Pamuk Prens | bxb

By malfoyunyesilelmasi

152K 11.9K 5.8K

[Tamamlandı] Ateş: Bugün öyle arkadaşlarınla iddiaya falan mı girdiniz? Derin: Ha sen etekle okula gelmemden... More

[1]
[2]
[3]
[4]
[5]
[6]
[7]
[8]
[9]
[10]
[11]
[12]
[13]
[14]
[15]
[16]
[17]
[18]
[19]
[20]
[21]
[22]
[23]
[24]
[25]
[26]
[27]
[28]
[29]
[30]
[31]
[32]
[33]
[34]
[35]
[36]
[37]
[38]
[39]
[40]
[41]
[42]
[43]
[44]
[45]
[46]
[47]
[48]
[49]
[50]
[52]
[53]
[54]
[55]
[56]
[57]
[58]
[60] - önce sonraki bölümü okuyun
[59]
[61]
[62]
[63]
[64]
[65]
Final

[51]

773 66 79
By malfoyunyesilelmasi

"Bir soru sordum." dedim sözlerini es geçerek. "Neden yanıma geldin?"

"Bir sebebi mi olması lazım?" dedi Sinan. O da ciddileşmişti artık. Kafamı sallayarak onayladım sorusunu.

"Alınma ama bir ibnenin yanına öylesine oturacak birine benzemiyorsun."

Kaşlarını çatarak bana döndü. "Bir şeyleri toparlamak istediğimi söylemiştim."

"Yanlış kişinin yanındasın. Ateş'le teneffüste konuşursun artık." dedim göz devirerek.

"Tek amacım Ateş'le aramı düzeltmek değil. Seninle de eskisi gibi arkadaş olmak istiyorum." Alayla gülüp konuşmak için ağzımı açtığımda tekrar konuşarak beni susturdu: "Biliyorum, özür dileyerek hiçbir şeyi eskiye döndüremem ama izin ver hareketlerimle de bunu belli edeyim. Ben gerçekten pişmanım." Hissettiği pişmanlık sesine yansıyordu. Cevap vermedim.

"Onlarla konuşmuyorum." diye devam etti ben cevap vermeyince. Konuşurken kafasıyla duvar kenarındaki en arka sırayı işaret etmişti. Bakmama gerek bile yoktu. Harun ve Baran ikilisinden bahsettiğini anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

"Neden?" diye sordum sessizliğimi bozarak. Onlarla ters düştüğü için mi bize sığınıyordu, merak ediyordum.

"Zihniyetleri çirkin çünkü. Beni son dönemde hareketleri rahatsız ediyordu zaten. En son sizin ilişkinizi fark etmişler." Bana kaçamak bir bakış atıp dudaklarını ısırdı. Bundan sonra hayırlı bir şey gelmeyeceğinin bilinciyle oturduğum yerde dikleştim. "Aşırı ileri giderek bunu Taner'in öğrenmesini sağlamışlar. Yemin ederim haberim yoktu."

Sinirle gülüp dilimi dişlerimin üzerinde gezdirdim. Ateş bu orospu çocuklarının aptal oyunları yüzünden dayak yemişti. Muhtemelen evde hâlâ psikolojik şiddet görüyordu abisinden.

"Sonra?"

"Öğrendiğimde tartıştık. İleri-geri konuşup asabımı bozdular. Şimdi de bildiğin gibiyiz işte."

"Neden Ateş'i korudun? Bana gelip onu kötüleyen sen değil miydin? Neden arkadaşlarına karşı onu korudun?" diye sordum merakla. Cidden merak ediyordum bu sorunun cevabını. Ateş hakkında bana atıp tutuyordu bir ara. Şimdi onu koruması, Ateş'le -hatta benimle
bile- arasını düzeltmek istemesi anlamsız geliyordu bana. Bu ani değişimi saçma buluyordum.

"Ben hiçbir zaman bu kadar ileri gitmezdim. Gitmedim de. İlişkinizi başından beri biliyordum ama ne okula, ne de ailelerinize taşıdım bunu." Kaşlarımı çattım. Sahi, Harun ve Baran neden ilişkimizi okula yaymamıştı ki?

"Onlar neden okula da yaymadılar?" dedim düşüncelerimi dile dökerek.

"Sandığımız kadar aptal değillermiş demek ki. Senin zaten eşcinsel olduğun biliniyor, Ateş de umursamaz biri olduğundan gelen tepkilerin size zarar vermeyeceğini düşünmüş olabilirler." Söyledikleri mantıklı geldiği için sessiz kaldım. Sinan şovu seven biriydi. Yapmak istese bunu çoktan yapardı. Hatta gösteri sunuyormuş gibi yapardı bunu.

"Seni ara sokakta bulduğumuz gün ne olmuştu sana?" Gece Ateş'e soramadığım soruyu Sinan'a sormuştum.

Bakışlarını kaçırdı. "Bunun bir önemi yok."

Bir anda gerilen ortam yüzünden konuyu değiştirme ihtiyacıyla tekrar araladım ağzımı. "O zaman sizin minik tayfa komple tanıyor Taner'i?"

Dilini damağından aşağıya vurarak cıkladı. Aynı zamanda kafasını da olumsuz yöne sallamıştı. "Haluk ve Baran, Ateş'in evine bile gitmediler zaten. Çocukluğumdan beri Ateş'in en iyi dostu olmama rağmen ben bile toplasan beş-altı kez falan girmişimdir o eve." Kaşlarımı çattım. Ateş'i birçok kez evime almıştım ama onun evine hiç gitmemiştim. Sadece bir keresinde evinin önüne gitmiştim o kadar.

Tam yeni bir soru için dudaklarımı araladığımda Sinan'ın gözlerinin dolduğunu fark ettim. Okul sırasına diktiği kahverengi gözleri dolu dolu olmuştu. "Neden ağlıyorsun?" dedim şefkatle. Sesimin bu kadar yumuşak çıkması beklediğim bir durum değildi. Düşmüş omuzlarına kararsızlıkla baksam da elim benden izinsiz havaya kalkmıştı bile. Tereddütle omzunu kavrayıp dostane bir tavırla sıktım.

Temasımla bana dönüp dolmuş gözlerini üzerime dikti. Söyleyip söylememek arasında kararsız kaldığı belli olsa çok geçmeden ısırmaktan pembeleştirdiği dudaklarını araladı. "Kötü... kötü bir şey oldu."

Telefonum bildirim sesiyle titrediğinde Sinan girdiği transtan çıkmış gibi silkelenip elleriyle gözlerini ovuşturarak sululuğunu aldı bir çırpıda. Silkelendiği sırada omzundaki elim de düşmüştü omzundan.

"İyi misin?"

Hızla kafasını onaylarcasına salladı. "İyiyim, sadece bir an öyle oldu işte. Boş ver." Temkinli bir şekilde ona bakmaya devam etsem de bana bakmaması ile masanın üzerine bıraktığım telefonumu elime aldım. Belli ki konuşmak istemiyordu.

Gönderen: Peder

Sabah gördüğüm çocuk erkek arkadaşın mıydı?

Göz devirip dudağımı ısırdım. Benimle baba-oğul ilişkisi kurmak istemesini anlıyordum ama garip geliyordu bu çabası. Yıllarca baba sevgisini hissedememiştim doğru düzgün. Beni sevdiğini biliyordum ama hiç hissedemiyordum. Gerçi büyüdükçe bana hissettiği şeyin sevgi olmadığını düşünmeye başlamıştım ama yine de bir tarafım buna hep karşı çıkıyordu. O benim babamdı, değil mi? Beni seviyor olmalıydı.

Şimdiyse yılların açığını kapatmaya çalışıyordu. Eskisi gibi kendini işine vermiyordu. Sadece geceleri eve gelip burayı pansiyon gibi kullanmıyordu. Benimle samimi bir şekilde şakalaşıyor, sevgisini hissettiriyordu.

Bu davranışları korkmamı sağlıyordu. Beni, yıllardır eksikliğini çektiğim, baba sevgisine bir anda alıştırıp sonra bir anda yarı yolda bırakma ihtimali beni korkutuyordu. İşte o zaman gerçekten yıkılırdım.

Gönderilen: Peder

Evet.

Gönderen: Peder

Tanışmak için bu akşam yemeğe davetli olduğunu iletirsin. Damadımı tanımak isterim. Haber ver bana, ona göre bürodan çıkacağım.

Gönderdiği mesaja sırıtarak bakıp telefonu kapattım. Damadım, demişti yahu!

Teneffüs zilinin çalmasıyla yerimden kalktım. Sinan da geçebilmem için sırasında kalkıp yer vermişti. İki-üç adımdan sonra kararsızlıkla arkamı dönüp çoktan kalktığı yere yeniden kurulmuş olan Sinan'a baktım. "Ateş'in yanına gidiyorum. Gelmek ister misin?"

Havaya kalkan koyu kahverengi kaşları bu teklifimi beklemediğini açıkça gösteriyordu bana. Bende beklemiyordum ama bir anda içimden gelmişti işte.

"Şey, gelmesem daha iyi gibi. Bir elimi yüzümü yıkacağım." dedi Sinan ayaklanırken. Omuz silkip sınıftan çıktım direkt.

Bahçeye indiğimde Ateş'i de kantindeki masalardan birinde otururken bulmuştum. Elindeki kitabı kaşlarını hafifçe çatmış bir şekilde okuyordu. Bu görüntüye iç çekerek bakıp yanına doğru ilerlemeye başladım. O sırada karşı masadaki kız grubunun aralarında fısıldaşarak Ateş'i kestiğini görmemle kaşlarımı çattım. Ateş ise her şeyden habersiz öylece kitabını okuyordu. Masasına geldiğimde karşısındaki boş sandalyeye oturdum.

"Hoş geldin." dedi Ateş, güneş vurduğu için, sarıya çalan gözlerini kitaptan çekmeden. Cevap vermeyip bir elimi çeneme dayadım. Çok hafif çattığı kaşları, güneş ışığının altında parlayan teni, dağınık kahverengi tutamları, gereğinden fazla biçimli burnu ve dolgun dudaklarıyla çok izlenesi duruyordu.

Sürekli dağınık gördüğüm saçlarının ona ayrı bir hava kattığını kabul etmeliydim. Kahverengi tutamların birbirine karışmış hali gözüme daha çekici geliyordu.

"Daha ne kadar beni dikizlemeye devam edeceksin?" dedi Ateş. Ardından iki eliyle tuttuğu kitaptan bir elini çekip, sonraki sayfaya geçti. Kemikli parmaklarının kitabı tutuşunu izlerken omuz silktim.

"Ömrüm yettiği kadar."

Cevabımla dikkatini çekmiş olacağım ki yutkunup elindeki kitabı kenara bıraktı ve bana döndü. Hemen sonra gülümsemesi genişledi ve küçük bir kıkırtı sundu bana. Gülüşünün etkisiyle kısılan gözleri beni daha çok kendisine çekiyordu. Onun gülümsemesi ile ben de sırıttım. Herifin üzerimdeki etkisi bambaşkaydı.

"Bir romantiklik gelmiş. Şiir kitabı mı okudun?" dedi Ateş sırıtarak.

"Bırak şimdi onu. Akşam boş musun?" diye sordum direkt konuya girerek.

Bir şey demeden kafasını onaylarcasına salladı sadece. Dudağımı ısırıp şirince gülümsedim. "Babam seni tanışmak için akşam yemeğine çağırıyor."

Kaşlarını çatıp kafasını iki yana salladı ve masaya bıraktığı kitabını tekrar eline alıp okumaya başladı. Gözlerimi devirdim. "Neden?"

Omuz silkti. "Gerek yok. İşi varmış falan deyiver."

"Neden böyle yapıyorsun?"

Kitabı tekrar bırakıp bana döndü. "Uğraştırma beni bunlarla Derin. Heyecanlanıp, salakça davranırım ben."

Zilin çalmasıyla milyonuncu kez göz devirip ayaklandım. "Keyfin bilir."

Tanışma mevzusuna bu kadar katı bakması sinirimi bozmuştu. İlişkimiz devam ettiği sürece illa ki yaşanacak bir şeydi bu.

Sınıfa vardığımda Sinan sınıfta yoktu. Yerime geçip kafamı sıraya dayadım. Tüm ders uyumayı planlıyordum.

Öyle de yaptım.

Omzum dürtüldüğünde sızlanarak kafamı kaldırdım sıradan. Hâlâ uykum vardı. Gözlerimi ovuşturup beni uyandıran Ateş'e baktım. Yanımdaki sıraya oturmuştu. Sinan derse girmemiş miydi yoksa erken mi çıkmıştı?

"Uyandırdığım için üzgünüm." dedi Ateş parmaklarıyla oynarken. Gergin gibi duruyordu.

"Sorun değil."

"Geleceğim."

"Anlamadım." dedim kaşlarımı çatarak. Yeni uyandığım için algılarım hâlâ kapalıydı.

"Babanla tanışmaya geleceğim."

"Gerek yok. Babama işin olduğunu söylerim. Kendini zorunda hissetme. Bunun için trip atacak değilim." Omuz silkip rahat bir şekilde verdiğim yanıtla kucağımın üzerindeki elimi kavradı. Sıcak elime değen soğuk teni garip bir şekilde içimi ısıtmıştı.

"Kendim istediğim için geliyorum. Sadece bir an gerildim. Babanla hoş bir karşılaşmamız olmadı ve beni seveceğini sanmıyorum pek. Yine de geleceğim. Denemeden bilemeyiz, değil mi?"

Kendini açıklamasını sessizce dinledikten sonra gülümsedim. Elimin üzerindeki elinin baş parmağıyla okşadı elimi. Hemen sonra boşta ki elini saçıma götürüp dağılan saçlarımı düzeltmeye başladı. Uyuduğum için dağılmış olmalıydı siyah saçlarım.

"Naber lan yılın çifti?" Sinan'ın yanımıza gelerek söylediğiyle ben sırıtırken Ateş göz devirdi. Sinan da masanın üzerine oturmuştu.

"İyiyiz." dedi Ateş elini saçımdan çekerken. Kısa bir duraksamanın ardından ekledi: "Sen?"

Sinan gülümsedi hemen. "Daha iyiyim."

Sinan'ın gülümsemesi ile Ateş kafasını aşağıya doğru eğip küçük gülümsemesini saklamaya çalışmıştı ama görmüştüm gülümsediğini. Birbirlerinin yanlarında çocuk gibi olmaları hoşuma gitmişti. Daha önce en yakın arkadaş dedikleri ilişkiyi yaşamadığım için aralarındaki bağı anlamam mümkün değildi.

Sinan'ın, Ateş'e karşı olan ani değişimini aralarında geçen şeylere rağmen Ateş'in onu yüzüstü bırakmayışına yoruyordum. Sinan'ın, Ateş geldiğindeki rahatlaması da bu tezimi destekliyordu. O gün Ateş ona yardım etmiş, evine kadar götürmüştü. Ateş'in evine, yıllardır arkadaş olmalarına rağmen, sadece sayılı sayıda gittiğini kendisi söylemişti. Ateş'in onu evine götürmesi bile ona verdiği değeri gösteriyordu bence.

Her şeyden önce Ateş, Sinan için beni Taner'den koruyabileceğini sanıyormuş; demişti. Bana doğrudan söylenmese de o gece Sinan'ın, Baran ve Harun'un yediği boku öğrenip Taner'e hesap sormaya gittiğini anlayabiliyordum. Anladığım kadarıyla Taner'e göz dağı vermeye çalışmıştı ama dayak yiyen taraf kendisi olmuştu. Belki de sayıca fazlalardı.

Yine de o gece Sinan'ın hali bir farklıydı. Tamamiyle yıkılmış duruyordu. Sadece dayak yiyen birine göre fazla dağılmıştı.

Ama bunların önemi yoktu. Önemli olan tek bir şey vardı: Önümde birbirlerine kaçamak bakışlar atan ve birbirlerinin yanlarında çocukluklarına gider gibi küçülen bu ikili, birbirlerine fazlaca değer veriyorlardı.

*
Sinan'ın samimiyetine inanıyor musunuz?

Yeşil gitsin bari.

Continue Reading

You'll Also Like

3.5K 377 5
Meşhur bir kiralık katil ve onun biricik efendisi.
127K 10K 22
-TAMAMLANDI- Bilinmeyen numara:Neden öptün onu? Deniz:Farkında mısın sevgilim o benim. Tabii ki öpeceğim. Bilinmeyen numara:Sevmiyorsun ama O da sen...
4.4K 702 7
Bir kaleyiz kumsalda, yalnız ve sakin. Yarınımız yok belki, bugün ise benimsin. Yaklaşıyor fırtına, kalbim tedirgin. İstemiyor bir daha baştan sevils...
1.6K 128 4
Futbolcularla ilgili bxb one shotlar 🪐