B PLANI

10.3K 927 69
                                    


Eleanor ona yakın duran bıçak setine uzanıp en keskin uzun bıçağı çekmeye atılacakken Hilal ve Kate önce davranmıştı. Kate Öfkeli bakışlarını Ewan'a sabitlerken Hilal hırlıyordu.

"Tanrım bu çocuk!" diye mırıldandı Hera. Açık bıraktığı sarı saçlarını iteleyip elini havaya kaldırıp haykırdı.

"Kızlar!" Hilal ve Kate hazır oldu kadının emrini bekliyorken Ewan artık işlerinin hiç istemediği bir hal aldığının farkındaydı. Hera uzanıp uzun bıçağı eline aldı.

"Akşam yemeğinde az pişmiş Ewan harika bir tercih olacaktır. Siz ne düşünüyorsunuz?" dedi kadın gülümseyerek. Ewan kaşlarını endişeyle kaldırırken Eelanor üçlünün gerisinde olacakları keyifle seyrediyordu. Hilal arkada ki dolaptan derin bir tencere çıkarıp öfkeyle tezgaha bıraktı.

"Bence eti biraz sert olabilir" diye mırıldandı Hilal. Ewan usulca yutkunurken Eleonar arka duvarda duran kepçeyi eline aldı.

"Ben onun için marina hazırlarım, yumuşar!"

"Yok artık" dedi Ewan alayla gülümserken. Kate eline aldığı küçük el bıçağını havaya kaldırarak bağırdı.

"Sen yemeği sabote edersen bizde seni yemek diye hazırlarız!"

"Eltime katılıyorum!" diye araya girdi Hilal ama elti lafını kimse anlamadığı için ona şaşkın bir bakış atıp geri çekilmişlerdi.

"Aman şimdi size bu Türk akraba ilişkilerini anlatamam! Çok zor ve uzun, Ele sen Ewan'ı tut!"

Ewan arkasına dönüp hızlıca bahçeye doğru koşacakken Eleanor'un zayıf ellerini onu yakalayıp durdurmaya yetmişti.

"Bilerek yapıyorsun! Beni delirtmek sırf içeride ki insanlara rezil olalım diye yaptın!" Eleanor'un gözlerindeki saf öfkede takılı kaldı Ewan. Ne beklediğini o da bilmiyordu sadece bu deliliğin içinde kızın mantıklı düşünmesini istiyordu.

"Ele o olmaz!" dedi aniden. Kız durup bir adım geri adım attı.

"Niye benim sevilmeye hakkım yok mu?"

Ewan usulca başını eğip hala ona bakan deli mavilere bakamıyordu.

"O olmaz! Belinde silah var, tehlikeli bir adam onu sevemezsin" dedi aniden. Eleanor gülümsedi usulca.

"Tehlikeli adamları sevme konusunda çok başarılıyımdır. Canımı acıtan, kıranları bekleme konusunda. Belki bu kez daha az canım yanar" dedi kız ve Ewan başını yerden kaldırıp gözlerinde ki öfkenin yerini hüzün alan kıza baktı. Omuzları düşmüş uzun saçları iki yana serilmişti. Doksa yok olacaktı ve Ewan dokunacak kadar güçlü değildi.

"Niye o halde her seferinde yanlış adamı tercih ediyorsun Eleanor?" dedi adam. Kız gülümsesini silmeden omuzlarını kaldırıp düşünürdü.

"Belki dediğin gibi aptalımdır, canımın acısından her şeyi göze almışımdır. Ama korkma, bu kez canım yanmayacak çünkü bir ders aldım. Çok sevince değil sevilince yaşıyor insan, ben artık yaşamak istiyorum Ewan. Nefes almak istiyorum.."

Ewan içinden bazı şeylerin koptuğunu hissetti. Evin dış kapısının ortasında bulunan antrede konuştukları ikilinin yıllardır birbirinden sakındığı şeydi. Ewan ona hayran bakan mavilere o kadar alışıktı ki bir anda kopan şeylerin yerini asla dolmayacağını hissetti. Yüreği acıdı, Eleanor arkasına dönmeden önce mırıldandı.

"Neyse ki yemekleri dışarıdan sipariş edebiliriz"

***

Hayır demişti. Koca bir hayır, Jessica korkusuzca adamın karşısına dikilmiş onu sorgulayarak bakıyordu. Pedro kıza bakmamaya özen göstererek arkasına dönüp kızdan kaçmaya çalışırken kızın inatla tekrar karşısına dikilmesiyle durmak zorunda kaldı.

O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi : 3)Where stories live. Discover now