Bir tek seni sevdim

By havinagart

396K 17.4K 1.9K

"Aa! Bir yıldız kaydı!" dedi Hatice gök yüzüne bakarken. Ömer Ali yavaşça başını güzel kıza çevirdi. Onun gü... More

1. Kara Bela
2. "Karar"
3. "Can Borcu"
4. "Safkan malikanesi"
6. "Safkan ailesi"
7. "Kıskanç Koca"
8. "Başlangıç"
9. "İsteme"
10. "Tuzlu kahve"
11. "Düğün"
12. "Gerdek gecesi!"
13. "İki şart!"
14. "Evli bir kadın!"
15. "Gözel ruhun aynasıdır!"
16. "İzmir"
17. bölüm
18. bölüm "Nergis"
19. bölüm
20. bölüm
21. bölüm
22.bölüm
23. bölüm
24. bölüm "Çocuklar gibi"
25. bölüm
26. bölüm (16+ 🚫)
27. bölüm
28. "Tatlı Büyüler"
29. "Neşe ve Öfke"
30. bölüm "Tatlı kaçış"
31. "Kalp hisseder"
32. "Senden sonra..."
33. "Hayat mucizelere gebedir"
34. "İmtihan"
35. "Senin adın..."
36. "Eski dostlar candır"
37. "Mucize"
38. "Hayat keşkelerle yaşanmamalı"
Bölüm değildir! Uyarı!
39. "Geçmiş"
40. "Gündoğumu"
41. "Bir tek seni sevdim"
42. "Beni hep böyle sev"

5. "Şeref sözü"

11.2K 497 36
By havinagart

Genç adam başını salladı. Kapıyı işaret ederek "Buyurun çalışma odama geçelim o zaman" dedi. Onlarla beraber Hasan da gitmişti odaya. Olaylara tanıtlık etmezse gözü açık giderdi.

Ömer Ali odasına girer girmez masasına geçti. Çalışanları olan Sümeyye'ye onlar için üç tane kahve getirmesini söylemişti koridorda. "Babanız Muzaffer bey nasıl Hatice hanım" dedi sandalyesinde otururken. Kızın o delici mavi gözlerine bakmamaya özen gösteriyordu nedense.

Kız öndeki boş deri koltuklardan birine geçip oturmuştu o sırada. Hasan elleri ceplerinde ayakta durmaya devam ediyordu.

Hatice bu ukala adama bu gün hesap sormak istedi ama şu an ne sırası ne de zamanıydı. Şu an önemli olam başka şeyler vardı. Bu yüzden fazla durmadı bu konu üzerinde. Adamın verdiği soruya "Babam hapishanede maalesef!" diye üzgünce cevap verdi.

Genç adam biraz şaşırmıştı. Muzaffer beyi iyi tanıyordu. O adam bu güne kadar gördüğü en ahlaklı adamlardan biriydi. Yanlış yapabileceğini pek sanmıyordu.

"Nedenini öğrenebilir miyim?" diye sordu dikkatle "Sanırım bana da bu yüzden geldiniz. Babanızı kurtarma mı istiyorsunuz?"

Hatice o deniz gibi derin olan bakışlarını adamın gözlerine dikti. Ömer Ali de Hasan da kızın iki dudaklarının arasından çıkacak cümleyi dikkatle bekliyordu.

"Aslında ben beni kurtarmanızı isteyecektim," dedi birden ikisini de şaşırtarak "Babama olan can borcunuz karşılığında... Benimle evlenmenizi istiyorum!"

Hasan "Uuiiiyyyyy ne oluy da uşağım!" diye küçük bir kahkaha atmıştı dalga geçerek.

Ömer Ali arkadaşına sert bir bakış atarak tekrar kıza baktı "Anlayamadım nasıl?" diye sordu.

Kız "Sizden benimle evlenip beni ve ailemi kurtarmanızı istiyorum!" dedi ciddi bir şekilde.

Hasan gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı ancak bu boğazından gelen hafif hırıltı seslerini engellemiyordu. İçinden 'ula Ömer Ali bilirdim lan senin destansı bir aşk masalının olacağını' diyordu.

Ömer Ali derin bir nefes alıp vererek "Bacım bak..." deyince Hatice "Ben sizin bacınız değilim!" diye adamın sözünü kesmişti. Hasan buna da gülmüştü. Ömer Ali içinden Ya Havle diyerek "Tamam... bakın bayan söylediğiniz şeyin ciddiyetinin farkında mısınız?" dedi kaşlarını çatarak "Borcumuz borçtur! Şeref sözü verdim! Canımı iste vereyim ama bu evlilik ne alaka?"

Hatice iç çekti "Canınızı değil bedeninizi istiyorum ben..." deyince Hasan tekrar gülmüştü. Artık bu aptal gülmeler Hatice'ninde sinirine dokunmuştu. Adama sert bir bakış atarak "Orada sırık gibi dikilmekten başka bir şey yapmayacaksanız Hasan bey müsade edersiniz ciddi bir şey konuşmak istiyorum!" dedi.

Hasan sanki dudaklarını görünmez bir fermuarla kapatıyormuş gibi bir harekette bulununca kız devam etti.

"Benim acilen bir koca bulmam gerekiyor. Kocam olacak bir erkek bedenine muhtacım yani. Babama borcunuz var. Unutmayın şeref sözü verdiniz. Her ne olursa olsun babama yardım edeceğinizi söylediniz. Yemininizde durun. Benimle evlenin. Bu sadece sahte bir evlilik olacak. Sizden zorla gerçek bir koca olmanızı istemiyorum. Vakit gelince de boşanacağız."

"Hoppala!"

Ömer Ali hayretle arkasına yaslanmıştı. O sırada kapıyı biri çalmıştı. Hasan kapıyı açınca Sümeyye elinde ki tepsiyle kahveleri getirmişti. Hemen kahveleri dağıtarak odadan ayrıldı.

"Evet şeref sözü verdim bunu hatırlıyorum" dedi Ömer Ali. Söz sözdür. Onun kitabında namertlik yoktu. Madem bu kız onunla evlenip daha sonra boşanmak istiyor... kahretsin başka çaresi yoktu evlenecekti. Ama önce neden illa evlenmek zorunda onu öğrenmeliydi.

"Sözümden caymam. Ne isterseniz yaparım. Ama hala açıkcası neden evlenmek zorunda kaldığınızı anlamadım? Bunun ailenizle ne alakası var?" Biraz durdu. Aklına gelen şey nedense onu rahatsız etmişti. Boğazını temizleyerek "Yoksa... hamile misiniz?" diye sordu.

Bu iğrenç soru Hatice'nin sinirine dokunmuştu "Hayır tabii ki!" dedi, "Babam benim yüzümden iftira atılarak hapse atıldı. Çalışanlarımız tehdit edilerek çalışmaları engelleniyor! Çiftliğimizi ateşe verdiler."

Genç adamın iyice kaşları çatılmıştı. Neler oluyordu böyle? Muzaffer beye hangi densiz musallat olmuştu ve konu neden bu kızla alakalıydı. "Bunları kim yaptı? Eğer adını verirsen senide aileni de ondan korurum. Buna gücüm yeter rahat ol!" dedi sertçe.

Hatice tekrar derin bir nefes çekti içinde. Ama bu kez hüznüle alınmış bir nefesti. Genç kız "Maalesef bu kadarını sizden isteyemem. Adam güçlü bir aşiret ağalarından biri. Ona musallat olursanız aşireti karşınıza almış olursunuz. Kendi ailenizinde başını derde sokmuş olursunuz," deyince Hasan hemen boş koltuğa geçip oturdu. Ömer Ali'ye bakarak "Bacım doğru söylüyor Ömer'im. Hemen öfkelenip yanlış karar vermeyesin. İşin içinde aşiret ağası varsa durumlar vahim demektir" dedi.

Ömer'i iyi tanıyordu. O dostu bildiği adamı asla zor durumda bırakmazdı. Hele hele güçlü bir aileden geliyorum diye zorbalık yapanı asla görmezden gelmezdi. Hasan bu kez kıza bakarak "Sen söyleyesin bacım bu aşiret ağası olan puşt... affedersin dingil yani ne diye size musallat oldu?" diye ciddi bir ses tonuyla sordu.

Hatice önüne konmuş olan kahveye bakarak cevap verdi: "Selim ağa benimle evlenmek istiyor. Onu reddettiğim için delirdi. Babamda ona verecek kızım yok dediği için düşman kesildi. Güzellikle ya da zorla beni alacağını bütün Erzurum'a duyurdu."

"Vay şerefsiz it!" Hasan bile öfkelenmişti "Demek onu istemiyorsun diye zorla sana sahip olmaya çalıyor namussuz! Onları var ya böyle kurşuna dizicen! Acımayacaksın asla!"

Ömer Ali dikkatle dinliyordu. Kız doğru söylüyordu aşiret ağası ile çarpışmak demek koca bir aşireti karşına almak demekti. Bundan zerre korkmuyordu. Ancak bir ailesi vardı. Annesi, hasta amcası, kardeşi, küçük yeğeni... onların hayatını tehlikeye atamazdı.

"Evlenmekten başka çare bulamadın sende... doğru mu?" dedi Ömer Ali yorgun sesiyle.

"Evet!" dedi Hatice başını sallayarak "Eğer biriyle evlenirsem Selim ağa bu saçmalığa son vermek zorunda kalır. Diğer aşiret ağaları evli bir kadına musallat olmasına izin vermez. Elini ayağını çeker böylece."

Hasan bile bu fikrin daha mantıklı olduğuna inanmıştı. Aşiretle karşı karşıya gelmekten iyiydi sonuçta.

"Bakın Ömer Ali bey. Sizden bir şey istemiyorum. Ne siz beni seviyorsunuz ne de ben. Evliliğimiz kağıt üzerinde olur. En fazla bir sene sürer sonra da anlaşmalı bir şekilde boşanırız. Sizin malınızda mülkünüzde gözüm yok. Anlaşma ya da sözleşme gibi bir şey yaparak notere verebilirsiniz. Bende hali vakti yerinde bir ailede büyüdüm. Bundan emin olabilirsiniz."

Ömer Ali masada birleştirmiş olduğu ellerine bakıyordu "Böyle bir şey ima etmedim etmemde. Sadece... düşünüyorum" dedi, aniden kıza bakarak "Sevdiğin falan da yok mu?" diye sordu. Eğer varsa onunla evlendirerek onu koruyabilirdi.

Kız mavi bakışlarını utanarak kaçırmıştı. Kucağındaki ellerine bakarak "V-var aslında.." dedi ince sesiyle "Ama askerde..."

Hasan'ın bütün hayalleri suya batmıştı. Üzgünce kardeşine baktı. Vah zavallı kaderinde yokmuş. Bu kıza da kaybetmişti.

Ömer Ali "Ne zaman geliyor peki?" diye sordu biraz sert bir sesle. Neden sertleştiğini o bile anlamamıştı.

Kız "Daha bir yılı var.." diye üzgünce cevap verince adam derin bir nefes alıp verdi. Evlenmekten başka çaresi yoktu.

"Hemen evlenmekten başka çaren yok yani."

"Evet. Bana yardım etmek zorundasınız. Eğer benimle evlenmezseniz ben o 49 yaşındaki dört çocuk sahibi dul adamın ikinci eşi olmak zorunda olabilirim!"

"Ulan şerefsize bak! Birde kızın babası yaşında lan! Yok ben vurarım lan bu pezevengi!" Hasan gene dellenmişti "Bacım sen kaç yaşındasın da bu dingil sana musallat oluyor?"

"Ben 20 yaşındayım daha.." Hatice bir çare adama bakıyordu hala.

Hasan içinden hesaplamaya yapmaya başlamıştı "Gerçi bizim uşakta sana biraz yaşlı galiba" diyince Hatice "Bunun önemi yok! Bana benimle evlendikten sonra bana şeref sözü verebilecek mert bir adam olması önemli!" dedi.

Ömer Ali kaşlarını çatarak "Nasıl bir sözmüş o?" diye sordu.

Hatice dikleşerek adama baktı "Eğer benimle evlenmeyi kabul ederseniz bana şeref sözü verin. Bana asla dokunmayacağınıza dair yemin edin. Ve beni sonunda serbest bırakacağınıza Allah'ın huzurunda söz verin!"

Ömer Ali biraz sinirlenmişti. Sert kaşlarının altında ki kahve gözleri daha da koyulaşmıştı "Ben sübyancı değilim kardeşim! Çocuk yaştaki bir kıza el sürecek değiliz! Tövbe estağfrullah!"

"İyi o zamam yemin ediyorsunuz yani..?" diye kız tekrar sorunca Ömer Ali daha da hiddetlendi.

"Ulan kızım duymuyor musun beni? Seninle ister evli olayım ister değil! Asla dokunmam! Asla başka gözle bakmam! Bunun için şeref sözü vermeye ihtiyacım yok!"

Hatice hala adama derdini anlatamamıştı. Adam galiba onu gözünde çocuk olarak görüyordu. Yüz örtüsünün altında sakladığı yüzünü tahmin edemiyordu demek.

"Şeref sözü veriyor musunuz Ömer Ali Safkan?!" diye tekrar sordu kız.

Continue Reading

You'll Also Like

2.4M 80.1K 46
"Bana kendi isteğinle geliceksin " dedi boğuk bir ses tonuyla. Dilini damağına vurduğunda kulaklarıma doğru sıcak nefesini üfledi. "Ve sana söz veriy...
203K 14.9K 26
"Bu bir emirdir binbaşı! Sen ve Şüheda yarın akşam eve geliyorsunuz!" Eğer samimiyetimiz olsaydı şurada kahkaha atmaktan bayılırdım. Ama samimiyetimi...
4.4K 296 19
BİRBİRİNE BU KADAR DÜŞMAN OLURKEN AİLELERİ İÇİN NELERİ GÖZE ALABİLECEKLER NELERE KATLANACAKLAR VE HERŞEYE RAĞMEN OLURMU GÜZEL ŞEYLER....🌚🌝
228K 9.4K 55
Ceylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak için geldiği bu yerde hiç beklemediği gari...