KUŞKU VE TUTKU

Por masalgibiay

134K 14.1K 16.8K

Bölümler yeniden yazılıp DÜZENLENECEKTİR. . . . Hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği bir kişiden, hi... Más

(👣1💕)İlk Bölümcük♡
(👣2💕)Ba-na-ne...
(👣3💕)İki Kelime🎶
(👣4💕)O Allah'a İnanmıyor
(👣5💕)Sor Bakalım!
(👣6💕)Yok Artık!
(👣7💕)Kuşku... 👤
(👣8💕) Can Parça'm♡
(👣9💕) Süt Kardeşim... 🐣
(👣10💕) Tek Şüpheli...
(👣11💕)Kaktüs 🌵
(👣12💕) Başlıyoruz!
(👣13💕) Allah'ın Pazar Günü
(👣14💕)Alaaddin'in Sihirli Lambası Gibi😒!
Bölüm Değil :')
(👣15💕)Ben İçimdeki Seni Sevmişim Anlasana 🎶
(👣16💕)Şaka Mı Bu? Ne Tarafa El Sallıyoruz?? 😨
(👣17💕)Belli Oldu...
(👣18💕) O Benim Eşim♡
(👣19💕) Ortak Yanımız💖
(👣20💕) Ben Adındaki Bir Heceyim, Adımdaki Bir Hece Olduğun Gibi...💚
#(👣22💕)Sevdiğine İşarettir..❣️
(👣23💕)Bu Kadar Da Belli Etme!!😏
(👣24💕) Husumetdaş :)
(👣25💕) Şüpheliler Listesi
(👣26💕) Zoruma Gidiyor!
(👣27💕)Bir Varmış, Bir Yokmuş...
(👣28💕) Bekledim...♥️
(👣29💕) Sağ Elim, Sağ Bileğim, Sağ Kolum! 😏
(👣30💕) Bırakıyorum...
(👣31💕) Merak♡ :)
(👣32💕) Neden Ayaz?
(👣33💕) Yanlış Yol
(👣34💕) Lambasını Söndürdüğüm
(👣35💕) Fazla Güzel..♡
(👣36💕)Söz Ve Umut
(👣37💕)İntihar
(👣38💕) Kayıp...
(👣39💕)Hatırlamıyorum
(👣40💕) Aşk Lütfen Gel
(👣41💕) Tavır
(👣42💕) Kavga
(👣43💕) Format
(👣44💕) Bazı Şeyler
(👣45💕) Kabul Olmuş Beddua
2 YIL OLDU! ♥️
(👣46💕) Buldun Beni
(👣47💕) AY Tutulması ♡
(👣48💕) Yavaş Yavaş
(👣49💕) Hatırla
(👣50💕) NOT
(👣51💕) Not'un Sahibi
(👣52💕) Kaktüs'ten Yeşeren Çiçek
DUYURU - ARA
(👣53💕) Hemde Herşeyi
(👣54💕) Notalar Anlatsın♡
(👣55💕) Bir Takım Telaşlar
(👣56💕) Hüngür Hüngür
(👣57💕) Kavga Değil Dayak :)
(👣58💕) Düğün Duygusallığından Uzak
(👣59💕) Ayrılık
(👣60💕) Gölge Tek, Biz Hepimiz
(👣61💕) Kapşon Da Maske De Düştü!
(👣62💕) Notalarla Film Şeridi
(👣63💕) Yaşanmış Gerçekler
(👣64💕) Yeni Başlangıçlar
(👣65💕) Hepsi Bir Oyundu

(👣21💕)Ayaz Mıymış?

1.7K 226 252
Por masalgibiay

READERLARIM!!!! 😍

Ve işte biz geldiikkk!!

Çok beklettim biliyorum 😳ama geçerli sebeplerim vardı.🙈

Beklediğinize değecek bir bölüm oldu 💠

Medyadaki içinden gelerek bana hediye olarak yaptığı kapak için sreetwater tekrardan çok teşekkür ederim..emeğine sağlık ♥️♥️bölüm ithafım sana❤️

VEDE biricik tatlışıma💖 siyah__papatya__

Daha fazla bekletmeden bölüme geçelim...
Keyifli okumalar dilerim! ♥️

✍️YORUMLARDA BULUŞALIM!

Heyecanla dersin bitmesini beklemiş, çıkışta alelacele servise binmeden okuldan çıkmıştık.. Kızlarla üstümü nerde giyeceğimi konuşup aynı zamanda da yürüyorduk.. Derin'in konuşmasıyla dikkatimi gösterdiği yöne çevirdim :

-Bence şurdaki mağazaya girelim. Orda giyin.

Ona dönüp başımı iki yana sallayarak cevap verdim :

-Düşünsene bu halimle giriyorum, peçeli bir şekilde çıkıyorum olmaz. Çok şüpheli Olur. Bence camiye gidelim.

Camiye gidişimizi kabul ettiklerinde en yakın camiye, bayanlar için ayrılan bölüme gidip feraceyi üzerime geçirip, şalımı çıkardım. Kiremit renginde olan eşarbı takıp, siyah peçeyi üzerine taktım. Dicle :

-Yalnız Aysi çocuğa etmediğin laf kalmadı ama baksana Ayaz sayesinde gerçek tesettüre ulaşmış bulunmaktasın.. Deyip gülmeye başladı.

Kızlar kıkırdarken, ben okul da taktığım çantadan eşyalarımı çıkarıp siyah deri çantaya yerleştiriyordum.. Geriye Ayaz beyin nerde olduğunu öğrenmek kalıyordu. Ben böyle düşünürken Selin elindeki telefonu bize göstererek konuştu :

-Bakın burda kimler var?

Fırat'ın paylaştığı hikayede bizim çocukları abimi ve Ayaz'ı görünce sinsi sinsi gülümsedim. Çünkü Fırat aynı zamanda konumunu da bildirmişti.. Canım kuzenim bilmeden de olsa işimi kolaylaştırdı.. Lahmacun salonunda lahmacun yiyorlardı.. Boğazınızda kalmasın emi!! Herneyse. Kızlarla camiden çıkıp ilerlemeye başladık. Selin:

-Kız Aysi yalnız peçe takmak bile çok yakıştı.Ela gözlerin ön plana çıkmış.
Deyip gözlerime yaklaşarak baktı. Deli.

Gülümseyip :
-Sen giysen sana daha çok yakışır. Dedim. Gülümsediğim için gözlerim kısılmıştı. Dicle :

-Selin ve Derin siz ikinizin kapandığını göreyim ölsemde gam yemem inanın... Derken son anda Beray 'ı hatırlayıp cümlesine devam etti.:
- Ha tabi Beray da öyle.

İkisi de gülümseyerek başlarını salladılar.Beray gülümseyerek :

-Benim ki yakın gibi görünüyor.
Dediğinde şaşkınlık ve mutlulukla ona döndüm.

Bu konuyu sonra konuşmak üzere camiden çıktık.

Kızlarla Fırat'ın konum bildirdiği lahmacun salonun önüne geldiğimizde kızlarla biraz ötede durup hazırlanmaya başladık. Telefonlarımızı çıkarıp, bluetooth cihazıyla bağladıktan sonra Dicle 'nin hepimizi konferansa alıp görüşme başlatmasıyla bluetooth kulaklığını peçeni altından kulağıma taktım. Onlar da kulaklığı taktıklarında anlaştığımız üzere sadece ben salona girdim. Kızlar dışarda gizlenerek bekliyor olacaklardı. Ben çıktığımda onlar da uzaktan beni takip edeceklerdi.

Beray'ın sesini duydum :
-Evet arkadaşlar, Kim Kimin Gölgesi ? Operasyonumuz başlamış bulunmaktadır. Şimdi de sözü Aysima ya bırakıyorum.

Kulağımdaki kahkahalara bende gülerken onlara katıldım. Kulaklığa doğru kısık sesle konuştum :

- Evet. Kim kimin gölgesi operasyonumuz için bulunduğumuz mekan aşırı lahmacun kokmakta ve burnumuzun direği kırılmak üzeredir. İçerdeyim merkez . Şüpheli şahıs Ayaz Güngör ve yandaşları orta masalardan birine oturmuş bulunmaktadır. Ben de arkaya geçmekteyim. Dua eder dua beklerim.

Kulaklıktan kıkırtılarını duydum. Aynı zamanda Derin'in :

- ALLAHIM!! Çok heyecanlı deyişini duyduğumda kıkırdadım.

Selin araya girip konuştu :
-Ya bir susun. Ben heyecandan tırnaklarımı kemirmeye başladım. Susun da Aysima ne yaptıklarını söylesin.

Selin'in söylediğine mırın kırın edip kabul ettiklerinde arka bir masaya geçip oturdum. Ayaz ve diğerleri koyu bir sohbette gibiydiler.

Garsonun önüme gelip siparişimin ne olduğunu sormasıyla :

-Ben arkadaşlarımı bekliyorum da, onlar gelmeden sipariş vermek istemiyorum. Dedim.

Garson başını sallayıp yanımda uzaklaşınca, sesli bir şekilde söylendim.

-Yalan da söyledik iyi mi? Gölge Ayaz çıkarsa ben biliyorum yapacağımı.. Allahım yalan söyledim sen affet.. Günahım onun boynuna çok amin.

Kızların gülüşünü duyduğumda ofladım. Beray heyecanla :
-Neler oluyor anlatsana! Ne yapıyorlar? Diye sorunca,

Gözlerimi onlarda sabitleyip cevap verdim :

-Bir masanın etrafında yedi kişi oturup lahmacun yiyorlar. Sonra baya da bir koyu sohbet içindeler. Anıl yummuş gözünü açmış ağzını indiriyor hepsini mideye.. Allahım yiyişe bakk..

Sessizce kahkaha attığımda kızlar da gülüyordu. Derin :

-Hayal edebiliyorum. Bak birazdan Furkan'ı önündekini yemeye de başlar görürsün.
Deyip kahkaha attı.

Ayaz yüzündeki gülümsemeyle birşey anlatıyordu. Offf keşke yakın bir masaya geçseydim. Aşırı merak sardı şimdi beni.. Neye bu kadar gülümsüyor..ne anlatıyor.?

İçsesimin araya girmesiyle düşünmeyi bıraktım:
-Ve Aysima'nın aşk tohumu da filizlenir. E hayırlı olsun. Senin ki oldu da bitti maşallah.. Hemen bir merak etmeler, keşke yakına otursaydım demeler. Utanma da söyle hadi bekliyorum itirafını.. Bak tamam hernekadar seninle sürekli olarak zıt olsak da bu itirafı ilk bana yapman gerektiğini biliyorsn öyle değil mi? Hadi hadi bekliyorum.

Yok. Benim içesim olamaz bu! Hayır ben ciddiyim. Ben zeki sen manyak. Nasıl oluyor ya.. İçsesim:
-Sen deli ben manyak olmasın mı o cicim? Dediğinde artık sabrımın son demlerindeydim. Hafif yüksek sesle farkında olmadan bağırdım :

-Ya yeter bir sus!!

Ve lahmacun salonunda koca bir sessizlik. Çok bağırmamış olsamda sanırm herkesin duyacağı şekilde bağırmıştm. Allah senin sesini kessin içses.. Allah seni benden alsın içses.. Tüm günahım senin boynuna içses. Allah seni -

BİR dakika ya ben ne diyorum.. Ay resmen kendime beddua ediyorum.. Ay inanamıyorum.

Salondaki herkes etrafına bakarken, tabi yüzüm örtülü kimse bilmiyor ben olduğumu. Bende sanki bağıran başkasıymış gibi etrafıma bakmaya başladım. Kimse birşey demeyince herkes eski haline döndü.

-Evet içses sen ne demiştin? Benim aşk tohumum öyle mi? Ya sen nasıl birşeysin acaba? Sen benim içimdeki sessin.. İçimi bilmen gerek içimi.. Kalkıp uyduruk şeyler söylemen değil. Seni bana parayla mı verdiler anlamıyorum ki? ! Hayır sen benim hangi yanlışımın bedelisin.?Küçükken kimin oyuncağını kırdım da bana edilen bir bedduanın sonucusun? Bak küçükken diyorum çünkü sekiz yaşımda beridir sen benimle bir iç savaş halindesin.. Haddini bil benim sabrımı taşırma. Allah allah.. Ben ne dersem o.. Ayrıca Aşık falan olsam bu meymenetsize mi olurum be.

İçsesimi susturup, etrafıma bakındım. Yan masada üç başörtülü ve feraceli kız oturmuş sohbet ediyorlardı. Birinin haki yeşili, birinin bordo, ve birinin de lila olmak üzere üçüde farklı renklerde eşarp takmışlardı. Örtüleri geniş ve omuzlarına sarkıyordu. Gerçek anlamda tesettürlüydüler yani. Ablam da önceden böyle örtünürdü. Ama daha sonra peçe de takmaya başladı. Annem ve ablama geniş örtünürken sanırım aralarındaki tek bozuk bendim..hatta gerçekten öyleydim.. Ben neden onlar gibi ferace, dış elbise giyinmiyordum ki? Ben neden onlar gibi örtünmüyordum ki? Günah olduğunu bile bile neden pantolon tünik giyiyorum ki?

Lila renkli eşarp takan kız konuştu. Sesini duyabiliyordum. Oysaki sessiz ve bir o kadar tane tane konuşuyordu. Konuşması ilgimi çekince onları dinledim.

-Mina sana defalarca söyledim. Film oyuncularını aşırı sevme. Bunun kötü olduğunu sende biliyorsun .
Kişi sevdiğiyle beraberdir,demiş Peygamber Efendimiz (s.a.v). Her kim kimi severse onunla haşr olucak ahirette. Onu sevmek yerine, Peygamberimizi olan sevgini arttır , peygamberleri sev, sahabeleri sev, şehitleri, Allah yolunda ömrünü adamış kişileri,müslümanları sev. Onlarla haşr olmak varken, neden günahlara batmış role bürünmüş karaktersiz dinle alakası olmayan kişileri sevip onlarla haşrolasın ki? Üstelik sen Rabbine layık kul olmaya çalışırken hemde?

Kızın söyledikleri yüzüme adete bir tokat gibi inerken yutkundum . Ben de bunu bilmeme rağmen Rudra'yı sevmeye devam ediyordum. Gerçekten bana fayda vermeyen vede aşırı bir şekilde sevdiğim müslüman olmayıp her türlü günahı olan bir kişiyi neden bu derece seviyorum? Neden ona hayranlık besliyorum. Ben kendim Kaktüs'e bülbül güle, karga çöplüğe götürür demiyormuydum? Peki benim yaptığım ne? İkiside aynı şey değil mi? Ben bir müslüman değil miyim? Müslüman bir genç kız değil miyim? Ben bir müslümanım. Neyin günah neyin günah olmadığını ayırt edebilecek bir müslüman. Müslüman olmayan birini bu denli sevmem niye peki? Rabbim, Güzeller güzeli Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberim dururken, Allah ve peygamberi yolunda tüm işkencelere rağmen dinine bağlı olmayı sürdüren, ailesini ardından bırakıp onlarca savaşa giren, onları bırakıp hicret eden sahabeler dururken, savaşlarda şehit olurken, şu an Filistinde ve daha nice yerde katledilen müslüman kardeşlerim dururken, onlarla haşr olunmak varken, ben neden günaha batmış bir film oyuncusunu seviyorum?Allahım!! Sen affet Rabbim!!

Gaflete düştüm. Nefsime uydum. Allahım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet!!..

Bu sevginin böyle etkilere sebep olacağını unutmuşum.. Ben nasıl gaflete düştüm böyle.. Onların amacı da bu değil mi zaten ?
Müslümanları gaflete düşürmek?

Lila eşarplı kızın, karşısındaki bordo renkteki kızı muhattap alarak konuşmasıyla onlara döndüm tekrar. Bordo eşarplının isminin Mina olduğunu öğrenmiştim az önce. Öyle seslenmişti ona.. Tanımadığım bu kızlara kanım kaynamıştı. Onlara dinlemeye devam ettim. Lila eşarplı şu an beni de uyardığını, beni de uyandırdığını bilmeden konuşuyordu. Oysaki benim buraya gelme amacım neyken,ben neyle karşılaştım. Gülümsedim. Adının Mina olduğunu öğrendiğim kız konuştu bu sefer :

- Haklısın Hafsa. Gerçekten ben bu derece önemli olduğunu aklımda çıkarmışım.. Allah razı olsun.. Sayende farkıma vardım..Benim için fan olma defteri kapandı. Heleki müslüman olmayıp, bizi yoldan çıkarmak isteyen kişilere karşı olan sevgim. Hayranlığım.. Hepsi gitti bitti.. Allahım sen affet..

Demek lila eşarplı kızın adı da Hafsa. Ne kadar da güzel bir ismi vardı öyle! İsmi kadar kendi de güzeldi.. İsmiyle büyümüş gibi..

Sohbetin başından beri sesi çıkmayan yeşil eşarplı kız araya girdi :

-Ya Mina hanım, birde sen burdan taa Koreye gideceğini söylerdin. Ya Koreye giderken yolda ölseydin . Düşünsene sen oraya sırf hayranlık için gidiyordun.. Rabbim muhafaza etsin!! Ölüm anı öyle önemlidir ki, Bir yerde okumuştum.
Diyor du ki:
Kiminle beraber olduğunuza, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Şöyle ki sürekli camide olup ibadet eden bir kimse, arkadaşlarına uyup bir saatliğine haram bir ortamda onlarla oturuyor. O an bir deprem olsa ve ordaki herkes ölse. O kişi onlarla haşroluncaktır. Ömrünü ibadetle geçirme kişi bir saatle tüm ibadetini mahvediyor..
Yada bilakis, sürekli haram ortamlarda bulunan bir kimse, bir saatliğine Allahın anıldığı, Kuran ve hadislerin okunduğu, Peygamber efendimiz (s.a.v) den bahsedilip, salata getirilen bir yerde bir saatliğine kalıyor.. O an da bir deprem olsa veya başka birşey , ordakilelre berbaer ölse, Allah onu ordaki insanlarla haşr edecek, ve belkide o kimselerin hatrına bu kişiye merhamet edecektir..

Mina, başını eğip konuştu :
-O kadar haklısınız ki!.. Bunları bende biliyor olmama rağmen nasıl unuturum?? Allahım tövbeler olsun ya Rabbim. Affet beni..!!.

Kızın ağlamaklı sesi, etkilenmeme sebep olurken yanağımda olan ıslaklıkla irkildim. Ben ağlıyor muydum? Gözyaşlarımın usul usul akmasına izin verirken içimden dua ettim:
- Allahım bana bunları hatırlatan bu kişilerden razı ol Rabbim.. Onların ferasetini ve ilmini artır. Bana da öyle ilim ve feraset nasip et Allahım.!!. Onları güzel insanlarla karşılaştır.

Yeşil eşarplı kız ve Hafsa, Mina'nın elini tutarak ona gülümseyip aralarında konuşmaya devam ettiler.

Gülümsedim. İnsana Allah'ı hatırlatan arkadaşlarımız olmalıydı. Bir müslüman olarak dinimizi öğrenmeli ve öğretmeliydik. Eğer arkadaşlarımızı seviyorsak, onları doğru yola çekmeliydik. Birini seviyorsak onu harama sürüklememeliydik.

-Allah aşkına Aysima, yarım saatir sana sesleniyoruz telefondan,neden cevap vermiyorsun?

Dicle 'nin sesiyle başımı ona doğru çevirdim. Kızlar masama gelmiş cevap vermemi bekliyorlardı. Bir dakika. Bunların burda ne işi vardı?

Gözlerim şaşkınlıkla büyütülüp açılırken c
konuştum :

-Neden geldiniz buraya! Ya duymamışım sizi. Ya gördüler değil mi sizi? Her şeyi anladılar değil mi? Niye geldiniz ki buraya.

Selin başını bana doğru eğerek cevap verdi :
-Sen ağlamışsın. Ela gözler yeşile bürünmüş. Ne oldu sana..

Kızlar hemen yanıma otururlarken ben şaşkınlıkla onları izliyordum. Ayazlar bize bakıyor mu diye oturdukları masaya baktığımda orda olmadıklarını gördüm. Ne!! Bunlar hangi ara kalktılar ki?
Başımı kızlara çevirip sordum :

-Yoklar! Gitmişler. Ama ne zaman? Nasıl?

Bana tuhaf bir şekilde bakarak iyi olup olmadığımı anlamaya çalışıyor gibiydiler.

Derin:
-Sen cidden onların kalktığını görmedin mi? Diye sorduğunda başımı iki yana salladım. Bu sefer konuşan Beray oldu:

-Tamam şimdi sen bize neden onları görmediğini anlat bakalım. Burda oturup nasıl görmezsin çok merak ediyorum çünkü.

Avuç içlerimi birbirine sürüp oturuşumu dikleştirdim. Anlatamaya hazır hale geldiğimde birkaç kişinin bize baktığını farkettim.. Neden baktıklarını anlamak zor değildi..

Çünkü şöyle bir durumdaydık:
Ben peçeliyken, Dicle tünik pantolon giymişti.. Bizim aksimize Derin göbek üstü bir tayt giymiş, onun üzerine de salaş bir tişört giymişti. Karamel renkli saçlarınıda tepeden toplamıştı. Selin ise sarı saçlarını salık bırakmış, omuzları açık bir bluz giymiş ve bileklerini açıkta bırakan salaş bir pantolon giymişti.. Beray 'sa çiçekli paçaları geniş bir tulum giymişti.. Altınada askılı bir tişört giyerek, kıvırcık kahverengi saçlarını dağınık bir topuz yapmıştı..

Bize bakan birlikteliğimize hayran kalmış olmalıydı.. Yada tuhaf karşılamış da olabilirlerdi.. Oysa bence insanları dış görünüşlerine veya giyimine göre arkadaşlık etmek yanlıştı.. Evet arkadaşlarım açık olabilirler, benim için önemli olan giyinişleri değil düşünceleri.. Mesela İlkayla arkadaşlık etmeme sebebim, müslüman olmasına rağmen, dinimin buyruklarına hakaret ediyor olması.. Açık giyinişi rahatsızlık versede, dinimize alayşı düşünceleri olmasaydı elebetteki onu lada arkadaşlık ederdim.. Kim bilir belki kapanmasına bile vesile olabilirdik.

Gülümseyerek bana merakla bakan dörtlüye baktım.. Ve olanları bir bir anlattım..

.
.
.

Lahmacun salonundam çıkmış, eve doğru yürüyorduk.. Aslında durağa doğru yürüyorduk. Ayaz ları kaybettiğimiz için bugün devam etmeyeceğimizi kararlaştırmıştk. Kızlara olanları anlattığımda sessizce beni dinlemiş, ve etkilendiğim için Ayazların kalkıp gittiğini görmeyişime hak vermişlerdi.

Şimdiyse sessiz bir şekilde yürüyorduk. Sessizliği bozan Dicle olunca bakışlarımı ona çevirdim :

-Ya bence eve gitmeyelim. Erken daha. Ben derim ki nerde olduklarını öğrenmeye çalışalım.. Ya Aysima bu kadar hazırlanmışken yarım bırakıp eve gidersek valla gece hiçbirimizin gözüne uyku girmez.. Değil mi kızlar?

Kızlar da gülerek onu tasdikleyince bende güldüm.. Gerçekten de bu gece uyuyamazdık.. Benden cevap bekliyorlardı. Cevap verdim :

-Haklısın, eve gidene kadar içsesimle kavga ederiz.. Gece bu yüzden de asla uyuyamam.. Tamam. Şöyle yapalım o zaman, whatsapp grubuna yazalım.. Onlara birkaç ay önce beraber gittiğimiz pastaneyi soralım.. Ama önce oturacak yer bulalım.

Çimenlik alana oturup, telefonlarımızı elimize aldık.

Kızlarla ayrı grubumuz vardı.. Ama birde hepimizin olduğu bir grup daha vardı.. Grupta Furkan, Fırat, Anıl, Emiray, abim, ve biz kızlar vardık.. Selin, Derin, Dicle ve ben..
Grubu Fırat yıllar önce kurmuştu. Grup ismiyse şu "BEŞ ARTI DÖRT🏠"

Grup üyelerine bakılınca bu grupta beş erkek, ve dört kız olduğu için grup ismi mantıklı karşılanabilir.. Ama beş artı dörtten sonra gelen ev emojisyle, Fırat espri yeteneğini grup ismine de yansıtma çabalarına girmişti.. Neymiş grup ismi ev alınacak türdenmiş:)... Çok orjinal bir isim olduğu için kimse değiştirmeye kalkışmadı.. :) bence aynı zamanda komik.. Kimin kuzeni sonuçta 😎

Telefonuma gelen bildirimle gruba girdim.

DerinSu:*Millet! Birkaç ay önce gittiğimiz pastanenin ismi neydi? Ve neredeydi? Var mı hatırlayan? *

Derin'e göz kırpıp cevap gelmesini bekledik.. Beray grup ismine gülmüş, ve o da katılmak istediğini söylemişti.. Grubu kuran ve yönetici olan Fırat'tı. En azından ben öyle hatırlıyordum.. Ama Dicle onun telefonundan kendini de yönetici yaptığını söyleyince Beray'ı kendi gruba ekledi.

Fırat yazmaya başladı.

Fırato: leenn!! Rıfat! Sen nasıl yönetici Birde gitmiş benden izinsiz gruba alım yapmış.. Madem Beray var. Berkay ve Ayaz da olsun.. Durun onları ekleyeyim.. :)

Aman bir konuda da eksik olsun o!

Yazmaya başladım:

*Pastane nerde diye sordu Derin? Senin takıldığın şeye bak! *

Gruba Beray'ı ve Ayaz'ı ekleyip cevap verdi.

Fırato: sorunun cevabını bilemediğim için olabilir mi? :) dur bizimkilerle beraberiz onlara sorayım. Hatta dur onalr cevap versin.

Abimin yazdığını görünce bekledim.

DadaM: Bensiz pastaneyede gittiniz demek aferin!!

Evet bunu diyeceğine adım gibi emindim..

Ama benim cevabım da hazır Musab bey..

*Tıpkı senin bensiz luna parka gittiğin
gibi.. * yazdım..

Anılo: Aysima vurdu gol oldu..!!

Fruko: Derin pastanenin adını hatırlamıyorum ama, halısahanın olduğu caddedeydi.

Sonunda! Şimdi asıl soruyu sorma vakti.

Ama çaktırmamak lazım.. Selin ve Dicle cevap verdiler.

Selocan: aaa evet, ordaki büfenin yanındaydı..

DicoM: hatta büfenin yanında anaokul var.

Bende cevap verdim.
*Hele şükür! Tamam hatırladım ben pastaneyi. Ee Siz neredesiniz? *

Fırato: playstation oynuyoruz. Bu Ayaz hepimizi yendi.. Canımı sıktı. Bende yanınıza geliyorum.

Kızlarla kahkaha atıp, aynı anda aynı cevabı yazdık.

*Çok beklersin*

Selocan: Çok beklersin!

DicoM : Çok beklersin!

DerinSu : Çok beklersin!

Beray bize gülüp oda ekledi..

Kıvırcık : Çok beklermişsin..!!..

Anılo: Skkskdjd

Emiray 'ın yazdığını gördüm.

CanParçam : grup ismini değiştir artık Fırat bak üyeler de arttı..

Kızlarla Fırat grup ismini ne koyacağını tartışmaya başladık.. Ben adım gibi emindim. **Yedi artı beş ** yapacağına..

Furkanın mesajıyla gruba döndük.
Fruko : Grup ismini ne koyacak dersiniz?

Diye sorduğunda hemen cevap verdim.
*Yedi artı beş *

Benim attığım mesajla aynı anda bir mesaj gelince mesaja baktım.

Gereksiz Narsist: Yedi artı beş!!

Mesajı okuduğum an grup isminin değiştiğini gördüm. Resmen Ayazla aynı anda aynı şeyi söyledik!!

Fırato BEŞ ARTI DÖRT🏠 isimli grubu YEDİ ARTI BEŞ 🏣olarak değiştirdi.

Fırato : Siz harika bir çiftsiniz!!! Aynı anda doğru tahmin 👏

Fırat 'ın mesajı gözlerimi pörtletmeme sebep olurken, nefesimin daraldığını hissettim.. Hadi ama ne oluyor?? Kendine gel Aysima!! Biz onunla çift falan değiliz!!

Kızlar mesaja kıkırdayıp beni izliyorlardı..Onlara gözlerimi devirdim.
Kendime gelip, umursamaz bir ifade takınıp Dicle'ye sordum :
-Fırat'a tam olarak nerde olduklarını sor da yarım bıraktığımızı tamamlayalım.

Telefonu cebime atıp ayağa kalktım.

Dicle imalı imalı gülerek yerlerini öğrendiğinde beraber oldukları yere doğru ilerlemeye başladık.

.....✍️✍️✍️.........

-Bekleyelim çıksınlar..

Selin'i onaylayıp başımı salladım.
Beklerken telefonları tekrar bluetoothe bağlayıp, kulaklıkları taktık. Tekrar konferansa alındığımızda Derin'in uyarısıyla ona döndük.

-Çıktılar çıktılar..

Oturduğumuz semte bir durak uzaktaki caddeydik. Abim, Berkay, Fırat ve Emiray bizim semte doğru ilerlerken, Anıl ve Furkan otobüse bindiler. İki durak uzaktaki sitede oturuyorlardı.. Gözüm Ayaz'a iliştiğinde elleri ceplerinde yürümeye başladığını gördüm.

Kızlar heyecanla bana onu işaret ettiklerinde başımı sallayıp derin bir nefes alıp verdim ..

Kızları ardımda bırakıp Ayaz'la aramda mesafe bırakacak şekilde yürümeye başladım.

Geçtiğimiz binalar siteler, bana tanıdık gelirken etrafıma dikkatlice bakıyordum.

Ayaz'ın telefonu çalmış olmalı ki, telefonu kulağına dayadı. Sesi net bir şekilde geliyordu.

-Efendim prenses.

Kaşlarımı çattım. Ne dedi o?
Prenses? Hah! Kimmiş acaba o prenses??

Tekrar sesini duydum.
-Ben unuttum onu, şimdi eve geliyorum, seni alıp beraber almaya gideriz olur mu?

Kaşlarımı biraz daha çattım. Neye bozulduğumu bende bilmiyordum. Canımı sıkan neydi??

Derinin konuşmasıyla Derin 'i dinledim.

-Telefonla konuşuyor. Sen duyuyor musun konuşmaları? Kiminle konuşuyor?

Kulaklığa doğru sinirli sesimle konuştum :

-Duyuyorum. Evine doğru gidiyormuş. Beyefendinin bir prensesi varmış. Beraber bilmem ne almaya gideceklermiş..

Kızların kıkırtrılarını duyduğumda sinirlerim tekrar bozuldu.

-Komik olan ne anlamadım?
Diye sordum.

Hepsi beraber :
-Zoruna gitti!
dediklerinde gözlerimi pörtlettim..
Daha neler?? Benim neden zoruma gitsin? Bana ne ki ondan?

Araya giren içsesimle gözlerimi devirdim.
-Tabi canım zaten bu tavırlarının nedeni şu an bir kızla konuştuğu için değil..

Içsesime hışımla cevap verdim.
-Tabiki değil. Sadece ben Masalla konuştuğum zaman bana söylediği şeyi kendisi yapıyor.. Neymiş sevgilim varmış da.. Olduğum gibi görünmeliymişim de, yada göründüğüm gibi olmalıymışımda.. Hah!! Önce kendine baksın o!!

Ayaz'ın sesiyle konuşmayı bıraktım.

-Tamam abisinin güzeli. Aşağı in sen geliyorum.

Ne!! Ne dedi? Ne yani? Konuştuğu kişi kardeşi miydi?

İnanamıyorum! Resmen yargısız infaz yaptım.. Onun, benim kimle konuştuğumu bilmeden bana dediklerini resmen bende ona söyledim..

Telefonu kapatıp cebine koydu.

Kulaklıktan kızların sesini duydum :
-Eee kim miş o prenses??

Heyecan ve merakla sordukları soruyu buruk bir şekilde gülerek cevapladım.

-Kardeşiymiş!

Dicle resmen bağırarak kızlara doğru konuştu :

-Kardeşiymiş dediğinde sesindeki rahatlama ve sevinci bir tek ben mi farkettim?

Ben mi sevinip rahatladım?

Beray :
-Aysima kendini duyman lazımdı. Sakın inkar edeyim deme.. Yoksa seni döverim.

Kaşlarımı çatarak konuştum :
- Hemen bir anlam çıkarın zaten. Benim bozulduğum şey sizin anladığınız şey için değil....

Kızlar beni umursamayıp kendi aralarında gülüşmeye başladılar. Offf..

Derin:
-Ayaz durdu. Önüne bak!!

Derin'in dediğini idrak ettiğimde durup önüme baktım.

İyide ama burası??
Bu site Aylin ablanın oturduğu site değil miydi?

Bende buralar bana nerde tanıdık geliyor diyordum.. Ayaz burda mı oturuyor?

Sitenin içinden gelen sesle başımı oraya çevirdim.

Daha neler!!!!

Niloya??

Ayaz'a doğru koşarak konuştuğunda kelimesi kulağımda yankılandı :

-Abiii!!!

Nasıl yani? Ayaz az önce kardeşi diye Niloyayla mı konuşuyordu? Niloya'nın abisi Ayaz mıymış? Aylin ablanın oğlu Ayaz mıymış??

Ama bu demektir ki... Ayaz?

Beray:
- ee niye durdu orda? O sarıldığı küçük kız kardeşi mi onun?

Kızlara titrek sesle cevap verdim :
-Ayaz Niloya 'nın abisiymiş. Aylin ablanın da oğlu..

Dördü aynı anda hayretle konuştu :

-Neee!!!
Niloya'nın abisimiymiş? , Aylin ablanın oğlu muymuş ??

Sessizlik oldu. Ve sonra çığlıklarını duydum.
Aynı anda dördü beraber konuştular :

-Ne yani? Beşik kertmen Ayaz mıymış???

____________BÖLÜM SONU _____________

Hadi yine iyisiniz! :)
Gölge'yi bulmaya niyetliydik, beşik kertmesini öğrendik.😀😀

Neye niyet neye kısmet skdkkdkfkd

Azcık yorum yapın yaaa!!
Tepkilerinizi çok merak ediyorum..😉

Ashab_Ebrar3 ♥️♥️ablacım.. Bölüm sana ithaf değilde.. Sana hediyem olsun💖😘

Yeni bölüm gelebileceği en yakın zamanda gelecek. انشاءالله 🤗

Ne diyoruz o zaman,
yeni bölümde,
See you😏

Seguir leyendo

También te gustarán

128K 6.9K 13
Sera: Numaranızı yönetici olan Asuman hanımdan aldım. Sera: Yemeyin beni. 05***: Asuman hanımın neden böyle bir şey yaptığını bilmiyorum ama üzgünüm...
340K 22.1K 23
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
2M 118K 64
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
131K 7.2K 50
Anneannesini görmek için gittiği şehirde üsteğmen Göktürk ile karşılaşan Efsun hiç beklemediği gerçeklerle de karşılaşır ___ " sen benim hayatımda h...