O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi :...

By BetlEldoan

707K 48.7K 3.3K

Benim beklediğim adam sen değildin ama kalbim.. Kalbim neden senmiş gibi atıyor. *-* Jessica Atos üç abisi v... More

Tanıtım
Geçmişin Yüzü
SOĞUK ÖLÜM
BİNLERCE HİS
UYANIŞ
KADER
KARŞILAŞMA
YAKIN MESAFE
AÇIKLAMA
KAÇAK
KARANLIĞIN GÜNEŞİ
ÖPÜCÜK
HIRÇIN DALGALAR
EYVAH BASILDIK!
BU AŞK MI? (Part 1)
Yazardan Küçük Bir Not
BU AŞK MI ? (Part 2)
O SEN DEĞİLDİN
O ADAM OLMAK
BENCİL ADAM
HİCRAN
KÜÇÜĞÜM
RUHUNDAKİ YARALAR
BEKLENEN
YARIM KALAN HER ŞEY
MUTLULUK
AV MEVSİMİ
AVA GİDEN AVLANIR
KUTUP YILDIZI
ESKİ BİR DOST
AYICIK
KIRILAN KALPLER
YENİ ATOS
PASCAL
TARÇINLI KURABİYE
ANNE
KENDİNİ ÖLDÜREN ADAM
TEHLİKE
OYUN PART 1
OYUN PART 2
YALANCININ MUMU
DEĞİŞİM
SANTOS POULOS
SORU-CEVAP
AKŞAM YEMEĞİ
ÜZÜMLÜ KEK (YENİ HİKAYE)
B PLANI
TEKLİF
FİNAL
UNUTULMAZ (YENİ HİKAYE)
LİMONLU KEK (YENİ HİKAYE)
ÇETO C

İTALYA BİLETİ

10.3K 1K 47
By BetlEldoan

Dudağına sürdüğü parlak pembe ruju düzgün süremediği için kendisine aynadan kızgın bir yüz ifadesiyle bakıyordu. 160 km hızla giden bir arazi arabasının içinde bile mükemmel kırmızı mat ruj süren Kate imreniyordu. Yada bir kucağında ağlayan iki aylık bebeğiyle hem onu susturup hem de mükemmel bir far süren Hilal'e. Sonuç olarak annesi bile iki gözü kapalı mükemmel bir eyeliner çekerken o bu konularda oldukça berbattı. Yatağında boylu boyunca yatan en yakın arkadaşı Jhon ona acıyarak bakıyordu.

"Gerçekten?" dedi iki elini açarak. Jessica dil çıkarmak istedi ama zamanı yoktu. Hızlıca ruju silerken her yerini pembe rujun kalıntılarından bulaşmıştı.

"Tatlım kabul edelim bu konuda bir faciasın!" dedi çocuk.

"Jhon yardım et!" dedi genç kız hızlıca. Jhon yumuşak yataktan istemeden kalkmıştı. Kızı oturttuğu deri sandalyeden onu süzüyordu.

"Kahküllerin uzamış"

"Pedro onlara deli oldu" diye inledi. Jhon alayla gülümseyip kızı onayladı.

"Alnında çıkan iki sivilcenin nedeni onlar olduğu düşünülünce bende deliririm"

"Lütfen acele eder misin?"

"Tatlım sevgilinle sadece görüntülü konuşuyorsunuz bu durumu o kadar abartma" dedi çocuk.

Jessica umutsuzca başını salladı. Bir ay öncesinde ameliyat olan Sara artık hafif çıkan saçlarıyla ona her gün yeni resimler ve videolar atıyordu. Değişen pek şeyin arasında belki de en önemli parça da buydu. Pedro ailesiyle beraber İtalya da yaşamaya karar vermesi çok zor bir karar olmuştu. Geride kalan kızı yanına almak için çırpındığında o denizde beraberinde boğulma tehlikesi geçirmişlerdi.

"Belki de birbirimizi daha iyi tanımamız gerekir" demişti Jessica onu umutlandırmak için. Pedro'nun yeni hayatı için ona zaman tanımalı kendisini keşfetmeli ve birlikteliklerini her ne kadar aralarında 1136 km olsa da sık sık bir araya gelmek için bahaneler buluyorlardı.

Kate yeni doğum yapmıştı ve bütün ailenin tanışması için yeni bir olasılıktı. Belki de Jessica okulun ve getirdiği yeni zorluklarda Pedro'yla iletişiminin tamamen yitirmekten korkuyordu.

"Onu çok özlüyorsun" dedi Jhon üzüntüyle.

"Yeni iş kuruyor Jhon ve onunla olmam için en azından işlerin rayına girmesi gerekiyor."

"Önce seninkinin buraya gelmesi gerekiyor" dedi büyük bir yüreklilikle Jhon.

Jessica uzun zamandır kimseyle paylaşmadığı gerçeği az daha dilinin ucundan kaçıracakken kendisini engelledi. Sarı saçlı çocuk gözlerini sinsi bir şekilde kısıp onu süzmeye devam etti.

"Sen benden bir şey mi saklıyorsun?"

"Hayır" dedi Jessica hızlıca.

"Sakladığını biliyorum, çabuk söyle"

"Senden elbette ki bir şey saklamıyorum"

"Saklıyorsun"

"Saklamıyorum!" diye tekrar itiraz etti. Jhon elinde ki ruju ona doğru salladı.

"SAK-LI-YOR-SUN!"

"Saklamıyorum Jhon-"

"Saklıyorsun işte, hemen dökül!"

"Tamam!" dedi Jessica iki elini havaya doğru açarak. Jhon kızın hemen yanı başına geçip onu daha iyi dinlemek için elinde ki bütün işi yarım bıraktı.

"Biz- yani Pedro ve ben bir karar aldık"

"Ne kararı, sakın bana çocuk istiyorum falan deme! Ev zaten çocuk yuvasına dönmüş"

"Daha çok erken, ayrıca Pedro çocuklara canlı bombaymış gibi bakıyor"

"Gaz çıkardıklarını düşünülünce mantıklı"

Jessica ciddi bir yüz ifadesiyle duran çocuğa güldü ama bu çok kısa sürdü. Hemen ardından onu merakla dinleyen çocuğa geri döndü.

"Bak bunu kimse bilmemeli Grey bile"

"Tanrım Grey'den bir şey saklayamam" dedi Jhon itiraz ederek.

"Dinle Jhon bunu Grey bilmemeli derken çok ciddiyim, anlıyor musun?"

Çocuk bir süre karın ağrısı çeker gibi inleyip dursa da kızın yumurtalayacağı şeyi daha çok merak ettiğinden duraksadı.

"Tamam! Tanrım sevdiğim adamdan bir şeyler saklamak çok zor ama bunu öğrenmezsem de kendimi öldürebilirim"

"Ben Pedro beraber yaşamaya karar verdik"

Jhon küçük dilini yutmuş gibi gözlerini kocaman açarak ona bakıyordu şimdi.

"Tatlım sen iyi misin?"

"Çok iyiyim" dedi Jessica gülerek.

"Nasıl yani evde ki diğer abinler ve baban unutmadan büyük babanı unutmadın mı?"

"Ben çoktan işleri sağlama aldım" dedi Jessica gülerek.

"Nasıl?"

Jessica çalışma masanın alt çekmecesinden çıkardığı evrakları önüne doğru bıraktı. Jhon evrakları incelerken artık gülüyordu.

"Deli sürtük"

***

1 ay önce...

"Nerdesin?" dedi sert bir tutumla. Avuçlarının arasından kayıp giden sevdiği kadının yokluğu sadece üç günde kafasına vurmuştu. Kızı her an arama ve yoklama isteğine mani olamıyordu.

"Spor için hazırlandım sen?"

"Aynı, hastanedeyim. Birazdan sonuçları son kez bakacaklar"

"Sara nasıl?" dedi Jessica endişeyle.

"Daha iyi, eskisi gibi korkmuyor" dedi adam güler gibi bir tonda. Jessica'nın kalbi bir çikolata gibi erimişti.

"Çünkü o masaya seninle beraber yatacak"

"Abisine güvenmesi gerekir meleğim" dedi Pedro.

"Seni çok özlüyorum" dedi Jessica yarım kalmış bir nefesin boğazında takılı kalmasına mani olmadan.

"Biliyorum bebeğim, bende seni özlüyorum.."

"Her şey bittiğinde beraber olacağımızı düşündükçe daha çok mutlu oluyorum" dedi genç kız.

"Sadece üç gün meleğim, üç gün sonra benimlesin.."

İşte Jessica bundan pek de emin değildi. Aile faciasına neden olduğu için abisi ona her gün İzmir'den bol nefretlik mesajlar, şantajlar ve daha nicelerini yolluyordu.

"Alex ve Chis yaptığım sürprizi beğenmediler."

"Belki benimkisini beğenirler" dedi Pedro.

"Ne yaptın?" dedi Jessica endişeyle.

"Aslında onlara değil Niko'ya yapmış olabilirim"

"Tanrım Pedro beni korkutuyorsun"

"Hayır bebeğim, senin kadar mükemmel bir şey değildi sadece mavi saçlı küçük bir hanımefendi ile görüştüm-"

"Hanımefendi mi?" dedi Jessica sorgulayıcı bir şekilde. Hayır asla kıskanmamıştı! Sadece oldukça odun olan sevgilisinin aniden kibar bir beyefendiye dönüşmesine anlamlandıramamıştı.

"Bebeğim sen beni mi kıskandın?"

"Kim o kız!" dedi Jessica öfkeli bir ses tonuyla. Pedro nadir kahkahalarından birisini ona bahşederken Jessica tırnaklarını kemirmeye başlamıştı.

"Gülme! Bana dürüst bir cevap ver, bu kadar kibar beyefendi olmana neden olan kim?"

"Sakinleş güzelim, inan seninle yarışamaz bile-"

"Ben kimseyle yarışmak zorunda değilim" diye hırladı Jessica.

"Peki" dedi gülerek.

"Gülmeyi kesip bana kim olduğunu anlatacak mısın?"

"Meleğim Niko'nun peşinde dolaştığı kız"

Bir süre duraksadı genç kız, Clake olmalıydı ismi. Mavi saçlarını tepesinde sımsıkı toplamış kızı tekrar anımsayınca titremesi durdu.

"Sonuç olarak Clake iş teklifime olumlu baktı" Pedro'nun sesi artık sinsi bir şekilde çıkıyordu ve bu Jessica'yı heyecanlandırmaya yetmişti.

"Beraber yaşamamız için hala birçok sorun var" dedi kız üzüntüyle.

"Belki de yoktur" dedi Pedro gülerek.

"Tek Niko için planın yok değil mi?" kızın heyecandan nefesi kesilmişti.

"Eğitimin için mükemmel bir okul buldum mailini kontrol et"

Telefonu hoparlöre alıp hızlıca mailini açtı. Romada bulunun bir sanat okulun adresi ve yurtdışındaki öğrenciler için eğitim projesini inceledi.

"Yunanistan da anlaştıkları sadece senin okulun yer alıyor ben başvuruyu yaptım senin için"

"Aman tanrım Pedro!" dedi heyecanla.

"Ve bu sefer sadece eğitim aşkı için İtalya'ya geleceksin. Yani benim kollarım."

***

"Atoslar biliyor mu?" dedi çocuk endişeyle. Jes'i sadece omuzunu indirip kaldırdı.

"Kate ve Hilal ah bi de annem.."

"Tanrım delinin tekisin, yarın uçağın kalacak ve sen hala söylemedin mi?"

"Aslında o görevi üç eşit parçaya böldüm. Hilal Chis'e, Kate Alex'e söyleyecek. Elbette ki en zor kısım annemin çünkü o Niko, babam ve büyük babaya anlatacak"

"Ne zaman? Sen gittikten sonra mı?" çocuğun yüzü artık bembeyazdı.

"Böylesi hepsi için daha iyi, engel olmaları için geç olacak zaten üniversite için gidiyorum yani çok da sorun olmaz diye düşündük.."

***

O bara girmesi yasaktı, barın önünde dikilin üç korumayı dövmeye kalksa bile yüzüne alacağı darbelerden korktuğu için buna asla yeltenmezdi. Oturduğu son model spor arabasının içinde pusuya yatmış mavişi bekliyordu.

"O piçe götünü yalamasını söylerken ciddiye almış olmalı!"

Pedro'yla yaptığı en son kavgada söylediklerini ciddi alacağını düşünmemişti. Piç şimdiden korumaların sayısını artmıştı. Hala İtalya da olduğu için daha çok mutluydu ama oradan bile mavişle olan bütün bağlantısını koparmayı iyi beceriyordu. Onun aksine Clake işini baya seviyordu.

"HEY!" kornaya uzun süreli basıp kızı korkutmayı başarmıştı. Kız korkmuş gözlerini onun üzerinde gezindirdi.

"Ve tilki tavşanını yakalar"

"Senin sorunun ne!"

"Atla" dedi Niko gülerek.

"Hayır!"

"Atla dedim bak bu rica cümlesi değil, emir verdim akladın?"

"Önce özür dile" dedi kız. Çıplak bacaklarından çıkan dövmelerinin üzerinde fileli çorapları o kadar seksiydi ki ona dokunma arzusunu artırıyordu. Sol bacağının üzerinde ki yeni dövmeyi fark ettiğinde delirme noktasına geldi. Kızın bembeyaz tenine bulaşan o renkli mürekkeplerden nefret ediyordu. Önce dudağını ısırıp başını direksiyona geçirdi. Clake çocuğun delirmiş gibi davranmasından endişe ediyordu. Niko genelde gülen, alaya alan asla ciddi olmayan birisiyken şimdi ciddi anlamda delirmişti. Niko arabanın kapasını büyük bir gürültüyle kapattığında kız gerilemeye başlamıştı bile. Tam harekete geçmiş ona sırtını dönmüşken beline dolanan soğuk tenle çığlık attı. Niko kızın açıkta duran göbeğinin üzerinde ki piercing çekiştirdi.

"Hey! Canımı acıtıyorsun!" Kızı dinlemeden bu kez ensesine doğru dudakları sürttü hemen aldırmadan kızın omzuna dişlerini geçirdi.

"RAHAT BIRAK BENİ!"

"Sana ne dedim ben?"

"Ne?" dedi kız nefes nefese. Artık ensesinde hissettiği sıcak naneli nefesin hissiyle bütün tüyleri havaya kalkmıştı. Onu kontrol etmekte zorlanıyordu, aynı bir kanser hücresi gibi hızlıca bütün organlarına dağılıyordu. Sorun şuydu ki kanser hücresi sadece kalbe bulaşmazdı ama Niko inatçı bir hücreydi ve en başında kalbinde yer almıştı.

Soğuk parmaklar bacağına doğru kaydığında inlememek için dudaklarını ısırıyordu ve asla itiraz etmiyordu. İç dünyasında asla reddedemediği insandı Niko.

"Sana yeni bir dövme yok demiştim maviş"

"Bende bana karışamazsın demiştim"

"Seni cezalandırırım demiştim" diye tehdidi hatırlattı ona. Kız sanki o tehdidi hatırlamasını istediğini belli eder gibi susuyordu. Güldü Niko, kızı usulca bıraktı yere. Clake nefes nefese bekliyordu cezasını, şimdi karşısına geçen çocuk onu arabasına doğru çekiyordu. Arabaya temas ettiğini gözlerini yerden çekme gafletinde bulundu. Ona çevrilmiş yeşil gözlere zorlayarak bakıyordu.

"Sende istiyorsun" dedi Niko heyecanla. Sesi karanlık gece de sessiz çıkmıştı. Elini kızın zayıf yüzünde gezindirdi.

"Sende en az benim kadar istiyorsun, titriyorsun.." diye tamamladı.

"Cezamı bekliyorum" dedi kız bütün cesaretini toplayarak. Daha fazla güldü Niko. Alnına değen alınla doğrudan dudaklarına odaklanmıştı. Üst dudağı alt dudağına göre daha ince olan dudaklara odaklanmak konusunda ona zorluk çıkarıyordu.

"Sana cezanı büyük bir zevkle vereceğim mavişim.."

Şimdi sıra ondaydı, kızın dudaklarına geçirdiği dudakların yoğun baskıcı halini kontrol edemez haldeydi. Clake Niko'nun yüzüne ellerini gezindirip ensesinde birleştirdiği elleri orada bıraktı.

***

Nil ağzında ki ballı ekmeği yemek istemediği için çıkarmaya çalıştıkça Hilal yorgun bir savaşçı gibi ona mani olmakta zorluk çekiyordu. Bütün gücünü emen bir vampir oğluşu ve kocası vardı. Gündüzleri Tuna ve Nil geceleri ise üçüncüsü diye şimdiden beynine yiyen Chis. Ah keşke sadece beynimi yese diye iç geçirdi. Yazın ortasında boğazlı badi giymek zorunda olması boynunda ki hattinden büyük morluklarıydı. Chis hemen yanı başında kızın boğazını saklama çabasına gülüyordu.

"Hadi annecim, bal ve kaymak var başka hiçbir şey yemiyorsun zaten"

"Ama yemek istemiyorum" diye diretiyordu altın saçlı kızı. Hilal pes ettiğini belli edercesine iki elini havaya kaldırdı. 

"Güzel yemek yeme o halde. Ah hatta Niko amcanın sevgilisi gibi kısa kalsın da gör"

"Hey bi saniye ben minyon kızlardan hoşlanıyorum, yani o kadar da üzülme Cindy benim gibi yakışıklı, tatlı, harika, mükemmel, aşırı yakışıklı ve-"

"Kes artık" dedi Chis öfkeyle. Niko elini havaya kaldırıp onu engelledi.

"Aşırı yakışıklı demiş miydim?"

"Dedin hayatım" dedi Hera.

"Evet benim gibi mükemmel erkekler avuç içlerine sığan kadınları sever, baban ve benzerinde ki Alex amcan ise tırnaklarıyla etini koparan kızları-"

"Tırnaklarımı yeni törpüledim Niko ister misin?" dedi kızıl saçlı kız. Son günlerde anneliğin bütün yükünde boğulan loğusa kadına dokunmamın daha faydalı olacağını biliyordu. Masa da sadece çatal ve bıçak seslerinden başka bir şey kalmadığında Jessica öksürdü. Hera gelen tepkiyle biraz olsun kendisine gelerek gülümsedi.

"Dimitri aşkım sana İtalya da ki eğitimin son yıllarda mükemmel bir hala geldiğini söylemiş miydim?"

Artık çatal ve bıçak sesi de kalmamıştı. Dimitri ağır ağır gazetesinden bakışlarını çekip kadına döndü.

"Hayatım inanmayacaksın ama bana son günlerde İtalya da ki eğitim sisteminin mükemmel olmasından başlayarak bütün coğrafik özelliklerini anlattın. Belki de milyon kez."

"Bana da" dedi Hector.

Hera ifadesini bozmadan gülümsedi, uslu bir kız gibi duran kızına bakmamaya özen gösteriyordu.

"Ah öyle mi hiç farkında değilim, ben sadece kusursuz bir ülke olduğu için anlatma isteğiyle doluyum"

"Anne sen İtalya'dan nefret edersin" dedi Niko.

"Abartıyorsun hayatım" diye karşı çıktı kadın.

"Elinden gelse orayı dünya haritasından silersin" dedi Niko gülerek.

"Yok artık" dedi kadın öfkeli bir tutumla.

"Hatta mayınları ülkeye yerleştirip havaya uçurursun bu eve İtalyan makarnası bile girmez"

"Yeter Niko! Eskisi gibi İtalyan düşmanı değilim-"

"Bence başka bir şey var" dedi Chis.

"Son günlerde siz üçünüz neden durmadan İtalya konusu açıyorsunuz?" dedi Hector üç kadını süzerek.

"Biz mi?" dedi aynı anda Kate, Hilal ve Hera.

"Siz!" dedi Alex sert bir tutumla.

"Hazırlanın çocuklar anneniz beni ve sizleri deli edecek bir şey söyleyecek" dedi Dimitri öfkeli bir tutumla.

"Ah yeter! Dayanamıyorum artık söylüyorum, Dimitri sakın delirme sizde çocuklar! Unutmayın ki bu evde son sözü ben söylerim-"

"Yüce İsa karının büyüklere saygısı yok Dimitri!" diye söylendi Hector.

"Hiçbir zaman olmadı baba" dedi Dimitri öfkeyle.

"Jessica'nın yurt dışında eğitim almasına izin verdim. Artık İtalya da yaşayacaklar"

"-lar?" dedi Ewan şaşkınlıkla.

"Of işte Pedro ve o ee tabi ailesi de yaşar"

"HERA!"

*-*

Çok hastaydım anca aranıza döndüm😷 gecikme için şimdiden kusura bakmayın 🙄 Ay baya karıştı ortalık bakalım bakalım neler olacak 💁‍♀️ 

SINIR VOTESİ 580 👈

Continue Reading

You'll Also Like

767K 29K 91
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
5.5K 633 60
Bir adam kardeşi için hayatından vazgeçer , bir kadın hayallerine ulaşmak için sevdiklerinden vazgeçer. Adam ayağındaki prangalardan kurtarmak için k...
2.3M 37.6K 55
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...
1.3M 79.3K 43
Sır dolu hayatlar, konuşamayan bir kadın, sessiz bir aşk... "Tek bir kelime söylemeni, tek bir kelime söylemeni nasıl isterdim be kadın... Bir kere o...