O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi :...

By BetlEldoan

707K 48.7K 3.3K

Benim beklediğim adam sen değildin ama kalbim.. Kalbim neden senmiş gibi atıyor. *-* Jessica Atos üç abisi v... More

Tanıtım
Geçmişin Yüzü
SOĞUK ÖLÜM
BİNLERCE HİS
UYANIŞ
KADER
KARŞILAŞMA
YAKIN MESAFE
AÇIKLAMA
KAÇAK
KARANLIĞIN GÜNEŞİ
ÖPÜCÜK
HIRÇIN DALGALAR
EYVAH BASILDIK!
BU AŞK MI? (Part 1)
Yazardan Küçük Bir Not
BU AŞK MI ? (Part 2)
O SEN DEĞİLDİN
O ADAM OLMAK
BENCİL ADAM
HİCRAN
KÜÇÜĞÜM
RUHUNDAKİ YARALAR
BEKLENEN
YARIM KALAN HER ŞEY
MUTLULUK
AV MEVSİMİ
KUTUP YILDIZI
ESKİ BİR DOST
AYICIK
KIRILAN KALPLER
YENİ ATOS
PASCAL
TARÇINLI KURABİYE
ANNE
KENDİNİ ÖLDÜREN ADAM
TEHLİKE
OYUN PART 1
OYUN PART 2
İTALYA BİLETİ
YALANCININ MUMU
DEĞİŞİM
SANTOS POULOS
SORU-CEVAP
AKŞAM YEMEĞİ
ÜZÜMLÜ KEK (YENİ HİKAYE)
B PLANI
TEKLİF
FİNAL
UNUTULMAZ (YENİ HİKAYE)
LİMONLU KEK (YENİ HİKAYE)
ÇETO C

AVA GİDEN AVLANIR

12.6K 1K 62
By BetlEldoan

YukarıdaPedro ve Chis var :)

"Siktir" dedi Alex, sesli düşündüğü için bu seferde kendisine küfür etti.

"İki fena sikitir" diye mırıldandı. 

Chis ve Niko aynı anda işaret parmaklarını Ewan'a doğru yöneltmişti. Pedro diğerlerinin aksine işaret parmağını doğrudan Niko'ya çevirince Niko hırlar gibi bi tonda bağırdı.,

"Ben temizlemedim!" 

"Olsun,senden genede senden hoşlanmıyorum"dedi Pedro sert bir tutumla. Hera güzel der gibi başını sallayıp elinde ki silahı sırayla onlara doğru doğrultup sallar gibi yaptı. Dimitri sakinleşmek için yanında ki ağaca elini dayarken Hector oğluna süratle baktı.

"Karın hepimizi öldürmeden onu durdur Dimitri!"

"Baba sende biliyorsun ki Hera elinde ki silahı aldıysa birisini yaralamadan bırakmaz"

"Ve genelde seni yaralar" diye sürdürdü Hector. Yaşlı adam silahını sertçe yere bırakmadan önce homurdandı.

"Ava çıkmak içinde artık kadınlardan izin alacağız!"

"Babacım lütfen sol tarafa geçin kalp ilaçlarını yanınıza almadığınız için sizinle ayrı konuşacağım" dedi Hera.

"Tanrının bin belası hapları yutamıyorum!" yaşlı adamın öfkesinden yüzü kızarmış konuşurken sürekli elini sallayıp duruyordu.

"Onları içimezseniz sonuçlarının nasıl olduğunu biliyorsunuz ama" dedi Hera. Dimitri güzel eşini süzerken altına giydiği ve büyük ihtimalle Hilal'e ait olan kot pantolonu süzdü. Sanki onu on yaş daha küçük göstermişti.

"Hastanedeki hemşireler bana iyi bakıyor" Hera ayıplar gibi başını sallarken Niko gülmemek için dudaklarını ısırdı. Annesinin kaza kurşununa denk gelmemek için onu sinirlendirmemeye dikkat ediyordu.

"Hera bırak o silahı." Dedi Dimitri. Hera biraz düşünür gibi yapıp hemen ardından arkasına saklanan kızları unutmuş gibi heyecanla arkasına döndü.

"Kızlar?"

"Kızlar mı?" dedi Chistian, düşünmek bile istemediği şeyin gerçekleşmesi an meselesiydi. Hilal usulca Hera'nın arkasından çıktı hemen ardından Jessica.

"HİLAL?"Chistian sinirlenmemek istemese de artık çok gençti. Sadece birkaç haftalık karısı tehlikeye koşarak geliyordu.

"Orman havası alalım dedik, temiz oksijen bebeğimize çok iyi gelir aşkım" genç kadın siyah saçlarını sımsıkı örmüş önüne gelen kısımlarını ise kulağının arkasına sıkıştırmıştı. Üzerinde ki yeşil tulumu ve spor ayakkabılar dışında sanki pikniğe gelmiş bir havası vardı.

"Cindy!" dedi adam endişeyle.

"Evde aşkım korkma senin güzel karın onu hiç buraya getirir mi?" Hilal bir an önce bu konuyu kapatmaya çalışsa da Alex gülerek konuyu daha fazla yıpratmıştı.

"Tanrıya şükür kızılı gelmemiş-" Genç adam biraz duraksayıp Kate ile sanki hala berabermiş gibi davrandığı ve olanları bir anlığına unuttuğu için iç rahatlığını sorguladı. Atoslar Alex'in uzun zamandır anmadığı kızılı anmasıyla biraz şaşkın ve ne diyeceklerini bilemez haldeydiler.

"Ben eve geçiyorum, sıkıldım" dedi Alex. Yerde ki matarasını ve diğer eşyalarını kavradığı gibi dik bayırı çıkmaya başladı.

"Ewan Alex'le git" dedi Hera. Ewan kaza kurşunundan kurtulacağı için rahat bir nefes alırken soluğu Hera'nın yüz ifadesiyle yarıda kesildi.

"Mutfağın o halini unuttum sanma!"

"Hera sana daha önce çok güzel olduğunu söylemiş miydim?" dedi genç adam. Hera işten sıyrılmaya çalışan Ewan'a kahkaha attı.

"Tatlı dilin seni kurtarmayacak ama sen bana güzel iltifatlarına devam et."

"En azından denedim" dedi Ewan.

"Güzel denemeydi dostum" dedi Alex. Ewan omuzu sirkeleyip Alex'in arkasında bıraktıkları aldı. Jessica yeni gördüğü iki ölü yaban hayvanına dehşetle baktı.

"Kim öldürdü onları!" Pedro kızın gözlerinde birken yaşlara endişeyle baktı. Dimitri işte fırsatı yakalamış gibi Pedro'yu gösterdi.

"Sevgilin tatlım"

"Cani!"dedi Jess. Pedro Dimitri'ye tam bir şey söyleyecekken Hera araya girdi.

"Tatlım ormanda avlanan yedi yetişkin adamdan ne bekliyorsun acaba?"

"Sonuçta avlanmaya gelmişlerdi" diye tamamladı Hilal. Jessica hala üzgün bakışlarını onların üzerinden çekemiyordu.

"Bunları ben değil büyük baban öldürdü" Pedro'nun itirafı üzerine Hera hayvanları kontrol edip başını salladı.

"Hepsini başından öldürmüş bu büyük baban olmalı tatlım

"Hilal hayvanların kokusunu genzine çekmiş gibi midesinde önce yanma hissetti. Eliyle ağzını kapatırken Chistian kıza doğru koştu.

"Neyin var!" dedi endişeyle.

"Kusacağım!"diye inledi genç kadın. Chis Hilal'i olay yerinden uzaklaştırırken Jessica babasına suçlu bir adama bakar gibi bakıyordu."Ben neyaptım şimdi?" dedi adam öfkeyle.

"Yalan söylemiş olabilir misin hayatım?" dedi Hera.

"Beyaz yalandı" diye kendisini kurtarmaya çalıştı Dimitri.

"Ayrıca sizin burada ne işiniz var?" dedi adam aynı hızla. Hera üste çıkma der gibi söylenirken Jessica yanı başınına gelen adamın koluna dokundu.

"Annem babamın bir yerini yaralamadan bırakmaz, biraz kaçalım mı?"

"Nasıl bu kadar eminsin onu yaralayacağını?" dedi adam. Jessica sır verir gibi adamın kulağına doğru uzanmak için parmak uçlarında ona doğru uzandı.

"Bu bir gelenek, annem silahı eline aldıysa babam kesinlikle yaralanırda ondan."

"Hiç değişmez mi?" dedi adam alayla.

"Asla"dedi Jess gülerek. Pedro Hector ve Niko'nun Hera ve Dimitri'nin hararetlenen kavgasına bahis açtıklarını kısa süreliğine şahit oldu. Herkesin bir köşeye dağılması aslında onlar içinde bir fırsat sayılırdı. Kimseye çaktırmadan kızın eline uzanıp onu çekiştirerek kuzey yamaçlarına çekti. Jessica uzun süredir elini tutan adamla ormanda yürüyordu. Onların yokluğunu farketmeleri ayrıldıktan sonra yedi dakikada olmuş olmalıydı. Yedi dakika sonra çıkan silah sesi ve babasının bağırması bunu desteklemişti. Jessica Pedro'yla girdikleri ideayı kazandığı için gülümsüyordu.

"Kazanacağını biliyordum" dedi Pedro alaycı bir ses tonuyla.

"Neden yenilmeyi göze aldın?" dedi Jessica.

"Kazandığında mutlu olacaktın, şimdi mutlusun bu bana yetiyor" Jessica ormanda ki kuş sesleriyle bir rüzgarın sesini dinledi. Yanında yürdüğü adamın ayağına ki botlarından çıkan sesleri ve yerde ki yaprakların hışırtılarını. Pedro Jessica'nın git gide yorulduğunu usul usul ondan destek alarak yürüdüğünü hissediyordu.

"Buradaoturalım" dedi aniden. Jessica Pedro'nun gösterdiği yeşil açık alana hayran hayran baktı. Önce Pedro yeşil alanın sol kısmında tek ağaca sırtını dayayarak oturdu ayaklarını uzunlamasına uzatıp iki kolunu birbirine bağladı. Jessica adamın göğsüne sırtını yaslanıp başını onun omzuna yatırdı. Pedro bağlı kollarını çözüp kızın beline sararken kendisine daha fazla yaklaştırdı.

"Çok huzurlu değil mi?"

"Babanın çığlığından sonra mı?" dedi adam. Jessica babasının durumun ciddi olup olmama konusunda endişeler yaşıyordu, annesi o dokuz yaşındayken babasını iki hafta hastanelik etmiş babasının kolunda ki yara yüzünden kimi zaman ağrılar çekiyordu.

"Annem yeni bir imza atmış olmalı, imza atmayı sever" dedi gülümseyerek. Pedro imzanın yara izi olduğunu hemen anlamış ve gülmüştü.

"Bana güvenmeme konusunda haklılar" dedi Pedro aniden. Jessica adamın konuyu birden neden değiştirdiğini anlamasa da usulca ondan kopup bu konuyu derinlemesine konuşmaları gerektiğine karar verdi. Pedro başını ağaca yaslamış gülümsüyordu.

"Güvenlinir bir adam değilim Jess"

"Onlar da değil, asla bir Atos Atos'a güvenmez sözünü duymuş muydun?" Jessica'nın  kendisinden emin sesi Pedro'yu daha fazla güldürmüştü. Kızın sarı saçlarından bir tutam saçı okşayıp kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Senin için iyisini istiyorlar, sana zarar vermeyeceğime ikna olmaları zor olacak ama bunu inanacaklardır"

"Bugün elinde ki silah babamında değil mi?" Jessica yeni anımsadığı şeyle heycanlanmıştı. Pedro usulca başını salladı, genç kız gülerek sevdiği adama baktı.

"Babam asla aileden olmayan birisine silahı vermez"

"Yani?"dedi adam.

"Yanisi ikna olması o kadar zor olmaya bilir belkide ikna olmuş bile olabilir.."

***

Hilal saçlarının bir kısımını önünden alan eşine teşekkür eder gibi başını salladı. Chis onun için getirdiği suyu usulca eline döküp sevgilisinin yüzünü yıkadı.

"Gerek yok-" Chis kızı dinlemeyip sevdiği kadının önce yüzünü yıkadı ardından onun çözülen saçlarını geriye doğru attırdı.

"İyi değilsin, eve dönüyoruz" Chistian üzerinde ki deri ceketini çıkartıp kızın omzuna doğru astı.

"İyiyim,endişelenme"

"Endişelenmeyecek durumda mıyım sence?" Chistian sesini ne kadar normal seviyede tutmaya özen göstersede Hilal'in düşüncesizce böyle maceralara atmalası aklının çıkmıyordu.

"Çok sıkılmıştık, hem orman da bize iyi geldi" genç kadın elini usulca göbeğinde gezirip endişeden yüzü kızaran sevgilisine güldü.

"Böyle güzel gülme" diye ona mırıldandı adam. Hilal küçük bir kahakaha atıp sevdiği adamın boynuna kollarını doladı. Gamzesini görebilmek için onu daha çok gülümsetmeye çalıştı.

"Niye kalbin daha hızlı mı atıyor?"

"Sana ormanda neler yapabileceğimi biliyor musun?"Hilal usulca sevgilisine yaklaştı.

"Ne yaparsın aşkım, merak ediyorum?" Chistian sevdiği kadının yüzünü avuçlarının içine alıp usulca ona doğru eğildi. Hilal dudaklarını sakin bir şekilde öpen adama yavaş cevap verdi. Chistian gözlerini açmadan kızdan uzaklaşıp gülümsedi.

"Gamzeni ısırmak istiyorum" dedi Hilal hevesle. Chistian bu sefer daha fazla güldü,Hilal sevdiği adamın yanağında ki gamzesini önce öpüp ardıdan küçük bir ısırık aldı. Genç kız sevdiği adamdan kopmadan önce gelen silah sesiyle sıçradı.

"Chistian!"dedi kadın endişeyle. Adam başını geriye doğru atıp tek elini alnına doğru vurdu.Hemen ardından tahminlerini doğrultan babasının çığlığı yankılandı.

"TANRIM KADIN!!"

"Chistian babam!" dedi Hilal endişeyle.

"Korkma sevgilim bu ikinci dereceden bir yaralanma" dedi adam.

"Birincisi derecedendir belki" dedi kız endişeyle.

"Birinci dereceden olsa sadece annemin sesini duyardın"

***

Şömineyi yakmak için odun toplayan ve cezalı olan kişi elbette ki Ewan'dı. Hera onu cezalandırırken acımasız davranıyor beğenmediği odunları ona doğru atıp 

"Bu olmaz" diyordu.

"Hepsi  odun ve hepsi yanabilir" dedi adam öfkeyle. Niko Ewan'nın kıvranmasına keyifle seyrediyordu. Hector Dimitri'nin sol bacağında ki sıyrılan kurşunun neden olman yarayı temizlemiş elinde ki sargı bezini Hera'ya uzatmıştı.

"Kocana iyi bak" dedi sakince. Hera dik pozisyonda bacaklarını uzatarak oturan kocasınayaklaştı.

"Canın çok yanıyor mu sevgilim"

"Tanrıya seni bana verdiği her gün için bir kez daha şükran borçluyum Hera" diye mırıldandı. Hera iki elini birbirine vurup arkasındakilere heyecanla bakındı.

"Gördünüz mü çocuklar babanız hala bana çok aşık"

"Anne lütfen Hilal'e silah kullanmayı öğretme!" diye araya girdi Chistian. Hera somurtarak elinde ki bezi salladı.

"Babanızı yaralamak istememiştim tatlım sadece sağ bacağını hedeflerken nasıl oldu da solu vurdum hala anlamış değilim"

"Belki de bir doktora gitmeliyiz" diye araya girdi Hector. Hera asla der gibi omuzunu sirkeledi. Pedro ailenin geri kalanıyla evin diğer köşesinde iki kişilik koltukta oturuyordu. Jessica Pedro'nun omzuna başını yaslayarak otuyordu.Onlara karışan olmayacağı için daha doğrusu annesinden korktukları için özgürdü.

"Şimdi aşkım ben yaralarını sararken sen de bana barışma hediyesi için alacağın zümrüt kolyeye karar ver"

"Zümrüt kolye mi?" dedi adam öfkeyle. Alex bir anda annesinin yerinde Kate görmüş gibi başını salladı. Kızılın ona barışma hediyesi olarak istediği çantalar hala aklındaydı. Belki de intikam için ondan çantaları geri alırdı. Gülümsedi,kızılın çanta ve ayakkabılar için üçüncü dünya savaşı açabileceğine emindi. Belkide onu öldürürdü.

"Belki yanında birde inci küpe olabilir, ah unutmadan Jessica için iki yüzük ve güzel kızım Hilal içinde..."

"Küpe!"diye atladı genç kadın. Hera kıza doğru gülümsedi.

"Evet küpe" dedi hevesle. Dimitri somurtarak kadını süzdü.

"Kızlara hediye alırım ama sana uzun zaman almayacağım"

"Emin misin sevgilim?" dedi Hera gülürek. Niko başını iki yana salladı.

"Bence emin değilsin" dedi Hector söylenircesine.

"Tanrım Hera.." Dedi adam, Hera eşinin yanağına bir buse kondurup daha fazla güldü.

"Biliyorum aşkım beni çok seviyorsun.."

Akşam yemeği için mutfağa geçen üç kadından sadece birisi yemek konusunda mükemmel olduğu için ikisi geri planda onu seyrediyordu. Hilal mutfakta ki sadece bulabildiği makarnayı kontrol etmiş ardından hazır sosun son kullanma tarihine bakması için Jess'e görevlendirmişti. Hilal mutfaktayken onu izlemeyi seven Chistian oturduğu koltuğun yönünü sevdiği kadına doğru çevirdi.

"Acıktım" diye söylenen Niko ve Ewan Hilal'in yaptığı yemeği kontrol için geldiğinde Hilal'in elinde ki bıçaktan korkup geri çekilmişti. Hilal hazırladıklarını masaya yerleştiriken iki tencere yaptığı makarnanın saniyeler içersinde biteceği biliyordu. Hera elinde ki şarabı bardaklara doldurdurken ona yardım eden kızana teşekkür ediyor, Niko ikinci tabağı almak için abisiyle mücadele ediyordu.Pedro Jessica'nın hemen yanında tabağında ki yemeğinde az biraz yemiş Jessica'nın söylenmesiyle biraz daha yemek için çatalıyla yemeğe çalışıyordu.

"Beğenmedin mi?" Hilal adamın yemeği yerken zorlanmasına üzüntüyle seyrediyordu. Chis Pedro'ya sert bir bakış attı.

"Beğenmedin dersen seni öldürürüm!" diye tehdit etti. Pedro karısını koruyan adama bakışattı.

"Beğendim ben fazla yemek yemem" dedi."Niye?"dedi Hera merakla bir vaziyette.

"Açlığa alışkınım" dedi Pedro sakin bir ses tonuyla. Dimitri Pedro'nun geçmişini bildiği gibi onun kötü geçmişinde iyi günlerinin bir elin parmağını geçmediğini de biliyordu.

"Yemek yemelisin" dedi Dimitri içkisinden bir yudum alıp çatalığı tekrar sallayarak kıza baktı.

"Kızım güçlü bir adamla beraber olabilir" Pedro bu kabul edilişinin bir yansıması olarak gördüğü davranışla keyiflenmişti.

"Yarın bizimle depoya gel" dedi Hector. Jessica masanın altından sevdiği adamın elini sımsıkı kavramak için uzanırken diğer yanında oturan Niko elini kavradı ve sımsıkı kendisine çekti.

"O el yanlış tarafa kaymasın civciv" tek gözünü kırpıp kızın açık ağzına bir çatal dolusu makarnayı soktu.

"Çiğne"diye emir verdi. Gecenin diğer yarısın Hilal ve Chistian çekmeyen telefona rağmen kızlarıyla görüşmek için uğraşmış en sonunda hattın diğer ucunda küçük kızlarının sesini duyunca rahatlamışlardı. Nil sanki anne ve babasının yokluğunun farkında değilmiş gibi aklına gelen ilk soruyu sormuştu.

"Pedro da sizinle mi babacım?"Chis öfkeli bakışlarını tekrar Pedro'ya döndürürken genç adamın içkisini kız kardeşine bakarak içmesine şahit olmuştu. Hilal onu sakinleştirmek adına gülümsemiş ve mevzu kısa süreliğine kapanmıştı. Niko ve Ewan bilek güreşinde Pedro'ya yenildikleri gibi Hector meydan okumuş ve Pedro yalandan yenilmek zorunda kalmıştı. 

"Yenilmeseydin moruk seni vururdu" demişti Niko. Hera eline aldığı telefonunda eski bir rum şarkısı açıp Dimitriye yaklaşanana kadar küs kalmışlar ve Dimitri yaralı ayağına basmadan sevdiği kadına sarılarak şarkı söylemişti. Pedro değişen Atos ruhunu bütünüyle hissediyor ilk defa bir ailenin özeline girdiği için tuhaf hissediyordu. Jessica onun endişeli bakışlarını görmüş gibi sürekli ona yaklaşıyor gülümsüyor dans eden Chis ve Hilal'i gösteriyordu.

"Bizde dans edelim mi?" dedi genç kız.

***

Hera güniçinde yaptığı ikinci telefon görüşmesinden daha fazla huzursuzlaşmıştı.Oğlunun bir delilik yapmasından endişe duyuyordu ve haklı da çıkmıştı.

"Avukat mesleğini seviyorsun değil mi?" Hera'nın sesi bir yılan gibi tıslayarak çıkıyordu. Alex'in apar topar evden sabah erkenden evden çıkışından bir şeyler hissetmiş ilk iş olarak Ewan'ı hemen ardından holdingin avukatını aramıştı.

"E-evetefendim seviyorum"

"İşini kaybetmeyi de istemezsin o halde"Adam zoraki yutkunarak titreyen elini masanın altına sürdü. Atoslarla çalışmak kalp sağlına iyi gelmiyordu."İstemem"

"Güzelaldığın yeni evin kredi taksidi için bu önemli değil mi? Şimdi oğlum benden habersiz neler karıştırıyor?"Avukat Alex'in kesin talimatına karşı her şeyi bir bir dökülmüştü.

"11.Maddeyi yürürlüğe koydu efendim"

"11.Madde mi?" dedi Hera düşünceli bir şekilde tırnaklarına bakıp söylendi.

"Açıkkonuş ne maddesi ne anlaşması bu?"

"Evlilik anlaşması efendim" dedi adam.

***

"Bir şeyler düşünün!" diye haykırdıHera. İki adamda kara kara düşünse de hiçbir çıkar yol bulamıyorlardı. Alex onları dinlemediği için bu haldeydiler.

"Sakinleş Hera, daha ortada tam belli olan bir şey yok" dedi Dimitri.

"Dimitri haklı Hera, Alex çok kızgın ve düşünemediği için böyle davranıyor" dedi katılır gibi Hector. Kadın hayır hayır der gibi iki kez kafasını salladı ve onlara döndü.

"Avukatla konuştu diyorum! Kesin boşanmak istediği söyledi, inanabiliyor musunuz? Benim akılsız oğlum dünya da ona katlanabilecek tek kadını gözden çıkarıyor!"

"Kate de az değil ama" dedi Hector söylenir gibi.

"Kızı bunaltmasa bunlar olmazdı baba!" dedi Hera uyarıcı bir şekilde.

"Gene de yaptığı doğru değil hayatım, Alex'in diğerlerin hep farklı olduğunu söyleyen sensin. O zor güvenen biri, ve hemen aldanmayan. Ama ilk defa kolay güvendi ve hemen aldandı.." dedi Dimitri sert bir şekilde.

Hera ellerini hafifçe sarı saçlarına sokup çıkardı.

"Biliyorum ama durumun Chistian ve Hilal de olduğu gibi olmasını istemiyorum! Ya benim akılsız oğlum elinde ki en değerli şeyi kaybederse ve Chistian gibi olursa- Tanrım korkunç.." dedi korkuyla. Hector ve Dimitri de birkaç saniyeliğine de olsa eskiyi yad etti ve korkuyla geri döndüler. Sıkıntıların en büyüğü o zamanlar çekmişlerdi

"O zaman durum daha başkaydı, Hilal kaçmıştı biliyorsun.." dedi Dimitri.

"Şimdi de Kate kaçabilir!"

Hera daha fazla dayanamadı ve telefonuna tekrar uzandı. Her gün yüzlerce kez çevirdiği ve her geçen gün daha fazla azar işittiği için biraz geçinse de artık geç kaldığını düşünüyordu.

"Alo! Kate-"

"Bir daha rahatsız etmemeniz konusunda konuşmuştuk" dedi adam sıkıntıyla. Hera tırnaklarını ağzına götürmek istedi ama yapmadı.

"Ama bakın, Kate ile acil görüşmem lazım. Ortada kocaman bir yanlış anlaşılma var-"

"Kate üzgün Hera hanım, hem de çok üzgün. Onu daha fazla üzmekten dahasını yapabileceğinizi de zannetmiyorum-"

"Baba? Kiminle konuşuyorsun?"

"Tatlım kimseyle konuşmuyorum-"

"Bana verir misin lütfen?"

Hera heyecanla telefonun diğer ucun da yaşana konuşmayı dinledi ve birkaç saniye sonra telefonu tamamen alan Kate kırık dökük sesiyle konuştu.

"Alo?"

"Ah tanrıya çok şükür! Kate hayatım benim HERA! İyi misin?"

Kate aniden yaşadığı şokla donuklaştı. Onu günlerce arayıp sormamışlardı ve şimdi mi arıyorlardı yani! Uçağının kalkması 6 saat kala mı?

"Kate tatlım çok ama çok üzgünüm, sana ulaşmayı o kadar çok denedik ki ama bir türlü-"

"Bana ulaşma-yı mı denediniz?"

"Evet, elbette ki seninle konuşmam şarttı, iyi olup olmadığını bile bilmezken" kadın onun sağlık durumunu mu merak etmişti? Onu yargılamamış mıydı yani? Oğlunu aldattığı için ona kızgın falan da değil miydi?

"Alo! Alo Kate orada mısın hayatım!" kadın telefonun kapandığını falan düşündü ama karşı taraftan gelen bir hıçkırıkla sarsıldı.

"D-eğil-im, ben iyi değilim.."

"Ah hayatım, ağlama lütfen! Alex'in sana inanmadığına hala inanmıyorum- hemen oraya gelmemi ister misin ya da buraya gelmek! Bu kadar düşüncesiz bir evlat yetiştirdiğim için kendimden utanıyorum!" dedi kadın şiddetle. Kate gülümsek istedi. Uzun bir zamandan beridir ilk defa iyi hissediyordu. Hera ona inanıyordu, ve onun için endişe bile etmişti.

"T-eşekkür ederim.."

"Ne için?" dedi kadın şaşkınlıkla.

"Bana inandığınız için.."

"Ah! Atos erkeklerinin neyi var hiç bilmiyorum! Bir kadını kırmadan aşık olamıyorlar, iyi değilsen eğer gerçekten oraya gelebiliriz. Hilal ve Jes de çok merak ediyor seni.."

Ah ona inanan en azından birkaç kişi vardı ve eskisi kadar kendisini berbat hissetmiyordu.

"Şe-y ben geliyorum zate-n.." dedi kız aniden.

"Nereye? Atinaya mı!" dedi kadın coşkuyla.

"E-evet 21:40 uçağıyla.."

"Ah sonunda doğru bir şeyler düşünen birine rastladım. Evet hemen gel, ben seni havalimanından alırım yarın kaç gibi olursun peki?" dedi kadın coşkuyla tekrar

"22:10 Falan sanırım.."

"Tamam, seni alamaya geleceğiz sakın korkma, Alex seni eninde sonunda dinleyecektir.."

"Umarım.." diye mırıldandı kız.

***

Jessica annesinin ona yolladığı mesajı ikinci defa okuyup yanında dersi dinliyormuş gibi yapan arkadaşına çevirdi bakışlarını.

"Çıkışta bir şeyler içelim?"

Jess onudışarıda bekleyen adamı düşünüp başını eğdi, eline aldığı kalemle hızlıcakağıda bir şeyler karaladı.

"Gelemem"Çocuk kaşlarını havaya doğru kaldırdıp neden der gibi bakıyordu. Jessica omzunusirkeledi.

"Tatlım Kate Atinaya döndü (H)"Jessica elinde ki telefonu usulca çocuğa çıkardı. Bütün Atina'nın bir haftadır konuştukları Alex ve Kate ayrılığından herkes haberdardı. Bu işin finalini merak eden Jhon sürekli kızı sıkıştırıp gerçeği öğrenmeye çalışıyordu.

"Tanrım!"dedi çocuk heyecanla.

"Abin!!"dedi endişeyle. Profesör arkasına dönüp öksürdü, Jhon usulca elini kaldırıp indirdi.

"Bilmiyor"diye mırıldandı genç kız. Dersin finalinde çantasını hızlıca topladı, onu avluda karşılayan Niko, Hilal ve Pedro üçlüsüne şeytan üçgeni gibi bakıyordu.

"Sonunda"diye mırıldandı Niko. Hilal etrafında ki Yunan mimarisi fakülteye hayranlık bakıyordu.

"Burası muhteşem!" dedi Hilal heyecanla. Jessica omuzlarını kaldırıp indi. Elindeki çantasını alan Mio üçlünün gerisindeydi.

"Bizimle geliyor" dedi Niko kesin bir ses tonuyla. Pedro Niko'yu dinlemeden Mio'ya kapıyı aç der gibi baktı.

"Onlarla olmalıyım" dedi Jessica adama doğru. Niko ve diğerlerinin Pedro'ya git gide daha ılımlı olmaları ilişkilerinin hızzını daha da artırmıştı. Onu çıkışta almaya Niko yada Chis gelmiyor yada Ewan.

"Neden?" dedi Pedro sertçe. Bugün için plan yapmıştı.

"Kate döndü ve onunla ilgilenmemiz gerekiyor, aile meselesi.." dedi kız üzüntüyle. Pedro kızın saçlarına bir öpücük kondurup Mio'nun elinden çantasını aldı ve Niko'ya fırlattı.

"Yakala!"dedi sert bir üslupla.

*-*

Ben yoğunum diye voteyi yükselteyim pat hemen vote dolsun :I neyse ki boll bol yorum okuyup hemen bölüme oturdum, taze çıktı :) yaptığınız güzel yorumlar için teşekkürler, yeni bölüm için voteyi yükselteceğim 400 votede bölüm gelecek canlar :)

Beni instagramda takip etmek için ; butuleldgn

Hepinizi çok öpüyorum sevgili atos ailesi, görüşmek dileğiyle..

Betül e.

Continue Reading

You'll Also Like

1.3M 78.8K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
628K 5K 8
Eski bir hikayemdir. Kore isimleri ile yazdığım ilk hikayelerden. Acemice yazılmış olabilir ama kesinlikle kurgusundan en ufak bir şüphem yoktur. Key...
9K 2.2K 34
Peri Padişahının Kızı, annesini kaybettikten sonra içinde bulunduğu elit çevreye uyum sağlayamamaya başlar. Kendini yavaş yavaş toplumdan soyutlar. A...
7.5K 813 16
zhongle: sadece hayatımda ilk defa... ilk defa birine güvenmek istedim. [texting, story] ©jadedstilll ‐ 2021