Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SE...

By MissMelodie

239K 6.4K 169

Arya: Ölsem simdi. Tam su anda, hissedemem korkuyu. Cünkü hic tatmadim bütünlügü. Burada olmak gibi sicakligi... More

1. Bölüm: Istanbul'a Gidiyorum!
2. Bölüm: Benim adim
3. Bölüm: Istedigim sey
4. Bölüm: Sanirim bu senin!
5. Bölüm: Yeni evim
6. Bölüm: Tahmin et! Proje ortagim kim?
7. Bölüm: Kader'in oyunu
8. Bölüm: Meshur son sözler
9. Bölüm: Finali olmayan sarki
10. Bölüm: Uyuyan Ejderha
11. Bölüm: Felaket beni cagiriyor
12. Bölüm: Teklif
13. Bölüm: Korkak!?
14. Bölüm: Bardaki yabanci
15. Bölüm: Birak daginik kalsin
16. Bölüm: Kendini evindeymis gibi hisset!
18. Bölüm: Kötü söhret
19. Bölüm: Nicin onu aldin?
20. Bölüm: Hayaletler cildimizde kayniyor
21. Bölüm: Kötü tarafa gecmis kizlar
22. Bölüm: Mühürlü Kader
23. Bölüm: Beklenmeyen Konuklar
24. Bölüm: Beni korkutuyorsun
25. Bölüm: Banyomdaki Yabanci
26. Bölüm: Üc, iki, bir... Basla!
27. Bölüm: Sözler Bozulmak Icindir
28. Bölüm: Belaya Davet
29. Bölüm: Daha Atesli!
30. Bölüm: Sana Söyleneni Yapman Gerekirdi
31. Bölüm: Iki Kisinin Bildigi Sir Degildir.
32. Bölüm: Dudaklarinin Tadi Neye Benziyor?
33. Bölüm: Iyi Kizlar Bazen Kötü Seyler Yapar
34. Bölüm: Merak Etme, Seni Yemem!
35. Bölüm: Izle ve Gör
36. Bölüm: Sanirim Buna Daha Sonra Pisman Olabilirim.
37. Bölüm: Beni Kandirdin
38. Bölüm: Hasta Fantazisi
39. Bölüm: Kanarya ile Saka Kusu
40. Bölüm: Aptallar Hata Yapar
41. Bölüm: Hasarli Ruhlar
42. Bölüm: Su ve Ates
43. Bölüm: Bir Soydan Odadan Nasil Atilir?
44. Bölüm: Böylesi Daha Zevkli
45. Bölüm: Vahsi Kahvalti
46. Bölüm: Idrardan Karakter Analizi
47. Bölüm: Sana Güvenmek Istiyorum
48. Bölüm: Ask!
49. Bölüm: Seni Seven Senin Kurbanindir
50. Bölüm: En Cok Kötü Kizlar Eglenir
51. Bölüm: Harika Bir Yalan
52. Bölüm: Sakli Kalmis Arkadaslar
53. Bölüm: Hicbir Sey Eskisi Gibi Olmayacak
54. Bölüm: Beni Birakma
55. Bölüm: Günes Dogmadan Önce
56. Bölüm: Günes Yeniden Dogar
57. Bölüm: 19 Mum

17. Bölüm: Gurur ve Önyargi

4.2K 113 0
By MissMelodie

Multimedya: Damla

    *Kahvalti: Üzüm suyu, cay (seker yok)

   *Ögle yemegi: Corba, elma

    *Kalori: 425

    *Egzersiz: Bisikletle 2 km

    *Stresli gün sayisi: Sayilamayacak kadar

*

    Islev bozuklugu belli ki ailede bulasiciydi. Bende de vardi, olmayani da görmedim.

    Rüzgara karsi simsiki sarinip sarmalanmis halde, ögle yemegi icin disarda kizlarla birlikte oturdum ve önceki gün Beren ile babasi arasinda gecen o tuhaf diyalogu düsündüm. Islerle ilgili oldugunu tahmin ediyordum ama baska bir konu da muhtemeldi.

    "Corbani sevmedin mi?" Maya kasigini agzina götürdü ve annesinin benim icin sardigi el sürülmemis termosa dikkatle bakti. "Hala sicak. Sebzeler yaslanmayi geciktiren güclü antioksidanlar üretiyormus. Dün inanilmaz bir yazi okuyordum..."

    "Neden antioksidanlarin büskivilere nasil aktarilabilecegini cözmeye calisan bir doktor olmuyorsun?" diye sordu Derya.

    "Güzel," dedim "Sanirim sadece bugün ac degilim." Stresten kaynaklaniyordu. Psikologum, bu hisler yavas yavas kendini göstermeye basladiginda, cok sevdigim bir misra secip onu yüksek sesle okumam gerektigini söylemisti. Sadece kafamin icinde de söyleyebilirdim. Bazen de bunlardan sikilirdim. "Hey kizlar, bunu daha önce gördünüz mü?" Kardesimin günlügünü cikarincaya kadar cantamin icini alt üst ettim. Actigimda, dogruca son sayfa cikti karsima. "Bu banki gördünüz mü?"

    Önce Derya resme göz atti. "Bunlardan sehrin her yerinde var."

    "Tam olarak bunu mu bulmak zorundasin?"diye sordu Maya. Onlara olaylari cabucak acikladim. "O olmadan parcami asla bitiremem. Ve eger parcami bitiremezsem, New York Konservatuar secmelerini yine gecemeyecegim."

    "Eglence simdi basliyor." Derya omzumun üzerinden karsiya bakti. "Damla geliyor."

    Nedimeleriyle birlikte avare avare gezinen kralice ari, bizim masaya dogru geldi. "Selam kizlar. Kücücük dünyanizda neler oluyor bakalim?"

    "Sadece müzik hakkinda konusuyorduk," dedi Derya. "Müzik ve corba hakkinda."

    Damla uzun tirnaklarini masanin üzerinde hafifce tikirdatmaya basladi ve koyu kahverengi gözlerini bana dikti. "Dün tiyatro salonunda tam olarak ne yaptigini saniyordun sen?"

    Cevap vermek icin hic de acele etmeden, kasigimla termosun icindeki corbayi karistirdim ve kücük havuc ve patateslerin et suyuna sirt üstü dalislarini seyretmeye basladim. "Calisiyordum."

    Elini beline koydu. "Ne yapmaya calistiginin farkindayim ve acikcasi söylemem gerekirse cok acinasi bir halin var."

     "Vaz gec sundan, Damla," dedi Derya. "Beren, seni degil de Arya'yi sectigi icin öfkelisin."

    Damla bu sözlere aldirmadi ve bana dik dik bakmaya devam etti. "Senden hoslandigini düsünüyorsan, sadece kuruntu yapiyorsun. O asla siradan biriyle cikmaz. Sadece Naz gibilerini tercih eder."

    "Benimki sadece bir is. Bu vesileyle birileriyle cikmaya falan calismiyorum. Senin o ufacik tiyatro ekibinin de bir parcasi olmak istemiyorum. Asistani olmayi kabul ettim ve o da bana karsiliginda... bir proje icin yardimci oluyor." Damla sadece bu kadarini bilecekti. Ona daha fazla bir sey söylemeyecektim.

    Birden endise icimde adeta bir hortum misali büyüdü ve midemdeki yemek sanki kati bir kitleye dönüstü. Görmemek icin onu bir kenara ittim. O anda makarna ufacik kurtcuklara, etse kurban edilmis zavalli bir hayvandan kesilmis yagli tomarlara dönüstü gözümde.

    "Ah, elbette sana yardim ediyordur." Damla, üst dudagini büktü. "Sadece kendine dikkat et. Tiyatri sektörü cok az insanin anlayabildigi ve üstesinden gelebildigi bir dünyadir."

    Derya elmasindan bir isirik aldi. "Basrol oynamiyorsun, alt tarafi bir yan rol"

    Damla, sivri cenesini kaldirdi. Derya'nin dediklerini duymamis gibi davrandi. "Ben senin... incinmeni ya da basinin belaya girmesini ve Istanbul'da gecirdigin günleri yarida kesip geri dönmeni hic istemem. Bu cok kötü olur." Gülünce icimde adeta bir seylerin kivrilip büküldügünü hissettim. "Sadece sana dikkat ediyorum. Tipki bir arkadas gibi. Müdürün kizi oldugum icin, bunun dogal olarak benim görevim oldugunu düsünüyorum." Bunlari söyledikten sonra, kemikli omuzlarinin üzerinden kötü kötü bakislar atan iki korumasiyla birlikte oradan uzaklasip gitti.

    "Bu bir tehdit miydi?" diye sordu Derya. "Bundan hic hoslanmadim."

    "Damla'nin planlari bozuldu," dedi Maya. "Beren'in yakin cevresine girebilme sansi oldugu gibi yanlis bir kaniya kapilmisti ve birden Arya bu yolda karsisina beklenmedik bir tehdit olarak cikiverdi. Ayrica senin onunla degil de bizimle arkadaslik etmen isleri daha da kötü bir hale sokuyor."

    "Gercekten, bu sadece is." Termosumun üzerindeki kapagi cevirdim. Güya Istanbul, huzuru bulacagim yer olacakti.

    Tanrim, neden sanki berbat bir pembe dizideymisim gibi tüm bu karisikliklar bir türlü pesimi birakmiyor?

    "Kaygilanacak bir sey yok." Derya, corbami isaret etti. "Onu yiyecek misin?"

    "Hayir."

    "Alabilir miyim?"

    "Evet." Termosu ona dogru kaydirdim. "Sanirim bütün istahim kapandi."

~

    Okuldan sonra bisikletime atladim ve huzur evine dogru pedal cevirdim. Sanirim Istanbul haricinde dünyanin her yerinde, sokaklarda rahatlikla bisiklet sürebilirdin. Ne bisiklet yollari var ne de yol veren sürücüler. Ama ben yine de pes etmedim ve hedefime dogru ilerledim. Gerci Kader hanim aklima geldikce geri geri gelmek istiyordum. Belki de o gün kötü bir gününe denk gelmistim. Belki kendini iyi hissetmiyordu ve bu da onu alisilmadik bir sekilde asabi yapmisti.

    Tanrim bunu atlatabilmem icin bana yardim et. Cünkü hayatinin son günlerini geciren birine sunabilecek hicbir seyim yok, onun etrafinda da olmak istemiyorum. Lütfen... bana yardim et.

    Kapidan iceri girerken Bashemsireye el salladim, giris holünün orta yerinde tekerlekli sandalyesinde oturan yasli kadina gülümsedim ve C bloga gitmek icin musamba kapli koridorda ilerledim.

    Kader Sezen'e az kaldi, Kader Sezen' az kaldi.

    12 numarali odanin önünde durdum, kapiyi hafifce tiklattim ve kafam iceriye uzattim. "Merhaba."

    Yatagindan bana dik dik bakti. "Hadisene be!"

    Iceri girdim. "Saniri sizinle kötü bir baslangic yaptik, efendim."

    "Beni yatagimdan kaldirma, cocuk."

    Yutkundum ve ejdarhanin yuvasina dogru ilerledim. "Ismim Arya Önal ve sizin arkadasiniz olmak istiyorum."

    Bana, sanki ona birlikte cölde vakit gecirmeyi önermisim gibi bakti. "Bugün seninle ugrasacak gücüm yok, bu yüzden hemen odami terk et!"

    "Bunu yapamam, Kader hanim." Yavas yavas hareket ettim. "Sizinle biraz vakit gecirecegiz. Sizin icin bir kitap getirdim." Cantamdan Gurur ve Önyargi kitabini cikardim.

    "Kitap okumayi hic sevmem."

    Dislerimi siktim ve gevsettim. "Tamam, sorun degil. Bu kitabi sizin icin ben okuyacagim."

    "Televizyondan daha iyi oldugunu mu düsünüyorsun sen?" Basini arkaya atti, ince ve gücsüz bir kahkaha atti. "En azindan televizyonun tusuna basip sesini tamamen kisabilirim."

    Tanrim muhtemelen bunun eglenceli oldugunu düsünüyorsun, degil mi? Sanirim ben bunu hak ettim.

    "Gurur ve Önyargi'yi okumus muydunuz?"

    "Hayir," dedi aceleyle. "Bu tür romantik hikayelere ihtiyacim yok."

    Yanindaki sandelyeye oturdum ve aceleyle odadan cikmam gerekebilir diye sandalyemi bes-alti santim öteye cektim. Ya da karsimdaki kadin cocuk yiyen biri olabilir diye. "Bu harika bir kitaptir." Aslinda kitabi ben de okumamistim. Sanirim benim haricimde dünyadaki herkes okumustu. Anlasilan bu kitap, yalniz kizlarin sözlesme belgesiydi.

    "Dinlemek istemiyorum." Kader hanim, basini cevirdi ve yüzünü duvara döndü. "Seni tanimiyorum ve kesinlikle sacma sapan aksanini dinlemek istemiyorum."

    "Kendimi tanittim. Benim okuldan geldigimi ve..."

    "Genc bayan, benim zamanim kalmadi." Her bir kelimesi kursun gibiydi. "Ve kalan o azicik vaktimi de senin gibilerle harcamak istemiyorum."

    "Biliyor musunuz, ben buraya, etrafa biraz iyilik yayabilmek icin gelmistim ve bana bagirip cagirdiginiz sürece bunu yapamam!" Ayaga kalkarken kan canagina dönmüs gözleriyle bana bakti. Onu kalp krizi gecirecek kadar korkutmus olmaliydim, fakat kendime hakim olamiyordum. "Zaten ölüm sözcügünü duymaktan bikip usanmistim, simdi de bilin bakalim bu aptal proje bana kimin adi cikti? Sizin! Sevimli yasli bir büyükannenin ya da hikayeler anlatan bir büyükbabanin degil. Sizin! Üstelik burada yanimda olmasi gerek proje ortagimin babasinin okulun sahibi olmasi nedeniyle istedigi gibi gelmezken ben buna mecburum!"

    Kader hanim, kollarini gecelikli gögsünün üzerinde kavusturdu ve somurttu.

    "Su anda bana ihtiyacin var." Yatagina dogru agir agir yürüdüm. "Ve sizinle burada saatler gecirmem gerek. Bu yüzden arkadas olacagiz. Hosunuza gitse de gitmese de."

    "Hemsireyi cagiriyorum." Cagri dügmesine uzandi. "Buraya cok fazla para ödüyorum ve kendimi güvende bile hissetmiyorum." Sesi hiriltili cikmaya baslamisti ve birden kendimi suclu hissettim. "Eger bugünlerde genclerin hepsi böyleyse, bütün dünya hapi yuttu. Evet hapi yuttu!"

    "Buradan bir yere ayrilmiyorum."

    "Yaslilari bu sekilde tehdit etmek cok günahtir."

    Tekrar yerime gectim ve sandalyemi birkac santim daha geriye cekerek kitabi actim. Okumaya basladim. "Hali vakti yerinde olan her bekar erkegin mutlaka bir ese ihtiyac duydugu, dünyaca kabul edilmis bir gercektir."

    "Sacmalik." Kader hanim, kemikli parmaklarini kulaklarina götürdü. "Sacma sapan konusuyorsun. Bu hemsire nerede kaldi?"

    Kapi acildi ve Bashemsire telasla iceri girdi. "Bu sefer iyi bir sey olsun."

    Kader hanim, iki derin nefes aldi ve ona karsi takinmis oldugum tutumu yeniden düsündüm. "Bu genc kiz buradan gidecek. Odami resmen ele gecirdi ve özelime girdi. Derhal burayi terk etmesini istiyorum."

    "Bunu yaptin mi, izni olmadan gercekten özeline girdin mi?"

    Kitabi gögsüme dayayarak sikica tuttum. "Evet."

    "Peki, Kader buradan gitmeni istedigi halde bunu red ettin mi?"

    Nabzim deli gibi atiyordu. "Evet."

    Hemsire basini salladi. Sonra gülümsedi. "Aferin sana." Hafifce sirtima vurdu ve kikirdadi. "Iste görmek istedigim sey buydu. Kader, istedigin kadar bagirabilirsin, ama Arya burada kalacak. Aslinda bunu recetene ben yaziyorum."

    "Sen recete falan yazamazsin," dedi Kader hanim. "Sen doktor falan degilsin."

    "O halde bunu receteye yazmasini ondan ben isteyecegim. Bayanlar, size iyi günler." Hemire islik calarak odadan cikti ve ardindan kapiyi kapatti.

    Dudaklarini vakum tikaci gibi birbirine siki siki yapistiran Kader hanim bana dogru dik dik bakti.

    Duvardaki ücüncü el saatte tik tak sesleri bize zamanin akip gectigini hatirlatiyordu. O gün icin vakit geciyordu. Her ikimizin hayatinda da.

    "Eger sizin icin teselli olacaksa," dedim bir süre sonra. "Bugün düsündügümden cok daha iyi gecti."

    Kader hanim, o kartal gözlerini kirpmadi bile.

    "Ben, sey, ben cok üzgünüm. Gerginlikle pek iyi bas edemiyorum da."

    Kader hanim burnundan soluyordu ve birden yastiklarina gömüldü. "Bana bir bardak su getir."

    En azindan beni kabul edebilmisti. "Peki efendim." Bas ucundaki sehpaya dogru ilerledim ve soyadinin egri bügrü harflerle yazildigi pembe sürahiden bardaga su doldurdum.

    Bardagi elimden aldi. Suyu catlamis, gri dudaklarina götürürken elleri titriyordu.

    Sandalyeme geri döndüm ve kitabi actim. "Hali vakti yerinde olan her bekar erkegin mutlaka bir ese ihtiyac duydugu, dünyaca kabul edilmis bir gercektir." Saniyeler sicak sekerlemele misali uzayip giderken, hayatimin en uzun otuz dakikasi boyunca okudum.

    Kaldigim yere bir kitap ayraci koyup büyük, kalin ciltli kitabin kapagini kapattigim sirada Kader hanimin basi yana dogru egilmisti ve iki yüz kiloluk bir adamdan cok daha yüksek sesle horlamaya baslamisti.

    Kitabi cantama koydum ve sandalyemden yavasca kalktim. Ayaklarimin ucuna basarak ilerledim ve kapiyi actim.

    "Daha güzel bir kitap getir."

    Elim kapi kolunda, öylece donup kaldim.

    Kader hanim sismis olan gözlerinden birini acti. "Sana, bir dahakine daha güzel bir kitap getir dedim. Bu tamamen sacmalik. Aptal bir cocugun pesinden kosan kus beyinli bir kiz mi? Ben almayayim."

    Gülümsememi saklayabilmek icin kafami cevirdigim. "Evet, Kader hanim." Ona kesinlikle katiliyordum. "Bunun yerine size okumami istediginiz baska bir klasik var mi?"

    Ben kapiyi acarken, "Sanirim var," dedi. "Su Stephen King denen adamdan bir seyler getir."

Continue Reading

You'll Also Like

3.4M 169K 67
Hayatı boyunca kimseyi sevmemiş, tek derdi vatan, bayrak ve ülkesi olan asker ile hiç sevildiğini hissetmemiş, kalabalık içinde yalnızlığı hisseden b...
2K 93 9
Parmak aralarını sarmalamış taze çiçekler ellerime bulansın, saçlarımı gövdesinin her zerresini keşfetmesini istemem doğru muydu? Alparslan Cevahir...
GELECEK By VeraHare

General Fiction

161K 8.5K 18
Tüp bebek merkezinde tüplerin karışması sonucu kocası yerine hiç tanımadığı bir adamdan hamile kalmıştı Mahru. #1İhanet/24.5.2024 #1Mahru/24.5.2024 #...
38.1K 951 26
Çırılçıplak bir ağacım ben, ruhum vücudum azalıyor. Günbegün tükeniyor. Hergün bir başka hücrem beni terkediyor. Ne var ki ağaçlar gibi sonsuza dek v...