~76~

2.6K 181 34
                                    

"Karan..." dedim sakince.

Ona doğru yaklaşıp koluna girdim yeterince güçsüzdü.

"İyileşebilmen için dinlenmen gerekiyor."

"Siz onu eve götürün bende hemen geleceğim."

Yıldız abla yine bir şeyler karıştırıyordu diğerleri hiç şüphe duymadan onaylarken kaşlarımı çatarak ona doğru yaklaştım. Bizden gizli bir şeyler yapmasından artık bıkkınlık gelmişti ve yapacağı bir hata daha olursa onu asla affetmezdim. Ne söylemek istediğimi anlamış gibi başını iki yana sallayarak tebessüm etti.

"Sadece yalnız kalmam gerekiyor."

"Bu sözüne inanmalı mıyım?" dedim kollarımı birbirine bağlayarak.

Gözlerinden de ne kadar yorgun olduğu anlaşılıyordu. Omzuma dokunup yüzündeki tebessümü sildi.

"İnan bana tek yapacağım şey yalnız başıma düşünmek."

Bu sözüne güvenerek yanından ayrılmış ve Karan'ın yanına gidip tekrar koluna girmiştim. Yürürken o kadar acı çekiyordu ki titrek ve soğuk nefesinden anlayabiliyordum.

"Acıyor mu?"

"Lina'nın ki kadar değil."

Yarasının acısını unutmuş Lina'yı düşünüyordu. Erkam ve Burkan Lina'yı yürütürken cevap veremedim haklıydı ama Lina çok güçlü bir kızdı ve yarına daha güçlü kalkacaktı. Kardeşini, ikizini kaybetmek canını çok yakmıştı. Bu acıyla savaşması çok zor olsa da başa çıkabileceğine inanıyordum.

Çok geçmeden Karan'ın evine geldiğimizde başımı kaldırıp eve baktım. İlk geldiğimde de hissettiğim bu ürperti yine içimi sarmıştı. Baya büyük ve ürkütücü bir evdi. Uygar bizden önce girmiş ve hemen odasına çıkmıştı. Sevdiğini kaybetmesi inanılmaz bir acıydı ve asla tarifi yoktu. Karan'ı kaybettiğimi hissetmek beni çıkmaza sokmuş ve yüreğime inanılmaz bir ağrı vermişti. Uygar'ın bunu atlatması çok zor olacaktı.

Arkasından bizde girip kapıyı kapattık diğerleri salona geçerken Karan'ın elini omzuma atarak merdivenlere yöneldim.

"Çıkabilecek misin?"

"Emin değilim ama yapabilirim."

Sağ eli aldığı o darbedeki boşluktaydı. Bütün gücümü toplayarak onu zar zor merdivenlerden çıkardım. Odaya girdiğimiz anda pencereden gelen rüzgar yüzümüze vurmuştu. Karan'ı usulca yatağa yatırıp pencereyi kapattım.

"Banyoda pasuman yapabileceğim bir şeyler var mı?"

Kapattığı gözlerini açıp bana döndü.

"Ben vampirim Sima pasumana ihtiyacım yok."

Yumuşak ses tonu her ne kadar acı çektiğini belli etmemeye çalışsa da anlıyordum. Adımlarımı yanına doğru çevirip hemen baş ucuna oturdum.

"Haklısın ama pasuman yapıp yarandaki mikropları atmamız gerekiyor."

Bakışlarından hala söylediği konu hakkında ısrarcı olduğunu anladığımda cevap vermesine izin vermeden yanından kalkıp banyoya girdim. Gözüme çarpan ilk dolabı açtığımda tam da istediğim gibi ilk yardım çantasını görmüştüm. Vakit kaybetmeden alıp yanına ilerledim. Üzerindeki kapşonlusunu canını yakmadan çıkartıp beyaz t-shirt yırttım. Hiç oyalanmadan ilk yardım çantasını açarken elimi tutup durdurdu.

"Sorun değil benden saklamak zorunda değilsin."

"Anlamadım? Neyi?" dedim gülmeye çalışarak.

KARANLIK SIRLAR (KİTAP OLDU!)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora