3.15 (GxBxG)

By mymancame

10.2K 285 29

Bir katilin totemi +18 More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
65
66
67
68
69
70
71
72

64

99 2 0
By mymancame




"Hop!" gözümün önünde şıklatılan parmak sayesinde kendime gelmiştim "Nasıl olmuşum?" Deniz kendine has cilvesiyle karşımda dururken elimi masaya koyup o tarafa doğru yaslandım "Güzel."

"Güzel?" yüzünü buruşturup masadaki içeceklerden birini alarak kenardaki buz tabağından içeceğine bir kaç küp buz attı "Egemen, dibiniz düştü dimi?"

Bizimle ilgilenmiyormuş gibi gözüküyordu ama şu anda o kadar tatlıydı ki...

"Niye doğruyu söylemiyorsun? Ağzından salya akacaktı neredeyse." omuz silkerek öne doğru adım attım. Herkes bahçeye indiği için üst kat boşalmıştı. Elindeki boş bardağıyla önüme Deniz geçtiği için durdum "Ben sana gidebilirsin demedim."

'Sen akşam yürek yemişsin!' bakışlarım onu delerken eliyle beni geri itti. Arkadan belime sarılan Egemen'in elleriyle çıplak sırtımda soğuk duvarı hissettim.

Deniz içindeki buzları hâlâ erimemiş olan bardağı Egemen'in eline koyduğu için gözlerim bir anlığına bardağa daha sonrada Egemen'in bardağın içinden aldığı buza kaydı.

"Sana ceza!" elinden su damlaları ayağımın ucuna damlarken bu sefer yere baktım. Ben ne zamandan beri iplerimi onların eline vermiştim? Deniz yanımıza gelmiş parmağının ucuyla çenemden narince tutarak kafamı kaldırdı.

Neredeyse siyah gözlerini gözlerimden çekmezken köprücük kemiğimde hissettiğim soğuklukla anında Egemen'e baktım. Elindeki buzu boydan boya gerdanımdan elbisenin açık bıraktığı yere yani karnıma kadar sürttüğünde vücudumu hafif bir titreme aldı.

Doğrulmak için hareketlendiğimde Deniz'de üstüme yürüdüğü için ikisinin arasına sıkışmıştım. Buz benim sıcaklığımla tenime sürttükçe eriyor karnıma kadar akan damlalar elbiseyi aşarak kasıklarıma kadar ilerliyordu.

Deniz'e bakmayı Egemen'in ateş gibi yanan dudaklarını karın boşluğumda hissetmemle kestim. Dudaklarını değdiriyor sürtüyor ardından küçük öpücükler bırakıyordu.

Biraz kenara kaydığı anda onun boşluğunu Deniz doldurdu. Burnundan verdiği nefesler boynumu sıyırıp geçiyor bu da beni heyecanlandırıyordu. Köprücük kemiğimde gezdirdikleri buzdan dolayı oramı hissetmiyordum ama inanın ki umurumda bile değildi.

Damlayan suları es geçerek boynumdan karnıma kadar akan küçük suların çizdiği yola dalmış bakıyordum. Egemen'in ıslak olan vücudumda dilini hissettiğimde Deniz'in belini kavrayarak bedenlerimizi birleştirdim.

Her iki taraftan da kapana kıstırılmış gibiydim. Ne kadar belli etmesem de nefesim kesiliyor, olduğum yere sığamıyordum.

Akan su damlalarını boylu boyuna diliyle takip ederek boynuma geldiğinde kafamı geri yaslayarak ona yardımcı oldum. Çeneme kadar izlediği yolda bir sonraki rotası direkt dudaklarım olmuştu. Sert öpüşüne anında karşılık vermeye başladım. Kendimi tutacak ne isteğim ne de iradem vardı.

Elim ensesini sıkı sıkı kavramıştı, hazır hissediyordum tam doğrularak artık eski formuma geri döneceğim sırada bütün duvarlarımı yıkarak afallamama sebep olan hamle Deniz'in elbisemin yırtmacından geçirdiği elini kasıklarım değdirmesi oldu.

Elinde tuttuğu buzdan bahsedemiyorum bile...

Egemen'in dudaklarına doğru inlediğimde omuzlarından tutarak kendimi hafifçe havaya kaldırıp Egemen'e yaslandım.

Deniz çok geçmeden ilk önce ıslanmış göğüs arama doğru nefesini üfledi. İçim titriyor hatta büyük br açlıkla yanıyordum. Dokunuşlarının hazzını iliklerime kadar hissediyor bu da bendeki olmayan sabrın dibini sıyırıyordu.

Savaşta kapana kıstırılmış asker bu kadar hareketsiz durmazdı bendeki bu uysallığın sebebini bulur bulmaz her şeyi çözecektim.

Küçük öpücükleriyle beraber yukarı doğru çıkmaya başladı. Bir yandan eli de rahat durmuyor parmakları arasındaki orta büyüklükteki buzu kızlığıma doğru götürüyordu.

"Sen kaşındın!" öpüşüne devam ederken benim bulunduğum hali umursamadan konuşması üzerine Egemen'den dudaklarımı ayırdım. Ensesine yerleştirdiğim elimle yön verdiğim için saniyeler içinde boynuma yumulmuştu bile.

"Rujunu bozmak bana düştü o zaman!" Egemen'in kolları arasından çıktığımda tek kolumu Deniz'in beline sararak araladığım dudaklarımın arasına hafifçe kırmızı tonlarına boyadığı dudaklarını aldım.

Dudakları sanki eriyip gidiyordu her bir harekette daha fazlasını istiyor arada dişlerimin arasına sıkıştırıp eziyordum. Hemen önümde kapısı açık odaya doğru yöneldiğimde Egemen'in kravatından tutup arkamızdan çekiştirdim. Dengesiz adımları bizimle odayı bulmuştu. Yüzündeki pis sırıtışı, onu tanımasam başka yerlere çekebilirdim ama şu an en az o da bizim kadar iştahlıydı.

Küçük oda neredeyse karanlıktı ilerliyordum ama önümü gördüğüm pek söylenemezdi. Kolumun büyük bir masaya çarpmasıyla saniyeliğine durdum.

"Ortalığı yıkmayın-" Egemen'in uyarısını yarıda kesen benim masanın üstündekileri kolumla yere atarak Deniz'i oturtmamdı.

Geri çekildiğimde az çok karanlığa alışmış olan gözüm Deniz'e ilişti. Egemen'le benim aramda gidip gelen harelerine yardımcı olan Egemen'di bu sefer.

Önüme gelen saçı elimin tersiyle geri itip onların koyulaşan arzularını izlemeye koyuldum. Şu an farkına vardığım altımdaki soğukluk ile içime işleyen buz yüzünden vücudum karıncalanmaya çoktan başlamıştı.

Elimi ince iç çamaşırıma atıp neredeyse yarısı erimiş olan buzu yere attım.

"Siz ikiniz..." dudağımın kenarında hissettiğim ruju baş parmağımla sildim "Bana en güzelinden bir tane kırmızı iç çamaşırı alacaksınız!"

Birbirlerinden ayrıldıklarında Egemen arkasını dönerek Deniz'in açtığı bacaklarının arasına girdi. Kollarını ise bacaklarının arasına girdiği hatunumuzun baldırlarına attığında hınzır bir gülümsemeyle kafasını yana eğdi.

"Sence gerek var mı? Böyle gayet iyi."

Deniz memnuniyet dolu gülümsemesiyle onun kafasını kendine çevirip dudağını temizlemeye başladı "Afiyet olsun! Nasıldı tadı güzel miydi?"

Yan taraftaki aynadan elbisemi düzeltirken dilimi dudağımda gezdirdim "Neliydi Egemen çilekli mi?"

"I-ı kirazlıydı."

"İnan farketmez. Ben dudaklarının tadına baktım. Yeter." işimi hallettiğimde Egemen'in karşısına geçerek ilk önce yakasını daha sonra kravatını düzelttim.

"Şimdi vereceğimiz ödülü Milli takımımızın bu sezonki en iyi smaçörüne takdim etmek için sahneye davet ediyoruz." hoparlörden diğer duyurular gibi bunada kulak kesildik.

Neredeyse yarım saattir verilen diğer dallardaki ödüller bitmiş olacak ki sıra benim branşıma gelmişti. Elimi Deniz'e uzatıp tutmasını bekledim. Nazikçe elimi kavrayıp masadan indi.

"Buse Polat."

İkimizin arkasına geçen Egemen'le olduğumuz katın balkonuna ilerleyerek oradan sahneyi izlemeye başladık. Alkışlar eşliğinde sahneye çıkan Buse kadrajıma girdi.

"Ödülünü şuna verdin ya gözüm ağlıyor." gülümseyerek yüzümü buruşturdum "En iyisi her zaman benim. Mutlu günlerini yaşaması için fırsat veriyorum."

Buse'nin yüzündeki zafer dolu gülümsemeye iç çektim "Elindeki ödülün benim olduğunu duysa sinir krizi geçirirdi." onu bu şekilde hayal etmemiz ufak kıkırtılara sebep olurken Deniz merakla yüzüme baktı "Yönetimi ikna etmen uzun sürmüş olmalı."

"İnan bana, senin beni ikna etmenden uzun sürmedi."

"Ulan kabul ettin sonunda!" çok kibardı benim avukat hanımım.

"Hanımlar poz verin." Egemen kollarını omuzlarımıza atıp sahte bir gülüşle çaktırmadan aşağıyı gösterdiğinde kameraların bizi çektiğini farkettim.

Egemen'in hemen omzumda olan eline parmaklarımı geçirdiğimde samimi bir gülüş sundum aşağıdakilere. Kolum Deniz'in koluna sürtmüştü, hafifçe ona dönerek baktım o da farketmiş olacak ki gamzesini görebileceğim şekilde gülümsedi ondan gözlerimi ayırmadan elini elime kenetledim.

Parmaklarımın arasında duran parmaklarını sıkılaştırmıştı. Aşağıdakiler görmüyordu ki böylesi daha iyiydi. Açıklama yapmam sıkıntı değildi özel hayatım konusunda kesin bir tavrım vardı. Açıklama yapmamakta bunlardan biriydi elbette.

Fakat Deniz'in üstüne ilgi çekilirse bu hepimiz için sıkıntı çıkarırdı. Sevdiğim insanlarla tehdit edilmeyi pek hoş bulmazdım. Malum içimdeki kişilik ortaya çıkınca bir hayli kişi için pek güzel bir taplo çıkmıyordu ortaya.

Herkesin dikkati başka bir yere kaydığından dolayı bizde birbirimizden ayrıldık. Deniz burnunu buruşturunca tek kaşım havalandı.

"Kokuyu alıyor musunuz? Sanki şey kokuyor..." alt dudağımı ağzımın içine yuvarladım özlediğim bu kokunun beni baştan çıkarmasına izin vermemeliydim.

"Kan." net sesimle her şey anlam kazanırken Deniz'le sonrada Egemen'le gözlerimiz kesişti.

Bir kaç saniye içinde hepimiz yere damlayan kırmızı sıvıya bakakalmışken Deniz'in önüne geçerek onu arkama çektim Egemen'de bizi biraz daha geri doğru çekmişti.

Saniyeler içinde önümüzden yere çakılan bedenle çığlıklar yükselmiş üçümüzün balkondan aşağı bakmasına sebep olmuştu. Yukarıda her kim varsa onu görmek için kafamı kaldırdım.

Sadece silüetini gördüğüm kişiyi çıkarmam mümkün dahi değildi. Tekrar aşağı baktım. Yerde kanlar içinde yatan kadının kim olduğunu bilmiyorum ama bilekleri neredeyse kopacak şekilde kesilmişti.

Cesetin yanındaki Buse'yle göz göze geldim. Benim yaptığımı düşünmüyordu büyük ihtimalle gözündeki şüphem biraz daha azalmıştı bu durumda.

Geri çekilerek hâlâ yukarıdan akmaya devam eden kanın altına elimi götürüp damlamasına izin verdim. Kan bulaşan parmağımı dudaklarım arasına götürüp emdiğimde gülümsemem genişledi.

"Bu şehir benim cesetlerimle dolmalı. Rakip kabul edemem."

***

arkaslarr lutfenn yorum yapar misiniz?? neler dusundugununuzu merak ediom.

baya bi bolum oldu karakter dusuncesi falan olan var midur?

Continue Reading

You'll Also Like

51.6K 3.6K 18
"Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yaz...
44.9K 5.5K 12
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi. Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi. Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi? İçimden cevapladı...
2.9M 102K 64
"Hiç boşuna çabalama sen benimsin!" diye tıslayınca utanmasam oturup ağlayacaktım. Neden bu bana aşık oldu ve başıma bela oldu. "İstemiyorum anlamıy...
736K 39.4K 52
En candan gördüğün insanlar en çok canını yakanlardır...🥀🍂 -Mübrem ●●●Ferman Miroğlu ve Jiyan Miroğlu'nun hikayesine hoş geldiniz:)●●● Çoğu sahne...