KENDİNİ ÖLDÜREN ADAM

12.4K 1K 70
                                    

Esta hala ona anne dediğine emin olmadığı oğlunu yüzüne boşluğa bakar gibi bakıyordu. Heyecandan elleri buz gibi olmuş, dili damağı kurumuştu. Sadece bir tek kelimesiyle onu yok edip birleştiren kuvvete sahip oğluna bakıyordu. Her şeyin gerisinde yıllarca oğluna kavuşmak için sabreden bedenine ağır gelen o tek kelimenin hasreti sarmıştı her yerini. Tekrar duymak ister gibi oğluna doğru yanaştı.

"B-bana" dedi kadın zorlukla, tek elini göğüs kafesine yerleştirmiş şekilde.

"Ba-ana anne mi dedin sen?"

Pedro kadının her an düşüp bayılacak gibi solgun cildinden endişe etmişti. Usulca ona doğru döndü.

"İyi misin?"

"B-en" dedi kadın iki gözünden akan yaşlara inat gülerek.

"27 senedir hiç bu kadar iyi olmamıştım tatlım, lütfen" dedi yalvaran bir ses tonuyla.

"Lütfen tekrar söyle.." umutla ona bakan yaşlı kadını incitmek istemiyordu. Pedro kadının koyu kahve gözlerinin harelerinin hareketlendiğini görebiliyordu. Tıpkı nefesini tuttuğu için artık titreyemeyen bedeni gibi.

"Anne" dedi Pedro duru bir ses tonuyla. Esta 27 senedir tuttuğu nefesini bırakırken artık ağlamadan geri durmuyordu.

"Ah, oğlum.." diye oğluna doğru sarıldı. Pedro kolları havada şaşkın bir şekilde kalmış onun sıcaklığına sığınan kadının kokusunu içine çekiyordu. Bir annenin kokusunun ekmek gibi olduğunu okumuştu. Ekmek gibi taze, sımsıcak içini açan bir kokusu vardı. Yağmur sonrası toprağın kokusu gibi, tatlı dükkanlarında ki en pahalı pastanın kokusu gibi. Kadının beyaz saçları yüzüne değdiğinde kollarını artık ona doğru dolamıştı.

"Neden ağlıyorsun?" dedi adam endişeyle.

Esta bir süreliğine oğlundan uzaklaşıp gülümsedi diğer yandan da gözyaşlarını elinin tersiyle sildi.

"Mutluluktan oğlum, ben mutluluktan ağlıyorum. 27 senedir duymadığım bir şeyi duydum dudaklarından" durdu kadın usulca oğlunun sert yüz hatlarında gezdirdi parmaklarını.

"Kaybettiğim oğlumu buldum, tanrı gerçekten beni seviyor olmalı" dedi kadın gülümseyerek. Tanrının varlığına artık şüphesi olmayan adam usulca gülümsedi.

"Belki de zor olan kısmı sadece bize yüklemiştir"

"Her ne olmuşsa olsun seni bana ulaştırdığı için minnettarım." Dedi kadın.

Jessica birbirlerine sımsıkı sarılmış ikiliye gülümseyerek baktı. Bahçede oturan baba ve kızı da kontrol etti.

Bazen diye düşündü genç kız, kaybolduğumuz da bizi bulan birilerini beklememiz gerekir. Bazense bizi sevdiklerimizi ulaştıran sevdiğimiz insanlar olur. Kaybolan sevgilisinin ailesine ulaştığı için tekrar kendi içinde mutluluk geçirdi. Yalnızlığını paylaştığı adamın kalbine üç kişiyi daha kattığı için huzurla doldu kalbi.

Pedro bütün gece kollarında olan annesiyle sohbet etmişti. Babası da onların yakınlığından hoşnut gibi sürekli ona hiç düşünmeden evlat diye hitap etmişti.

"Jessica söyledi sende benim gibi boya yapmaktan hoşlanıyormuşsun" demişti gururla. Pedro gülümsedi, yaşlı adamın sürekli ahşaplar ve boyalar hakkında ki sohbetine dahil oldu.

"Sanatı seviyorum"

"Ah Paulo oğlumuz gerçekten sana benziyor. Babanda gençliğinde beni kendisine aşık etmek için birkaç portemi çizmişti"

"Demek ki Martine erkeklerinin genel özeliği bu" dedi Jessica gülerek. Onların tanıştıktan hemen sonra Pedro'nun onun resmini çizmek için zorladığı anılarını anlattıklarında herkes daha fazla gülmeye başlamıştı. Esta güzel kızın elini tutup bıraktı.

O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi : 3)Where stories live. Discover now