~73~

2.5K 182 6
                                    

"Buna gerek yok ben yaparım."

Yıldız ablanın sesiyle arkamı döndüm. Aramızda ateşten şerit oluştuğu için Karan yanıma gelmek istiyor ama yapamıyordu. Lina çaresizce Lavin'e bağırıp etki altından çıkması için büyü okurken Erkam ve Burkan ateşe bakıyordu.

"Bebeği al ve benimle gel."

Sözlerini sorgulayacak zaman yoktu bu yüzden hemen bebeği kucaklayıp arkasından gittim. Mahsenin tam ortasında durup ellerini iki yana açarak gözlerini kapatmış ve bir şeyler mırıldanmaya başlamıştı.

"Sima hayır! Ona güvenme hayır!"

Karan hırsla bana bağırmıştı ama Mira umursamadan büyüyü okumaya devam ediyordu. Donuk bakışlarımı kucağımdaki bebeğe çevirdim gülmeyi bırakmış sessiz sessiz beni izliyordu. Onu elime ilk aldığımda babam sanıp sıkıca sarılmıştım şimdi ise kendim için öldürecektim.

Lavin bunu öğrendiğinde benden nefret edecek hatta belki de beni öldürmeye çalışacaktı. Fakat Karan'ı bir kez daha bırakamazdım Aren'in hepsini öldürmesine izin vermezdim. Düşüncelerimden ayıran o acıyla gözlerim kaymış ve bedenim titremeye başlamıştı. Acı ile birlikte başımı yukarı kaldırıp dişlerimi sıktım.

"Sima hayır!"

Yıldız abla ateşleri tamamen söndürdüğünde Karan koşarak bize doğru gelmiş ama çemberin kalkanından geçememişti. Bebeği kucağımda tutmakta zorlanırken gözlerim kararmaya başlamıştı.

"Aren! Mira Aren ortaya çıkıyor!"

İlkay'ın bağırmasıyla Aren'e engel olmak için savaşmak istedim ama çok geçti. Bedenimi benden daha güçlü biçimde kontrolü altına almıştı. Göğsüm yukarıya havalandığında zorla açık tuttuğum gözlerim tamamen kapanmıştı.

İçine hapis olduğum bu acıdan nefret ediyordum. Ağlamak istemiyordum ama asla başaramıyordum göz yaşlarım haberim olmadan yanaklarımdan süzülüp gidiyordu. Ben ağladığımı duyurmamak için bedenimi kaskatı keserken tek bir soğuk soluğum tenimle birleştiğinde omuzlarım düşüyor ve kendime karşı yeniliyordum.

Yaptığım seçimler verdiğim kararlar ve uğruna çabaladığım savaşlar hep beni ikilem içine sürüklüyordu. Bu ikilemin bana kazandırdığı tek şey ise iliklerime kadar sancıydı başka hiçbir şey değil...

Lavin'in Ağzından...

Derin bir uykudan uyanmış gibiydim sanki, ellerimle destek alarak iki dizimin üstüne çökmüştüm. Kafamın içi uyumuştu adeta, başlarda bulanık gelen sesler zaman ilerledikçe netleşiyordu. Bağırışlar, çığlıklar bulunduğum yeri sallandırıyordu. Kendime gelmek için nefesimi düzene sokmak için çabalıyordum, iki el kollarımdan tuutp beni kendine çevirmişti.

"Lavin iyi misin!"

Bu Uygar'dı, korkarak gözlerimin içine bakıyordu. Cevap vermek için kuruyan boğazımı temizlemek adına önce yutkundum dudaklarımı hafif araladığımda sağ tarafımdan büyük bi gürültü gelmişti. Başımı o tarafa çevirdiğimde Karan da dahil herkes Sim'nın karşısında onun ile savaşıyordu.

"N-Ne oldu?" diyebildim sadece.

"Bilmiyorum en son hatırladığım şey senin peşinden geliyordum."

Biraz daha düşündüğüm zaman daha net anlamıştım. Bebeğimi benden alacakları için kaçmıştım Uygar peşimden gelmiş ve ormanın içine girmiştik sonrası..

Aklıma gelen şeyler ile birlikte Uygar'ın ellerinden kurtulup gözlerimi açabildiğim kadar açtım.

"Bebeğim!"

KARANLIK SIRLAR (KİTAP OLDU!)Where stories live. Discover now