Bir tek seni sevdim

By havinagart

397K 17.4K 1.9K

"Aa! Bir yıldız kaydı!" dedi Hatice gök yüzüne bakarken. Ömer Ali yavaşça başını güzel kıza çevirdi. Onun gü... More

1. Kara Bela
2. "Karar"
3. "Can Borcu"
4. "Safkan malikanesi"
5. "Şeref sözü"
6. "Safkan ailesi"
7. "Kıskanç Koca"
8. "Başlangıç"
10. "Tuzlu kahve"
11. "Düğün"
12. "Gerdek gecesi!"
13. "İki şart!"
14. "Evli bir kadın!"
15. "Gözel ruhun aynasıdır!"
16. "İzmir"
17. bölüm
18. bölüm "Nergis"
19. bölüm
20. bölüm
21. bölüm
22.bölüm
23. bölüm
24. bölüm "Çocuklar gibi"
25. bölüm
26. bölüm (16+ 🚫)
27. bölüm
28. "Tatlı Büyüler"
29. "Neşe ve Öfke"
30. bölüm "Tatlı kaçış"
31. "Kalp hisseder"
32. "Senden sonra..."
33. "Hayat mucizelere gebedir"
34. "İmtihan"
35. "Senin adın..."
36. "Eski dostlar candır"
37. "Mucize"
38. "Hayat keşkelerle yaşanmamalı"
Bölüm değildir! Uyarı!
39. "Geçmiş"
40. "Gündoğumu"
41. "Bir tek seni sevdim"
42. "Beni hep böyle sev"

9. "İsteme"

9.3K 390 13
By havinagart

“Ne sözüymüş o?” 

“Eğer benimle evlenirse bana asla dokunmayacak!” diye hemen cevap verdi genç kız “Bana ben sübyancı değilim çocuk yaştaki kıza bakmam dedi…” 

Bedriye hanım gülmeden edemedi “Ay ilahi kızım! Aşk olsun! Adam böyle mi dedi?” diye kızın omzuna hafifçe vurdu “Adamın yaşı kaçki sana çocuk desin?”

Hatice bir an düşündü.

“Bilmem kaç yaşında acaba? Hiç sormadım ki..” gerçektende yaşını hiç sormamıştı. Hasan denen o adamın dediğine göre o da yaşça ondan büyüktü ama… o kadar da büyük göstermiyordu. 

“Hadi sen burada boş boş durma. Git ne konuşuyorlar dinle katıl bence. Sonuçta söz konusu olan senin hayatın!” dedi Bedriye hanım. Hatice başını sallayarak mutfaktan doğru oturma salonuna gitti. Babası üçlü koltuklardan birinde oturuyordu. Karşısında duran tekli koltukların her birinde de Ömer Ali ve Davut oturuyordu. 

Yavaşça salona girdiğinde babasının “Ben de daha ne yapacağıma karar vermiş değilim ancak bu söylediğin… Olur mu ki bilmem evlat!” dediğini duydu. Hatice merakla Ömer Ali’ye baktı. Bir şey mi demişti babasına? Çünkü babası baya düşünceli görünüyordu. Otururken bastonunu önünde dayamış iki elini bastonun kurt başlığının üstünde birleştirmiş altlarında ki iran halının desenlerine bakarak kara kara düşünüyordu. 

Genç kız elindeki meyve dolu tabağı ortada ki boş masanın üzerine bıraktığı vakit Davut “Bana bu konuda söz hakkı düşmez ama Ömer Ali haklı bence Muzaffer ağa!” dedi, Hatice şaşırmıştı. Ömer Ali ne demişti acaba? 

“Eğer kızınla evlenmezse ne o Selim ağa denen zibidi durur ne de başkaları. Ondan kurtulsanız bile kafayı kızına takmış başka bir aşiret ağası her an çıkabilir!” Davut her zaman rahat bir adam olmuştu. Konuşurken baya rahattı. Kendi görüşlerini söylemekten çekinmezdi genç adam. Uzanıp meyve tabağından bir üzüm salkımı alarak arkasına yaslanmış yemeye başlamıştı. 

Hatice hayretle Ömer Ali’ye baktı. Babasına onunla evlenmek istediğini mi söylemişti? Ama bu onun fikriydi! Demek adam bunu sanki onun  fikriymiş gibi babasına söylemişti. Bu durumu babasına açıklamaktan korktuğunu düşünmüş olmalıydı. 

Bu adam fazla mı düşünceliydi? 

Ömer Ali üzerinde gezinen mavi bakışlara aldırmadan Muzaffer ağaya bakarak “Bakın Muzaffer ağa,” dedi ciddi bir ses tonuyla “Eğer başka bir yol olsaydı emin olun teklif ederdim. Bu gün o herif hakkında araştırma yaptırdım. Adamın pislikleri çok ancak çoğunu başka isimlerin üzerinden yapmış. Onu içeriye tıktırabilmem için biraz zamana ihtiyacım var. Sana can borcum var. Kızına kimsenin dokunmasına ölsem izin vermem. O aşiret ağalarından çekinmem bilesin. Ama olası bir düşmanlığın nasıl bir sonuç vereceğini sen benden daha iyi bilirsin.” 

Muzaffer ağa ağır ağır başını salladı “Bilerim oğul bilerim..” dedi yaşlılık nedeniyle çatallı çıkan sesiyle “Onların ne kadar zalim olduklarına kaç defa şahit oldum. Ancak..” bir ara duraksadı. Hüzünlü gözleri kendisine ilgiyle bakmakta olan kızını buldu “Ne senden böyle bir şey isteyebilirim ne de kızımın sevdalanmadığı bir adamla evlenmesine gönlüm razı gelir.”

Hatice babasına yaklaştı. Yanında oturarak koluna sarıldı. Ah onun güzel kalpli babası. Bu durumda bile onu düşünüyordu. 

“Bu durumda bana söz düşmez o zaman Muzaffer ağa,” dedi Ömer Ali elindeki kahveden yudumlarken “Kızını her halükarda elimden geldikçe korurum. İstersen bir süre benim himayemde ailemle beraber yaşayabilir. Rizede onu daha iyi korurum.” 

“Olur mu oğul!” Muzaffer ağa karşı çıkmıştı. Kızını bekar bir adamla gönderirse buralarda adı çıkardı. Orada ailesiyle beraber yaşasa da buradaki fitne fesat insanlara inandıramazdı. Kızının namusuna laf ettirmezdi “Başka bir çare bulmalıyız.” 

Davut sessizce oturuyordu o sırada “Yurt dışına okula gönderebilirsiniz. Ben de yardım ederim. 7/24 korumalı da gezer isterseniz!” diye o da teklifte bulundu “Güvendiğim adamlarım çok.” 

Muzaffer ağa bunada razı gelmemişti. Gül goncasını o uzak diyarlara tek başına gönderemezdi. 

“Babam..” dedi birden Hatice sonunda. Üç adamda ona bakınca “Ben… Ömer Ali beyle evlenmeye razıyım!” diye çekingenlikle kendi görüşünü sonunda söyledi. 

Muzaffer bey hayretle kızına baktı. Kızının gönlünde birinin olduğunu bilirdi elbette. O genci o da tanırdı. İyi huylu, edep sahibi bir gençti. Şimdi ne ara kızının gönlü bu adama kaymıştı hayret eder olmuştu.

“Kızım sen ne dersin?” diye sordu. Bakışları bir an Ömer Ali’ye kaydı. Ancak genç adam sadece elinde ki kahvesine bakıyordu. Tekrar kızına bakarak “Sen gerçekten Ömer Ali beyle evlenmeye razımısın kızım?” diye sordu. 

Hatice hafifçe başını salladı “Eğer evlenirsem Selim ağa durmak zorunda kalır baba. Aşiret ağaları evli bir kadına musallat olursa onu cezalandırır. Onların bu konuda sınırları olduğunu sende bilirsin.” diye açıklamada bulununca Muzaffer ağa kaşlarını çattı. 

“Bende bilirim ancak sırf bu yüzden evliliği oyuncak edemezsiniz elinizde! Ondan kurtulayım diye sen tanımadığın bir adamla evlenip bir ömür boyu yaşayacak mısın?” 

Hatice biraz şaşırmıştı. Tekrar Ömer Ali’ye baktı. Demek babasına evlendikten bir sene sonra boşanma olayını anlatmamıştı. Bu yüzden bu kadar rahat oturuyordu. 

“Baba.. aslında” dedi Hatice tekrar. 

“Yeter! Ben bu konuda söyleyeceğimi söyledim!” Muzaffer ağa otoriter sesiyle kızını susturmuştu “O Selim ağa denen haysiyetsizden korkmuyoruz evvel Allah! Seni koruyamayacak kadar güçsüz değilim!”

“Muzaffer ağa,” diye tekrar araya girdi Ömer Ali “Seni gecenin bir vakti şerefsizler kaçırmış. Dinsizler yaşlı başlı adam demeden sana bile el kaldırmışlar. Israr yok en iyisini sen bilirsin. Ancak ya yarın öbür gün kızını kaçırarak ona da bir kötülük ederseler?” 

Genç adamın sert sözlerle sarf ettiği bu sözler havada asılı kalmıştı. Yaşlı adamın yüzünde tokat gibi bir etki bırakmıştı. Kızına bunu yaparsalar yüreği dayanamazdı. Kahrından ölürdü. 

Davut “Bana bu konuda söz düşmez ama Ömer Ali doğru söylüyor bey amca. Söz konusu olan bir kızın iffeti. O şerefsizlerin her şeyi yapabileceği malum. Seni bile içeri tıktırdılar yalan iftirayla!” deyince yaşlı adam kalbini tutmuştu. 

“Baba! İyi misin?” Hatice hemen babasına bir bardak su uzatmıştı. Öfkeyle iki adama bakarak gözleriyle sözlerinize dikkat edin mesajını vermişti. 

Muzaffer ağa kızına baktı. Yaşlı adamın göz altları koyulaşmıştı. Rengi bu iki günde daha da solmuştu.

“Kızım seni bile koruyamıyorum..” diye kendi acizliğine öfkelendi. 

“Deme öyle babam. Sen beni her zaman korudun kolladın. Senin kanatların altında ben hep kendimi huzurlu korkusuz hissettim” dedi genç kız tebessümle “İzin ver babam. Ömer Ali beyle evleneyim. Sana yük oldukça, sana bir şey olacak diye korkuyla ben yaşayamam..”

Muzaffer ağa bir müddet düşündü. Diğer genç adama baktı. Ömer Ali Safkan mert bir yiğitti. Onu beş sene önce tanıdığında sevmişti. Gözüne girmişti. Yüzünde ki yara izine bakmamıştı hiç bir zaman. O adamın ciğerine, kalbine bakardı. Kızına sahip çıkacak güçlü bir adamdı bu genç adam. Hemde sevip kollayacak. Başka çaresi yoktu. Belki de bu yüzden beş sene önce bu adamın hayatını kurtarmıştı. 

Allah’ın ona verdiği bir şanstı. O şeref sözünü o yüzden bu güne kadar hiç hatırlamamıştı. Dar gününde kızını kurtarabilmesi için gönderilmişti bu adam. 

“O zaman!” dedi birden yaşlı adam çatallı sesiyle “Her şey usulüne göre olsun. Yarın gelin kızımı isteyin. Sözlenirsiniz. Tez vakitte de kızımı telli duvaklı bir gelin olarak bu evden uğurlarım!”  Tek çocuğunu gelinlikle görmek istiyordu yaşlı adam. Onun ince beline o kırmızı kurdeleyi o bağlamak istiyordu. 

Hatice’nin gözü dolmuştu. Babasının kolunu sıkıca kavradı. Dolu dolu olan gözlerini Ömer Ali’ye çevirdiğinde genç adam kahve fincanını masaya bıraktı. Bakışlarını Muzaffer ağayı bularak konuştu:  “O zaman ban bana müsaade Muzaffer ağa. Yarın kız istemeye ailemle geliriz inşallah!”

♡♡♡

Genç kız içinde oluşan bu garip heyecana anlam verebilmiş değildi. Önündeki cezveye dikkatle bakıyordu. Birazdan kahveleri içeriye götürecekti. 

Ömer Ali Safkan’ın ailesi onu istemeye gelmiştiler! Allah’ım sen yardım et! Hatice derin bir nefes alıp verdi. Her ne kadar bu evlilik olayı gerçek olmasa da gene de heyecanlanıyordu. Pırpır atan kalbine engel olamıyordu. Onu istemeye gelmiştiler! Babasından birazdan Allah’ın emri, peygamberin kavliyle onu isteyeceklerdi! Bu ister istemez onu hem huzursuz hem de heyecanlı kılıyordu. 

“Daha kahveler hazır olmadı mı güzel kızım?” diye mutfağa Bedriye hanım girdi. Heyecanlanmaktan yüzü sararan kınalı kuzusuna bakarak gülümsedi. Ne de güzel olmuştu bu akşam. 

Hatice bu gün en sevdiği renk olan eflatun ipek dizlerinin altında biten kolsuz bir elbise giymişti. Kestane rengi saçlarını arkasından dağınık bir topuz yapmış, her iki yanağınıda perçemleri güzel bir şekilde sallanarak kızarmaya meyilli yanaklarını saklıyordu. 

“Bitti süt anne” diye cezvede ki kahveleri dikkatle fincanlara koydu. “Artık misafirlere götürebilirim.” 

“Hanımım bir şey unutmadınız mı?” 

Tepsiyi eline alıp gideceği vakit Hatice’yi evin çalışanı Nadire durdurmuştu. Genç kız kaşlarını çattı. Me unutmuştu ki? Herkese yetecek kadar kahve yapmıştı işte. Ne unutabilirdi ki?

Nadire biraz gülümseyerek eline tuzluğu aldı “Hanımım damadın kahvesine tuz koymayı unuttunuz!” dedi tuzluğu uzatarak. 

Bedriye hanım da gülerek “He ya heyecandan unutmuşuz!” diye onaylıyordu. 

“Yok artık süt anne sende mi?” Hatice şaşkınlıkla süt annesine baktı. Nasıl bunu yapardı? Ortada gerçek bir aşk evliliği yok ki gelin hanım olacak kız müstakbel kocasına tuzlu kahve yapsın!

“Yok olmaz!” dedi Hatice “Adama zaten çok mahçup oluyorum. Birde tuzlu kahve içirmem!”

Continue Reading

You'll Also Like

104K 5.9K 18
Ailesinden ayrı büyüyen Günce, o gün hırsızlık yapmak için abisini seçtiğini nerden bilebilirdi? ••• 6 Ağustos 2001. Bahçeden gelen kuş cıvıltılarıy...
488K 26K 37
Eski sevgilisine içinde kalanları sövmek için yazan Yaren numarayı yanlış yazıp dünyanın en önemli iş insanlarından birine denk gelirse ne olur... Si...
49.7K 4K 13
Kadın nüfusunun azaldığı bu çağda, çok erkek çocuğu olanlar narin görünen oğullarını Kucak Oğlanı olarak satmak zorunda kalıyordu... Melih ise bu ola...
39.5K 2.3K 17
asker kurgusu +18 vardır. küfür vardır.