Mafyanın Bakıcısı

De serseri_arduc

123K 32.8K 13.2K

Bir gün hastaneye ambulans ile hasta getirdiler ama getirmek ne kelime başbakan gelse o adamın yanında sönük... Mais

Mafyanın Bakıcısı -1
Mafyanın Bakıcısı -2
Mafyanın Bakıcısı- 3
Mafyanın Bakıcısı- 4
Mafyanın Bakıcısı- 5
Mafyanın Bakıcısı- 6
Mafyanın Bakıcısı- 7
Mafyanın Bakıcısı- 8
Mafyanın Bakıcısı-9
Mafyanın Bakıcısı- 10
Mafyanın Bakıcısı- 11
Mafyanın Bakıcısı- 12
Mafyanın Bakıcısı- 13
Mafyanın Bakıcısı- 14
Mafyanın Bakıcısı-15
Mafyanın Bakıcısı-16
Mafyanın Bakıcısı-17
Mafyanın Bakıcısı-18
Mafyanın Bakıcısı-19
Mafyanın Bakıcısı-20
Mafyanın Bakıcısı-21
Mafyanın Bakıcısı-22
Mafyanın Bakıcısı-23
Mafyanın Bakıcısı-24
Mafyanın Bakıcısı- 25
Mafyanın Bakıcısı-26
Mafyanın Bakıcısı-27
Mafyanın Bakıcısı-28
Mafyanın Bakıcısı-29
Mafyanın Bakıcısı- 30
Mafyanın Bakıcısı-31
Mafyanın Bakıcısı-32
Mafyanın Bakıcısı- 33
Mafyanın Bakıcısı-34
Mafyanın Bakıcısı-35
Mafyanın Bakıcısı-36
Mafyanın Bakıcısı-37
Mafyanın Bakıcısı-38
Mafyanın Bakıcısı -39
Mafyanın Bakıcısı -40
Mafyanın Bakıcısı -41
Mafyanın Bakıcısı-42
Mafyanın Bakıcısı -43
Mafyanın Bakıcısı-44
Mafyanın Bakıcısı-45
Mafyanın Bakıcısı-46
Mafyanın Bakıcısı - 47
Mafyanın Bakıcısı-48
Mafyanın Bakıcısı -49
Mafyanın Bakıcısı -50
Mafyanın Bakıcısı -51
Mafyanın Bakıcısı -52
Mafyanın Bakıcısı -53
Mafyanın Bakıcısı -54
Mafyanın Bakıcısı -55
Mafyanın Bakıcısı-56
Mafyanın Bakıcısı -57
Mafyanın Bakıcısı -58
Mafyanın Bakıcısı -59
Mafyanın Bakıcısı -60
Mafyanın Bakıcısı -61
Mafyanın Bakıcısı -62
Mafyanın Bakıcısı -63
Mafyanın Bakıcısı- 64
Mafyanın Bakıcısı-65
Mafyanın Bakıcısı -66
Mafyanın Bakıcısı-67
Mafyanın Bakıcısı-68
Mafyanın Bakıcısı -69
Mafyanın Bakıcısı-70
Mafyanın Bakıcısı-71
Mafyanın Bakıcısı - 72
Mafyanın Bakıcısı-73
Mafyanın Bakıcısı- 74
Mafyanın Bakıcısı - 75
Mafyanın Bakıcısı- 76
Mafyanın Bakıcısı-77
Mafyanın Bakıcısı-78
Mafyanın Bakıcısı-79
Mafyanın Bakıcısı-80
Mafyanın Bakıcısı-81
Mafyanın Bakıcısı-82
Mafyanın Bakıcısı-84
Mafyanın Bakıcısı-85
Mafyanın Bakıcısı - 86
Mafyanın Bakıcısı - 87
Mafyanın Bakıcısı -88
Mafyanın Bakıcısı-89
Mafyanın Bakıcısı - 90
Mafyanın Bakıcısı-91
Mafyanın Bakıcısı-92
Mafyanın Bakıcısı -93
Mafyanın Bakıcısı-94
Mafyanın Bakıcısı -95
Mafyanın Bakıcısı -96
Mafyanın Bakıcısı -97

Mafyanın Bakıcısı-83

248 93 91
De serseri_arduc


Ömer 'den

Sabah gözlerimi Müdür'ün yanağımı yalamasıyla uyandım, üstüme çıkmış beni yalıyordu. Halbuki Defne yi bekliyordum karşımda.

" Günaydın oğlum! Günaydın paşa hazretleri! Günaydın! " Yanaklarını öptüm sevdiğim güzelce.

" Oh!" Son kez yanaklarını öptükten sonra, başını okşadım, üstümden giderek yataktan fırladı.

Kol dirseklerimi üzerine yükselip yatakta doğruldum.

" Eee benim güzel kızım Defne'm nerede? Çoktan sesimi duyup üzerime atlaması gerekirdi?"

Kapının bitişinde bana bakan Müdür'e kaydı gözlerim " anne nerede oğlum? Defne nerede?" Deyişimle suratını asıp arkasını dönüp gitti.

" Ooo bununda havası kimeyse artık? Cevap bile vermedi kereta."  Üzerimdeki pikeyi atıp" neyse belki diğer odalardadır?" Yataktan doğruldum.

Banyoya gidip, elimi yüzümü yıkardıktan sonra oda ' dan çıkıp teker teker odaları gezindim belki benim Defne'm odalar içinde kaybolmuştu.

" Defne' m güzel sevgilim." Diyerek açtığım kapıyı geri kapattım burada yoktu.

" Güzelim?" Burada da yoktu bu kapıyı da geri kapattım.

" Defne!!! Nerdesin?! " Bu kaçıncı kapı açışımdı ya benim? Ama hiç birinin arkasında Defne yoktu Defne' m yoktu.

Merdivene inerken benim odanın kapısını açık olduğunu gördüm hızlıca odaya doğru koştum belki burada olabilirdi?

Odanın içine girdikten sonra, etrafa bakındım görürlerde yoktu banyo kapısına iki kez tıkladıktan sonra beklemeye koyuldum " Defne?" Ses gelmedi... sesini duyamadım ve banyo kapısına açılışımla göremedim burada da yoktu.

Odadan çıktım elim telefona gitti " nerdesin acaba sen?! "

" Aaa Ömer günaydın." Kapının kilit sesini duymamla sesini duymam bir oldu. Eli anahtar girişinde gülümseyerek bana bakıyordu.

Yanağına gittim yanağımı okşayarak öptü beni.

" Nerdesin sen?!" Sesimi yüksek oluşumdan bir iki geri uzaklaştı benden.

" Dışarı çıktım birşeyler aldım bize-" Hızlıca elindeki poşeti alıp içine baktım, zeytin peynir ekmek vardı. " Kahvaltılık."  Yüzüne bakıp elimdeki poşeti hızlıca zemine attım.

Umduğum şey yoktu!

Hızlıca ve o sinirle mutfak kısmına yürüdüm, çoktan kahvaltı masası hazırdı yerime oturdum.

Defne' de  mutfağa geçip poşetdekileri çıkarmaya başladı, sinirden masanın bir kenarına parmaklarımla "tik tik" yapıyordum.

" Gerçekten unutmuş (!) " Göz ucuyla baktığımda Defnenin' de bana baktığını gördüm , ara sıra elini yıkıyor tabaklarını hazırlıyordu.

Gözlerimi kaçırdım hızlıca.

Kısa süre içinde , masaya gelip oturdu masada ritim tuttuğum parmaklarımın hızını arttırdım.

" Afiyet olsun bebeğim." 

" Hee!?"  Çoktan önümdeki boş tabağa almış kahvaltılıkla doldurmuştu içini. Uzattığı tabağa alıp önüme koydum.

" Afiyet olsun (!) " Sinirle yicekleri çatala batırıp ağızıma attım.

" İyi misin sen?"

" İyiyim!" Dedikten ağızıma salatalık attım yine aynı sinirle, yüzümü sola çevirerek yemeğe devam ederken Defne kalkıp arkadan boynuma sarıldı.

" Ne olmuş benim koca bebeğime?"

" Birşey'im yok benim,  uykusuzum biraz!"  Başını omzundan kaldırıp yüzüme baktı yan profilimden.

" Allah Allah sabah bebek gibiydin bebiş bebiş, huzur doluydun aşkım."

" Bilmiyorum o kadarını."  Tekrardan çenesini omzuma yerleştirdi.

" Sana söz hiç birşey için üzülmeni izin vermicem üzülme o yüzden." Yanağımı öpüp sımsıkı sarıldı boynuma.

' Üzülme diyor ama üzüyor, ah Defne ah.'

Koluna dokundum " hadi ye yemeğini aç kalma. Bende üzerimi giyip gideceğim.

" Annenin yanına mı?"

" Hıh hıh annemin yanına." Doğrulup sarılmaktan vazgeçti bende o ara boşluktan istifade ayağa kalktım.

Defne'nin yüzüne bakmadan odaya çıktım bozulmuştum. " Ben giydiyseydim seni?" Aynada kendime bakarken Defne' de peşimden gelmişti.

" Gerek yok!"

' Sen benden daha önemli kadınsal işlerini hallet gerek yok (!)'

" Efendim? "

" Gerek yok diyorum giyindim ben." Aynada kendime bakarken yakalarımı tersine çevirdim kombin olarak:

Gri renk sol ve sağ köşesinde büyük cepli ağızı kapalı bir spor ceket tarzı hırka giydikten sonra altına da siyah boğaz yakalı tişört giydim, alt kısmını da siyah kumaş pantolonla tamamlamıştım.

Sol elimin   dörttüncü parmağıma gri tarzına küp yüzük taktıktan sonra bileklerime de  ince bileklikler taktım.

" Ömer?"

Yüzüne bakmadan cevapladım Defneyi" hı?" Çünkü bilekliklerimi düzeliyordum.

" Bu kılıkla annenin yanına gittiğine emin misin?"

İşaret parmağıyla üzerimi gösteriyor bir yandan da hesap sorar gibi tek kaşını kaldırıyordu.

" Evet neden ki?"

" Fazla hoş olduğunda merek ettim."

" Bu benim en sade halim bilmiyorsan öğren Defneciğim." Sahte bir gülüş attıp  gözlüğümü taktıktan sonra başıma "nyx " koyu mavi şapkamı geçirdim. Artık tam anlamıyla hazırdım.

" Dur gitme Ömer." Tam gidecekken, bana doğru gelip ellerini göğüsüme bastırdı ve beni durdurdu.

Soru sorar gibi baktığımda ise" niye böylesin bugün? " Diyerek sinirden nefes alışıma neden oldu.

" Öpmedin koklamadın doğru düzgün konuşmadın bile benimle?"

" Uyandım sen geldin, kahvaltı yaptık, şimdi de üstümü giyindim gidiyorum müsade edersen?! " Yanından çekip gittim birşey demesine cevap vermeden.

" Peki gün içinde neler yapacaksın? " Arkamdan geliyordu.

" Annemin yanına gideceğim işte, bir bakarım bizim çocuklar ne halemde aramadılar beni bugün! Sonra benim eve geçerim spor yaparım sonra da yanına gelirim işte.

" Bende işte bugü-"

Merdivenleri inip kapıya ulaştığımda Müdür'e seslendim.

" Müdür gelecek misin ? Dışarı çıkıyorum."

" Müdür benimle kalsın bugün olmaz mı?" Kapının kupunu sıkı sıkıya kavrayıp Defneye baktım.

" Senin bugün" kadınsal" işlerinin yok mu?  " Kadınsal"  cümlesini bastırarak vurgu yaptım belki anlardı derdimi.

" Müdür'e nasıl bakacaksın?"

" Müdür gel oğlum hadi dışarı çıkarız hadi annenin işi var oğlum bize vakti olmaz bugün?"

' Hadi Defne'm anla derdimi anla beni.'

Cıks anlamadı cevap bile vermedi, Müdür' e bakmayı sürdürdüm.

" Müdür oğlum...?" Cevap alamadığım gibi hareketlilik yoktu Müdürde ' de.

" İyi gelme ulan gelme! Başlarım nazına da sana da!" Kapıyı açtığım gibi o sinirle de geri kapattım o sinirle.

Ben bu günü hiç böyle hayal etmemiştim...

Evden o sinirle çıkmış ardıma bile bakmamıştım! Kimse umrumda bile değildi bugün Defne bile.

Çiçekçinin önünde durup bir buket çiçek aldıktan sonra , markete uğradım annemin mezarı başında küçük pop kekin üzerine  mum dikip  kendimi doğum günümü! Kutlayacaktım.

' Evet bugün benim doğum günümdü ama sevdiklerimin hiç biri yanımda yoktu!'

" Anne... Annem! Ben geldim kara kaşlı oğlun geldi annem! Bu çiçekler sana meleğim benim."

Çiçekleri toprağın üzerine koydum öylece toprağın altındaki cansız bedene anneme hediye olarak koydum görür belki mutlu olur diye.

Mezar taşına oturup sırtımı da mermere dayandım, konuşmaya başlamadan hemen önce özel bilekliği devre dışı bırakarak Defnenin beni durmasını engelledim.

' Hoş bugün umrumda bile değildim onun.'

" Anne bugün ben doğdum, biliyorsun dimi haberin var?"  Gülümsedim.

" Anne be bugün sanki diğer günlerden daha yanlızım gibi geliyor, sen yoksun, kimse yok yanımda, olması gereken hiç kimse yok yanımda, -ha olması mı gerekiyor - dersen hayır ama ne bilim insan kötü oluyor be."

" Yanlızlık bazen iyi bazen çok acımasız, belki de benim yüzümden buradasın? Ben olmasaydım sen yaşıyor olacaktın? "

" Çok kötüyüm anne ben."

' Zenci olursun evlat içme sen kötüyüm ben.'

" Sanki  bu günlerde seni daha çok arar gibiyim , doğum günümde mesala?" Usulca toprağını sevdim annemin.

Toprak bir o kadar kuru olsa da bir o kadar da yaştı.

" İçinin güzelliğini yaşat be annem orada olur mu?" Yanaklarımdan süzülen yaşları sildim , ne zamandır ağlıyorum bilmiyordum?

Bir yanım kalmak isterse de gitmek zorundaydım.

" İyi uykular meleğim." Selam vereyip hızlıca oradan uzaklaştım.

" Gel bakalım." Yanıma aldığım küçük pop kekin üzerine mum diktikten sonra hızlıca üfledim.

" İyiki doğdun Ömer İplikçi! İyiki varsın..." Kendi kendimin doğum günümü kutladıktan sonra iş tamamdı bugün benim için bitmişti.

" Ulan Müdür alacan olsun sen bile yoksun yanımda, gerçeği benim diğer köpeklerden ses soluk yok ki Müdür ne yapsın?" Kendi kendime konuşup arabayı çalıştırdım.

İyice deli olmuştum iyi mi?

°°°°

Eve vardığımda kiliti anahtar deliğinden çevirdim görürlerde kimse yoktu daha doğrusu evde kimse yoktu.

" Boşuna bekleme oğlum unutmuşlar işte amına koyim." Derin nefesler alıp bomboş salona baktım.

" Arayan soranda yok! Of of! " Elimi enseme vurarak kaşıdım öylece  odamın yolunu tuttum spor yapmak bana her zaman iyi geliyordu çünkü.

Terleyene kadar bugünün sinirini atana kadar spor yapmıştım.

Ama bileğimdeki bilekliğin düğmesini açıp çalıştığına kadar tabi,  Defne hanımdan bildirim ve konum gelmişti.

"   Büyük *** AVM Merkezi." Bildirimi ve konumu gördükten sonra " karıya bak keyfi yerinde." Demiş, su içtim şişeyi kafama dikerek evden çıkmış ve mağazanın yolunu tutmuştum.

" Hoşgeldiniz Ömer Bey." Arkamdan seslenen mağza görevinin sesini duysam da umursamadım, zaten her bölümde bir görevli personel bana " hoşgeldiniz Ömer Bey."

Kadın giyme kabi'nin her bir kapısını açıp " Defne! " Diye bağırdım, ama son açtığım kapıyı da " pardonn." Diyerek kapatmıştım.

' Kadın üzerini giyiyordu ve çıplaktı aq!'

O kabi'nin diğer yanındaki kabi'nin kapısını açtığımda nihayet Defne' yi bulmuştum, Defne'nin yüzü kapıya dönük bir şekilde üstünü çıkarıyor sadece giysi olarak sütyeni bulunuyordu tamamen çıplaktı.

Yutkundum. Bu kadının güzelliği fiziği her zaman aklımı başımdan almıştı zaten, bir " su peri" siydi adetâ.

" Ömer aşkımm!" Başta beni gördüğüne şaşırsa'da beni baştan aşağı süzdü ve yutkundu tıpkı benim gibi.

Kapıyı kapatıp kabi'nin içine girdim, gözlerimi alamıyordum ondan kitlenmiştim güzelliğine.

" Senin ne işin var burada, sen ağladın mı?" Yanağıma gelip yanağımı okşadı.

" Hem ne bu hal? Yarım atlet sıfır kol ıslak ıslak," gözleri ıslak saçlarıma gitti " sen terlemişsin Ömer."

" Sen ne yapıyorsun burada seni bulunana kadar canım çıktı kaç kabin baktım."

" Giyiyo-, bir dakika kaç kabin derken burada 4- 5 kabin var ve hepsinin çıplak olduğunu düşünürsem?!"

" Seni öldürürüm İplikçi! " İşaret parmağını sallıyor, sinirden göz bebekleri büyüyordu.

Güldüm ve arkamı duvara yasladım.

" Gülme bak! Öldürürüm seni! Hatta dur ben ilk o tüysüz bamyayı öldürim sonra sen!" O sinirle yanımdan geçip kalbinden çıkacağı sıra kolundan tutup onu durdurdum.

"Nereye? Bu haldeyken? "

" İşte kadını öldürmeye!" Gözlerini onu tutan elimi kaydı.

" Bırak!"

" Tamam öldürürsün ben senin tadına baktıktan sonra."

" Ne?!"

Şaşkınca bana bakan güzel yüzünü ellerimin arasına alarak."  Çok seviyorum ben seni."  Diyerek dudaklarını öptüm.

Geri geri giderek Defne kendini duvara yaptırdığında duvarla benim aramda kalmıştı.

Boyuna yöneldim onunda ellerini saçlarıma gitmişti, boynuna öpücükler kondurken kokusunu içime çekiyor arsızca bacalarında ellerim geziyordu.

" Sana doyamıyorum kadın (!) "

" Seni çok özlemişim." Boynuna yöneldim öpücüklerime karşılık kesik kesik inliyor, ellerini ise ıslak atletime gitmişti. Yakasından tutup yarısına kadar çıkarttığında ise ondan ayrılıp ben çıkarttım atletimi.

" Giyinik olmanı sevmiyorum."

" Nedenmiş o?" Ellerini omzuma attı ve nazlı bir o kadar edalı bir şekilde.

" Boşa zaman kaybı."

" Hahaaaa! İşte benim yaramaz güzel kızım." Tekrardan dudaklarına yöneldim de artık işimi biliyordum, dudaklarından sonra emmeye doyamadım göğüslerine ulaştım, oradan da enfes vücudunda keşfete çıktım.

İkimizde deli gibi inliyorduk öpücüklerimiz arasında kayboluyorduk

" Ömer bırak artık." Hala öpüşüyor, birbirimizin tadını çıkarıyorduk.

"  Sende bırak niye bırakmıyorsun?"

" Bırakamıyorum (!)"  Dudaklarımı ayrıldım kısa süreliğine Defne gerisi geriye beni öpüp kendini havaya kaldırdı.

" Son kez sevgilim... Son kez dosyasıya öp beni (!) "

Defne'nin isteği üzerine bir kere daha ona sahip olduktan sonra şimdi eğilmiş kilottunu giydiriyordum.

" Şst Ömer iplikçi!" Yüzüne baktığımda gülerek göğüslerini sallıyordu.

"  Memeee."

" Uslu dur Defne İplikçi."  Ayağa kalkıp  yüzüne baktım düşünür gibi bir hali vardı, işaret parmağını dişliyordu.

" Hıh düşündüm de, uslu olmak çok sıkıcı bey' im ve sıkıcı olmak nefret ederim."

" Beyim?"

" Hı hı beyim, hadi ablana bir alt dudak ver aslan parçası."  Gözlerini kapatıp dudaklarını bana doğru uzatmıştı.

" Ne ablası lann! "

" Hadi ama?"

" Gerçeği sen büyüksün unutmuşum, abla da olursun teyze de." Kapalı olan gözleri açılıp hidetle büyüdü çatıldı güzel turuncu kaşları.

Omzuma vurup çatık olan kaşlarını daha çok çattı.

" Terbiyesiz adam! SENİ ISIRIRIM! " Yükselip" yanaklarını şişir bakayım! Top top yap." dedi.

" Yooo."

" Yap dedim!"

" Cıks!" 

" Eee yeter ulan!" Elinin tersiyle yanağıma vurup ardından da yanağımı şişirip ısırdı.

" Oh canıma değsin oh! " Dedikten elini üzerine sürtmeye başladı " Tıpkı uslanmaz çocuk gibi." hızlıca dudaklarına yapışıp belinden tutarak kendime bastırdım...

Kabi'nden çıkıp " silahın yanında mı yakışıklı?" Dedi. " Yanımda güzelim."  Kadının olduğu kabinin kapısını açıp hızlıca belimdeki silahımı aldı.

" Bu bir soygundur çıpıldak karı!" Silahın bir ucu kadını bulurken kendinden büyük silahı aldığı için elinde tutmakta güçlük çekiyordu Defne.

" Ömer yardım et vuramıyorum." Diyerek dudaklarını bükmüş benden yardım istemişti.

"Kıyamam." Elinde tutmakta güçlük çeken silahı sabitledim elinin üzerine, elimi yerleştikten sonra tetiğe bastım / bastık.

"BAM!" Dedikten sonra, kadınımın şen kahkasını duydum.

" Hahaaaa! Yaşasın kötülük!" Peş peşe sıkılan kurşun sayesinde kadın ölmüştü. " Defne sana birşey soracam?"

" Sor aşkım yoksa kadına mı üzüldün lann?" Kabi'nden çıkarken " Yok lan gebersin ne üzülcem."

" Hahaaa, işte benim aşkım!" Gülümsedim. " Sonuçta benim gibi varlığı görerek cennete gitti ne üzülcem." Karın boşluğuna yediğim dirsekle kendime geldim.

" Şerefsiz!" Güzel yüzü asılmıştı hemen gülümsedim, beni gerçekten çok kıskanıyordu.

" Ne soracaktın hadi sor?

" Belimdeki silahım olmasaydı ne yapacaktım o kadına?"

" Götüne parmak attıp kaçacaktım! " Durup yüzüne baktım neşesi uçup gitmişti." Şaka şaka götüne parmak attıp, kafasını taşa vurup ezecektim."

Güzel yüzünü ellerim arasına aldım.

" Ne olmuş benim güzelime? "

" Benden başka güzel'e güzel demeni istemiyorum bu bana haksızlık! Sen benimsin..." Gözleri dolmaya başladı yanaklarını sevdim usulca.

" Tamam bebeğim demem güzele güzel özür dilerim senden başka güzel dikkatimi çekmiyor zaten."

" Gerçekten mi?" Dudaklarımı bükerek " hı hı gerçekten." Dedim ardından sıkı sıkıya sarıldı bana sarıldım.

" Oh huzur..." Defne'nin dediği " huzur" bendim ama benim " huzur" kavramım Defneydi Defnemdi.

" Hadi çıkalım buradan daha fazla durmayalım."

" Tamam."  Ellerini tutum ve kabin  bölümünden çıktık, Defne her bölüm başında kadın gördükçe  " göster yüzünü aşkım, " dedikten sonra yüzük olan elimi tutarak parmağımı çalışan personel kadının gözüne sokuyordu.

" Bak benim kocam kıskan." Bir  kadın da gördüğünde kabin başında beni öpücüklere boğuyordu.

" Canım aşkım ya bende seni seviyorum. Sende benim tek sevdiğimsin! "

" Ha?!" Bir anda boşlukta bulunup şaşırmış tepkisi versem de,  Defne' nin ağız içi konuşması ve işareti ile olayı anlamıştım bir görevli kadın bizi izliyordu.

Belinden tutarak kendime çektikten sonra burnumu küçük fındık burnuna sürttüm " benim güzel kadınım, bu oyunlara gerek varmı sence?"

" Evet var efendim sen anlamazsın."

" Peki." Dedikten sonra yanağına öpücük kondurdum. Sakallarımı seviyordu.

" Ömer ilk önce bir yemek yiyelim mi ben acıktım?"

" Yiyelim güzelim, ama sen beni sevdikten sonra hemen uydurdun kollarımda uykun gelmedi mi?"

" Seni sevmem için eve gitmemize gerek yok beyefendi ben sizi her koşulda severim siz beni düşünmeyin."

" Allah Allah."  Tamamen sarılıp aradaki mesafeyi kapattım.  " İyi gidelim madem sen öyle diyorsan." Yanağını öpüp daha da sokuldum güzel Defneme.

"  SENİN O GÖZLERİNİ OYARIM! PİS KAZULENT KARI! ÇEK GÖZLERİNİ BENİM OLANDAN!"

Defne'nin ani yükselmesinden bir an ne olduğunu anlamasam' da bakışlarını takip ettim kasacı personel bana bakıyor ve beni süzüyordu.

Benim bakışımla gözlerini kaçırdı.  Defne kollarımın arasından kadına uçmayı planlıyordu ki belinden tutarak havaya kaldırdım, ama kendisi kadar elleri de savurgan ve hırçındı.

" Bırak parçalıcam bırak! Herkes haddini bilecek karşimm!"

" Haklısın bebeğim çok haklısın! Gözleriyle beni yiyordu resmen!" Belinden tutsam da gülmekten kahkaha atamıyordum.

" LANNNN!"  Gözlerimle kadına kaçmasını söylerken " Kaçma lan gel buraya hadsizzzz karı!!!" Diye bağırmasının ardından güzelimi omzuma atıp mağazadan çıkarken.

" Hepinizin amına koyim!!!! Fucuk to gacılar! Fucuk toooo!" Diyor benden kurtulmaya çalışıyordu.

°°°°

Defne burası şey değil mi?" Burası Defne'nin beni kaç defa rezil ettiği gözlüklerimin kırdığı dövdüğü mekandı.

Elinden kurtulmaya çalışıyor geri adım atmaya çalışıyordum, benim geri çekişimle Defne üzerime geliyordu.

"  Bebeğim gel."

" Hayır beni bırakıp gideceksin hayır! "  Başımı deli gibi sallıyor red ediyordum Defneyi, herşeyin bir hayal olmasından o kadar çok korkuyordum ki benim gerçeklere Defnenin sevgisine ihtiyacım vardı.

" Hayır!"

" Ömer lütfen!"  Etraf o kadar karanlıktı ki mekan bile kapalıydı sanırım.

Mekana giriş yaptığımda  sürekli olarak Defneyi kontrol ediyordum yanımda mı diye. Birisi gözlerimi kapattı, karanlık olan etraf daha da karanlık oldu sanki?

Ellerimin arasındaki el kaydığında " Defne gitme! " Dedim içimi korku kaplamıştı. " Defne!" Gözlerime baskı yapan şeyden kurtulmaya çalıştım.

Ama  bir el ellerimi tuttu.

" Defnee." Sesim titriyordu artık.

"Ah canım! YaşIandın mı sen! Merak etme sen tanıdığım en tatIı ihtiyarsın. İyi ki doğdun." Ardından bir ses duymamla doğum günü melodisi çalmaya başladı.

Ellerim seberst bırakınca gözümdeki siyah bandı çıkardım. Ellerimi tutan Hakan olmak üzere herkes buradaydı.

Tolga, Arda, Ercan abi, Salih, ve benim diğer arkadaşlarım... Müdür, Nehir!  Ve de çocuklarım, ama herkes ama herkes buradaydı.

Başlarında doğum günü konisi, ağızlarında düdük üfleyip duruyordu.

Mutfak girişinde Defne göründü üzerini değişmiş ağır adımlarla bana geliyor ardından doğum günü pastası geliyor, Kemal doğum günü arabasını iterken diğer oğullarımda mum yakıyordu pastanın başında.

Şaşkınımın getirdiği mutlulukla Defne yanıma geldi. Üzerinde: Beyaz renkte kayıkçı  saten kolları tül den oluşan birşey giymiş altına da :Yeşil- Mavimsi kumaştan oluşan yırtmacı az denilecek bir etek giymişti

.

Bel kısmı: Kahverengi renkten oluşan kalın bir kemer takarak eteği bedenine oturtulmuş açıkta olan boyunu da kolyelerle süslemiş dün akşam ördüğüm güzel kızıl saçlarını da salık bırakmıştı omuzlarına doğru.

' Kusursuz meleğim..!'  şaşkınımı fırsat bilerek başıma doğum günü konisi koyarak ağızıma da düdük koymuştu.

Demekki ellerini saklaması bu yüzdendi arkasında.

" Oy anam şaşkın ördeğim bebeğim! " Yükselip yanağıma öpücük kondurup kulağıma fısıldadı.

" Biliyorum burası senin için güzel bir yer değil ama artık güzel olmasını istiyorum sevgilim... beni affet yaptıklarım için (!)"

" Ömer hayatımın aşkı ben geldim doğum günün kutlu olsun." Nehir'in sesiyle kadınım' dan gözlerimi çektim.

" Gel bakalım küçük prenses!" Eğilip kucağıma aldıktan sonra yanağına öpücükler kondurdum.

" Çok teşekkür ederim hanımefendi."

Doğum günü pastası geldiğinde gözlerim doldu  pastanın üzerine " annem uzanmış, gülerek yatarken bende karın kısmında gözlerim kapalı uyuyordum çok küçüktüm annem ise gülerek kameraya bakıyordu."

*Doğum günü pastası: Medya'da*

" Yengenin fikriydi abi." Gözlerim dolu bir şekilde Hakan' a bakarken şaşırmış göz yaşlarım eşliğinde Defneye baktım.

" Düşündüm ki annen yok yanında ama en azından varlığını hisset mutlu ol istedim, eğer istemezsen başka pastada var? "

Direk olarak dudaklarına yapıştım kimseyi umursamadan.

"Hop çocuk var burada!" Kucağımda olan Nehir hanım kıskanmış bizi ayırmaya çalışmıştı.

" Sus kız sen sidikli! Öp aşkım öp kimin olduğun belli olsun!"

Nehir boynuma asılmış, çemkimişti Defneye, " bana bak küçük kaşar seni döverim!"  Uyarıcı bir tonla Defneye gözlerimi belirtmiş Nehir'i işaret etmiştim.

" Banne ya! "Omuzlarını silkmış ardından Nehire dil çıkarmıştı... Herkesi kahkaha tufanı tutarken, Defnenin bu çocuksu hâline, unutmuştum tabi bende ' benim hatunun çocuklardan daha bebek olduğunu.'

" Harbi çok teşekkür ediyorum herkese iyiki varsınız gerçekten!"

" Abi uzatmaya üfle' de pasta yiyek!"

" Uzatma lan keleste Kemal, sana ayrı soracam bugünün hesabını."

" Abi ya ben yenge kurbanı oldum, of ya yine ağızıma çorap sokmaya çalışcak pis pis kokacak ağızım."

Herkes gülerken Defne "bu çorap mevzusu ne? " Diye sormuştu mumu üflerken " ben sana anlatırım güzelim tam senlik olay."

" Tam-ammm  bir güzel sıçtık! Abim ağızıma edecek yengem üstüne mum dikecek!"

" Düzgün konuş lan ibne. "

" PARDOOON ABEEYYY! CANIM ABEY GÜZEL ABEY!!"

" Metin vur kafasına bir tane!"

" Sus la! "  Metinin ensesine vurma sesini duyduktan sonra eğilip pastanın üstündeki mumları üfledim.

Herkes alkış tutarken " iyiki doğdun sevgilim seni çok seviyorum." Diyerek yanağımı öptü.

' Güzel kadınım.'

" Benim hediyem gecenin sonunda (!)" Diye fısıldadı  kulağıma doğru.

" Hımm, yaramazlık diyorsun? Bana uyar (!)"

" Cıks, o da var ama başka birşey, küçük birşey ama."  Belindeki elimi sıklaştırıp kendimi bastırdım.

" Ama benim hediyem sensin o ne olacak (?)" Yüzünde gülümseme belirdi, elmacık kemikleri belirdi.

Nazlı ve edalı bir şekilde:

" Yaaa aşkım öyle deme-"

" Kardeşim artık kutlamalara başlayalım ağaç olduk kaç saattir aq!" Cenk' in sesiyle pür dikkat bizi izlediklerini gördüm / gördük  , Defne yüzünü omzumla kapattı.

' Utanmıştı galiba?'

" Tamam lan, anladık geliyoruz şimdi."

Pastamı, Defnem' le kesmiş ardından kutlamalara başlamıştık, çok güzel saatler geçirmiş ve  çeşitli fotoğraflar çekinmiştik, hepsi benim için çok değerli insanlardı.

Ve bu insanların arasına Defne'm de dahil olmuştu.

" Aşkım yetimhanedeki çocuklar sana video hazırlamış uyuma birazdan onu izlicez." Sesini duymam ile gözlerimi açmıştım, başımı omzuna yerleştirmiş arkadan sarılmıştım.

" Aaaa gerçekten mi?"

" Hı hı,  gerçekten seni çok seviyorlar." Başımı omzundan kaldırmamla yüzüne baktım eli yavaşça sakallarıma giderek usulca okşadı.

Işıklar kapandı, yavaşça duvara asılı büyük dev televizyon' slayt akmaya başladı.

Tabi slayt' ın başı benim  ' Siyah pikyonlu, siyah gömlekli ' resmdi ' Sola ' doğru bakıyor ve  ' gülüyordum.' bu da muhtemelen 6 yaşındaydım.

" Sen bunları nerede buldun?"

" Şst izle bak." Diyerek beni susturmuş kolumun üzerine elini koymuştu. Çocukların yaptığı videoyu izlemiş, benim çocukların videolarda sonlarında yaptıkları salakları görmüş kahkalalara boğulmuştu.

Kemal'in ensesine bir tane vurup" eşek sıpaları sizi."

" Abi ne vuruyorsun ya?" Ensesine vurmamdan bir o kadar şikayet etse de mutluydu gülüyordu.

" Hadi aşkım veda et arkadaşlarına gidiyoruz (!) "

" Tamam dur." Yanağına sürttüm sakallarımı usulca öptükten sonra yanağını, ondan ayrılmadan arkamı dönerek.

"  Millet biz kaçıyoruz hadi eyvallah, çocuklar buralar size emanet."

Defne, kollarım arasında kıkırdarken, yönümü dönmüş gidiyorduk ki , Nehir bacağıma cimcik attı.

" Ömer bana bu gece masal okur musun? Hem kaç Çarşamba geçti hiç seninle  kalmadım " bu" geldi herşey bozuldu.

" Bu" diyerek Defneyi işaret ediyordu.

Continue lendo

Você também vai gostar

BERDEL De Hilal Ceren

Ficção Adolescente

4K 545 10
Tanımadığım bilmediğim biri benim kocam olamaz..
13.8K 1.5K 36
İki yanı orman kaplı bir yola koydular beni, korkum onları vazgeçirmeye yetmedi. Yumruklarımı sıktım, zifiri karanlıkta benden uzaklaşan arabanın far...
47.4K 2.7K 27
>Yetişkiniçeriktir >+18 şiddet ve korku içerir ....mum olmak kolay değil; ışık saçmak için önce yanmak gerek..... .........🌼🌼🌼 ...Tecavüze...
305K 11.9K 76
Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga geçip uğraşan bir kızın hikayesi