TARÇINLI KURABİYE

10.8K 1.1K 60
                                    

Kalbinde hissettiği ağırla diz kapaklarının üzerine düşmek üzere kadını kucakladı Pedro. Kadın son gücüyle adamın gömleğine ellerini geçirip yıllardır hasret kaldığı tanıdık ama eski kokuyu aradı. Yoğun tarçın kokusunu bastıran sigara kokusu  genzini yakıyordu. Gözyaşlarına daha fazla engel olmayan kadın tek elini adamın yüzünde gezdirdi.

"O-ğlum.." dedi fısıltıyla. İçinde kopan fırtınalara eşlik eden tek şey yanı başlarında ki sarı saçlı kızın ona eşlik ederek ağlamasıydı. Pedro kadını usulca koltuğa bırakana kadar kadın ondan uzaklaşmak istemiyordu.

"Se-nsin, ah tanrım sensin değil mi? Geldin değil mi?"

"Anne?" dedi küçük kız endişeyle. Jessica küçük kızı endişelendirmemek için onunla dışarıya çıkmayı teklif etti.

"O benim abim mi?" dedi kız endişeyle.

"Evet" diyebildi Jessica. İçeride ki karmaşaya kızı dahil edip onu daha fazla yormak istememişti. Evin dış bahçesinde beliren bol kahve pantolonlu adam iki kıza da bakıyordu.

"Sara?" dedi yaşlı adam. Jessica az evvel anne ve kızın neden bahsettiklerine şimdi daha iyi anlamıştı. Esmer teni, uzun boyu, sadece akların düştüğü kahverengi saçlarıyla sanki Pedro'nun yaşlığını görüyordu.

Genç kız heyecanla ayağa kalkmaya çalıştı ama yorgun düşüp geri oturdu.

"Baba-abim!" Sara heyecanla, eli ağzında ki beyaz maskesinin üzerindeydi. Maskeyi açmasıyla beraber dudaklarında ki gülümseme ortaya çıkmıştı.

"Abin mi?" dedi adam şaşkınlıkla. İçeriden gelen karısının ağlama ve sürekli mırıldanmaları adamın heyecanını artırdı. Onu bu kadar erken beklememişlerdi. Antonia onlara iki hafta önce ulaştıklarında yıllar boyunca aradıkları oğullarını ulaşma heyecanı sarmıştı. İçeriden gelen güçlü erkek sesiyle adamın gözyaşlarına inat kocaman bir gülümseme meydana geldi. Jessica olan bitene sanki dokunursa bozulacak bir masalın sonuymuş gibi seyrediyordu. Yaşlı adam elini havaya doğru kaldırıp salladı.

"Bu onun sesi mi? Benim küçük Pascal'ım mı?" dedi heyecanla. Yaşlı adam kızının heyecanla başını salladığını ve yanında ki sarı saçlı yabancı kızında ona eşlik ettiğini gördüğünde artık kalbinin bu heyecana kaldırmayacağını düşünüyordu.

Evin verandasında oturan ikiliyi es geçip yıpranmış ahşap kapıyı titreyen elleriyle itekledi.

"ESTA! Tanrım Esta!" Yaşlı adam evin büyük odasının kapısında durmuş genç bir adamın kollarında ağlayan ve sürekli onu yüzünü seven karısını seyretti. Usul usul bedeni düştü yere, sırtını ahşap kapının iç kısmına dayamış başında ki şapkasını iki eliyle çıkarıp avuçlarının arasında sıkıyordu.

"Nası-l tanrım nasıl bu kadar büyüdün, tanrım küçücüktün sen.." dedi kadın daha fazla ağlayarak. Pedro kollarında sürekli ağlayıp ona dokunmak için çırpınan kadına bir şey diyemiyordu. Hissiz kalbinde ki yeşeren küçük bir tomurcuğu tekrar can suyunu bulmuş gibi dirilmişti. Gözlerini asla kapatmıyordu, kapatırsa gözyaşları ondan habersiz düşebilirdi. Esta oğlunun yüzünde ki ince yara izlerine hemen ardından sert kaşlarının üzerinde ki ince çizgileri seyretti.

"Seni en son gördüğümde elinde tarçınlı kurabiyem vardı hala öyle kokuyorsun.."

Pedro usulca gözleri kapattıp başını kadının başına dayadığında kadın daha fazla ağlamaya başlamıştı. Esta kollarını Pedro'nun bedenine doğru bağladı.

"Ben kokunu unutmamak için hiçbir zaman ayını yıkamadım, yıkayamadım.."

Kadın kollarında ağladığı oğlunun sıcaklığını kalbinde hissediyordu. Usulca gözlerini açtığında kapı dibinde ağlayan eşini fark etti. Tek elini kaldırıp gülümsemeye çalıştı.

O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi : 3)Onde histórias criam vida. Descubra agora