Haftasonu sosyal hayatima zaman ariyacagim icin pazartesiye kadar bu bölümle idare edeceksiniz canlarim.
Multimedyada Bartu var. Herkese keyifli okumalar. ;))
*
"Uyandirsak mi?" diyen bir erkek sesi duydum.
"Bence birakalim uyusun. Uyaninca biseyler atistirir." bu ses Derin'e aitti.
Bilincim yavas yavas aciliyordu ve etrafimdaki sesleri duymaya baslamistim. Basimi yasladigim camdan gelen günes gözlerimi rahatsiz etmeye baslamisti ve bu hic de hosuma gitmemisti. Gözlerimi kirpistirarak actim ve yerimde esneyerek kipirdandim. Gözlerimi tamamen actigimda karsimda beni uyandirmak ile uyandirmamak arasinda bir ikilem yasayan Alp ile Derin'i gördüm. Onlara kaslarimi catarak baktim.
"Keske konusmanizi biraz uzakta yapsaydiniz." dedim. Her ne kadar huysuz görünmemeye calissam da buna engel olamadigimin farkindaydim.
"Pardon, seni uyandirdik." dedi, Alp özür dileyen ifadesiyle.
"Önemli degil. Bütün yolculugu uyuyarak gecirmek istemezdim zaten." dedim ama aslinda bunun tam tersini istiyordum. Keske yolculuk bitene kadar gözlerimi hic acamasaydim, o zaman belki biraz olsun Beren'i düsünmezdim. Gerci parfümünün kokusunu uykumda bile bile buram buram alirken bu pek mümkün degildi. Sahi Beren neredeydi. Bakislarimi etrafta dolastirdim ama onu göremedim.
"Huysuz." dedi Beren'in fisildiyan sesi. Arkami döndügümde Beren'in tam arkamdaki koltukta sirti dönük halde oturdugunu gördüm. Demek ki parfümünün kokusu bu yüzden bu kadar yakindan geliyordu. Cünkü sirtlarimiz birbirine yaslanmisti. Bir dizimi koltugun üzerine koydum.
"Ben huysuz degilim!" dedim basinin yanindan fisildayarak. Öne dogru biraz egildigimde göz kapaklarinin kapali oldugunu fark ettim. Uyumus numarasi yapiyordu.
"Öylesin. Sen, huysuz kücük bir kiz cocugusun." dedi ve gözlerini acti. Bakislarini yukari kaldirdi ve tepesinde dikilmis olan bana bakti ve siritti. "Etrafta beni göremeyince panige kapildin, degil mi?" dedi.
"Hayir, niye panige kapilacakmisim? Yoklugunu fark etmedim bile." derken elimle saclarimi arkaya attim. Bu hareketim Beren'i güldürdü.
"Tabii tabii, kesin öyledir." dedi.
Tanrim, gülünce ne kadar da seksi oluyordu. Gülerken yüzünün aldigi bu hal... dudaklarinin kivrilisi, bembeyaz inci gibi disler. Bu gülüs icin canini ortaya koyabilirsin.
"Yemeginizin yaninda icecek olarak ne alirdiniz, efendim?" diye soran hostesin sesiyle kendime geldim. Bakislarimi Beren'den ayirmadan "Su istiyorum, sadece su olsun." dedim.
"Peki siz, beyfendi?" bu sefer Beren'e sordu hostes.
"Kirmizi sarap." dedi.
Hostes yanimizdan uzaklasirken hala Beren ile birbirimize bakiyorduk ve önce kimin pes edecegini merak ediyordum.
"Seninle yaptigim ucak seyahatleri hep ilginc oluyor, Arzu." dedi, Beren.
"Su oyunu hic birakmayacak misin? Adimi söylemek neden bu kadar zoruna gidiyor, anlam veremiyorum." derken yerimde döndüm ve koltuguma oturdum. Bir kac saniye Beren'den hicbir tepki gelmedi. Ben onun ne diyecegini beklerken aniden koltugum hareket ederek döndü ve Beren ile yüz yüze geldik.
"Canimin istedigi kadar oynarim seninle." dedi ve göz kirpti.
Kaslarim hayretle yukari kalkti ama sonra sok yerini sinire birakti. Kaslarimi cattim. Tam agzimi acacakken parmagiyla beni durdurdu.
"Her ne kadar kizgin halin daha cok hosuma gitse de bu tatli dudaklardan kötü sözlerin dökülmesine gönlüm razi olmaz." dedi.
Parmagini sertce geriye ittim ve "Sen asagilik herifin tekisin!" dedim.
"Bana bilmedigim birsey söyle." dedi ve arkasina yaslandi.
Yemek servis edilirken de yemegimle oynarken de gözümü bile kirpmadan onu izledim. Dünyami yerinden sarsmisti. Benimle bir kukla gibi oynuyordu. Gel dediginde geliyor git dediginde gidiyordum. Beni kandirmasina göz yumuyordum ve isin en kötüsü bu giderek hosuma gitmeye baslamisti.
Ben Arya Önal, ailesinin simartarak her istediginin yapildigi, bir prenses gibi yetismis biricik kizlari bildigi tüm kurallari unutmus ve serseri bir playboyun pesinde sürükleniyordum. Bu zamana kadar kendi sevgilimin de dahil hicbir erkegin pesinde kosmamisken neden simdi onun bir bakisiyla eriyip bitiyordum? Hele o cazibesi. Bana tuvalette 'Su anda benim olmani istiyorum.' dediginde bekaretimi ona sunmaya hazirdim. Eger o an Maya kapiyi acmaya calismasaydi belki de su an pismanliktan agliyor olabilirdim. Gercekten pisman olur muydum? Kim bilir yatakta ne kadar iyiydi. Naz ile neler yasamislardi, kim bilir? Ahh gerizekali Arya! Kendi agzinla söylüyorsun, onun bir sevgilisi var ve sen burada onunla sevismenin nasil birsey oldugunu hayal ediyorsun. Kac sene boyunca Kutay'la beraberdim ama hicbir zaman onunla yatmak istememistim. Baska hic bir erkegi arzulamamistim ama Beren... beni öptügü o andan beri onun dokunuslarini vücudumun her yerinde hissetmek istiyordum.
"Keyfim yok deme sakin!" dedi, Bartu.
"O da nerden cikti simdi?" diye sordum.
"Tabaginda ki hic birseye dokunmadin." dedi eliyle catalimla oynadigim yemekleri göstererek.
"Ahh, sey. Istahim yok, sanirim." dedim.
Yanima gelip elini alnima koydu. "Ates'in yok. Hasta olamazsin, degil mi? Sakin hasta olayim deme, Hanzade." dedi kaslarini catarak.
"Yine annelik duygularin kabardi senin." dedim ve kahkaha atarak güldüm.
Bartu kaslarini catarak yerine oturdu. "Bunu söyledigin icin pisman olacaksin, güzelim." dedi ve dislerini sikarak hirlama sesi cikardi. Bende ona karsilik aynisini yaptim. Bu ikimiz arasinda birseydi.
"Seni düsünen de hata. Hastalandigin zaman yaninda uyuyabilir miyim diye yalvararak yanima gelme sakin." dedi.
Ellerimi havaya kaldirdim ve teslim olma isareti yaptim. "Tamam, tamam. Özür dilerim Kaptan Bart. Lütfen beni kendinden mahrum etme." derken dudaklarimi kücük bir cocuk gibi büzdüm.
"Sen hastalaninca Bartu'yla mi yatiyorsun?" diye sordu, Maya.
Sanirim bu konu dikkatini cekmisti. Yakaladim seni Maya, demek arkadasimla ilgileniyorsun.
"Evet, onun teni cok... atesli." dedim ve elimi Bartu'nun kolunun üzerinde gezdirdim.
O an Maya'ya baktigimda gözlerini kocaman acmis bakislarini ikimiz arasinda dolandiriyordu. "Nasil yani?" diye sordu.
"Onlarin arasina ben bile giremedim bu zamana kadar, Maya." diye araya girdi Kutay. ona baktigimda gayet ciddi görünüyordu. Kutay, bir kac saniye sonra bana bakti ve göz kirpti.
"Ben... anlayamadim." dedi, Maya.
"Bunda anlayamayacak birsey yok, Mayacim. Arya ne zaman hastalansa Bartu soyunur ve bütün gece Arya'nin yaninda yatar. Birbirlerine sarilirlar ve Arya sabaha cap canli kalkar yataktan." dedi, Derin.
Icimden kahkaha atarken dudaklarimi siki siki bastiriyordum. Benim saf kuzenim hemen oltaya gelmisti.
Bakislarimi Beren'e cevirdigimde gözlerini kisarak beni izliyordu. Ciddi miyiz yoksa saka mi yapiyoruz anlamaya calisiyordu.
"Peki sen bu durumdan rahatsiz olmuyor muydun, Kutay?" diye sordu, Maya. Iste bu sorusundan sonra kendimi daha fazla tutamadim ve kahkahayi bastim. Ayni anda Bartu, Derin ve Kutay'da bana eslik etti.
"Neler oluyor burada?" diye sordu, Maya.
Yerimdn kalkip Bartu'yu yanagindan öptüm ve Maya'nin yanina gidip kucagina oturdum. "Gercekten ne olabilecegini düsünmüstün? Bart'la hasta fantazimizin oldugunu mu? Evet bir keresinde öyle bir gecemiz olmustu ama bu hicte seksi degildi. Kanada'da baskalarinin da oldugu genis bir grupla daga tirmanmistik ve mevsim kis oldugu icin her yerde cok fazla kar vardi. Geri dönemeyecigimizi anlayinca geceyi cadirlarda gecirmeye karar verdik. Tabii ben bir zaman sonra donmaya basladim ve aramizdaki en sicak kisi de Bart'di. Derin'le ayni cadiri paylasiyorduk ve o da neredeyse ayni durumdaydi. Ben daha cok üsüdügüm icin Bartu beni isitmak icin cadirima geldi ve üzerimizdeki seyleri cikarip isinmak icin ic camasirlarimizla birbirimize sarilarak uyku tulumunda uyuduk. Kutay ile Derin'de onlarin cadirinda o sekilde geceyi gecirdi. Sabah oldugunda soguktan ölmedigimi fark edince inan bana geceyi ne sekilde gecirdigimiz hic önemli degildi. Kisacasi Bart hayatimi kurtardigi icin ona cok sey borcluyum." dedim ve basimi yana egerek Bartu'ya baktim.
"Eminim sen de benim icin aynisini yapardin." dedi, Bartu parmaklarini sakaklarina dayayarak basini yana yatirdi.
"Yine de Kutay'in yerinde olsaydim sevgilimi kendim isitmak isterdim." dedi, Beren.
"Ama Bart'in vücudu Kutay'inkinden daha sicakti ve beni isitmayi o saglayabilmisti." dedim.
Kutay, elini uzatip elimi avucunun icine aldi. "O an Arya'nin iyi olmasi icin herseyi yapardim." dedi. Avucumun icini oksarken.
"Sacma! Ben orada dururken sevgilimi baskasinin sicak tutmasina izin vermezdim." dedi, Beren.
"Cünkü sen bencilin tekisin, sadece kendini düsünürsün." dedi, Kutay.
Diger elimi Kutay'in elinin üzerine koydum ve gülümsedim. "O gece yapabilecegin herseyi denemistin zaten. Yapabilecegin daha fazla bisey kalmamisti." dedim.
Birbirimizin gözlerinin icine bakarken onunla gecirdigim güzel anlari düsündüm. Aslinda onunla pek fazla kötü animiz yoktu. Her zaman beni mutlu etmeye calismisti. Taa ki o güne kadar...
"Iste o günden beri ne zaman hastalansam gidip Bartu'yla uyurum. Her seferinde bana iyi gelir. Bu artik bizim icin seans gibi bisey oldu." dedim.
"Anladim." dedi, Maya.
Kulagina egilip fisildadim. "Onu kiskandin, kabul et!" dedim.
"Aa kizlar, kulaktan kulaga konusmayin." dedi, Bartu.
"Hayir, tabii ki de kiskanmadim. Sadece siz öyle konusunca aklima baska seyler geldi." dedi.
"Numara yapma, Maya. Yüzünün halini gördüm. Neredeyse kücük dilini yutacaktin." dedim.
"Kucagimdan kalkar misin, lütfen." dedi, Maya.
"Konuyu degistirmek icin iyi taktik, Maya hanim." dedim ve kucagindan kalkip yerime gidip oturdum.
Herkes birbirinden birseyler saklamaya calisiyordu. Ben Beren'i, Maya Bartu'yu, kim bilir Derin kimi sakliyordu. Biz birbirimize asla yalan söylemeyen ve birbirimizden asla birseyler saklamayacak kadar iyi arkadaslardik. Öyleyse ne olmustu bize? Camdan disari bakarak günesin batisini seyrettim. Ruhlarimiz da karanliga mi gömülüyordu, yoksa? Asklarimizi gölgelerde yasamak bizi daha mi özgür hissettirecekti? Karanlikta yasanan seylerin gercek olamayacagini anlayacak kadar cok karanlik görmüstüm. Yalanlarin pesinden gitmek... Hepimizin kaderi bu muydu?