Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SE...

By MissMelodie

239K 6.4K 169

Arya: Ölsem simdi. Tam su anda, hissedemem korkuyu. Cünkü hic tatmadim bütünlügü. Burada olmak gibi sicakligi... More

1. Bölüm: Istanbul'a Gidiyorum!
2. Bölüm: Benim adim
3. Bölüm: Istedigim sey
4. Bölüm: Sanirim bu senin!
5. Bölüm: Yeni evim
6. Bölüm: Tahmin et! Proje ortagim kim?
7. Bölüm: Kader'in oyunu
8. Bölüm: Meshur son sözler
9. Bölüm: Finali olmayan sarki
10. Bölüm: Uyuyan Ejderha
11. Bölüm: Felaket beni cagiriyor
12. Bölüm: Teklif
13. Bölüm: Korkak!?
14. Bölüm: Bardaki yabanci
15. Bölüm: Birak daginik kalsin
17. Bölüm: Gurur ve Önyargi
18. Bölüm: Kötü söhret
19. Bölüm: Nicin onu aldin?
20. Bölüm: Hayaletler cildimizde kayniyor
21. Bölüm: Kötü tarafa gecmis kizlar
22. Bölüm: Mühürlü Kader
23. Bölüm: Beklenmeyen Konuklar
24. Bölüm: Beni korkutuyorsun
25. Bölüm: Banyomdaki Yabanci
26. Bölüm: Üc, iki, bir... Basla!
27. Bölüm: Sözler Bozulmak Icindir
28. Bölüm: Belaya Davet
29. Bölüm: Daha Atesli!
30. Bölüm: Sana Söyleneni Yapman Gerekirdi
31. Bölüm: Iki Kisinin Bildigi Sir Degildir.
32. Bölüm: Dudaklarinin Tadi Neye Benziyor?
33. Bölüm: Iyi Kizlar Bazen Kötü Seyler Yapar
34. Bölüm: Merak Etme, Seni Yemem!
35. Bölüm: Izle ve Gör
36. Bölüm: Sanirim Buna Daha Sonra Pisman Olabilirim.
37. Bölüm: Beni Kandirdin
38. Bölüm: Hasta Fantazisi
39. Bölüm: Kanarya ile Saka Kusu
40. Bölüm: Aptallar Hata Yapar
41. Bölüm: Hasarli Ruhlar
42. Bölüm: Su ve Ates
43. Bölüm: Bir Soydan Odadan Nasil Atilir?
44. Bölüm: Böylesi Daha Zevkli
45. Bölüm: Vahsi Kahvalti
46. Bölüm: Idrardan Karakter Analizi
47. Bölüm: Sana Güvenmek Istiyorum
48. Bölüm: Ask!
49. Bölüm: Seni Seven Senin Kurbanindir
50. Bölüm: En Cok Kötü Kizlar Eglenir
51. Bölüm: Harika Bir Yalan
52. Bölüm: Sakli Kalmis Arkadaslar
53. Bölüm: Hicbir Sey Eskisi Gibi Olmayacak
54. Bölüm: Beni Birakma
55. Bölüm: Günes Dogmadan Önce
56. Bölüm: Günes Yeniden Dogar
57. Bölüm: 19 Mum

16. Bölüm: Kendini evindeymis gibi hisset!

4.1K 119 3
By MissMelodie

Multimedya: Naz

*

 

 

    Okuldan sonra, cantami toplayip provalarin yapildigi tiyatro salonuna gittim. Aslinda bu gün Kader Sezen'i ziyarete gitmem gerekiyordu, fakat her nedense onun sözlü tacizlerini ya da ölümcül bakislarini cekecek halde degildim.

    Bu mutlu eglence, baska bir günü beklemek zorundaydi.

    Ekip bal arayisi icindeki arilar gibi etrafta dört dönüyordu ve sahnenin arka planina baktigimda cayirlar arasinda dev bir kale dikiliyordu. Fakat bu sadece harabe halinde, yalnizca tek bir kuleden olusan kalelerden degildi. Yipranmis ve hirpalanmis olmasina karsin neredeyse yeni gibiydi ve disaridan bakildiginda sanki her an asma köprüsünü indirecek ve icinden saray halki cikacakmis gibi duruyordu. Kalenin bazi pencereleri eksikti ve kücük kaleleri zamanla, hava sartlarinin ya da insanlarin etkisiyle yikilmis gibi gercekciydi. O anda gözümün önünde, yerleri süpüren, nefes kesici elbiseleri icinde kadinlarla, savas ve avla gecen bir günün ardindan devasa atlarinin üzerinde geri dönen erkekler canlandirdi.

    Ekip üyeleri yanimdan, sanki ben görünmezmisim gibi gecip gitti. Daha sonra, pudraya bulanmis hayalet yüzlü iki kadin, isik tasiyan bir adam ve üc bardak kahveyi dengede tutmaya calisan bir kadin gördüm. Tüm bu insanlara karsin, ne kadar sansliydim ki, oradaki varligimi ilk fark eden kisi Damla oldu.

    "Sen ne yaptigini saniyorsun?"

    Daracik korse ve yerlerde sürünen balon etegiyle Damla karsimdaydi, elinde cikolatali kek ve kola vardi. Zihnim o anda hesap makinesi moduna gecti, onun yaglarini, kalorilerini ve karbonhidratlarini toplayip, suratindaki o igrenc asagilama ifadesinin kareköküne böldüm.

    "Sana bir soru sordum," dedi.

    Geriye dogru bir adim attigimda, bir baska genc kiz bize dogru geldi. Barda Beren'in yaninda gördügüm Naz'di bu. Bal rengi saclari ve yalniz görüntüsüyle, yakindan daha güzel görünüyordu. Cildi mükemmeldi, tek bir leke bile yoktu. Sadece bu bile ondan nefret etmem icin yeterli bir sebepti.

    "Neler oluyor?" diye sordu Naz. "Bir baska davetsiz misafir mi yoksa?"

    "Ben, sey Beren'i görmeye gelmistim." Bu muhtemelen cok kötü bir fikirdi. Neden bu isi yapmayi kabul etmistim ki? Cünkü Beren'in rehberligine ihtiyacim vardi.

    "Beren'i görmeye geldin. Ne kadar da seker, degil mi?" Damla cikolatali kekinden bir isirik aldi ve keki kipkirmizi dudaklariyla cignedigini görünce benim de canim cekti.

    Naz, kuzeninden daha az düsmanca bir ifadeyle, "Burasi kapali bir settir," dedi.

    "Biliyorum." Beren'in izini görebilme umuduyla Naz'in omuzunun üzerinden baktim. "Onu gizlice takip falan etmiyorum. Ben..."

    "Her gelen böyle söyler." Naz güldü.

    "Gercekten aciklamama izin verirsen sana anlatirim."

    "Kendini daha fazla mahcup etme." Damla cani sikilmis bir anne gibi basini salladi. "Biraz haysiyetin olsun."

    Sabrim ve cesaretim tükenmeye basliyordu. "Burada olmami Beren istedi."

    "Elbette istemistir." Damla kolasindan bir yudum aldi. "Bende zaten Ingiltere kralicesiyim."

    "Bir sorun mu var?"

    Beren'i görür görmez duydugum minnettarlikla aglamak istedim. Bob, agzinda islak bir tenis topuyla Beren'in yaninda hizla yürüyordu ve o an kurtuldugumu anladim.

    "Ben hallediyorum." Naz bir yilan gibi sürünerek Beren'in yanina gitti ve kolunu onun omzuna doladi. "Sadece su aptal hayran kizlarindan biri." Dedikodulara göre bu ikili bir ayrilip bir barisiyorlardi, gizemli ve istikrarsiz bir iliskileri vardi.

    Bob, sahibinin dizinin dibinde kuyrugunu sallarken, Beren kizlara usulca tebessüm etti. "Arya'yi ben davet ettim."

    Naz'in yüzü, sanki o an bir cift vampir disi üzerine oturmus gibi bembeyaz oldu. "Beren, biraz konusabilir miyiz?"

    "Daha sonra." Kendini onun kollarindan kurtardi ve yanima geldi. "Arya, benim yeni asistanim ve benim ona ihtiyacim var." Naz'in yaninda cok gülünc duruyordum. O bir modeldi, bir tanricaydi. Damla güzel olabilirdi ama mükemmel degildi. Kivrimlari belirgindi ve burnunda bir cikinti vardi.

    "Ben sana yardim edebilirdim," dedi Damla.

    "Hayir." Beren'in sesi alto saksafon gibi pürüzsüzdü. "Senin zaten cok fazla isin var. Senin bölümün geldiginde cap canli olmalisin. Seni bu görev askindan alikoyma fikrine bile katlanamazdim."

    "Ama..."

    "Yine de tesekkür ederim."

    Beren kolumdan tuttu ve beni diger tarafa dogru götürdü. "Cok kolay oldu," diye fisildadim.

    Bana bakti ve siritti. "Damla mi? O cok kötü biri degil."

    "Evet, cünkü senin etrafinda oldugundan cazibesiyle cosar ve nezaketle dolup tasar. Sen gelmeden önce, seytan misali boynuzlarini cikarmis ve burnundan da dumanlar cikiyordu."

    "Merak etme. Ben onu onun numaralarini biliyorum."

    "Ah, elbette biliyorsun." Onun bildigi numara ancak aramalar listesindekiydi.

    Beren güldü ve kulis odasinin kapisini isaret etti. "Oradaki benim odam. Hadi, iceri gir."

    "Eger bir sonraki repligin 'kendini evindeymis gibi hisset' olacaksa, eminim senin burnunun ortasina bir yumruk indirmemi beklerdin benden."

    "Ceren, makyajimi tazelemek icin orada bekliyor ve biz... ne? Sana komik mi geldi?" Beren kulisin kapisini acti ve Bob iceri firladi.

    "Buraya kendi makyaj ekibini kurmussun. Sanirim bunu algilamam icin bir dakika gerekecek bana."

    Iceri girmem icin kapiyi tutarken cenesinde bir kas segirdi. "Arya, bu Ceren, makyaj uzmanlarimizdan." Kadinin ve onun büyülü makyaj kutusunun önüne oturdu ve bana bir senaryo verdi. "Arya bana yardimci olmak icin burada, bu yüzden onun evindeymis gibi hissetmesini saglamalisin."

    "Hos geldin, Arya." Ceren, Candan yengem yasinda görünüyordu, yüzünde hic makyaj yoktu ve sacini kulaklarinin üzerinden iki yandan toplamisti. Gülünce, dislerinin arasindaki bosluk ortaya cikiyor ve bu da o asi sevimliligine cok sey katiyordu. "Ah." Belinde bagladigi makyaj cantasindan bir pudra fircasi cikardi. "Bugün cok iyi bildigin biri geldi."

    Senaryonun sayfalarina göz atmaya basladim ve muhabbetlerinin olusturdugu o cembere dahil olmamaya calistim. Fakat göz ucuyla ona baktigimda, Beren'in dudaklarinin inceldigini ve parmaklarinin sandalyesinin kenarlarini sikica kavradigini fark ettim. "Uyarilar icin tesekkürler." Bana döndü, yüzündeki gülümseme geri gelmisti. "Elli ikinci sayfa. En bastan baslayalim."

    Biz senaryoyu okurken, Ceren vampir makyajinin son rötuslarini yapiyordu. Bu makyajin Beren'i feminenlestirmesi gerekiyordu, fakat öyle olmadi. Ceren'in usta elleri sadece yüzünün hatlarini belirginlestirdi, onun daha sert... tehlikeli... ve daha dünyevi görünmesini sagladi. Giysileri 1800'lü yillara aitti, cizgili pantalonunun kesimi ve ceketi sebebiyle ekip, tarihi detaylara dikkat ettigi icin begenimi kazandi.

    "Iste bu kadar, patron." Fircalarini topladi ve bir kenara koydu. "On dakika icinde görüsürüz."

    "Tesekkürler, Ceren. Simdi biraz mola ver. Bütün gün ayaktaydin."

    "Bana verdigin kitabi okumaya gidecegim." dedi. "Bu cocuk" -Beren'in omuzlarini adeta bir abla edasiyla hafifce sikti- "sürekli kitap okuyor ve sonra baskalarina veriyor. Simdiye dek önerdigi kötü bir kitap görmedim."

    Ayaklarini sürüyerek kulisten cikti.

    "Demek..." diye basladim söze.

    "Söyledigi tek kelimeye inanma."

    "Demek kitap okuyormussun. Görünüse göre de bunu sik sik yapiyormussun."

    "Bunu sadece, sana karsi zeki biri olarak görünmemi istedigi icin söyledi."

    "Neredeyse ise yariyordu."

    Senaryoya hafifce tiklatti. "Tekrar basla."

    Kapi yeniden acildiginda sahnenin baslangic kisminin oldugu sayfayi cevirdim. Bob'un kulaklari segirdi ve kuyrugunu sallamayi kesti.

    "Merhaba, oglum."

    Iceri, Tom Cruise'a ikizi kadar benzeyen bir adam girdi. Ray-Ban marka gözlüklerini cikardi ve odaya söyle bir göz atti. "Ya sen kimsin?"

    Sert ses tonu karsisinda gözlerim faltasi gibi acildi. Tam cevap vermek icin agzimi acmistim ki, Beren benden önce davrandi. "Bu Arya. Benim gecici asistanim. Arya, babam Melih Soydan ile tanis."

    "Tanistigimiza memnun oldum." Melih bey elini uzatti ve o anda parmagindaki elmas yüzük parildadi. "Beren," dedi beni göz ardi ederek. "Gece gönderdigim mail eline gecti mi?"

    "Evet."

    "Okudun mu peki?"

    Beren kücük buzdolabina uzandi ve iki su sisesi aldi, birini bana uzatti ve kendi su sisesinin kapagini acip dudaklarina götürdü. "Henüz okumadim."

    "Oku onu. Üzerinde konusmamiz gerek."

    "Ne anlami var?" Suyu masanin üstüne birakti ve babasina bakti. "Senin cikarlarinin oyuncagi olmayacagim."

    "Ama bu cok önemli bir konu."

    Beren, Bob icin parmaklarini siklatti, sonra kapiyi acip etrafta kosturan insanlara bakti. "Bundan eminim."

Continue Reading

You'll Also Like

963K 56.9K 73
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
472K 400 1
Vurgun Serisi'nin ilk kitabıdır! Bana arkasını döndü." Nasıl kurtaracaksın beni! Görmüyor musun işler daha da çıkmaz bir hale girdi. Benim yüzümden...
247K 9.5K 58
Benim onu bulmam bir başlangıç, onun beni bulması ise bir sondu. Başlangıcım ile sonum birbirine çok yakındı. Biri yaşama diğeri ölüme çağırıyordu. B...
Kayıp Parça By Rabikce

General Fiction

111K 9K 16
Balım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti...