AH SENDE (TAMAMLANDI)

By asosyalimbenn

5.3M 221K 16.4K

Kor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir tü... More

Bölüm 1: 'Yürekli Bir Kadın, Akıllı Bir Adam'
Bölüm 2: 'Dayanamıyorum'
Bölüm 3: 'Çiyeşan Konağına'
Bölüm 4: 'Oylama Yapalım'
Bölüm 5: 'Kork Güzelim'
Bölüm 6: 'Asla! Asla Dilencilik Yapmam'
Bölüm 7: 'Emirhan Benim Kardeşim'
Bölüm 9: 'Kabul Ediyorum'
Bölüm 10: 'Dönmek İçin Artık Çok Geç Miroğlu'
Bölüm 11: 'Evlendiğini de Evlilik Cüzdanından mı Öğreneceğim?'
Bölüm 12: 'Lütfen Affet Beni. Affet... Lüt-fen...'
Bölüm 13: 'Fazla Zorluyorsun Miroğlu'
Bölüm 14: 'Sen Kim Olduğunu Sanıyorsun?'
Bölüm 15: 'Şekerpare'
Bölüm 16: 'Senin Karın'
Bölüm 17: 'Ağabeyim Ellerine Sağlık Diyor'
Bölüm 18: 'Kahve İçin Teşekkürler'
Bölüm 19: 'Sevmek İçin Geç Ölmek İçin Erken'
Bölüm 20: 'Günler Akıp Giderken'
Bölüm 21: 'Bunun Hesabını Sorarım Ama Ben'
Bölüm 22: 'Ahsen -Karahan- Miroğlu'
Bölüm 23: 'Yine Elime Düştün Miroğlu. Felek Yine Benden Yana'
Bölüm 24: 'Unutmadan Ahsen Arkadaşım Değil Karım!'
DUYURU!!!
Bölüm 25'ten ALINTI
Bölüm 25: 'Merak etme ikinci hatta üçüncü bir çocuğum daha yok.'
Bölüm 26: 'Kimsin lan sen? Karımla nasıl konuşuyorsun?!'
Bölüm 27: 'Yeter miydi gücün Cihan soyadına, aşirete?'
Bölüm 28: 'İlerde anlayacaksın da dilerim Rabbim'den geç olmasın'
Bölüm 29: 'Evlendiğimizden beri'
Bölüm 30: 'Dengesiz, dikkatsiz, sakar ne olacak'
Bölüm 31: 'Ahsen, seninle konuşmaya çalışıyorum'
Bölüm 32: 'İçinde ufacık bir insanlık olmasını öyle çok dilerdim ki...'
Bölüm 33: 'Ahtım olsun sana, sana bir zarar gelmesine izin vermeyeceğim'
Bölüm 34: 'Benden bir şey saklıyorsun, öğrenmeden gitmeyeceğim'
Bölüm 35: 'Lütfen kurtar, lüt-fen'
Bölüm 36: 'Belki başka sefere'
DUYURU!!!
Bölüm 37: 'Ateş'in namlusunun ucundaki bir hiçsin'
Bölüm 38: 'Murat Karahan geliyor, Murat Karahan!'
Bölüm 39: 'Çok derin bakıyorsun Miroğlu, dikkat et boğulacaksın'
Bölüm 40: 'Sen de gel evimize gidelim'
Bölüm 41: 'Ahsen'den, Emirhan'dan farkın yok gözümde, kardeşimsin benim'
Bölüm 42: 'Arkandayım aslanım, ne olursa olsun hep yanındayım'
Bölüm 43: 'Öyle bir şey yapacağız ki duyan küçük dilini yutacak'
Bölüm 44: 'Ağa-ağabey... Be-ben bi-bir şe-şey yap-yapmadım...'
Bölüm 45: 'Ağabeyimin yüzüne nasıl bakacağım ben?'
Bölüm 46: 'Bu adam benim kız kardeşimin canını yaktı, canını!'
Bölüm 47: 'Adamlarını da al ve defol konağımdan!'
Bölüm 48: 'Bana kendimi korumayı sen öğrettin ağabey, unuttun mu?'
Bölüm 49'dan ALINTI
Bölüm 49 : 'Şu kapıdan içeriye olaysız girdiğiniz gün kurban keseceğim '
Bölüm 50'den ALINTI
Bölüm 50: 'Gitme Turnam'
Bölüm 51'den ALINTI
Bölüm 51: 'Önünüzden kim gelirse vurun!'
Bölüm 52'den ALINTI
Bölüm 52: 'İkisi evlensin, töre buna izin verir, öyle değil mi?
Bölüm 53'ten ALINTI
Bölüm 53: 'Getir kızlarımı bana, sağ sağlim getir onları'
AÇIKLAMA
Bölüm 54'ten ALINTI
Bölüm 54: 'Her şeyin düzeleceğine olan inancını kaybetme'
Bölüm 55: 'Vallahi romanlara konu olacak bir aşk sizinkisi'
Bölüm 56: 'Bütün bunlar bittiğinde yüzünü bile görmek istemiyorum'
Bölüm 57 Part 1: 'Sen anne deyince geçiyor'
Bölüm 57 Part 2 : 'Suçum neydi benim anne?'
Bölüm 58'den ALINTI
Bölüm 58: 'Elimden tut yoksa düşeceğim...'
Bölüm 59 : 'Kokun... Kokun beni benden alıyor kadın. Dayanılmaz kokun...'
Bölüm 60 : ' O bu dünyada şeytanın vücut bulmuş hali'
Bölüm 61'den ALINTI
Bölüm 61 : 'Ben yazılanı yaşıyorum, ilerde hak ettiklerimi yaşamak için'
Bölüm 62 : ' Senin bende bıraktığın izlerden bir tanesi sadece'
Bölüm 63 : 'Gazamız mübarek olsun Miroğlu'
Bölüm 64 : 'Bir yalanın cezasını çektirmiş, acısını tattırmış'
Bölüm 65 : 'Benim vicdanım çok uzun zamandır azaplarla dolu'
Bölüm 66'dan ALINTI
Bölüm 66 : 'Seni seviyorum'
Bölüm 67'den ALINTI
Bölüm 67 : 'Son bir kez bakayım, daha bakmaya doyamadığım yüze...'
Bölüm 68'den ALINTI
Bölüm 68 : 'Ba-ban... Baban artık bizimle değil'
Bölüm 69'dan ALINTI
Bölüm 69 : 'Ahsen Miroğlu'nun işini bitirin!'
Bölüm 70 : 'Bencillik biliyorum ama çok acıyor ağabey, çok...'
Bölüm 71'den ALINTI
Bölüm 71: 'Karının leşini bile bulamayacaksın çünkü!'
Bölüm 72 : 'Aşkın gözyaşları ıslatırken sevgilinin omzunu... '
DUYURU ve 73. Bölümden KESİT
Bölüm 73 : 'Buradayım ben, seninleyim.'
Bölüm 74'ten ALINTI
Bölüm 74 : 'Ahım vardı sende, almaya geldim'
Bölüm 75'ten ALINTI
Bölüm 75 : 'Lanet olsun içimdeki sen sevgisine'
Bölüm 76 : 'Günaydın her haliyle dünyanın en güzel kadını '
Bölüm 77 : 'Kızım düğün deyince aklına ne geliyorsa hepsini yapacak adam'
Bölüm 78 : 'Ne zaman yağmur yağsa hep hatırla, yanında ben olmasam da'
FİNAL'den ALINTI
FİNAL : 'Ben sensiz kaldığım her dakika üşüyorum ki zaten'
DUYURU!!!
ÖZEL BÖLÜM : 'Ah bir evet desen, ah bir desen...'
ÖZEL BÖLÜM : 'İyi ki doğdun Mihri!'
MÜJDE!!!
KARAKTER TABLOSU
DUYURU!!!
DUYURU!!!
ÖZEL BÖLÜM: 'Çok sonra buldum seni, bir daha asla bırakmam...'
YAZAR'dan

Bölüm 8: 'İkiniz Evleneceksiniz'

62.9K 2.9K 398
By asosyalimbenn






***


Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da karşılaşmaması gereken iki insandık...


***

Çiyeşan Konağında yapılacak toplantıya ilk gelen Ahsen'di. Heyecandan yerinde duramıyordu. Salonu bilmem kaçıncı kez turluyordu. Toplantı salonu boş olduğundandı bütün rahatlığı. Dün akşam yaşadıklarından sonra dayısıyla karşılaşmak istemiyordu genç kız. Nasıl böyle bir karara varırdı anlamıyordu? Başında onca dert varken dün akşam bir yenisini de Berdan Ağa eklemişti.

Emir'i düşündü Ahsen. Çocuk şaşkınlıktan öksürük krizine girmişti. Sıcak kahve canını yakmış olmalıydı. Yüz yüze nasıl bakacaklardı bu vakitten sonra hiçbir fikri yoktu?

Ahsen üniversitenin ilk yılındayken Emir'de oradaydı. Akraba olduklarından çokça vakit geçirmişlerdi birlikte. Ateş işlerinden vakit buldukça yanlarına geliyordu. Üç genç İstanbul'u geziyor, gönüllerince eğleniyorlardı.Ateş'in bir yandan da bu yüzden rahattı içi. Kardeşini emanet edebileceği, bir sıkıntısı olduğunda yardımına koşabilecek biri vardı. Emir'e güveni tamdı. Aklından başka türlü hiçbir şey geçirmemişti.

Saatini kontrol edip toplantının başlamasına az bir vakit kaldığını görünce yerine geçip oturdu. Zaten bütün dikkatler üzerindeydi, gereksiz yere daha fazla dikkat çekmek istemiyordu.

Ağalar yavaş yavaş gelmeye başladıklarında Ahsen hiçbiriyle göz teması kurmuyor daima başı dik karşıya bakıyordu. Baktığı yönün sahibi gelince maalesef bakışlarını başka yere çevirmek zorunda kalmıştı.

Yavuz Miroğlu, kızın bakışlarını kaçırmasıyla içinden tebessüm etti. Hem bu kadar korkak hem de bu kadar cesur bir kız nasıl var olabilirdi? Kendisine ateş edebilecek kadar cesur, iki saniye gözlerine bakamayacak kadar korkak... Kızı çözmek gerçekten zordu. Ama onun her gün bir farklı yönünü keşfetmek keyif veriyordu Yavuz'a.

Salona en son giren Aybar Ağa ile kapı kapanmış, ortam sessizliğe bürünmüştü. Aybar Ağa yerine yerleşip konuşuncaya kadar çıt çıkmamıştı.

''Toplantı bir an önce başlamalı. Bir an önce sonuç alınıp herkes dağılmalı. İtirazı olan?'' şaşırtıcı derecede Ahsen'den bile ses çıkmayınca Aybar Ağa oylamayı başlattı.

'' Herkes durumun ne olduğunu biliyor. O yüzden tekrar açıklamaya gerek yoktur. Yüksek sesle tek tek oylarınızı kullanabilirsiniz. Karhan'ın - özellikle Ahsen dememişti- toplantılara katılmasını isteyenler 'Evet', istemeyenler 'Hayır' oyu kullansınlar.'' Cümlesini bitirip sağ elini buyurun dercesine havaya kaldırdı. Söze ilk giren Fırat Demir oldu.

''Hayır.'' Biran önce toplantı bitsin istiyordu. Aybar Ağa'nın üstü kapalı tehdidi oyuna yön vermişti. Yoksa evet bile diyebilirdi. Her bir toplantı ilginç olabilirdi. Çok geçti artık. Hoş değiştirebilme şansı olsa bile değiştirmezdi o ayrı mevzuuydu. Çiyeşan ne derse oydu. Onun istediği olurdu bu dünyada. İtirazı olan varsa o vakit çekip gidebilirdi.

Sözü alan ikinci kişi Yakup Bulut oldu. Ondanda keskin bir 'Hayır.' oyu çıkınca Ahsen fazladan artı bir puan alamayacağını anlamıştı. Hepsi birer kuklaydı. Çiyeşan'ın rüzgârında nereye isterse savrulan birer kukla.

''Hayır.'' Resul Acar da rengini belli ettikten sonra zaman geçirmeden Suat Hazar söz aldı.

''Evet.'' Çiyeşan'dan yana bakmak istemiyor gibi bir hali vardı. Onun tehditlerine göz yummak aptallıktı. Dostunun ailesine de kazık atacak biri değildi Suat Ağa.

Aybar Çiyeşan olumlu bir oy çıkınca huzursuzlanmıştı. Hala kendine güveniyordu. O tarafın bütün oyları da 'evet' olsa bile yine kazanırdı ki hepsinin evet diyeceğine emindi. Fark etmezdi. Aybar Çiyeşan bugüne kadar hiç kaybetmemişti. Bugün de kaybetmeye niyeti yoktu.

Sıranın kendisine geldiğini hissedince Azer Akkan'da söz aldı. ''Evet.'' Hayır oyu kullanmayı aklından bile geçirmemişti. 'Evet' demek boynunun borcuydu. Kızından önce damadına olan borcu.

Berdan Ağa ne yönde oy kullanacağını bilmiyordu. Bütün gece düşünmüş, beş dakika bile uyuyamamıştı. Ahsen ve Emirhan'ın evliliğini ayarlayamamıştı. Kızgındı. Özelliklede Rahşan'a. Dün söyledikleri beyninde sürekli dönüp duruyordu. Kardeşi neredeyse kendisini vefasızlıkla suçlamıştı. Sırf söylediğini yapmadığı için 'Hayır' diyebilirdi. Ama nasıl bakardı yüzüne bir daha. Yaşayan tek kardeşiydi. Gözünden sakınırdı kardeşlerini Berdan Ağa.

Her ne yapmış olurlarsa olsunlar affederdi her zaman. Zişan'ı hala tam anlamıyla affetmiş sayılmazdı ama hala eskisi gibi seviyordu. Kızgındı. Şuan Rahşan'a olduğu gibi. Tuhaftı. İki kız kardeşine de kızgındı ama biri hayatta biri değildi.

Sıranın kendisine geldiğini biliyordu. Cevap vermeyi biraz daha geciktirirse Aybar Ağa'nın sinirleneceğini biliyordu.

Kararını vermişti. Ne kadar kızarsa kızsın kardeşine ihanet etmeyecekti. Kırgınlığını bitirmeyecekti ama yanlarında olacaktı.

''Evet.''

Dayısının verdiği oyla biraz olsun rahatlayan Ahsen, hala endişeliydi. Oy kullanmayan üç kişi kalmıştı. Kendisi, Çiyeşan ve Miroğlu. Bu denklemden de kendisine bir pay çıkmayacaktı bundan emindi. Ne olurdu 'Hayır' verenlerin biri 'Evet' deseydi? Bu yenilgiyi nasıl kabul edecekti şimdi?

Gözlerinin dolduğunu hissedebiliyordu. Ne kadar güçlü görünmeye çalışırsa çalışsın zor durumlarda boncuk boncuk olan gözleri onun en zayıf yönlerinden biriydi. Sinirle aldığı nefes sadece yanında oturanlar tarafından hissedilmemişti. Yavuz Miroğlu'da saatlerdir kızı izlediği için burnundan soluduğunu fark etmişti. Muhtemelen kazanamayacağını hissediyordu. Ama henüz oy kullanmayanlarda vardı. Erken sevinmek ve üzülmek saçmaydı.

Çiyeşan keyiflenmişti. Kızın kaybedişine tanık olduğu için mutluydu. Yaptıklarının cezasını çekmesini istiyordu ama bu zaten ona en büyük cezaydı.

''Oylar kullanıldığı ve sonuç belli olduğuna göre. Toplantıyı bitirebiliriz.'' Kendi oyu ve Karahan oyunun ne olduğu aşikârdı. Miroğlu da kan davalısına evet demeyeceğine göre zaman kaybına gerek yoktu.

''Aybar Ağa ben daha oyumu kullanmadım.'' Yavuz söze girdiğinde bütün başlar ona döndü. ''Nasıl toplantıyı bitirirsin?''

Aybar Ağa bastonundan destek alıp ağaya kalktı. Yavuzu duymamış gibi davrandı. Salondan çıkmak için hareketlenince ''Senin oyunu bilmeyen mi var Yavuz Ağa?'' deyiverdi.

''Neymiş benim oyum merak ettim. Hâlbuki toplantıdan önce kimseyle de paylaşmamıştım.'' Konuşurken gömleğinin kollarını düzeltmişti.

''Oyalama bizi Yavuz Ağa. Zaten yeterince oyalandık.'' İmasını odadaki herkes anlamış, bir kısmı Ahsen'i kontrol etmek için genç kızdan yana bakmıştı. Ahsen ifadesiz yüzüyle perdelerden birine odaklanmış, hiç ses çıkarmıyordu. Gözlerinden akmamak için direnen yaşlar son raddeye gelmiş gibi titriyordu.

''Evet.'' Yavuz'un oylamasıyla Aybar Ağa yaklaştığı kapıdan destek alıp arkasına döndü. Herkes şaşkınlıktan dilini yutacaktı neredeyse. Kimse hala idrak edememiş gibiydi.

Ahsen gözlerini sabitlediği perdeden çekerken iki damla aktı gözlerinden. Kimse görmeden sildi yanaklarındaki damlaları. Sabahtan beri bakmamak için direndiği adama sabitledi bu sefer gözlerini. Her şeyi bekliyordu ama Miroğlu'ndan böyle bir çıkış beklemiyordu. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Miroğlu'nun oyuyla beş 'Evet', dört 'hayır' olmuştu. Bu da Ahsen'in kazandığını gösteriyordu.

Aybar Ağadan bakışlarını çekip kendisine bakmakta olan Ahsen Karhan'a odaklandı Yavuz. Bütün bir oylama boyunca cesaret edip bakamamıştı fakat şimdi anlamsızca yüzüne bakıyordu genç kız. Durum o kadar anlamsızdı ki kendisi bile ne yaptığının farkına varamamıştı henüz. Toplantıya gelmeden önce belirlemişti oyunu. Çiyeşan'a karşı Karahan'ın yanında olacaktı. Tabii sadece oylamada. Başka türlüsüne izin vermezdi ki bu kız. Yavuz'u çiğ çiğ yer, yine de yanında durmasına asla izin vermezdi. Bu kadarını çözebilmişti.

Şoktan ilk sıyrılan yine Aybar Ağa olmuştu. Diğerleri henüz konuşma cesaretine sahip değildi. Ahsen bile. Hem konuşsa bile ne diyecekti ki. 'Kazandım Aybar Ağa hahayttt' mı, yoksa 'Teşekkür ederim Miroğlu sen olmasan napardım' falan mı?

Hayır, bunların hiçbirini söyleyemezdi. Bir kere bir şeyler söyleyebilmesi için tutulmuş dilini çözmesi gerekiyordu.

''Ne dedin sen?''

Allah'a şükür biri bir şey söyleyebilmişti. Yoksa saatlerce herkes bakışıp duracaktı. ''Duyduğunu sanıyorum. Ama eğer duymadıysan tekrarlayayım. Evet, Ahsen Karahan'ın toplantılara katılmasını istiyorum.''

''Miroğlu! Senin ne dediğini kulağın duyuyor mu? Kan davalın o senin!'' Bastonundan destek alarak Miroğlu'na yaklaştı ve devam etti. ''Yavuz Ağa ikidir onun tarafını tutuyorsun. Ne demek bu? Baban sana hiç mi bir şey öğretmedi?''

''Babamı karıştırma Aybar Ağa. Ben ne dediğimin de ne yaptığımın da farkındayım.''

''Kabul etmiyorum. Senin oyunu geçerli saymıyorum.'' Aybar Ağa'nın yine bir şeyleri bahane etmesiyle Ahsen oturduğu yerden fırladı.

''Ne demek kabul etmiyorum? Aybar Ağa sözünde durmuyorsun. Beş 'evet', dört 'hayır' oyu çıktı. Bu da demek oluyor ki toplantılara katılacağım. Daha ne üstelersin?''

Hırsla bir Ahsen'e bir Yavuz'a baktı. ''Asla buna izin vermem. Anladınız mı, asla!''

''Sen istesen de istemesen de katılacağım toplantılara.'' Ahsen'in sözünü bitirmesiyle Yavuz konuşmaya başladı.

''Kabul etmek zorundasın Aybar Ağa. Kaybettin.'' Aybar Ağa'nın damarına basmak bu aralar mutluluk kaynağı gibi bir şeydi Yavuz için. Bunu yapmaktan da geri durmuyordu tabii.

''Siz ikiniz birlik olup bana meydan mı okuyorsunuz? Siz kan davalı iki ailenin çocuklarısınız. Babalarınız birbirini öldürdü.'' Derin bir nefes aldı. Zira biraz önce yalan söylemişti. Belli etmemesi gerekiyordu. ''Bak ben unutmuştum onu. Sizin hala kapanmamış bir davanız var. Nasıl çözsek acaba?'' Aklına gelini yapmakta kararlıydı. Her ne kadar birlikte hareket ediyor gibi görünseler de ikisinin de birbirinden hazzettiğini sanmıyordu. İkisi birlik olup kendine karşı geliyorsa başlarına başka başka çoraplar örüp işlerinden uzak tutmak en iyisiydi.

Çiyeşan'ın şimdi başka ne çıkaracağını herkes merak ediyordu. Ahsen toplantıya katılmasın diye elinden ne gelirse yapacaktı belliydi.

''Hah buldum. Kan kanla çözülür öyle değil mi? Davanızı kapatmanın bir yolu var. İkiniz evleneceksiniz.''

Son cümle ortama bomba gibi düşerken şaşkınlık çıtası Everest'i aşmıştı. Kimse olayın gidişatını tam olarak çözemiyor, sonuç ne olacak kestiremiyordu. Aybar Ağa sinirinden kime ne yapacağını şaşırmıştı. Aklına gelen bu saçma çözümün kendisini kurtarmasını diliyordu. Kızın toplantıya katılması için bu evlilik şartını koşacaktı. İki tarafında asla kabul etmeyeceğini bildiğinden içi rahattı.

Yavuz duyduklarını pek ciddiye almamıştı. Aybar Ağa her türlü bahane uydurabilecek bir kişiliğe sahipti. Karşısındaki kızı hafife aldığı açıktı. Ama Ahsen hafife alınacak bir kız değildi. Aybar Ağa ilerde bunu misliyle tecrübe edecekti haberi yoktu.

''Ne diyorsun sen?'' Ahsen Yavuz'dan bir tepki bekledi ama beklediği tepki gelmeyince araya girme ihtiyacı hissetti.

''Duydun ne dediğimi. Oylama işini sen ortaya atmıştın. Şimdi ben de evlilik işini ortaya atıyorum. Kabul edersen toplantılara katılırsın, kocan izin verirse tabii, kabul etmezsen de kapının yerini biliyorsun.''

''Aklını kaçırmışsın sen. Hala kabullenemiyorsun değil mi? Kazanmamı yediremiyorsun. Ama bu iş burada bitmedi Aybar Ağa. Çok büyük bir düşman edindin kendine. Bunu da böyle bil.''

Kapıyı çekip çıkarken hırsından her yeri yakıp yıkmaktı niyeti. Ne demekti bütün bunlar? Bir Karahan, bir Miroğlu ile nasıl evlenirdi? Hele de Ahsen, babasının katilinin oğlunu nasıl kocası olarak görürdü? Hepsi saçmalıktı. Herkes çıldırmıştı. Akıllı kimse yoktu şu diyarda. Ama bitmemişti. Ahsen noktayı koymadan bitmeyecekti.

Continue Reading

You'll Also Like

805K 45.3K 37
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
384K 12K 14
Şimdi bir çığlık olsanda sussam seni .Bir ağaçtan yabani içime saldığın kökleri, ellerimle kestiğimi görsende utansan. İlerde birgün , çok acımasız b...
507K 23.1K 35
Suskun şehir Amed. Yıkık kentin masalı. Acıların feryat olup yürek yaktığı şehir. Güneşin kızıllığa kanla büründüğü. Acının çiçek olup büyüdüğü. Ye...
928 72 6
Karanlık, yalnızım diyen bakıştan sızar; her şeyi siyaha boyar. Kapılarını kapatarak kurtulamazsın, hayatını yıkar. Bende kapılarımı kapatmadım ama k...