3.15 (GxBxG)

By mymancame

7.5K 239 18

Bir katilin totemi +18 More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71

18

92 3 0
By mymancame

Karanlığın arasında havalanan fotoğraf makinasını tuttum ona baktım ama göremedim yinede orada olduğunu varsayarak konuştum.

Önümü görmememe rağmen işaret parmağımı salladım "Sinirimi bozuyorsun ama bugün umurumda değilsin." yalpalayarak arkamı döndüm.

Yerdeki içki şişeme eğilerek onu alıp kafama diktim oradan uzaklaşırken elimi havaya kaldırıp parmaklarımı salladım "Görüşürüz babalık."

Arkamdan gülümsediğini hissettim ve bu his sadece göz devirmeme sebep oldu.

Sena'nın ard arda aramalarını duymazlıktan geldim yarım saat sonra tekrar aradığında açtım "Serce! Telefonlarımı neden açmıyorsun?"

Evin önüne geldiğim için bahçe kapısına yaslandım "Sen açtın mı?" konuşmaya hazırlanıyordu ama bu sorduğum soruyla söyleyeceklerini boğazına dizdim.

"O ne demek şimdi?" sakince konuştum "Ne anladıysan..." arkadan Ozan'ın sesini duydum "Sordun mu gelecek miymiş?" Sena'nın bıkkın sesini geldi ardından "Hayır sormadım bekle."

Sorulacak soruyu duyduğum halde tekrar sorması için bekledim "Ozan soruyorda hastaneye Dicle'nin yanına geleceksin değil mi?" sesi beklentili geldi.

"Gelmeyeceğim." dedim direkt net bir dille "Tamam..." kabullenişi hoşuma gitsede uzatmadan telefonu kapattım.

Eve geçip bir kaç saat kestirdim sabah güneş doğmadan hastaneye gitmek için yola koyuldum şu an Dicle'nin refakatçisi olarak sadece ailesinden biri olmalıydı.

Tanıdık kimsenin olmadığını bildiğim için onlar gelmeden gitmek istiyorum, hastaneye girip odasını buldum.

Yoğun bakım kapısının önüne geldiğimde arkamda uyuklayan bir kadın gördüm önemsemeden görevli doktorun yanına gidip girmek için izin aldım.

Kısa süreliğine girebileceğimi söylediğinde onaylayıp yoğun bakım kapısından geçerek yatağının yanına geçtim.

Şu an nefes alamadığı için makineye bağlıydı onu böyle görmeye alışık değilim normalde hep hareketlidir ve yerinde hiç durmaz.

Onun antremandaki yaptığı hareketler aklıma geldiğinde dudağımın kenarı hafifçe kıvrıldı "Sana parkta hayatının en büyük hatasını yaparsın dedim ya siktir et kafanı dinlersin."

"Umarım yolculuğunu acı çekmeden tamamlarsın. Spor hayatım boyunca üç yılımı güzelleştirdiğin için sağol." dudaklarımı birbirine bastırdım.

Kısa bir süre hareketsiz olan eline takıldı gözlerim parmaklarımın tersiyle eline dokundum buz gibiydi.

İşimin bittiğini hissettiğimde odadan çıktım oradan gideceğim sırada telefon bildirimi duydum.

Adımlarımı yavaşlatıp orada uyuklayan kadının olduğu yere baktım. Buradan gözüktüğü üzere kadının kendi telefonu cebindeydi yanındaki çantada Dicle'nin telefonu olmalıydı.

Hastaneden istediğimi almış bir şekilde çıktım güneş yavaş yavaş etrafı aydınlatmaya başladı.

Karşıdan gelen Ozan'ları gördüğümde beni görmemeleri için arabaların park edildiği alana geçtim.

Arabanın arkasından kısaca onlara baktım hastaneye girmek üzerelerdi buradan gitmek için arkamı döndüğümde Sena ile burun burunaydım.

Kalbime giren sancıyla yüzümü buruşturdum "Burada ne arıyorsun Serce?" geri çekilemeden konuştuğu için yüzüme çarpan nefesi odaklanmamı çok zorlaştırıyordu.

Elimle onu itip yürümeye başladım arkamdan geldiğini adım seslerinden duyabiliyorum "Birşey sordum!" yürümeye devam ederken konuştum "Dicle'yi görmeye geldim."

Ukala bir ses tonuyla hafifçe bağırdı "Gelmeyecektin sanki öyle hatırlıyorum." adımlarımı bir anda durdurup ona doğru döndüm "Biz seninle bayadır görüşemiyoruz." konuşurken kaşlarımda havalandı.

"Özledin herhalde beni?" aslında bunu şakasına, ortamı yumuşatmak için söyledi ama ben pek o yönde anlamadım "Özledim." dedim itiraf eder gibi.

"Nereye gidiyorsun?" konuyu değiştirmesine gülümsedim "Hap çetemin yanına." kafasını salladı sonra arkasını dönüp yürümeye başladı aynı zamanda bağırdı "Telefonumu açmazsan bozuşuruz."

Daha fazla beklemeden oradan çıktım tezgahın olduğu yere geldim ama burada kimse yoktu dünkü olaydan sonra yer değiştirmiş olmalılardı.

Hava soğuk olduğu için elimi cebime attım bir kağıt parçası hissettim alıp baktığımda numara yazıyordu.

Dün gece Ezgi'yle saklandığımızda numarasını cebime atmış olmalıydı kağıtta yazan numarayı aradığımda ilk çalışta açtı "Erkencisin." dediğimde güldü.

"Uyuyamadım. Numaramı bulmuşsun." onayladım bir an önce konuya gelmek istiyordum "Paketim bitti ve burada kimse yok."

Bir kaç gürültüden sonra sesi uzaktan geldi sanırım hoparlerden konuşuyordu "Taşıdık orayı oranın ters tarafında hafif ormanlık bir alan var oranın girişi."

Gelen seslere bakılırsa evdeydi sanırım "Neredesin?" sorumla gayet normal bir sesle konuştu "Evdeyim. Neden ki?" sorduğum sorunun saçmalığıyla yüzümü buruşturdum "Öylesine."

Telefonu kapattığımda tarif ettiği yere geçtim diğer günlere göre bir kaç kişi daha kalabalıklardı oldukları yere ilerlediğimde hepsinin bakışları üzerimde gezindi.

"Ooo yeni üyemiz gelmiş." Ezgi'nin bu kadar çabuk haber vermesi işime geldiği için keyfim yerine geldi "Satacağım paketleri alayım."

Uzattığı poşeti aldığımda kısaca içine baktım otuza yakın paket vardı aldığım gibi oradan uzaklaştım.

"Efendim Ozan?" sevinçle bağırmasıyla telefonu kulağımdan uzaklaştırdım "Dicle'yi normal odaya aldılar!" o an sadece buruk bir gülümseme belirdi dudaklarımda.

"Sevindim." sonra bir an morelsince konuştu "Hala makineye bağlı ama olsun iyileşiyor." yürümeye devam ederken bu kurduğu cümleyle durdum "Ozan..." dedim ümitsiz çıkan sesimle.

"Efendim?" bu karşılığı ümidini kırmamam gerektiğini söylüyordu uzatmadan toparladım "Yok birşey iyi bak ona."

Sesi bile gülüyordu "Tabi ki bakacağım." telefonu kapatıp cebime attım.

*

Aradan geçen bir hafta sonrası okulu yeniden açmışlardı Ozan'la tezgahın oraya gidip mal alıyorduk o aldığı malları satmayıp cebinden ödüyordu.

Benim pek umurumda değil sattığımı bilen kişiler gelip alıyordu onların vereceği bir karar bu yüzden ilgilenmiyordum.

Dicle'den gelen haberle herkes hastaneye toplandı başta Ozan olmak üzere, ben halletmem gereken işleri bitirdiğim için yeni gidiyordum yanlarına.

Dicle'nin kaldığı koridora geldiğimde herkeste bir matem havası vardı Dicle'yi yoğun bakıma görmeye geldiğimde gördüğüm kadın ağlıyordu.

Herkesin meraklı gözleri kadının üzerindeydi ama o konuşacak durumda görünmüyordu açıkçası.

Bütün olan biteni onlardan bir adım geride kollarım önümde bağlı bir şekilde izliyordum Sena'ya baktım kendini tutar bir hali vardı.

Bu sefer ki ölümün onu daha kötü bir hale getirebileceğinden dolayı içimde bir sıkıntı var.

Odaya girdiklerinde Dicle'nin bir tarafına Ozan diğer tarafına ise Sena geçti herkes içeri girdiğinde ellerim cebimde arkalarından girdim.

"Sorun ne? Dicle'nin nesi var o iyileşiyor öyle demiştiniz!" Ozan'ın yakarışıyla kadın daha çok ağlamaya başladı.

"Biraz sakin olun lütfen. Ben olabilecek durumlardan bahsettim ama sanırım sizin haberiniz yok." doktorun bunu söylemesiyle Ozan'ın tüm ümidinin bittiğini hissettim.

Gözlerindeki akmayı bekleyen yaşlar serbest kaldı Dicle'nin elini kavrayıp sıkıca tuttu.

Kısaca ona baktıktan sonra yine doktora baktı "Korkuyorum..." dedi içine kaçan sesiyle Egemen onun yanına gidip yardımcı olmaya çalıştı.

"Dicle için bir haftadır bekliyoruz ama o artık makinasız bir hayat yaşayamaz beyni tüm fonksiyonlarını kaybetmiş durumda." Ozan gözlerini sımsıkı kapattığında alt dudağını dişledi.

Sanki artık hiçbir şey duymak istemiyor gibi bir hali vardı üstelik sanırım Dicle onun en değerlisiydi.

"Sadede gel doktor!" Egemen'in sinirle çıkışmasıyla doktor onaylayıp son noktayı koydu.

"Maalesef hastanın beyin ölümü gerçekleşti."

***

bu ölüm hakkinda neler soyleyeceksiniz genclik?

vote ve yorum yapin lutfen sohbet etmek ve fikirlerinizi okumayi cok istiyorum.

umarim okunmalar artar ve boylelikle burada güzel bir cete kurabiliriz of o kadar cok istiyorum ki :)

Continue Reading

You'll Also Like

24.2K 1.1K 38
Natasha Romanoff: *fotoğraf* Natasha Romanoff: Altında babacık diye inlemek istiyorum Rogers. Steve Rogers: Natasha! Steve Rogers: Bana neden yarı çı...
3.7K 108 23
yunus emre aleynayla yakınlaştıktan sonra olaylar gelişir
84.9K 1.1K 8
-Bir kraliçe asla bir köleye aşık olamaz -Ne demezsin +18 bölümler içerir
25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...