~93~

2.2K 157 12
                                    

Bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerinin hafiften dolduğunu gördüm.

"Çok fazla günahım olduğu için Tanrı benden güçlerimi alacaktı. Bunu asla istemedim çünkü ben güçlerimle doğmuştum onlar olmadan nasıl yaşanır bilmiyordum. Korkuyordum ve sonumun Sima'nın elinden olacağını biliyordum. Ya Sima beni istemese de öldürecekti ya da Tanrı güçlerimi alacaktı. Öz abim ikisinden birini seçmemi istedi. Sima'yı seçersem ölecektim Tanrı'nın güçlerimi almasını seçersem ölü yaşayacaktım. O zamanlar Sima henüz dünyaya gelmediği için onu seçmiştim. O doğduktan sonra Umut abiye yaklaşmış ve öz abimin yerinde olduğunu söylemiştim. Aslında gerçekten de öyleydi çünkü o konuşmadan sonra öz abim Aren tarafından öldürülmüştü. Daha sonrasında Sima büyüdü ve güçlerini eline aldı. Ölümüme yaklaştığım için korktum ama sonralardan alıştım ve ölümümü kabullendim. Ama sonra sen doğdun ve bensiz tek bir adım bile atamadığını gösterdin. Bende seni kendinle bırakıp terk ettim fakat sonralardan pişman oldum. Belki dedim, belki Sima'yı kitapta kendi ağzımla anlattığım gibi kurban edersem kurtulurum dedim. Bu yüzden kitabı sakladım ama bulmuşsunuz. Ama yanlış olduğunu da en başından biliyordum. Aslında öğreneceğinizi hatta kitabı bulacağınızı da biliyordum. Kitabı da bilerek okulun kütüphanesine koymuştum. Lavin hepinizden önce öğrenmişti . Sima başka bir şehre gittiğinde okulun kütüphanesinde bulmuştu. Hatta Sima geldikten sonra söylemeyi bile planlıyordu. O yüzden ona engel olabilmek için en hassas noktasından vurdum. Eğer bebeği çocuğu gibi sahiplenirse her şeyi bir kenara atacaktı. Benden şu an ne kadar nefret ettiğinizi biliyorum ve bu benim için iyi bir şey çünkü arkamdan ağlanılıp üzünülmesinden nefret ederim. Çünkü kendimi zavallı ve acınası hissetmemi sağlıyor."

Hepimiz dilimizi yutmuş çevirdiği oyunları dinlerken Nare de en az bizim kadar şaşkın bir şekilde donuk bakışlarla Yıldız ablaya bakıyordu.

"Tamam..." dedi göz yaşlarını silerek. "Sen kötü biri olabilirsin hatta onlar senden nefret bile edebilir ama ben edemem anne. Çünkü her ne kadar kötü olsan da sen benim annemsin seni bırakamam. Ben ailemi kaybedecek kadar güçlü değilim. Bunu kaldıramam başka bir şey düşünelim lütfen."

Annesine yalvarışlarının ardından bana dönüp umut dolu gözlerle beni işaret etti.

"Aren Sima'nın güçlerini aldığında tekrar kazanmak için yanında üç saf kan cadı getirmiştin. Onlardan biri kurban olsun ne dersin?"

Karan Yıldız ablayı öldürmemek için kendini çok zor tutuyordu bunu hızlı hızlı soluyan nefesinden görebiliyordum. Eğer öfkesine yenik düşüp onu öldürürse gönüllü bir saf kan cadı bulamazdık.

"Hayır Nare." Dedi Yıldız abla. "Bunca zaman işlediğim günahların bedelini artık ödemem gerekiyor. Kaçarak bir şey elde edemedim ve Sima'nın da beni öldürerek vicdan azabı çekmesini istemiyorum. Bu bedel en ağırları, benim en çok hak ettiğim şey..."

"Anne sen Sima'dan korktuğun için şu an böyle konuşuyorsun gel biz baş başa konuşalım."

Yıldız abla benden korkmadığını dile getirse de Nare zorla alıp onu götürmüştü. Yıldız abla giderken yarın burada olacağını belirtmiş ama Nare itiraz etmişti. Söylediklerinden sonra onu artık tanıyamasam da inadını biliyordum.

O konuşmalarının ardından üç saat geçmişti. Herkes aşağıda bir haber beklerken Karan ile ben odamızda uzanmış aşağıdaki konuşmaları dinliyorduk. Elimi göğsünde gezdirirken başımı kaldırıp sevdiğim adama baktım.

"Yıldız ablanın böyle bir insan olduğunu bilmiyorum. Çok şaşkınım ve Nare'nin böyle bir anneye sahip olmasına çok üzüldüm."

"Aslında o an kafasını kopartıp öldürmek istedim kızılım. Ama senin için benim yanımda kalabilmen için ona ihtiyacımız var. "

KARANLIK SIRLAR (KİTAP OLDU!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin