KARANLIK SIRLAR (KİTAP OLDU!)

By Nisasyx

763K 47K 16K

Kendisini tamamen dansa adamış bir kız Sima Kaya... Okulun popüler çocuğu kızların dilinden düşmeyen Uzay Kes... More

~1~
~2~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
~35~
~36~
~37~
~38~
~39~
~40~
~41~
~42~
~43~
~44~
~45~
~46~
~47~
~48~
~49~
~50~
~51~
~52~
~53~
~54~
~55~
~56~
~57~
~58~
~59~
~60~
~61~
~62~
~63~
~64~
~65~
~66~
~67~
~68~
~69~
~70~
~71~
~72~
~73~
~74~
~75~
~76~
~77~
~78~
~79~
~80~
~81~
~82~
~83~
~84~
~85~
~86~
~87~
~88~
~89~
~90~
~91~
~92~
~94~
~95~
~96~
~97~ (FİNAL)

~93~

2.2K 157 12
By Nisasyx

Bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerinin hafiften dolduğunu gördüm.

"Çok fazla günahım olduğu için Tanrı benden güçlerimi alacaktı. Bunu asla istemedim çünkü ben güçlerimle doğmuştum onlar olmadan nasıl yaşanır bilmiyordum. Korkuyordum ve sonumun Sima'nın elinden olacağını biliyordum. Ya Sima beni istemese de öldürecekti ya da Tanrı güçlerimi alacaktı. Öz abim ikisinden birini seçmemi istedi. Sima'yı seçersem ölecektim Tanrı'nın güçlerimi almasını seçersem ölü yaşayacaktım. O zamanlar Sima henüz dünyaya gelmediği için onu seçmiştim. O doğduktan sonra Umut abiye yaklaşmış ve öz abimin yerinde olduğunu söylemiştim. Aslında gerçekten de öyleydi çünkü o konuşmadan sonra öz abim Aren tarafından öldürülmüştü. Daha sonrasında Sima büyüdü ve güçlerini eline aldı. Ölümüme yaklaştığım için korktum ama sonralardan alıştım ve ölümümü kabullendim. Ama sonra sen doğdun ve bensiz tek bir adım bile atamadığını gösterdin. Bende seni kendinle bırakıp terk ettim fakat sonralardan pişman oldum. Belki dedim, belki Sima'yı kitapta kendi ağzımla anlattığım gibi kurban edersem kurtulurum dedim. Bu yüzden kitabı sakladım ama bulmuşsunuz. Ama yanlış olduğunu da en başından biliyordum. Aslında öğreneceğinizi hatta kitabı bulacağınızı da biliyordum. Kitabı da bilerek okulun kütüphanesine koymuştum. Lavin hepinizden önce öğrenmişti . Sima başka bir şehre gittiğinde okulun kütüphanesinde bulmuştu. Hatta Sima geldikten sonra söylemeyi bile planlıyordu. O yüzden ona engel olabilmek için en hassas noktasından vurdum. Eğer bebeği çocuğu gibi sahiplenirse her şeyi bir kenara atacaktı. Benden şu an ne kadar nefret ettiğinizi biliyorum ve bu benim için iyi bir şey çünkü arkamdan ağlanılıp üzünülmesinden nefret ederim. Çünkü kendimi zavallı ve acınası hissetmemi sağlıyor."

Hepimiz dilimizi yutmuş çevirdiği oyunları dinlerken Nare de en az bizim kadar şaşkın bir şekilde donuk bakışlarla Yıldız ablaya bakıyordu.

"Tamam..." dedi göz yaşlarını silerek. "Sen kötü biri olabilirsin hatta onlar senden nefret bile edebilir ama ben edemem anne. Çünkü her ne kadar kötü olsan da sen benim annemsin seni bırakamam. Ben ailemi kaybedecek kadar güçlü değilim. Bunu kaldıramam başka bir şey düşünelim lütfen."

Annesine yalvarışlarının ardından bana dönüp umut dolu gözlerle beni işaret etti.

"Aren Sima'nın güçlerini aldığında tekrar kazanmak için yanında üç saf kan cadı getirmiştin. Onlardan biri kurban olsun ne dersin?"

Karan Yıldız ablayı öldürmemek için kendini çok zor tutuyordu bunu hızlı hızlı soluyan nefesinden görebiliyordum. Eğer öfkesine yenik düşüp onu öldürürse gönüllü bir saf kan cadı bulamazdık.

"Hayır Nare." Dedi Yıldız abla. "Bunca zaman işlediğim günahların bedelini artık ödemem gerekiyor. Kaçarak bir şey elde edemedim ve Sima'nın da beni öldürerek vicdan azabı çekmesini istemiyorum. Bu bedel en ağırları, benim en çok hak ettiğim şey..."

"Anne sen Sima'dan korktuğun için şu an böyle konuşuyorsun gel biz baş başa konuşalım."

Yıldız abla benden korkmadığını dile getirse de Nare zorla alıp onu götürmüştü. Yıldız abla giderken yarın burada olacağını belirtmiş ama Nare itiraz etmişti. Söylediklerinden sonra onu artık tanıyamasam da inadını biliyordum.

O konuşmalarının ardından üç saat geçmişti. Herkes aşağıda bir haber beklerken Karan ile ben odamızda uzanmış aşağıdaki konuşmaları dinliyorduk. Elimi göğsünde gezdirirken başımı kaldırıp sevdiğim adama baktım.

"Yıldız ablanın böyle bir insan olduğunu bilmiyorum. Çok şaşkınım ve Nare'nin böyle bir anneye sahip olmasına çok üzüldüm."

"Aslında o an kafasını kopartıp öldürmek istedim kızılım. Ama senin için benim yanımda kalabilmen için ona ihtiyacımız var. "

"Ondan böyle bir şeyi asla beklemiyordum." Dedim. Anlımdan öpüp başını başımın üstüne koyup "Ben herkesten her şeyi bekliyorum. Zaten davranışlarından da belliydi o sahte sakinlikler falan..."

"Karan bir saniye sus, duyuyor musun?"

Karan sözünmle bütün dikkatini aşağıda bağıran Lina'ya verdi.

"Her şeyi biliyordu ve en başından planladı mı yani! O bebeğin Umut amca olmadığını bildiği halde içimize bilerek soktu! Benim ikizimin ne yaşadığını biliyordu! Ölümüne o sebep oldu!"

Yıldız abla her şeyi ortaya dökerken Lina'nın dünyası başına yıkılmıştı. O zaman sesini çıkartamamıştı ama şimdi öfkesini evden çıkarıyordu. Gürültülü bir kırılma sesi geldiğinde kalkmak istedim ama Karan beni sıkıca tutup engel oldu.

"Karan ne yapıyorsun?" dedim ona dönerek.

"Bırak içini döksün yoksa bu öfkeyle her şeyi yapabilir."

Sözlerinin hemen ardından büyük bir kırılma sesi daha gelmişti. Gözlerimi sıkıca kapatıp onu dinlemeye devam ediyordum.

"Ondan nefret ediyorum! Benden tek ailemi aldığı için nefret ediyorum! Gebertmek istiyorum onu!"

Sözünün hemen ardından ulumuştu. Gözlerimin yandığını hissetmiş ve damaklarım deli gibi kaşınmaya başlamıştı.

"Karan diğer kurtları çağırıyor!" dedim çıkmak üzere olan dişlerimin arasından.

"Sakin ol kızılım. Sakin ol ve burada kal."

"N-Nereye?"

"Geliyorum hemen."

Yataktan kalkıp dudağımdan öpmüş ve anında yok olmuştu. Yatağın battaniyesini sıkarak gözlerimi sıkıca kapatmış ve aşağıdaki konuşmaya kulak vermiştim.

"Kimse engel olmasın! İstediğini yapsın!" diye bağırmıştı Karan.

"İyi ama cadıyı öldürürse Sima yok olacak!" dedi Uygar.

"Bırak yok olsun! Sonuçta ikizinden önemli değil! Yanılıyor muyum Lina?" dedi Karan.

"Sen ne diyorsun be! O benim ikinci ailem!" dedi Lina.

"O zaman ikinci bir aileni kaybetmek istemiyorsan durdur şunu!" dedi Karan.

"O gebermeyi hak ediyor!" diye bağırdı Lina.

"İyi o zaman Sima yok olduğunda sakın arkasında ağlama Lina!"

Karan'ın son sözü ile herkes sessizleşmişti. Kendimi daha fazla tutamıyordum tırnaklarım battaniyemin içinden geçmişti. Eğer ki kendime engel olamazsam Lina'nın öfkesinden pay kazanarak Yıldız ablayı öldürmeye gidebilirdim. Kısa bir sessizliğin ardından Lina bir kez daha ulumuştu. Bu uluma kasılan bedenimi rahatlatırken gözlerimi açıp nefes nefese aşağıyı dinlemeye devam ettim.

"Ben üzgünüm.." dedi Lina.

Kapı çarpma sesiyle yataktan kalkıp aşağıya indim. Herkes buradaydı Lina ve Asra haricinde...

Hepsi üzgün görünüyordu bende buna dahildim. Dostumu kaybetmek ve bunun en yakınımın bilerek planlayarak yapması canımı çok yakarken Lina'yı düşünemiyordum. Karan yanıma gelip elimden tutuğunda gelinliğimi elimle toplayıp Harel'e baktım.

"İlkay'ı geri getirebildin Harel Lavin'i de getirebilir misin?"

Sözlerimle bütün bakışlar Harel'e çevrildi.

"Bunu yaparak Tanrı'ya bir kez karşı çıktım Sima. İkincisini yaparsam beni çok büyük cezalandırabilir."

"Senin cezanı ben üstleniyorum Harel. Yapabiliyorsan yap lütfen çünkü Lina bu şekilde devam edemez."

"Sima sen ne dediğinin farkında mısın!" diye bağıran Karan elimi bırakıp bir adım benden uzaklaştı.

"Ben senin kurtulman için kendimi yırtarken sen perinin cezasını üstleniyorsun."

"Karan belki Tanrı bizi anlar."

"Böyle bir şeye asla izin vermem! Sen hiç mi bizi düşünmüyorsun!"

"Seni! Sizi düşündüğü kadar dostunu da düşünüyor Karan! Bu kadar bencil olma! Dünya sadece senin ve Sima'nın etrafında dönmüyor!"

Uygar'ın gür sesi evi doldururken Karan saniyeler içerisinde onun yakasına yapışmıştı.

"Sen ne diyorsun lan!"

Benimle birlikte diğerleri de aralarına girmek istemiş ve bunu durdurmaya çalışmışlardı.

"Kötü bir şey söylemiyorum ben! Sadece şansımız varken denemeliyiz diyorum! Sen Sima'yı ne kadar seviyorsan bende Lavin'e hala o kadar aşığım!"

İkisini de incitmemek için gücümü kullanmadan ayırmaya çalışırken Harel aralarına girip ikisini de ayırmıştı.

"Beyler sakin olun." Dedi ikisini de uzaklaştırırken.

"Ben sakinim zaten! Bunu bencil Karan'a söyleyeceksin!"

Karan yeniden saldırmak istediğinde önüne geçip durdurdum.

"Karan sakin olmalısın artık."

"Ne dediğini duyuyor musun itin!" diye yeniden bağırdığında gözlerimi kapattım.

"Senin it dediğin kişi asırlarca acını paylaşan dostun Karan! Şimdi o dostun senin yaşadığın acının içinde kıvranıyor!"

Uygar'ın bu sözleri çok dokunmuştu. Sırf onu unutsun diye söylediğim onca şeyler boşuna gitmiş görünüyordu ama haklıydı da kim kimi kolay kolay unutabilirdi.

"Kavga etmeyin..."

Dış kapıdan Asra'nın sesini duyunca gözlerimi açığ bakışlarımı ona çevirdim. Uygar'ı sevdiğini bir kez daha anlamıştım. Fakat bunu belli etmemeye çalışarak güçlü durarak konuşmasına devam etti.

"O kitapta başka bir şey daha okumuştum. Bir ölüyü tekrar getirebilmenin tek yolu başka yaşayan ile yer değiştirmesiydi. Ben gönüllüyüm Uygar mutlu olacaksa benim ile Lavin'in yerini değiştir Harel."

Asra'nın bu kararı hepimizi şaşırtmıştı. Uygar ile bakışmalarını yakalamış olsam da bu kadar ileri seviyede aralarında bir şeyler geçtiğini bilmiyordum. Uygar'a inanamayarak bakarak Asra'nın kolunu tuttuğum gibi dışarıya çıkardım.

"Ne yapıyorsun Sima? Bırak kolumu."

Kolunu sertçe çekip dolu gözlerle bana baktı.

"Sen ne dediğinin farkında mısın? Başka biri için değer mi Asra?"

"Başka biri dediğin kişi senin dostun onun sevdiği kadın Sima."

"Uygar ile aranızda ne var Asra? Canını verecek kadar ne hissettirdi sana?"

"Artık hiçbir şey yok."

Üstüne doğru yürürken gözlerimin yandığını hissettim. Göz bebeğinden kendi gözlerimin sürekli renk değiştirdiğini görebiliyordum. O da korkmuş olacak ki göz ucuyla beni süzerek sertçe yutkundu.

"Anlat." Dedim sert bir ifade ile.

"Asırlar öncesi Karan'ın acı çektiği dönemlerde tanışmıştık. Karan'ı düzeltmek için elimizden geleni yaparken yakınlaştık ve on seneye yakın bir ilişkimiz oldu."

"Sizi ayıran şey neydi?"

"On sene kulağa basit geliyor Sima. Son zamanlarda kendimize vakit ayıramıyorduk ki bu büyük süreçte yavaş yavaş birbirimizden uzaklaşmıştık. Sonra..."

Kollarını birbirine bağlayarak dolan gözlerinin akmaması için başını göğe kaldırıp derin bir nefes almıştı.

"Fark ettim ki birbirimizden kaçıyoruz. Bu işgenceyi sürdürmemek için ilk ben ayrıldım. Çok büyük tepki verdi ben sanıyordum ki benden kaçmasının sebebi soğuduğu için ama meğersem o evlilik teklifi etmek için büyük organizasyon ayarlıyormuş. Bana yakalanmamak için de sürekli kaçıyormuş. Çok pişman olsam da yüzüne bakamadım. Bana o kadar büyük öfke duyuyordu ki yanına yaklaşsam kazığı kalbime saplamayı düşündüğünü hissediyordum. Biraz sakinleşmesi için uzaklaştım."

BÖLÜM SONU

Karanlık Sırlar'ı ayrıca kitap olarak da satın alabilisiniz, tüm internet sitelerinde mevcuttur. Daha fazla bilgi için instagram adresine göz atabilirsiniz. 

Keyifli Okumalar....

Continue Reading

You'll Also Like

2.7K 1K 11
Abisi yüzünden mafyanın özel hemşiresi olan İzem... Yarasını İzemden başkasına temizletmeyen Arslan yücel. ***** Elime aldığ...
99.7K 4.6K 52
Asiye ve Doruk, hayal olacak kadar güzel bir hikayeniz varken, hayal olarak kalmaması gereken yaşanması gereken anılarınız olmalı diye düşündüm. Belk...
1.6K 389 43
Bir gece o adam geldi ve hayatım değişti. Aradan on üç sene geçti ve ben her şeye alıştım, sonra o çıktı karşıma ve hayatım alt üst oldu. Kendi kar...
44.6M 2M 84
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm...