mi? Hah!

Derin beni kendine çevirerek konuştu :
-Az önce tehdit mi etti onlar?

Dicle araya girip :
-Şüpheli bir tavır! Tehdit..Evet bunlar kesinlikle şüpheli!! Listenin en başına alıyorum!

Selin saçlarını toplayıp konuştu :
-Boş insanlardan, boş tehditler!

Beray ne diyecek diye ona döndüğümde Beray huzursuz olmuş gibiydi. Selin'e bakıp konuştu :

-Umarım öyledir.

Derin saçlarıyla uğraşırken konuştu :

-Ya Aysi tepeden saçlarımı örsene. Ben beceremedim.

Gür ve turuncuya yakın bir sarılıktaydı saçları. O yüzden hep örerken zorlanırdı. Gülümseyerek cevapladım :

-Olur ama sınıfa gidelim. Senim oturman lazım.

Başını sallayıp kabul ederken, Beray zaten salık bıraktığı kahverenginin en açık tonu kıvırcık saçlarını yana atıp :

-Ay bende istiyorum!
Diye hevesle atıldı.

Onada gülümseyerek cevap verdi:
-Yaparım o zaman. Hadi sınıfa gidelim.

Ellerini yıkayıp kuruttular. Birlikte lavabodan çıkıp sınıfa girdik. Anıl hararetli bir şekilde Fıratlara birşey anlatıyordu. Diğerleri de onu merakla dinliyorlardı. Herhangi bir maç söz konusu değilse bende Aysima değilim!

Derin kendi sırasına oturunca, gözlerimi kısarak konuştum :

-Kıza bak, saçını yapan ben, beni peşinden sürükleyen o.

Derin şirince gülünce başımı sallayıp arkasına geçtim. Saçlarından bir tutam aldığım sırada Emiray'ın sesini duydum :

-Simay! Bende örgü istiyorum.

Başımı ona çevirip yüzüne baktım. Evet bağlanacak kadar uzun saçları vardı. Ve arada onun saçlarını da örerdim. Ama bu sefer çok bekler. Birkaç saat önce ki gülüşünü unutmadım!

Çenemle Ayazı işaret edip konuştum :
-Sabah uğruna beni sattığın arkadaşın yapsın. Konuşma benimle!

Kimse bu çıkışı beklemediği için sessizlik oluşmuştu. Sonrada sessizlik yerini kahkahaya birakmıştı. Derin 'in saçlarını örmeye başladım. Emiray yanıma gelip :

-Hadi barışalım. Deyince başımı diğer tarafa çevirip sessizce güldüm. Bunu yaptığımı gören kızlar gülünce Emiray başını eğip bana baktı..Güldüğümü görünce :

-Güldüğüne göre barıştık?

Yüzüme ciddi bir ifade takınıp cevapladım :

-Ne münasebet?

Emiray kulağıma eğilip fısıldadı :
-Sana çikolata alacağımı söylesem?

Tüm ciddiyetimi bir kenara bırakıp, keyifle gülümseyerek cevapladım onu:

-Barıştık! Kabul!

-Canım kardeşim benim
Diyerek yanağımı öpünce Furkan konuştu :

-Ne dedin lan kıza? Düşünmeden kabul etti?

Furkan'a dönüp gülümseyince Fırat konuştu :

-Aysima 'yı ikna edecek en etkili şeyi söyledi tabi. Bunu bende birnara deneyecem.

Anıl hızla araya girip :
-Hani Melek teyzem yasaklamıştı?

Omuzlarıöı silktim. Dicle konuşmaya yeltenince ondan çmve konuşarak engelledim onu :

-Sen hiç konuşma! Sabah kahvemi çikolata olmadan içmeme sebep oldun,unutmadım!

Söylediğime sadece güldü. Derin'in saçını örmeye devam ettim. Ayaz:

-Nedir bu çikolata meselesi? diye sorunca
Ona bakmadan cevap verdim :

-Neden soruyorsun kim daha çok çikolata yiyecek yarışması yapmak için mi?

Anıl ve Fırat gür bir kahkaha atınca, Furkan konuştu :

-Oow!! Basket attın ya. Ona kızmış bu!

Ayaz'a hitaben konuştuğunu anlamıştım.
Derin'in saçını bitirince ucunu lastik tokayla tutturdum. Derin kalkınca yerine Beray oturdu. Emiray karşımdaki sıraya oturmuştu. Sırasını bekliyordu anlaşılan. Selin Derin'in fotoğrafını çekerken, Beray 'ın saçını örmeye başladım.

Ayaz' ın sesini duydum :

-O atınca bende atabilir miyim diye merak etmiştim. O yüzden yani..

Başımı ona doğru çevirip baktığımda bana bakıyordu. Furkan'a cevap vermişti ama bana bakıyordu.

-Ön planda olmamı kıskanıyorsun değil mi? Kabul et!

Ayaz önce şaşırdı sonra kahkaha atınca diğerleri de ona katıldı.

Hiç de güzel gülmüyorsun!!

Başımı çevirdiğimde Canparçam 'la göz göze geldim. Sırıtarak ve hayırdır der gibi bakıyordu bana. Beray' ın saçını da ördükten sonra bileğime taktığım lastik tokayı saçının ucuna tutturdum.

Çok güzel olmuştu örgüsü. Hem saçlarının kıvırcık olması hem de gür olması en büyük sebepti bence. Teşekkür edip ayağa kalktı. Berkay Beray 'ı yanına çağırıp yakından bakmıştı örgüsüne. Beğeni dolu bakarken konuştu :

-Çok güzel olmuş. Nasıl ördün bunu? Bende yapmak istiyorum.

Şaşkınlıkla gülümsedim. İkize baksen!
Gülümseyerek cevap verdim:

-Sen mi öreceksin?

Berkay elinin ensesine götürüp cevap verdi:

-Hoşuma gidiyor uğraşmak..

Selin ve Derin aynı anda :
-Takdire şayan!!
Deyince Dicle'yle güldük. Abim de saçlarımla uğraşmayı severdi de şimdi bunu söylemenin luzümü yoktu.

Ders zilinin çalmasıyla sınıfa bir bir giriyordu herkes. Yerlerine geçip otururlarken bende yerime geçmek için ayaklandım. Sırama geçmeden önce Emiray'a:

-Seninkini çikolatamı alınca yaparım artık. Malum enerji toplamam lazım.
Deyip sırama geçtim.

Oda arkamda gülerek Fırat'ın yanına geçti. Herkes yerlerine yerleşirken kapıda iki kardeş belirdi. Bunların hangisi Mert hagisi Murat bilmiyordum.. Ama şüpheli oldukları aşikardı. En azından ben öyle düşünüyordum..

Biri öne atılıp konuştu :
-11-A Tarih hocası müdür yardımcısının odasında. Önceki derste işlenilen konudan soru çözmenizi söyledi. Sınıftan çıkmanız yasak. Vee - diyerek sınıfa göz gezdirdi birini arıyordu sanırım.
Gözleri bende durunca şaşırdım. Konuşmasına devam etti :

-Aysima sen olmalısın yoklamayı alıp sınıfı idare etmen söylendi. Hoca son dakika gelip defteri dolduracakmış.

Başımı salladım. Gülümsedi ve sınıftan çıkmak için arkasını döndü.. İkisi sınıftan çıkarken, uğultular başlamıştı bile. Bunlar neden Gölge olsundu ki? Yani ne gibi amaçları olabilir? Dicle'nin fısıldamasıyla ona döndüm :

-Sence rol icabı mı seni tanımadı gibi davrandı dersin, yoksa gerçekten seni tanımıyor mu?

Omuzlarımı silktim. Nerden bilebilirdim ki?

Geçen zamanın ardından kalkıp yoklamayı aldım. Yerime geçip çözmek için test kitabımı çıkarttım. Dicle'yle soru çözmeye başladık. Yiğit 'in bana seslenmesiyle başımı sorudan kaldırdım :

-Şu soruya bakar mısın başkan?
Tam bakabileceğimi söyleyecekken :

-Gel ben yardımcı olayım!
Diyen Ayaz buna engel olmuştu.. Yiğit kabul edip yanına gidince Ayaz' a diktim gözlerimi ne yapmaya çalışıyor bu?

Ders sonuna yaklaşırken içeri hocanın girmesiyle ayaklanıyorduk ki kendisi engel oldu. Sınıf defterini hızlıca doldurmaya başladı. Acelesi neydi bu adamın?

Defteri doldurduktan hemen sonra kısa bir özür konuşması yapıp, sınıftan çıkmıştı. Zilin sesiyle sınıftakiler de çıkınca masanın altından ayaklarımı uzatıp gerindim. Uyuşmuştum çünkü. Öğle arasına girdiğimiz için mescide gidecektik. Kızlar da yavaş hareketlerle kalkınca bende kalktım. Birlikte merdivenleri inip mescide gidiyorduk..

Mescide varınca ilk ben abdest alıp namazımı kıldım. Birkaç sayfa Kur'an 'ı Kerim okuyup orda bulunan koltuğun üzerine uzandım. Diğerleri namaz kılana dek dinlenebilirdim sanırım. Gözlerimi kapattığım sırada telefonumun titremesiyle derin bir nefes verip söylene söylene cebimden telefonu çıkardım. Mesaj Kaktüstendi.

"Müzik odasında bekliyorum. Gel!"

Bu kız kendini mi çok akıllı sanıyor ,
yoksa beni mi aptal sanıyor ? Ben neden sana güvenip oraya geleyim acaba?

Mesajı görmezden gelip telefonu sessize alıp tuş kilidini kapadım. Ekranın yanıp sönmesiyle yeni bir mesaj geldiğini anladım.
Açıp baktığımda şu yazıyordu :

"Burda ki gitarın senin olduğunu söylüyorlar, denemek için alıyorum haberin olsun!"

Bir hışımla ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Ne demek benim gitarımı deneyecek? Ay kesin bozacak! Dicle'nin seslenmesiyle adımlarımı durdurdum.

-Nereye Aysima? Beklesene.

Ona dönüp cevap verdim :
-Allah'ın Kaktüs'ü gitarımı bozacak. Müzik odasına gidiyorum!

Kızlar ayağa kalkıp aynı anda tepki verdiler :

-Ne!

-Duydunuz işte. Gidiyorum ben!
Diyerek kapıdan çıktım. Arkamdan :

-Bekle bizde geliyoruz diyerek bana yetiştiler..Ayakkabılarımı giyip koşar adım merdivenleri çıktım.. Müzik odasına ilerlerken Ayaz'ın birden karşıma çıkmasıyla son anda çarpmaktan kurtuldum. Ne olduğunu sormadan hızla ilerledim yanından. Müzik odasına vardığımda kapıyı açıp içeri girdim. İçerde İlkay, yandaşları Seçil ve Gözde vardı.. Kaktüs'ü arayan gözlerim onu enstrümanları yanında görünce elinde gitarımın olmamasının verdiği rahatlıkla yanına yürüdüm. Arkası dönük olan başka bir kız geldiğimi duymuş olacak ki bana doğru dönmüştü. Bunun burda ne işi vardı?

Alaaddin'in sihirli lambasını görmezden gelerek Kaktüs'e sinirle konuştum :

-Benim olduğunu bile bile nasıl kullanmak istersin anlamıyorum? Hem de daha çalmayı bile bilmiyorken? Oyuncak mı sanıyorsun sen gitarı?

Eşyalarımın izinsiz kullanılmasından vede kullanılmaya teşebbüs edilmesinden nefret ederdim.. Hele ki söz konusu gitarımsa!! Benden başka kimse çalmadı onu! Çalamazdı!!

Dicle ve kızların sınıfa girdiğini gördüğümde Kaktüs'e döndüm.
Kaktüs sinsice sırıtıp konuştu:

-Demek gitar senin için bu derece önemli.Evet ben bilmiyorum. Sen biliyorsun. Peki söylesene ya onu çalamayacak olursan? Ya bir engelin olursa?

Ben dediğini anlamadığımdan kaşlarımı çatarak dinliyordum onu. Sonunda dayanamıyıp :

-Ne saçmalıyorsun sen? Sen mi bana engel olacaksın?
Diye alayla sordum. Kaktüs bakışlarını başka yara çevirip sustu. Nesi vardı bunun?

Araya giren Alaaddin'in sihirli lambası oldu :

-O değil, Ben olucam!!

Ona yüzümü buruşturup konuştum :

-Bu okuldan bile değilken nasıl olacak o bir söylesene?

Bana doğru yürüyüp cevapladı beni :

-Bunu birazdan kendin göreceksin merak etme!

Gitarımı alıp, Dicle'ye uzattım. Selin her an Alara'nın üzerine atlayacak gibi dururken Derin olaylara anlam vermeye çalışıyor gibi bir haldeydi. İlkay araya girip konuştu:

-Bizde zevkle izleyeceğiz!

Ne dediklerini anlamaya çalışırken,
Beray 'ın :

-Bunlar kafayı yemiş! Gidelim burdan Aysima!
Demesiyle başımla onayladım onu.

Zaten bu meymenetsizlerle az daha burda durursak birşeyler olacağı belliydi. Ki sınıfta bizden başka kimsenin olmaması da bunun göstergesiydi. Üstelik Lambaları da itinayla gelmişti.. Kapıya doğru ilerdiğimiz sırada Seçil de ardımızdan geliyordu. Neden geldiğini düşünürken açık kapıyı tutmasıyla kaşlarımı çattım. Bunlar ne çeviriyorlardı??

Alara da bize doğru gelirken, yürümeye devam ettim. Dicle Selin ve Derin önden biz Berayla arkadan ilerlerken kapıdan çıkmak üzereydik. Dicleler çıkmış biz kapı eşiğindeydik. O an olan oldu ve bileğimden çekilmemle ne olduğunu anlamadan kapı sertçe Seçil tarafından itildi. Beray geri çekilirken ben kapı arasında kolumu hızla çekmeye çalışıyordum. Alara kolumu kapı arasında kalsın diye mi çekiyor yani? Kolumu kurtarmaya çalışmam kapının sertçe kapatılması ve benim bileğimde hissettiğim keskin acıyla olumsuz sonuçlanırken, ağzımdan kopan çığlığa engel olmamıştım.. Kapıyı itip elimi çektiğimde bileğimden avuç içime ve elimin dış yüzüne kadar soyulan derimi gördüm. Acıyla inleyip elimi tuttum..

Yere damlayan kan vede gözümde akmaya hazır olan gözyaşlarıma inat baktım yüzlerine bunu nasıl yaparlardı? Bu kadar mı vicdan yoksunu bunlar? Bu derece mi bana olan nefretleri?

Kaktüs şok olmuş ifadeyle elime bakarken hızla geri çekildi. İlkay dediği gibi keyif alarak izliyordu.. Dicle, Selin ve Derin hızla içeri girip çığlık atarken, gözlerine inanamıyor gibiydiler..Tabi başıma hergün böyle bir olay gelmiyordu..

İlkay'a baktım yeniden. Bu kız bu derece nasıl vicdansız olabiliyordu ? Nasıl bundan keyif alabiliyordu? Alara nefret kusan sesiyle konuşunca ona döndüm :

-Önce yeteneklerini sonra da bana ait olan herşeyi alacam senden!!

Ben az önce İlkay'ın vicdanını mı sorguluyordum? Bırakın İlkay'ı asıl vicdansızın önde gideni bu!! Ben bunu siz düşmanlarıma bile yapamazdım be!!

Beray şok olmuş bir şekilde bakıyordu elime. Koridorda olan birkaç kişi sesimizi duymuş toplanmıştı. Dicle şişmiş elime ve bileğime dokununca çıkan çığlığım elimin sadece soyulmadığını gösteriyordu. Zaten böyle hemen şişmesi ciddi birşey olduğunun belirtisiydi.. Daha fazla gözyaşlarıma engel olamayıp gözlerimi yumdum. Ben gözlerimi yumunca bunu beklercesine akmıştı gözyaşlarım.. Yere çömelip elime bakıyordum.. Sağ elim kapının arasına kalmıştı. Hareket edebilir miyim diye oynattığımda acıdan bir hıçkırık kaçmıştı ağzımdan. Benimle beraber ağlayan Beray ve Dicle elime dokunup dokunmamakta kararsız gibiydiler! Selin'in Alara'nın üzerine yürüdüğünü görünce buğulu bakışlarımı onlara çevirdim.
Sert bir tokat indirmişti yüzüne. Alara daha neye uğradığını anlamadan bir tokat daha atmıştı. Kükreyerek konuşmuştu Selin:

-Seni mahvedecem! Anladın mı beni mahvedecem! Bu kıza bu yaptığın yanına kalmayacak!! Ne senin, -İlkay'a çevirdi bakışlarını işaret parmağıyla işaret ederek devam etti- ne senin - ve son olarak Kaktüsü işaret etti - nede senin!!! Bunu nasıl yaparsınız ya!!!?? !!! Bunu yanınıza bırakmayacam!! Göreceksiniz!!
Parmağını onlara doğru tehditvari bir şekilde sallıyordu.

Acı dayanılmaz bir hale geldiğinde eğmiştim başımı..Görmek de istemiyordum bu vicdan yoksunlarını...Gözyaşlarım ard arda akarken engel olamıyordm. Dicle ayağa kalkıp sınıftan çıktığında büyük ihtimalle yardım çağırmaya gitmişti. Birkaç kişi başıma toplanmış, burda neler olduğunu sorguluyordu. Dayanmıyordum. Bileğimi ve parmaklarımı oynatamıyordum.. Belki de hiç oynatamayacaktım..

-Aysima!!

-Aysima!
Ne oldu burda! Çekilin!

Emiray ve Ayaz'ın sesini duymuştum. Sonra hocaların içeri girip :

-Aman ALLAHIM! Dediklerini..

Dicle yanıma gelip yerini alırken,
Derisi soyulmuş, kanayan ve acısı dayanılmaz olan elimi bir elin tutmasıyla elin sahibine çevirdim gözlerimi.

Bana sanki acıyı o çekiyormuşcasına bakan Ayazla kesişti gözlerim. Yüzünü buruşturarak konuştu:

-Nasıl oldu bu? Diyerek tuttuğu elime bakıyordu.

Emiray elimi alıp baktığında acıyla inlemiştim.. Az önce Ayaz tuttuğunda ben mi acıyı hissetmemiştim yoksa Emiray canımı acıtacak şekilde mi tutuyordu?

Emiray gözyaşlarımı silerek konuştu :
-Ağlama! Ağlam güzelim. Burda ne oldu Dicle!!

Dicle'ye adeta bağırarak sorduğu soru üzerine Dicle ağlayarak birşeyler anlatmaya çalıştı.. Beray ve Derinde elime bakıp bakıp ağlıyorlardı.. Ya bunlar niye ağlıyordu ki şimdi? Buna bile ağlayacak durumdaydım. Benim çektiğim acıya ağlayan dostlarım vardı benim!

İçeriye revirde görevli olan doktor girince Emiray çekildi. Selin yanıma oturup sağlam elimi tutuyordu. Alara ve diğerlerini burdan çıkarıp gelmişti anlaşılan.. Şu olayı atlatayım Selin'i takdir edecektim. Doktor elime bakıp, konuştu:

-Çok ciddi görünüyor. Yarasını temizleyip saracağım. Ama film çekilmesi gerekiyor. Kırık veya çatlak olabilir.

Söyledikleri boğazımda bir düğüm oluştururken destek alarak ayağa kalktım. Pufların birine yine destek alarak oturmuşum. Yaramı temizleye başlayan doktor elimin acısını arttırmıştı.. Başımı diğer tarafa çevirip gözlerimi yummuştum. Yumduğum gözlerimden akan gözyaşlarım çeneme kadar damlıyordu.

Sol elimi bana güç verircesine sıkı sıkı tutan Selin aynı zamanda konuşuyordu :

-Birde kansız olduğunu söylüyordu annen. Bu kansız halinse....

Ciddi mi diye yüzüne baktığımda gözünden akan yaşlara şahit oldum.. Gözyaşlarımla gülümsedim. Az önce kükreyip tokat atmıştı değil mi?

Elimin sarılmasının bitmesiyle, gözyaşlarım da yavaşlamıştı.. Ama acısı hala dinmemişti.

Öğretmenler bu olay hakkına kendi aralarında konuşurlarken, ben sarılmış elime bakıyordum.. Ya bir daha oynatamazsam diye düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi..

Ne olursa olsun! Bunu yanlarına bırakmayacaktım!!

Bunun bedelini ödeyeceklerdi..

________BÖLÜM SONU________

Ödeticez!!! 😈

Lamba ve İlkay'a sövenler buyrun bu satıra!!! 👈

Kaktüs ne ayak diyenler buraya! 👈

Selin ellerin dert görmesin diyenlerde şuraya!!! 👈

Yazar ne yaptın? Diyenleride buraya alalım!! Dkdkdjdjd👈

Bölümü beğendiğinizi umuyor,
Yeni bölüme dek Hoşçakalın
diyorum.!! . 👯💖

Onun gelişide yakındır merak etmeyin!😉

See you!! 🎀
Readerlarım!

Continue Reading

You'll Also Like

114K 11.7K 39
053*: Senin kedin mi bu? Doğuhan: Evet, rica etsem atacağım konuma getirebilir misin? Ya da sen at ben geleyim. 053*: İşte o imkansız. Doğuhan: Ne...
754K 19.6K 11
Yıllarca aile baskısı gören , aile sevgisinden mahrum kalan Peri. Babasına gelen telefon ile doğumda karıştırıldığını öğrenir. Peki bundan sonra ne o...
519K 31.1K 32
ablasına yazacakken yanlışlıkla dünyaca ünlü boksöre yazan Ahu 💋💋 Herşey kurgu gerçek hayatla bağlantısı yoktur.
322K 6.6K 28
+18 bölümler olacaktır. SPOİ!! ➡️ "Bora nolur affet bida kaçmam söz" "Sen şansını çoktan kaybettin damla bugün zevk alsan iyi olacak çünkü ben...