Pamuk Prens | bxb

By malfoyunyesilelmasi

152K 11.9K 5.8K

[Tamamlandı] Ateş: Bugün öyle arkadaşlarınla iddiaya falan mı girdiniz? Derin: Ha sen etekle okula gelmemden... More

[1]
[2]
[3]
[4]
[5]
[6]
[7]
[8]
[9]
[10]
[11]
[12]
[13]
[14]
[15]
[16]
[17]
[18]
[19]
[20]
[21]
[22]
[23]
[24]
[25]
[26]
[27]
[28]
[29]
[30]
[31]
[32]
[33]
[34]
[35]
[36]
[37]
[38]
[39]
[40]
[41]
[42]
[43]
[44]
[45]
[46]
[47]
[48]
[49]
[50]
[51]
[52]
[53]
[54]
[56]
[57]
[58]
[60] - önce sonraki bölümü okuyun
[59]
[61]
[62]
[63]
[64]
[65]
Final

[55]

684 51 152
By malfoyunyesilelmasi

Bu kız yine smut yazdı bdbdbdn. İyi okumalar bebişlerr ♡

Tüm isteksizliğime rağmen önümdeki soruları okumaya zorladım kendimi. Ateş ile beraber kütüphaneye gelmiştik ve ders çalışıyorduk. Yapamadığım soruları bana anlatarak çözüyordu. Başlarda gayet istekli ve iyiydim ama son yarım saattir aynı sayfayla bakışıp duruyordum. Beynim o kadar erimişti ki soruyu idrak bile edemiyordum. Türkçem yetmiyordu soruyu anlamama.

Yanımda oturan Ateş'e döndüm. Fizik kitabına gömülmüş soruları hırsla çözmeye devam ediyordu. Kaşlarını çatarak sakince elindeki kalemi hareket ettiriyordu. Son derece düzgün burnu yandan durduğu için gözüme çarpıyordu. Bir insanın bu kadar güzel bir burna sahip olması adil değildi.

Dilini dudaklarının üzerinde gezdirip ince deriyi çekiştirdiğinde yutkundum. Bu kadar basit bir hareketinden etkilenmem normal değildi.

Oturduğum sandalyeyi ses çıkarmamaya özen göstererek biraz daha ona yaklaştırdım. Dizlerimiz temas ediyordu şimdi. Bir elimi Ateş'in bacağına atıp sıktım hafifçe. Herhangi bir tepki vermeden sorusunu çözmeye devam etti.

Bir şey dememesinden güç alırken elimi bacağına sürterek kasıklarına kadar çıkardım. "Ne yapıyorsun?" diye fısıldadı Ateş. Elindeki kalemi de kitabının arasına bırakmıştı.

"Sana dokunmak istiyorum." dedim şımarık bir şekilde. Bunu derken elimi tam penisinin üzerine getirdim. Nefesini tuttuğunu hissederken sırıttım. O da benden fazlasıyla etkileniyordu.

Elini bileğime sarıp uzaklaştırmaya çalıştı ama elimin hemen altındaki aleti pantolonun üzerinden sıktığımda hareketi kesilmişti.

"İzin ver bana." diye fısıldadım kulağına doğru. Nefesim ensesine ve kulağına vuruyordu. Kendini masaya doğru eğdi biraz. Böylece kimsenin dikkatini çekmeyecektik.

Pantolonunun üzerinden kalkmaya başlayan aletini okşamaya devam ettim. Hareketlerim oldukça yavaştı. Ateş pembeleşmiş alt dudağını dişiyle hapsetmiş baygın bakışlarla yüzüme bakıyordu. Bu etkilenmiş hali alt taraflarımda bir kıpırtıya sebep olmuştu bile.

Kalçasını hafifçe kaldırıp elime ittiğinde daha fazlasını istediğini anlayıp aletine daha sert bastırdım. "Siktir." Kısık sesli inlemesi kulaklarıma dolarken dudaklarımı yaladım. Aklımdan çok fazla edepsiz düşünce geçiyordu.

Elimi penisine son kez ve sertçe bastırdım. Ardından pantolonunun üzerinden çektim elimi. Ateş kapattığı gözlerini açıp yüzüme baktı. Yanakları pembeleşmişti ve bu onu hem çekici hem de tatlı gösteriyordu.

"Tuvalete gidelim." diye öneri sundum. Rahat veya hijyenik olmayabilirdi ama iş görürdü.

Kaşları çatıldı. "Seninle herhangi bir tuvalet köşesinde sevişmek istemiyorum." dedi sertçe. Kendine gelmiş gibiydi. "Sanki benim için değersiz bir parçaymışsın gibi..."

Bu çıkışını gereksiz bulsam da üstelemedim. Gereksiz buluyordum çünkü ilkim değildi. Seviştiğimiz yerin benim için pek önemi yoktu. Ateş aynı fikirde değildi belli ki.

"Eve gidelim o zaman?" diye yeni bir öneri sundum. Bu fikir o kadar hoşuma gitmemişti. Eve gidene kadar çekeceğimiz yol gözüme fazla geliyordu. Tuvalette sevişsek böyle olmazdı.

"O olur." dedi tripli bir sesle. Kaşları hala çatıktı. Kitaplarımızı kapatıp elime aldım ve kütüphanenin çıkışına doğru ilerledim. Arabamın önüne gelince dudağımı ısırıp sırıtarak hemen arkamda duran Ateş'e döndüm.

"Anahtarı çıkarır mısın? Arka cebimde."

Kafasını onaylarcasına sallayıp arka cebime elini attı. Önce sol arka cebime bakıp bulamayınca sağa geçti. Kalçamda gezen parmakları karnıma küçük kramplar sokuyordu. Nefesi enseme çarpıyordu. Bu küçücük temastan etkilenmiş olamazdım gerçekten.

Anahtarı alıp tuşa bastı ve kilidi açılan arabanın arka kapısını açtı. Kitapları yerleştiğimde o da ön koltuğa geçmişti. Arka kapıyı hızlıca kapatıp arabanın önünden dolaşarak şoför koltuğuna geldim. Arabayı hızla çalıştırıp gaza kökledim. Bir an önce evde olmak istiyordum.

Ve Ateş'in biçimli parmaklarını tenimde hissetmek.

"Alt tarafı cebinden anahtar aldım. Bu kadar etkilenmen normal mi sence?" Ateş alayla konuşunca kısa bir an ona bakıp yola döndüm. Bilerek yapmıştı.

"Konu sen olunca daha fazlasını istememe şaşırmıyorum artık." dedim arsızca. Onunla bu şekilde konuşmam onu etkiliyordu.

Yutkundu. Ardından bacaklarımda elini hissettim. Nazikçe okşayarak kasıklarıma kadar geldi. "Daha fazlasını isteyen halini görmek istiyorum." derken parmaklarını penisime bastırmıştı. Dudağımı ısırıp yola odaklanmaya çalıştım. Deli gibi etkiliyordu beni.

Bir eliyle yavaş hareketlerle penisime pantolonunun üzerinden okşarken diğeriyle de bol olan tişörtümün yakasını indirip boynumu ortaya çıkardı.

Boynuma minik bir öpücük kondurduğunda kısıkça inledim. "Kendini kasma bu kadar." Direksiyonu sıkmaktan parmak boğumlarının belli olduğunu o zaman fark ettim.

"Sakin kalmanın kolay olduğunu düşünüyorsan yer değiştirelim!" dedim hırsla. Kaza yapmamaya çalışmak zordu. Neyse ki önümüzde tek tük olan arabalar harici bir şey yoktu.

Kıkırdayıp boynumdaki işine dilini kullanarak devam etti. Dilini gezdiriyor, öpücükler konduruyor ve ısırıyordu. Çoktan sertleşmiş olan penisim pantolonumu zorlamaya başlamıştı ve Ateş hala okşamaya devam ediyordu.

"Kaza yapacağız dursana it!"

Yanıtını boynumu sertçe ısırarak verdiğinde inledim. Gözlerim kapanmak istiyordu. Ateş'in durmayacağını anladığımda gaza kökleyip birkaç dakika içinde evde olmayı umdum.

Elini penisimden çekip tişörtümün altından tenimle buluşturdu. Kaslarımın üzerini okşayarak yukarı çıktı. Meme ucumu kavradığında derin bir nefes aldım. Beni çıldırtmak için özellikle ağırdan alıyordu. Kafayı yemek üzereydim. Araba benim kısık sesli inlenelerim duyuluyordu sadece.

Evin önüne geldiğimizde arabayı durdurup Ateş'in dudaklarına atıldım. Anında bana karşılık verip alt dudağımı öpüp ısırmaya başladı. Bende aynı şeyi üst dudağına yapıyordum. Dilimi ağzına göndermek istediğimde beni ittirip kendinden uzaklaştırdı.

"Arabada sevişeceksek yolda durdurmalıydık."

Arabadan indiğinde hızlı hareketler ile bende indim. Arabanın kapısını sertçe kapattığımı bile idrak edemeyecek kadar uçmuştum. Kitapları almayı da siktir edip anahtardaki kilit işaretine basıp arabayı kilitledim.

Cüzdanımdaki anahtarı çıkarıp kapıyı açtığımda eve gelmiştik nihayet. Ateş sakince salondaki koltuklardan birine otururken öksürüp dikkatini çektim. "Sana seslendiğim zaman gel."

Anlamayarak baksa da kafasını sallayarak onayladı. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarak odama geldim. Üzerimdeki her şeyi çıkarıp banyodaki kirli sepete attım. Altıma mavi renk tanga giydim. Penisimi sıkıca kavrıyordu. Çizgileri kalçanın altına geliyor ve kalçamı komple açıkta bırakıyordu. Üzerime seksi bir hizmetçi kostümü giyip aynanın karşısına geçtim.

Yanaklarım azgınlıktan kırmızılaştığı için allığı es geçip sabah sürdüğüm lip balmı tazeledim. Bedenimi ustalıkla saran elbise dizimin bir karış kadar yukarısındaydı. İçimi fazlasıyla gösteren çorapları da dizimin biraz daha yukarısına kadar geliyordu. Kötü gözükmediğine karar verip derin bir nefes aldım.

Kapıyı açıp "Ateş?" diye seslendim aşağıya doğru. Adım sesleri gelirken parmaklarımla oynamaya başladım. Gerilmiştim.

"Siktir." duyduğum kısık sesle bakışlarımı parmaklarımdan çekip karşımdaki bedene baktım. Put gibi dikilmiş beni inceliyordu. Tepeden tırnağa incelediği bedenime hayranlıkla bakıyordu. Bu gerginliğimi üzerimden atmamı sağlamıştı. Ateş tarafından beğenildiğimi bilmek hoşuma gidiyordu. "Beni çıldırtıyorsun."

Gülümseyip kapıyı kapattım. "Bugün benden ne isterseniz onu yapacağım Efendim." Bile bile böyle konuşuyordum. Konu cinsellik olduğunda Ateş başka biri oluyordu sanki. Yatakta üzerimde hakimiyet kurmaktan, emir vermekten hoşlanıyordu. O sert halleri beni daha fazla azdırıyordu tabii. O yüzden bunun da hoşuna gideceğini düşünmüştüm. Gözlerindeki kararma doğru yolda olduğumu gösteriyordu.

Belimi kavrayıp beni kendisine çekip bedenlerimizi birleştirdi. Akabinde dudaklarını dudaklarıma bastırıp ateşli öpüşmemizi başlatmış oldu. Hoyratça alt dudağımı emiyor, ısırıyor ve çekiştiriyordu. Aynı şeyi üst dudağına yaparken hızına yetişmeye çalışıyordum aynı zamanda. Belimdeki eli kalçama indi ve sertçe sıktı. Bedenimi geriye yürüterek sırtımı duvarla buluşturdu. Bunu yaparken hala dudaklarıma işkence etmeye devam ediyordu.

Dudaklarından ağzıma mentollü böğürtlenli sigara tadı geliyordu ve bu fena hoşuma gitmişti. Beni beklerken içmiş olmalıydı.

Bir eliyle belimi kavrarken diğerini de bacağıma atıp beline doğru yerleştirmişti. Sertleşmeye başlayan penisini bana bastırıyordu. Dudaklarına daha sert asılıp dilimle damağını okşadım. Üst ve alt dişleriyle dilimi kıstırıp hafifçe ısırdığında inledim. İnlemem onu daha çok şevklendirmiş gibi sert bir şekilde dilimi emdi. Bir yandan da alt tarafını bana biraz daha bastırıyordu.

"Aldığım oyuncaklar nerede?" dedi dudaklarımı sömürmeyi bıraktıktan hemen sonra. Konuşacak durumda olmadığım için işaret parmağımla yatağımın altını gösterdim. Beni bırakıp yatağın yanına gitti ve altındaki kutuyu çıkardı. Kucağını patpatladığında ona temas etme fırsatını kaçırmayarak hızla yanına adımlayıp kucağındaki yerimi aldım.

Eli belime yerleşirken tekrar dudaklarıma kapandı. Dudaklarımın artık öpüşmekten şiştiğine emindim. Dili ağzımın içini yokluyor, dişlerini dudağıma geçiriyordu ama bu canımı yakmaktan ziyade zevk veriyordu bana.

Altımdaki şişliğe kendimi bastırdım. Kalçalarımı ileri-geri hareketlerle penisini sürterken Ateş dudaklarını ısırıyordu. Onu bu hale getirmek gururumu okşuyordu açıkçası. Altımdaki pantolonun üzerinden bile kendini belli eden sertlik beni şimdiden zevkten uçuracak kıvama getiriyordu.

Konu Ateş olduğunda 15 yaşındaki bakirlere dönüyordum.

Ateş kalçalarımdan beni kaldırıp penisinin üzerine geleceğim şekilde bıraktığında kalçalarım sertçe penisine çarptı. Bu hareket ikimizin de inlemesine sebep oldu. Aynı hareketi birkaç kez daha tekrarlayıp Ateş'in boğazından gelen hırıltıları dinledim bir süre.

Ardından boğazıma yöneldi. Adem elmasıma dişini ve dişlerini geçirerek emiyor beni inleterek kıvırtıyordu. Bir elini hizmetçi kostümünün sırtımdaki zincirine götürüp zinciri açtı. Kostümü üzerimden sıyırmasına yardım ettiğimde sadece altımdaki tanga ve dizimin bir karış yukarısına gelen incecik çoraplarla kalmıştım karşısında.

Dili boynuma ilerleyip arabada yarım bıraktığı işlemine döndü. Dişlerini geçirip emdiğinde morlukların haftalarca geçmeyeceğine emin oldum. İnlemelerimi tutamıyordum artık. Tanganın etrafını çevrelediği penisim zonkluyordu.

Bedenimi kucağından kalıdırıp yatağa bıraktı. Kendisi de yataktan kalkıp içini gösteren bol, beyaz gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.

"Belini kırıp kalçanı ortaya çıkar." Kurduğu cümle ile ona bakmaya son verip yatakta yüz üstü döndüm ve belimi olabildiğince kırıp biçimli kalçamı gözler önüne serdim. Ateş saçlarımı sertçe kavrayıp kafamı gömdüğüm yastıktan çekti. Bu hali bulunduğumuz durumda beni sadece azdırıyordu.

Dudaklarıma sert bir öpücük bırakıp tekrar arkama geçti. Belimi kırıp ortaya çıkardığım kalçamın iki lobunu kavradı. İki yana ayırıp deliğimi ortaya çıkardı. Nefesini oraya üflediğinde çoktan bayılacak kıvama gelmiştim.

"Ateş." diye inledim istemsizce.

"İstiyor musun?" dedi etkileyici ses tonuyla. Konuşurken nefesi deliğimin çevresine çarpıyordu. Kafamı salladım hızla.

Kalçama sert bir şaplak attığında elimin altındaki battaniyeyi sıkıp zevkle inlememek için kendimi tuttum. "Cevap ver bana." Anlaşılan o ki sessiz kabullenişimi Ateş kabul etmiyordu.

"İstiyorum. Çok istiyorum, lütfen."

Vurduğu yeri okşayıp deliğime bir öpücük kondurdu. Ardından diliyle etrafını turladı. Kafamı yastığa gömüp dilinin tadını çıkarmaya baktım. Dili o kadar kıvrak hareketlerle deliğimin çevresinde dans ediyordu ki aklıma kaçırmak üzereydim. Asla profesyonel değildi ama daha önce kimse bu kadar iyi hissettirmeyi başaramamıştı. Sadece diliyle bile beni bulutların tepesine çıkarmayı başarmıştı.

Kalçamı istekle ağzına doğru ittirdim. Daha hızlı olmasını istiyordum. İçimdeki dili beni bambaşka bir yerlere götürmüştü. Tekrar kalçamın sağ lobuna sert bir şaplak attı. Bu sefer ağzımdan kaçan inlememi tutamadım. Bu vuruşunun sebebinin arsızlığım olduğunu biliyordum.

"Şu haline bak. Sana vurmamdan bile zevk alıyorsun."

Kalçamı bırakıp yataktan kalktı. Kutuyu karıştırıp bir kuyruk ve kedi tacı çıkardı. Tekrar arkama geçtiğinde heyecandan karnım kasılmaya başlamıştı. İki parmağını aynı anda içime ittiğinde kafamı yastığa gömdüm. Yastık yüzünden inlemelerim boğuk çıkıyordu. Parmaklarını içimden çıkarıp soğuk metali girişime dayadı.

"Kasma kendini." İsteğiyle bedenim bunu bekliyormuş gibi gevşedi hemen. Metalin ucunu içime ittiğinde boğukça inledim. Omzuma minik öpücükler bıraktı. Bu beni anında sakinleştirirken metalin tamamını içime yerleştirdi. Doluluk hissiyatı rahatsız edici olsa da bir şey demedim. Kafamı çevirip kalçamdan sallanan mavi kuyruğa baktım. Hoşuma gitmişti.

Ateş kedi kulağını da kafama takıp süzdü beni. Hala doggy duruşunda bekliyordum yatakta. Tekrar kutuyu karıştırıp istediğini bulunca geri çekildi. Elindeki adını bilmediğim şeyi de boynuma taktı. "Çok güzel oldun." dedi hayranlıkla. Gözlerindeki beğeni ifadesi hoşuma gitmişti. Onun tarafından beğenilmek güzeldi. Elini uzattı tutmam için. "Kalk kendine bir bak." Elini tutup ayağa kalktım ve aynanın karşısına geçtim. Her hareketimde içimdeki metal oynuyor, rahatsız edici bir his bırakıyordu.

Aynaya baktım. Mavi kedi kulağım, mavi tangam, mavi tüylü; ayaklarıma kadar uzanan, kuyruğum ve Ateş'in boynuma geçirdiği sahipli kedi veya köpeklerin tasması uyum içindeydi. Tasmanın ucunda mavi top bile vardı. Ateş arkama geçip ellerini belime sardı. Kafasını da boynuma yerleştirmişti. "Ne kadar güzelsin, görüyor musun?" Boynuma bir öpücük bıraktı. Aynadaki yansımamız çok hoşuma gitmişti. Ateş üzerindeki beyaz gömleğinin düğmelerini açmıştı. Çıplak göğsü sırtıma değiyordu. Ona daha çok yaslanmak istiyordum, kalçamın aletiyle temas etmesini istiyordum ama içimdeki kuyruk yüzünden kendimi ona bastıramıyordum.

Karın kaslarımı okşayıp tanganın üzerine indirdi elini. Kumaşın üzerinden hafifçe sıktı. Kısık sesle inledim. Çok daha fazlasını istiyordum.

"Ateş, lütfen." diye inledim söylediklerimden habersiz. Ne dediğim hakkında bir fikrim yoktu. Sadece istiyordum.

"Bir şey mi istiyorsun bebeğim?" Sesi benimle eğlenir gibi çıkıyordu ama o an buna dikkat edecek durumda değildim.

"Evet. Daha fazlasını istiyorum."

"Öyleyse miyavlaman gereken konular var güzelim." Gözlerine dikkatle baksam da son derece ciddi olduğunu görünce başka şansımın kalmadığını anladım.

"Meow." Ateş'den öğrendiğim şekilde yapmaya çalışmıştım. Gerçi onunki gerçek bir kedinin çıkardığı sesten farksızdı. Benimki o kadar aynı olmasa da bence başarılıydı.

Ateş tatmin olmuş gibi hırlayıp kalçamı avuçladı. Kalçamı sıktığında acıyla inledim. İçimdeki demir artık en ufak harekette acı veriyordu. Kalçama şaplak atıp daha sert bir şekilde tekrar kavradığında daha yüksek sesle inledim. Ateş'in gözlerinde inlemelerimden zevk aldığını gösteren pırıltıları görsem de bu işkenceye daha fazla devam etmeyip içimdeki kuyruğu bir çırpıda çıkardı. Deliğimdeki rahatlamayla derin bir nefes aldım.

Bedenimi sırt üstü yatağa uzandırdığında heyecanla kasıldım. Ateş beni her halükarda heyecanlandırmayı başarıyordu bir şekilde.

Benim çıplaklığımın aksine o hala gömleğinin düğmeleri sonuna kadar açık ama üzerinden çıkarmamış bir şekilde duruyordu. Pantolonu da aynı şekilde üzerindeydi ama pantolonunun dar olmamasına rağmen uçuşa geçmiş olan penisini seçebiliyordum rahatlıkla. Bu hâli kafamdaki sesin onun daddy olduğunu haykırmasını sağlıyordu sadece.

Üzerime eğilip dudaklarıma öpücük kondurdu. Tam karşılık verecekken geri çekildiğinde sızlandım. "Ne oldu?" dedi Ateş sırıtarak. Bilerek yapıyordu işte.

"Öpsene beni, böyle sertçe."

"Öpeyim? Sertçe?" dedi hipnoz olmuş gibi. Gözleri dudaklarımdaydı.

Birkaç onaylayan mırıltı çıkardığımda sertçe dudaklarıma asıldı. Vakit kaybetmeden dilini ağzıma yolladı. Ağzımın her tarafında gezinen diliyle minik iniltiler bırakıyordum ve her inleyişimde Ateş daha da sert öpüyordu beni.

Sonunda geri çekildiğinde öpüşmekten kızarmış ve şişmiş dudağına baktım iç çekerek. Çok tatlı gözüküyordu.

Ateş boynuma yönelip ıslak öpücüklerini oraya da bıraktı. Ardından köprücüğüme geçti. Dişlerini geçirdiğinde kontrolsüzce inledim. Dilini etrafında gezdirip tekrar dişlerini geçirdi. Tekrar inledim. Bu durum hoşuna gitmiş olmalıydı ki aynı işlemi diğer köprücüğüme yapmak için orada yer buldu dudakları.

Göğüs ucumu dişleyip minik tepeceği iyice kızarttıktan sonra karın kaslarımı da öptü. Ardından tangayı üzerimden çıkartıp sertleşmiş aletimin karnıma kadar uzamasına izin verdi. Beni yatakta yüz üstü çevirip gömleğinden, pantolonundan ve boxerından da kurtuldu bir çırpıda.

Gözlerimin önüne bir kelepçe tuttuğunda yutkundum. Bunu kutudan aldığını biliyordum. Ateş'e baktığımda gergin bir beklentiyle bana bakıyordu. İstemesem anında vazgeçecek gibiydi. Daha önceki birlikteliklerimde böyle bir şey yapmamıştım. Hatta partnerlerimin hareketimi kısıtlayacak herhangi bir şey yapmalarına izin vermemiştim. Hoşuma gitmiyordu ama Ateş'e ve elinde tuttuğu kelepçeye baktığımda içimde herhangi bir isteksizlik yoktu. Sadece denemek istiyordum ve yaşayacağım deneyimi düşünmek bile beni heyecanlandırıyordu.

Kafamı onaylarcasına salladığımda yatakta arkama geçti ve iki elimi belimde sabitleyip kelepçeyi taktı. Ne ara kendini hazırlamıştı bilmiyorum ama fazlasıyla uzun ve kalın olan uzvu içime kaymaya başladığında inledim. Ellerimle bir yerden destek almıyor olmak garip hissettiriyordu. Önceki bağlayışında hâlâ yatak başlığından destek alabiliyordum ama şuan mümkün değildi.

Ateş tüm aletini içime yerleştirdiğinde bekleme zahmetine girmeden içimde hareket ettirmeye başladı. Önceden içimde bulunan kuyruk beni büyük ölçüde hazırlamıştı ama yine de hafif bir tempoda içime girmeye devam ediyor olmasına rağmen acıyordu. Bunu da Ateş'in devasa sikine yoruyordum. Türkiye ortalaması 13,9 iken Ateş'in bu kadar büyük bir aletle geziyor olması haksızlıktı.

Kısa bir süre sonra hissettiğim acının yerini zevk almaya başlayınca odaya bıraktığım inlemelerim de çoğalmaya başlamıştı. Acı hâlâ vardı ama hissettiğim arzu daha ön plandaydı.

Ateş içimde hızlandığında inlemelerim kontrolsüz bir boyuta ulaşmıştı bile. Ateş'in de kısık inlemlerini duyabiliyordum. Ona arkam dönük olsa da inlememek için dudağını dişleyen görüntüsü kafamda canlanıyordu. Buna rağmen ağzından kaçan seslere engel olamıyordu.

İçimde dairesel hareketler yaptığında gözlerim kaymaya başladı. Kırk yıllık pornocu edasıyla beni keşfetmesi bir ayrı hoşuma gidiyordu.

Kedi yavrusuymuşum gibi ensemden kavrayıp beni dikleştirdiğinde bedenim yay gibi gerilmişti. İçimi dolduran büyük aleti daha derinime kayıyordu şimdi. Gözlerimi açık tutamıyordum. Ateş ensemdeki elini boynuma sarıp hafifçe sıktı. Aynı zamanda da içimdeki hareketlerini kontrolsüz bir şekilde hızlandırmıştı. Artık ağzımdan kaçan inlemelerimin bana ait olduğundan emin değildim. Çok, çok yüksek sesliydi ama herhangi bir utanç hissetmiyordum. Daha fazlası için yalvaracak durumdaydım.

"Bebeğim benim." Ateş boynuma öpücüklerini sıralarken mırıldanmıştı. Bana söylediği her türlü söz hoşuma gidiyordu.

Ateş boynumdaki elini çekince destek alacak ellerim bağlı olduğu için yüzüstü bir şekilde devrilmiştim. Ateş belimi iyice kıvırıp kafamı ensemden kavradığı gibi yastığa gömmüştü. Sert vuruşlarına bu pozisyonda devam ediyordu. Belimi kıracak gibi kıvırmıştı ama daha önce keşfetmediği kısımları keşfettiği için şikayetçi değildim. Boşta kalan elini de belime sarmıştı. Her kendini bana ittirdiğinde belimden destek alarak kalçalarımı kendisine doğru hareket ettiriyordu.

Ateş'in hareketleri artık o kadar hızlanmıştı ki kafamı birkaç kez yatağın kenar kısımlarına çarpmıştım ama bu zerre önemli değildi o an.

Tenin tene çarpma sesi aramızdaki uyumlu melodiyi alevlendirirken artık dayanamayacağımı anlamıştım. Ateş de hissetmiş gibi belimdeki elini isyan bayrakları çeken aletime sarmış vuruşlarına eş zamanlı olarak hızla onu da çekmeye başlamıştı.

İki taraftan da aldığım yoğun zevkle bacaklarım titrerken içimdeki sıvıyı Ateş'in eline bırakmıştım. Ateş boşalmama rağmen aletimdeki hareketlerini kesmemiş içimdeki tüm sıvı akana kadar devam etmişti. Ardından içime sert darbelerle vurmaya devam etmiş çok geçmeden de içime gelmişti.

Yorgunlukla kendimi yatağa bıraktığımda Ateş de direkt elimdeki kelepçeyi çıkarmıştı. Hemen sonra o da kendini yanıma bırakmıştı. Hafif kızaran bileğimi ovuşturduğumda elimi kapıp bileklerime öpücük bıraktı.

Bileğimi bırakıp yataktan kalktığında kaşlarımı çatarak ona bakıyordum. Bedenimi kucakladığında kaşlarım daha da çatıldı. "Ne yapıyorsun?"

"Duş almana yardım edeceğim." Rahatça söylediği şeyle sırıttım. Bu sırada beni lavaboya oturup küvete su hazırlamaya başlamıştı bile.

"Sende benimle birlikte duş al."

Ateş suyu kapatıp sırıtarak bana döndü. "O suya seninle birlikte girersem küçük Ateş rahat durmayabilir."

"Rahat durmasını söylediğimi hatırlamıyorum."

Daha geniş sırıtıp bedenimi kucakladı. Kendisi küvete geçip beni de kucağına çektiğinde gülümsedim. Sırtımı göğsüne yaslamıştım ve sıcak su hemen beni gevşetmeye başlamıştı. Ateş bir elini belime sardığında kafamı ona yaslamıştım.

"Rahat mı?"

"Sen yanımda olduğun sürece dikenli yatak bile bana rahat gelir gülüm." dedim alayla.

"İğrençsin Derin." Söylense de boynuma birkaç minik öpücük kondurmuştu.

Sıcak su beni hem rahatlamış hem de oldukça gevşetmişti. Dünyadan soyutlanmıştım sanki. Öyle ki Ateş'in elinin belimden kasıklarıma doğru kayışını fark etmemiştim bile.

Eli bacağımı nazikçe okşayıp aletimin çevresinde gezinmeye başladığında nefesimi tuttum. Küvetin kenarını sıktığımda Ateş boşta olan elini elime sarıp gevşetmişti biraz. "Kasma kendini bu kadar."

"Sen bana her dokunduğunda heyecanlanmam benim suçum değil." dedim yakınırcasına. Yıllar geçse bile bana yaptığı en ufak harekette hissettiğim heyecan geçmezdi. Çok farklıydı onun bendeki etkisi.

"Karşımda titremen hoşuma gidiyor. Hem heyecandan, hem zevkten." diye fısıldadı kulağıma doğru. Cümlesini tamamladığında kulağımın arkasına bıraktığı minik öpücük parmak uçlarıma kadar titrememi sağlamıştı.

Öpücükleri kulağımın arkasından başlayıp boynuma doğru ilerlemişti yavaş yavaş. Hızlıca değil, anın tadını çıkarmak istercesine ağır bir şekilde öpüyordu tenimi.

Bir eli küvetin kenarında olan elimi sarmışken diğeri de hâlâ kasıklarımın çevresinde dolaşıyordu. Tüy kadar hafif bir dokunuştu bu.

Kendimi acelesiz öpücüklerine alıştırmışken aniden boynuma dişlerini geçirmesiyle kısık sesle inledim.

"Bana dön." dedi ellerini bedenimden çekerken. Beynim dediklerini algılayamamışken bedenim itaat edip dediğini yapmıştı bile. Kucağında ata biner gibi oturduğumda tamamen çıplak olmamızın getirisiyle onu daha çok hissedebiliyordum. Bu bile yükselmeme yeterdi.

Dudağını dudaklarıma bastırıp sakin bir şekilde öperken anında karşılık vermiştim. Dili ağzımın her bir bölgesinde dolaşıyor, keşfedilmedik yer bırakmıyordu.

Beni hafifçe kaldırıp aletini deliğime hizaladığında bile öpüşmeyi kesmemiştik. İyice içime kaydıktan sonra kalçasını kaldırarak birkaç vuruş yaptı. Bu sırada içimdeki doluluk sebebiyle dudaklarmızı ayırmıştım. Zevkle ağzım açıldığı için karşılık verememiştim öpüşlerine.

"Şimdi uslu bir kedicik olmanı değil, haşin bir tavşan olmanı istiyorum. Ne kadar sert zıplayabileceğini göster bebeğim."

Ateş'in hazdan derinleşmiş sesi bile beni baştan çıkarmaya yeterdi o yüzden anında aletinin üzerinde kalkıp oturmaya başlamıştım. Ateş ise sakince her hareketimi izliyordu.

"Keşke tavşan kulağı da alsaydık." dedi ve boğazımda asılı olan kedi tasmasının topuna, işaret ve baş parmağını birleştirip halka yaparak, vurdu işaret parmağının ucuyla.

Yukarı kalkıp tekrar aletinin üzerine oturdum sertçe. Ona verebileceğim maksimum zevki vermek istiyordum çünkü o bana her defasında unutamayacağım bir deneyim yaşatıyordu.

Ben sert hareketlerle kalkıp oturmaya devam ederken Ateş de kalçamdan tutup hareketlerimi yönetmeye devam ediyordu.

Zevk noktama çarpan aletle bacaklarım titrerken inlememek için dudaklarımı ısırmıştım ama yine de kısık çaplı bir inlemenin kaçmasına engel olamamıştım.

Ateş kalçamı aletine bastırıp sertçe tutmaya devam ederek tekrar kalkmama izin vermedi. Bir elini dudağıma götürüp dişlerimden kurtardı.

"Zevk dolu inlemelerini duymak istiyorum. Saklama benden."

Kafamı onaylarcasına salladığımda içimden çıkmadan ben kucağındayken kalktı. Küvetten çıkıp bedenimi duvara dayadığında soğuk feyans içimi ürpertse de bedenim cayır cayır yandığı için bunu önemsemedim. Bacaklarımı beline doladığımda o da içime sert hareketlerle girmeye devam etmişti.

Ateş inlemerimi duymak istediği için onları artık tutmuyordum. Banyonun beyaz fayanslarına çarpıp tekrar kulaklarımı dolduruyordu inlemelerim.

Ateş belimdeki iki elinden birini çekip boğazıma sardı sertçe. "Gözlerime bak." Emriyle birlikte ne ara kapattığımı bilmediğim gözlerimi açtım onun koyulaştığı için kahverengi gibi duran gözlerine sabitledim. "Gözlerini gözlerimden bir an bile ayırmayacaksın. Anlaşıldı mı?"

Hızla kafamı salladığımda Ateş kalçama sertçe vurdu. "Anlaşıldı." dedim inleyerek. Sadece zirveye tırmanmak istiyordum.

Konuşurken yavaşlayan hareketleri tekrar hız kazandığında gözlerimi açık tutmak zorlaşmaya başlamıştı ama bir yandan da Ateş'in gözlerine çekildiğimi hissediyordum. Tamamiyle saf arzuyla bana bakıyordu. Gözlerindeki ifade bulutlanmıştı. Onu bu denli dağıtmak hoşuma gitmişti o yüzden gözlerimi ondan bir an bile çekmedim. O da aynı şekilde benden.

Hareketleri o kadar hızlıydı ki tüm bedenim sertçe duvara çarpıyordu. Ateş ara sıra boynumu sıkıyor, kısa bir süre sonra tekrar serbest bırakıyordu.

Onun da inlemeleri çoğaldığında geleceğini anlamıştım. "Kendime dokunabilir miyim?" Önceki sekslerimizde o istemeden kendime dokunmamın yasak olduğunu söylediği için sormuştum bu soruyu. Hoşuna gitmesini istemiştim. Gözlerinde çakan şimşekler ise tamamiyle doğru yolda olduğumu söylüyordu bana.

Boğazımdaki elini çekip aletimi kendisi çekmeye başladı. İnlemelerim artarken Ateş'in de inlemeleri çoğalmıştı.

Ben karnıma ve Ateş'in eline gelirken Ateş de içime gelmişti ikinci kez. İçimden çıkıp bedenimi kucakladığı gibi küvete bıraktı.

Kendisi de benimle beraber küvete girdiğinde oynaşmadan duş almıştık beraber. Bu oldukça zor olmuştu.

Bornozumu giydirip şapkasını da kafama takmıştı. Ardından kucakladığı gibi odama geçirdi beni. Normalde bu bornozu kullanmazdım. Belime havlu sarıp çıkardım direkt ama Ateş bornozu giydirdiğinde ona asla itiraz edemiyordum.

Beni bırakıp dolabımı açtı ve temiz iç çamaşırı çıkarıp giymeme yardım etti. Hemen ardından bornozu üzerimden çıkarıp boynuma da bir öpücük kondurdu. Kısa kollu bir tişört ve eşofman altı da çıkarıp giymeme yardım etti. Gerçi daha çok yanaklarıma ve boynuma öpücük kondurmakla ilgileniyordu.

"Şap şup öpe öpe yedin bitirdin her tarafımı." diye isyan ettim sahte oyuncukla. Deli gibi hoşuma gidiyordu.

"Çok güzelsin ne yapayım? Görünce direkt mideme hüpletmek istiyor olmam benim suçum değil." dedi kollarını çıplak göğsünde bağlarken.

Ateş'in hâlâ altında havluyla durduğunu fark edince duraksadım. "Önce giyin, sonra hüpletirsin midene."

"Saçını kurutayım giyinirim."

"Hayır, hem ben zaten saçımı kurutmayı sevmiyorum. Kabarıyor sonra." Önce üzerini giyinmesi için yalan söylemiştim. Bakışlarından önce saçımı kurutmak istemekte inat edeceği belliydi.

İç çamaşırını hızlıca giyinip gömleği ve pantolonunu da geçirdi üzerine. Havluyla saçının nemini aldıktan sonra yanıma gelip benim de saçlarımın nemini almıştı.

Hemen ardından beraber yatağa uzanmıştık. "Benim dolabımda rahat bir şeyler giyseydin keşke." dedim Ateş'in boynuna iyice sokulurken. O da beliminden kavrayıp beni kendine iyice çekmişti.

"Kalmayacağım gece burada."

"Neden?"

"İşe gideceğim."

Sessiz kaldım bir süre. Birkaç dakika sonra aklımdaki soruyu sordum: "Neden çalışıyorsun ki? Durumunuzun gayet iyi olduğunu biliyorum."

"Annem ve kocasının durumu gayet iyi, evet ama para biriktirmem gerek. Üniversite için ayrı eve çıkacağım. Kendi harcamalarım da oluyor. Zor durumda kalmadıkça annemden para almıyorum."

Söyleyecek bir söz bulamadığım için kollarımı bedenine daha sıkı sardım yanında olduğumu belirtmek istercesine. Ailevi problemleri sandığımdan çok daha fazlaydı belli ki. Sadece üvey abisiyle değil, üvey babasıyla da sıkıntıları olduğunu anlamıştım. Annesiyle arasında tam olarak nasıl bir anne-oğul ilişkisi vardı kestiremiyordum.

"Yaşadığın ve yaşamak zorunda olduğun her şey için çok özür dilerim. Keşke hep yanında olup seni koruyabilsem."

Ateş saçlarımın arasına öpücük kondurdu. "Geçmiş için kendini üzme, onu değiştiremeyiz. Geçmişte takılı kalmak yerine geleceğimizi en güzel haliyle yaratalım Pamuk Prens."

"Birlikte?"

"Birlikte." diye onayladı beni.

"Neden bana Pamuk Prens deyip duruyorsun?" dedim konuyu değiştirmek adına. Ayrıca gerçekten merak ettiğim bir konuydu. Kafamı boynundan ayırıp yüzünü inceledim. O da bana bakıyordu.

"Pamuk Prenses'in kitabında Pamuk Prenses çok güzel biri olarak anlatılır. Bahsedilene göre saçları abanoz kadar siyah, dudakları gül kadar kırmızı, ten rengi ise kar kadar beyazmış. Benim güzellik algıma göre Pamuk Prenses denilince aklıma direkt sen geliyorsun. Hem anlatılana uyuyorsun, hem de görüp görebileceğim en güzel şeysin."

Ateş'i sırıtarak izleyip dudaklarına hızla bir öpücük kondurdum. Her zerresine daha çok aşık oluyordum. Ateş benim ilk ve en büyük aşkımdı.

Onsuz yaşayacağım bir hayat düşünemiyordum bile. Sanki Ateş benden giderse beni ben yapan her şeyi kaybedecekmiş gibi hissediyordum. Onu farkında olmadan hayatımın merkezi haline getirmiştim ve onu her gördüğünde kanat çırpan kalbim onsuz bir işe yaramazdı.

***
Dört bin kelimelik smut yazdım. En uzun bölümüm bu olabilir gsbdndnd.

Umarım uyumamışsınızdır.

Bu arada enayi ben ilk bölümlerle Derin'in burcu için Aslan demişim sonra bunu unutup Derin'in ocak doğumlu yapmışım HDBNDNDNDH

Olabilir öyle şeyler. Eski bölümü değiştirmeye gidiyorum 🏃🏻‍♀️🏃🏻‍♀️

Bu arada dört bin kelime yazdığımı söylemiş miydim?

Yeşil kaçar.

Continue Reading

You'll Also Like

1.6K 128 4
Futbolcularla ilgili bxb one shotlar 🪐
225K 16.4K 47
-TAMAMLANDI- "Derler ki; ay ve güneş birbirine aşıktır, ama biri geceye biri ise gündüze aittir. O yüzden kavuşamazlar." Egenin ellerini avuçları içi...
4.4K 702 7
Bir kaleyiz kumsalda, yalnız ve sakin. Yarınımız yok belki, bugün ise benimsin. Yaklaşıyor fırtına, kalbim tedirgin. İstemiyor bir daha baştan sevils...
206K 15K 68
"Böyle olmaktan nefret ediyorum! Onun istediği erkek olamıyorum, kimsenin is-istediği erkek olamıyorum!" Vulcanus kitabındaki yan karakterlerin hikay...